22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yer alane a ikna çıkargösterKimi ğil, dalar diıya yvan argılanDünya a işbirerden Dern bir evilikle şısınn iki n İstilâ kitapla ‘Küresel Hollywood’ Kültürel emperyalizm mi küreselleşme mi? Bir tür kültür ve sinema eleştirisi olarak nitelenebilecek Küresel Hollywood, dünyanın geri kalan halklarıyla bir “Halkla İlişkiler Bürosu” olarak çalışan Hollywood’un kimliğini ortaya koymayı hedefliyor. ? Zahit ATAM ollywood ihracatçıları şunu biliyorlardı: Kendi filmleri nereye gönderiliyorsa aynı zamanda diğer ABD metaları için de talep yaratmaktaydı, gerçek şudur dünyanın değişik ülkelerinde liberal aydınlar ve ABD severler büyük oranda Hollywood’u yalnızca soyut bir eğlence sektörü ile sınırlayarak nitelemek ister. Oysa bizzat Hollywood’un örgütlenişi ve zaman içinde güçlenmesi, güçlendikçe ABD’nin dünya ticaretinde oynadığı kritik rol nedeniyle, Prezidantın her zaman özel ilgisini çektiler, başkanla aralarında her zaman özel sorumlu ve yetkili kurumları oluşturuldu. ABD için Hollywood dünyanın geri kalan halklarıyla bir Halkla İlişkiler Bürosu olarak çalıştı. Tam da bu anlamda özellikle Üçüncü Dünya ülkelerindeki Hollywoodseverler, bu filmlerin o ülkelerde halka tanıtılmasında rol oynayan insanların kimlikleri en saf anlamıyla nasıl tanımlanabilir? Çok açık ve basit bir tanımlamayla, Hollywood filmlerinde ABD ordusu hangi ülkeyi işgal etmişse Amerikan askerleri o ülkelerde sevgili bulurlar. Bu sevgili Amerikalıların ne kadar iyi olduklarını bilir, hatta o askerin söylemeye çekindiği ölçüde, işgal edilen ülke ve onun direnişçileri hakkında en sert sözleri söyler yani Amerikan askerinin sevgilisi işgal ediciyi kutsar ve kendi ülkesinden direnişçilerini yıkıcı olarak gösterir. Hangi ülke olursa olsun, o ülkede Hollywood filmlerini sevenler, bunları tanıtanlar, o filmlerin pazarlamasını yapanlar, teorik düzlemde tam da bu ABD askerine veren ve onu yücelten sevgili rolünü üstlenmiş insanlardır. Yalnızca tarihin bize acı bir şekilde gösterdiği gibi bu düşman askerine tutulan sevgililerin gerçek yaşamda büyük oranda erkek ve çoğunlukla histeriktir; gerçekten gönüllü olmak için çaba gösterenlerin sayısı her zaman aşırı derecede çoktur. Bu anlamda pek çok ülkede, Hollywood’un egemenliği bir anlamda o ülkenin komprador burjuvazisinin büyüklüğü oranında, onun aleti olan eleştirmenlerin de başrolü oynadıklarını gösterir. Aslında “American Way of Life” bir yanılsamadır ve büyük oranda filmlerle üretilmiştir, asıl tüketicisi ise Amerika hakkında her zaman yanılsamaya ihtiyaç duyan dünyanın büyük çoğunluğudur, bu yanılsamayı üretmek için soğuk savaş döneminde itinayla çalışıldı, yanılsama başta kendi ülkeleri içindi, oysa kısa zamanda dünyanın değişik ülkelerindeki iktidarların ortak hezeyanı ve hedefi haline geldi. Nitekim Türkiye’de Demokrat Parti’nin birinci hedefi “Küçük Amerika” olmaktı ve Menderes döneminde Türkiye’yi iktisadi ve siyasi olarak bir yarısömürge haline getirmek ulusal kurtuluş masalına dönüşmüştü. Rakamlar durumu çok net söyler: 1950’li yıllarda Demokrat Parti döneminde itinayla dış borçlanmaya gidildi, 1958 yılında ise devlet iflasını istedi, yani borçlarını ödeyemeyeceğini bildirdi, oysa Türkiye aynı döneme dek, aldığı kadar parayı geri ödemişti, sadece borcu kat be kat artmıştı. Halen de öyledir, Türkiye’nin dış borçları yıllık tüm ihracatının dört katından fazladır ama ödediği borç reel para üzerinden aldığından da daha fazladır, dolar sevdası demek, dünyanın bütün merkez bankalarının ABD’ye düşük faizli borç vermesi ve ABD’den yüksek faizli borç alması anlamına gelir, bugün de böyledir. Hollywood’da yapılan her film yaklaşık elli yıl, sürekli farklı bir ülke tarafından kendilerini kötü gösterdiği için şikâyet edildi, ambargolar koydular: kimse Hollywood’un kötü adamı olmak istemiyordu, çünkü bir majörün filminde bir ulusun kötü gösterilmesi, dünya çapında itibar kaybetmek anlamına geliyordu. Dahası daha sonraları bu süreç siyasi müzakerelere de girdi, pek çok ülke ABD ile görüşmelerinde kendilerine dair imaj meselesinde hem talepkÓAr oldu, elbette bir ödün karşılığında, hem de ABD değişik uluslar ile siyasi çekişmelerinde tehdit olarak kullandı Hollywood’da yapabileceklerini. Masal gibi geliyor ama ne masal ne de sıradan bir tehditti bu. Tarihimiz karaktersiz karakterlere özenerek ve elbette başta siyasi iktidarlarımızın başa geçmeden ABD’ye diyetlerini ödeyerek ve kültür bakanlığımızın hiçbir zaman bir ulusal kültür programı olmaksızın yaşanıyor, nihayetinde ilkokul çağındaki özellikle orta sınıf ailelerin çocuklarının en ideal doğum günü partisi yapma mekânı McDonald’s haline gelince devre tamamlanmış oluyor, ondan sonra artık Microsoft’un bilgisayarlarını Bill Gates Türkiye’ye gelerek Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşüp memurlara satabilir, nihayetinde devrede kısa devre oluyor, doğrudan bağlarsanız bazı şeylerin dirençleri yanıyor, kutlu olsun. ? Küresel Hollywood/ Toby Miller, Nitim Govil, John McMurria, Richard Maxwell, Ting Wang/ Çeviren: Zahit Atam, Selim Türkmenoğlu, Yusuf Can Ekinci/ Doruk Yayınları/ 720 s. 17 MAYIS 2012 ? SAYFA 21 enlerinherkeışığıne masal bura Yeşil H tuna/ Özgür tı rıa tarın or. mser eper oplabir sprik bir amiuyu mış kuyu e Türkrguz us 1161 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1161
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle