23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA umhuriyet Ankara Bürosu’nun deneyimli yüksek yargı muhabiri, “Cüppeli Adalet”ten “İlahi Adalet”e, “Af Dağının Ardındaki AKP”den “Maskesiz Soygun”a siyasi araştırma kitaplarının yazarı İlhan Taşcı; bu kez bir romanla okurun karşısına çıktı. “Ömrümün Son Hükmü”, arka planında tartışmalı siyasi davaların yer aldığı bir aşkın romanı. “Aşk tutsaklıktır” sözü neredeyse bir klişe gibi yinelenir ya. “Ömrümün Son Hükmü” “adı olmayan” erkek kahramanını “gerçek” bir hapishaneye götüren biraşkın romanı. İlhan Taşcı ile Türey Köse konuştu. Tony Blair’in anılarını içeren “Bir Yolculuk”, partinin ideolojik değişimini, başbakanlık deneyimini ve 10 yıllık İşçi Partisi iktidarının temel politikalarını Blair’in bakış açısından anlatan bir siyasi biyografi ve anı kitabı. Kitabı Seriye Sezen değerlendirdi. Çankaya’da ideolojik tesettür... Yükselen İslam burjuvazisi... Sosyetik iftarlar... Medyada yasaklar... Demirparmaklıklar ardındaki gazeteciler... Pasif laiklik... Gerileyen kadın hakları... İçki yasakları... Yıkılan heykeller... İslam demokrasisi Türkiye’yi on yılda nasıl değiştirdi? Bu ve daha pek çok “sorun”un arka planı ve mücadele yolları gazeteciyazar Nilgün Cerrahoğlu’nun yeni kitabı “Demokrasi TramvayıAKP Türkiye’sinin On Yılı”nda. Cerrahoğlu, zilini çalarak gelen tramvayın bizi nasıl ezip geçtiğine gazeteci gözüyle tanıklık niteliğindeki yazılarından oluşan kitabında, son on yılın gazetecilik yaşamınızda en çok endişelendiği dönem olduğunu ifade ediyor. Özellikle yargı ile eğitim alanlarında AKP’nin aldığı kaygı verici mesafenin bundaki payını vurguluyor. Asıl uyanışın sivil toplumdan gelmesini umduğunu ifade ederek sağlam bir demokratik geleceğe ulaşmanın yolunun, gidişata teslim olmayarak bir muhalif duruş sergilemeyi öğrenmekten geçtiğine dikkat çekiyor. Cerrahoğlu ile “Demokrasi TramvayıAKP Türkiye’sinin On Yılı” adlı kitabını konuştuk. Bol kitaplı günler... David Vann’dan ‘Bir İntihar Efsanesi’ C Vann’ın ototerapi öyküleri bir şey yapamadığını düşünüyordu. Fakat sonunda şöyle dedi, büyük bir tekne, onunla Hawaii’ye gider, sonra da belki dünyanın çevresini dolaşırdım. Ooo, dedi babası, bu iyiymiş. Ya sen? Ben. Ben. Öyle çok şey var ki. İyi bir evlilik, iki evliliğimden de boşanmamış olmak, dişçi olmamak, Vergi Dairesi’nin peşimde olmaması, sonra da senin gibi bir evlat ve belki de büyük bir tekne.” Şurası tartışma götürmüyor ki Vann’ın Bir İntihar Efsanesi kitabındaki öyküler, yazarın babası başta olmak üzere çocukluğundan kalma eğrilikleri yazıya döküp bir tür ototerapiye girişmesi şeklinde de algılanabilir. Çünkü anlattıkları büyük oranda gerçek ve bunu kendisi de teşekkür notunda belirtiyor: “Aileme teşekkür ederim, çünkü babamın intiharı son derece rahatsız edici bir konuydu ve bu öyküler özel hayatımızı ilgilendiriyor. Öyküler kurgu olmakla birlikte gerçek olan birçok şeye de dayanıyor. Üvey annem Netie Rose, yıllar boyunca bir sürü şeyi benimle konuşarak benden desteğini hiç esirgemedi. Hayatında başka ölümler de yaşamış bu kadın cesaretiyle beni etkilemiştir.” Vann, insanın derinlerine atıp gizlediği acılarının korunuşuyla Alaska’nın dondurucu havası arasında bir benzerlik kuruyor adeta. Bir İntihar Efsanesi, geriye dönüş ve o buzulun altına girmeye uğraşıyor. Bu sırada “hayatta herkesin payına düşen acı vardır, ölüm başı çeker” diyor Vann. Sizin payınıza en önce hangisi düşüyor?.. ? alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Bir İntihar Efsanesi/ David Vann/ Çeviren: Esra Birkan/ Can Yayınları/ 238 s. Türkçede daha önce Caribou Adası adlı romanı yayımlanan David Vann, Bir İntihar Efsanesi‘yle ünlenmişti. Kitapta, gerçekle kurmaca çok ince bir çizgiyle ayrılıyor ve Caribou Adası‘nda olduğu gibi Vann’ın hayatından izler taşıyor. Ë Ali BULUNMAZ avid Vann, edebiyat dünyasında artık tanınan bir yazar. AlaskaSan Francisco eksenli yapıtlarına babasından miras kalan denizcilik merakı da eklenince ilgi çekici metinler ortaya çıkıyor. Bir İntihar Efsanesi, Vann’ın aşmaya uğraştığı babasının intiharı ve sonrasındaki zamanda olup bitenlere dair bir ilk kitap. Daha doğrusu travmanın yansıması. Vann’ın, çocukluğundan kalma acı ortamının yazma eylemiyle üstesinden gelmeye çabaladığını söyleyebiliriz. Bu kitapta o çabaya fazlasıyla rastlıyoruz. Örneğin her şeyi geride bırakan, zarar ettiği balıkçılık uğruna denize açılıp daha da başarısız olan ve karamsarlığa gömülen, en sonunda da kendini öldüren babaya karşılık onu bekleyen eş ve çocuğun öyküsü Vann’ın travmasına işaret ediyor. Öykülerde iç içe geçmiş gerilimli ve karmaşık yaşamların varlığı dikkat çekiyor. Genelde gri bir ton hâkim. Tedirginlik ve tetikte olma hali de cabası. Vann’ın insanları tanımaya başladığı ço D cukluğuna göndermeler yapan kurgular da karşımıza çıkıyor. Anne ile anlatıcı çocuk arasında geçen konuşma buna güzel bir örnek: “Erkekler sürprizlerle doludur’ diyordu annem. ‘Onları asla tanıyamazsın.’ Bütün erkeklerin kostümlü olduğunu, sırtlarının bir yerinde bir fermuar bulunduğunu hayal etmeye başlamıştım. Sonra, bir gün benim de bir erkek olacağım aklıma gelince, fermuar olayından biraz tırstım.” Vann’ın metinlerinde babanın intiharıyla doğan boşluk, yalpalayan çocukların durumu, anne ve üvey anne gelgitleri sürekli kendini hissettiriyor. İsimler değişse de mekânlar, olaylar ve hatta kahramanların meslekleri, yazarın hayatındakilerle birebir örtüşüyor. KIYIYA VURAN TORTULAR Öyküler uzun bir yol hikâyesini andırıyor; sürekli bir hareketlilik var ve Vann bu yolda okura, kurguyla karışık biçimde işaretler ve ipuçları bırakıyor. Yaşam ve öyküler bazen iç içe geçiyor, kıyıya ise tortular vuruyor. Vann, o tortulardan “dünya bir sahneye dönüyor, ben de onun kendi benliğinden sıyrılmış izleyicisi oluyorum” sonucunu çıkarıyor. Bu cümle kendisinin ama daha çok da babasının hayal edip de yaşayamadığı hayata bir gönderme olabilir mi acaba? Mümkün elbette. Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de Vann’la babası arasında geçen veya babasının intiharından sonra yazarın kurguladığı diyalog: “Soruyu iliklerinde hissedecek zamanı tanımıyorsun kendine, evlat. Ne isterdin? Düşünsene bir. Hayalin nedir? Roy düşündü ama bir şey bulamadı. Babasının hayaline eşlik etmekten başka TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr Vann’ın tüm dünyada tanınmasını sağlayan Bir İntihar Efsanesi, yazarın babasının ölümünden sonraki süreci anlatıyor. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Ozan Altaş ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1191 13 ARALIK 2012 ? SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle