Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aynadan Yansıyan Hatıralar Benim Güzel Günlüğüm Aynadan Yansıyan Hatıralar, Türkiye sinemasına alternatif bir boyut kazandıran, sinemayı yapımcı/yapımevi merkezinden çıkarıp, yaratıcı yönetmen/auteur sineması anlayışını getiren kuşağın tek temsilcisi Erden Kıral’ın, sinema tarihimizin bir dönemine tanıklık eden anı kitabı. ? Firuzan NALBANTOĞLU azar, Aynadan Yansıyan Hatıralar’da Yılmaz Güney, Vedat Türkali, Elia Kazan, Derya Arbaş, Hanna Schygulla gibi sanat hayatında önemli yer tutan insanları anlatırken aşırılıklardan sakınmış ve anılarını yalın bir dil kullanarak anlatmış. Kıral anılarını anlatırken kitapta eleştirilere, söyleşilere ve fotoğraflara da yer vermiş. 1970’li ve 1980’li yıllardaki film üretim süreç ve araçlarıyla ilgili ipuçları da içeren kitap, Kıral’ın film üretmek uğruna nasıl bir mücadele verdiğini de belgeliyor. Kıral kitabında pek çok ünlü sinemacıya karşı tavır koyduğunu söylerken okur bunun altında yatan nedenin sanatçı egosundan çok haklı ve zorlu bir mücadeleyi kazanmanın gururu olduğunu fark ediyor. Kitap ayrıca o dönemde dış dünyaya açılmanın zorluklarını, yaşanan engelleri ve tüm bu engellere ve zorluklara rağmen Kıral’ın verdiği mücadeleyi gözler önüne seriyor. Yurt dışında film yapmakla, Yeşilçam’da film yapmanın farklılıkları, zorlukları, film yapım süreçleri ilk defa bu kitapta okuyucuya aktarılıyor. Yaptığı işte inatçı, kolay pes etmeyen, risk almaktan hiçbir zaman kaçınmayan Kıral’ın kitabında, yüksek sanatçı egosunun hem özel hayatında hem de sanat hayatında ne kadar etkili olduğu açık bir biçimde hissediliyor. 1969 yılında eski eşi, başarılı edebiyatçı Tezer Özlü’yle evlenen yazar, kitabında onunla ilgili anılarını da paylaşıyor. “Eşim Tezer Özlü’den boşanmıştım. Tezer İsviçre’de yaşıyordu, yeni evlenmişti. Milliyet Sanat’a yazmak için Venedik’e gelmişti. Venedik Festivali’nde Ayna filmini izlemek üzere Amerika’dan kalkıp gelen bir gençle tanıştım. O ve Tezer’le birlikte bir kahvede oturup konuştuk. Genç ‘sizin filminizin adını gazetede okuyunca kalkıp geldim’ diyordu. Tezer ise açıkçası yeniden benimle olmanın zeminini arıyordu. ‘Kızımız bana hiçbir şey satın aldırmıyor. Nasıl olsa babamın yanına taşınacağız diyor’ dedi. Artık çok geçti! Ben Berlin’de kendime yeni bir düzen kurmuştum, ilişkim vardı.” Kitabın ekler bölümünde Kıral, “Film nasıl okunur?”, “Dilbilim ve Semioloji”, “Sinema Dili/Konuşma Dili”gibi temel sinema bilgilerine de yer veriliyor. Genç kuşaklar için kılavuz niteliğini taşıyan kitap, hem Türkiye sinemasının belli bir dönemine ışık tutuyor hem de dönemin star odaklı Yeşilçam sinemasının dışında auteur sinema anlayışını okura tanıtıyor. Kıral yaptığı filmlerden tutun da aldığı ödüllere, katıldığı festivallerden Yılmaz Güneyle olan ilişkisine, kitapdaki her şeyi adeta bir yönetmen edasıyla lüzumsuz ayrıntıları ayırarak okura sunuyor. Kitapta yer alan bir anıdan alıntı: “Düğün Gecesi adlı bir film gerçekleştiriyorduk. Oyuncu kadrosunda Türkan Şoray, Zeki Müren ve Ajda Pekkan vardı. Otomobil içi çekimlerinin ardından havaalanında pistte çekimler yapılacaktı. Türkan Şoray ve Zeki Müren çekimlerde öncelik istiyorlardı. Bu arada Osman Seden ortalıkta görünmüyordu. İzmir uçağına binmiş, Alsancak’ta nargile içmeye gitmişti. Bu kaçamakları sık sık yapardı...” ? Aynadan Yansıyan Hatıralar/ Erden Kıral/ Agora Kitaplığı/ 224 s. Y SAYFA 22 ? 22 MART 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1153 Erden Kıral