27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAP GÖLGESİ KİTAPÇI Ë A. AKAL, M. YENER N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ Katmanlı bir çocuk romanı: Korkusuz Meles Görkem Yeltan’ın yeni yapıtı Korkusuz Meles, olanaksızla olanaklıyı buluşturan hayali kent Malina’da geçiyor. Kitap çocuklara eğlenceli bir okuma sunmanın ötesinde paylaşımlar da barındırıyor. Ë Mavisel YENER erin kilometrelerce altındaki Malina, yeraltı şehirlerinin en güzeli. Karanlıkların içindeki en eski kentlerden biri, üstelik pek çok kültüre ev sahipliği yapmış. Trafik sorununu çözmüş, hızlı ulaşımın sağlandığı, tiyatroları, konser salonları olan, estetik mimarisiyle dikkat çeken binaların yer aldığı bu şehrin yönetimi de pek ilginç. Çünkü krallar, krallıklarını kendi kararlarıyla sona erdirmişler. Halklar tüm yeraltını kapsayan bir örgütlenmeye doğru ilerlemiş. Badiu adlı filozofun yolundan gidip onun “yönetilmeme”, “sınırsızlık” gibi görüşleri savunduğu bildirisini kabul etmiş, kitap haline getirmişler. Malina’da, tüketmek yerine çoğaltmayı, harcamak yerine geliştirmeyi yeğleyen bir halk yaşıyor. Eğitim, barınma, sağlık gibi sorunların hepsini çözülmüş. Malina’da yaşayanlardan biri de Korkusuz Meles. Meles, müzik dinleyen, sanattan keyif alan, okumayı seven biri. Tek sıkıntısı kendine seçtiği meslek. Çünkü o, “olay çözücülük” işini yapıyor. İyi ama yeraltı şehrinde çözülmesi gereken olaylar yaşanmıyor ki… Kimsenin hakkını araması gerekmiyor, çünkü o haklara zaten sahipler. Korkusuz Meles ve iş arkadaşı Edik, “olay çözücü”lük mesleğinde ayrıntılara dikkat edilmesi gerektiğini iyi biliyorlar. İşlerine de pek seviyorlar. “Belki bir iş gelir” umuduyla bürolarında bekleyip duruyorlar. Günlerden bir gün dünya güzeli bir kadın kapılarını çalıyor. Adının “Porsi” olduğunu söyleyen bu kadının yardıma ihtiyacı var. Malina’nın başkent kabul edildiği gün yeryüzünden yeraltına getirilen beş altın yılan yumurtası, önceki uygarlıklardan bugüne ulaşan önemli miraslardan biri. Bu miras yeraltının beş soylu ailesinde saklanıyor. Altın yılan yumurtaları yüzyıllar boyunca aile yadigârları olarak özenle saklanıyor. Pek çok masala, şarkıya, şiire, efsaneye, heykellere de esin kaynağı oluyor. Bayan Porsi, ailesine ait olan altın yılan yumurtasının çalındığını fark edince Korkusuz Meles’in bürosuna gidiyor. Ondan yardım istiyor, ama bunu kimsenin duymaması gerek. Bunca zaman saklanan sırrı ortaya dökmek onun da hoşuna gitmiyor ama başka çaresi yok. “Korkusuz Meles ve Edik hayatları boyunca önlerine gelip gelebilecek en büyük işle karşı karşıya olduklarının farkındaydılar.”(s, 25) Otel Pedrini’nin gizemi ne, 38.katta neler oluyor, gizli kasalara kimler girebiliyor, yeraltı halkının yeryüzüne çıkması niçin yasaklanmış, Bayan Porsi’nin kardeşi Tassina neler saklıyor? Bunun gibi nice soru kitabın son sayfalarına kadar peşimizi bırakmıyor. Altın yılan yumurtalarının peşine düşen Korkusuz Meles ve Edik bu olayı çözebilecekler mi bakalım… Korkusuz Meles’in, Bayan Porsi’ye âşık olması. Onu Edik’ten kıskanması ve yaşadığı duygusal çalkantılar romanın başka bir damarını oluşturmuş. Edik’in de benzer duygular yaşaması ile kitabın alt metninde “kıskançlık” duygusu da büyütece alınmış. “Kıskançlık çıngırağı çaldığı anda onu izlemeye kalkışmak yerine, o çıngırağı elinize alın, yavaş yavaş sallayın ve bırakın. Kulaklarınızı kapasa Y nız da sesi duymaya devam edeceğinizi unutmayın. Bir şey yokmuş gibi davranmak, kendinizi kısa süreli kandırmaktan başka bir şey değildir. Varlığını bilin, onu elinize alın. Böylelikle kontrolü kendi elinizde tutmuş olacaksınız. Sonraki seferlerde önünüze gelen çıngırağın gittikçe küçüleceğinden emin olabilirsiniz. Görmezden gelmeye, duymamaya çalıştığınız ufacık çıngırakların gittikçe kocamanlaşarak karşınıza geleceğini de unutmayın.”(s, 30) Yeltan’ın kullandığı “çıngırak” eğretilemesi çarpıcı. Çıngırak bir yanda yüreğimizde çınlarken öte yanda Korkusuz Meles’in onu hangi biçimde kullanacağını merak ediyoruz. Zaman zaman herkesin yaşadığı kıskançlık duygusu Meles’in de kapısını çalıyor; bakalım Korkusuz Meles bu duyguyla başa çıkabilecek mi… Kendimizle yüzleşmeye hazırsak kitabı bir de bu gözle okumakta yarar var. Korkusuz Meles’in tek korktuğu şeyin ne olduğunu kitabı okumadan asla tahmin bile edemezsiniz… Meles’in “kusursuz” bir “kahraman” olmaması, onun da kendini zayıf hissettiği noktaların bulunması, roman kurgusunun başarı ve inandırıcılığına davet çıkarmış. Olay çözücülerimiz, beş altın yılan yumurtasını kimin, neden çaldığını araştırırken polisiye bir olayda nasıl bir çalışma yolu izlendiğini de gösteriyorlar. Önce gözlem, ardından veri toplama, değerlendirme ve karar verme. Bu kararı yeniden inceleme, doğruluğunu pekiştirecek kanıtlar bularak sonuca ulaşma. Görkem Yeltan, ipuçlarını aralarda okura vererek onların doğru tahminde bulunmalarını istiyor. Ama tahminde bulunmak yetmiyor, hırsızlığı kimin yaptığı kadar neden yaptığı da önemli! Romanın barındırdığı pek çok kapıyı aralayıp içeri bakan okurlar keyifli bir okuma serüveni yaşayacaklar. Yaratılan Malina şehrinin ayrıcalıklı özellikleri, sıradışı bireyleri ve sorunlar, felsefe kapısını da aralıyor. Korkusuz Meles’in ilginç illüstrasyonlarını yazar, müzisyen, yönetmen, ressam Mehmet Güreli çizmiş. Güreli, çizimlerin metnin önüne geçmemesi için özen göstermiş. Resimlerin “çocuk için” mantığıyla değil de “okur için” bakışıyla yapılması dikkat çekici, alkışa değer. Kapak tasarımı Portekizli Rita Brandao tarafından yapılmış. Kitap kapağının dört farklı renk seçeneğiyle okura sunulması ilginç. Hangi rengin daha çok tercih edildiğini ben de merak ettim doğrusu! Barthes der ki; “Bir öykü ne kadar hoşa giden bir dille, rahat okunur bir biçimde, dolambaçsız bir tonda anlatılırsa, bu öyküyü dönüştürmek, karartmak, tersten okumak da o kadar kolay olur. Bu tersine çevirme girişimi, özgün bir üretimdir ve metnin verdiği hazzı şaşırtıcı derecede geliştirir.” Korkusuz Meles için bu görüşü yinelemek olası. Okur bu kitabı istediği gibi dönüştürecek, canı isterse ideolojik bir eleştiri, isterse bir dedektiflik oyunu, dilerse fantastik bir kurgu, belki de bir aşk masalı olarak değerlendirecektir. Unutmayalım ki fantastik anlatıların birinci ve sonraki okumaları farklı izlenimler çıkartır ortaya. Kim bilir, belki de kapağın dört farklı renkte okura sunulmasının alt metninde bu vardır. Hem çocuklara hem yetişkinlere eğlenceli, yaratıcı okumalar dilerim…? www.maviselyener.com Her Harfin Bir Şiiri Var/ Gökhan Akçiçek/ Kumdan Yazılar Yayınevi/ 95s./ 2012/ 6+ “Bulutlar Örtmese Güneşi” adlı yapıtıyla 1992’de Milli Eğitim Bakanlığı Çocuk Kitapları Şiir Ödülü’nü alan Gökhan Akçiçek’in yeni şiir kitabı çocuklarla buluştu. Kitaptaki şiirler dört ana başlık altında toplanmış: Her Harfin Bir Şiiri Var, Renklerin Şiir Dili, Hayatın Şiir Yüzü, Bize Yakın Şiirler. Şiirlerin seslendiği yaş grubu her bölümde biraz daha büyüyor. İlk bölümde her harf için bir şiir yazılmış. Özellikle okumaya yeni başlayan çocukların eğlenerek öğrenecekleri, kolay ezberleyebilecekleri kısa şiirler bunlar. Gökhan Akçiçek, şiirsever bireyler yetiştirmeyi de hedefliyor, dizelerde kolaycılığa kaçmıyor: “yüzümün orta yerinden/ bir nehir geçiyor/ bazen/ sesimi duymak istersen/ iyice yaklaştır/ yüzünü sulara, sen…” (s.44) “Bize Yakın Şiirler” ana başlığını taşıyan son bölümde, farklı hayvanlar şiirlere konuk olmuş. Şair, çocukların hayvanlarla kurabilecekleri sağlam dostlukları da anlatırken hayvanların yalnızca simge olarak kullanıldığı şiirler de var. İşte Mürekkep Balığı’nın seslenişi: “Annem kızıyor bana/yerli yersiz döktüğüm için/ mürekkeplerimi okyanusa/ Tutumlu ol diyor/ Neyle yazacaksın ödevini/okula başlayınca/ Bilmiyor ki, ben dökmesem/ bol bol mürekkebimi/ gittikçe azalacak/ denizlerin mavisi”(s.86)Çocuklar kadar büyüklerin de zevkle okuyacağı bu şiir kitabı okuruna renkli, neşeli dünyaların kapılarını açıyor; anlatım derinliği ile şiirin büyülü dünyasına da davet çıkarıyor. Zeyno’nun Su Perisi/ Nevra Bucak/ Resimleyen: Bünyamin Özgül/ Aya Yayınları/ 2012/ 48 s./ 79 “Su perilerinin olmadığını biliyorum, ama bana onlarla ilgili bir masal uydurur musun anneanne?” Torun masal ister de, anneanne anlatmaz mı? Hem de en güzelinden, Pamuk Prenses ya da Sinderella gibi bir masal uyduruverir. Ama bu kez güzel ve zarif bir su perisi vardır başrolde. Adı, Rufinia. Antik Kent Allianoi’de yaşayan Rifinia, Orman Kralı’nın oğlu Genç Prens Rufinus’la karşılaşır. Gençler ilk görüşte âşık olurlar birbirlerine. Ama çirkin Dağ Cadısı’nın oğlu Zu da âşıktır Rufinia’ya. Kötü ruhlu anneoğul, gençlerin nişanlandıklarını duyunca… Anne cadı devreye girer ve oğlunun isteği üzerine su perisini gizlice kaçırıverir. Kulede hapis bir peri ve ona âşık bir prens varsa neler olur… Prens, cadının önüne koyduğu zor şartları yerine getirir elbette. Ama kesip biçmeden, kırıp dökmeden, iyilikle üstesinden gelir zorlukların. Masal severler için, geleneksel yapı içinde yepyeni şekillenmiş bir masal bu. İyi yürekli Dev’i tanımak, sihirli yakut elmanın peşine düşmek, elmas kuşundan güzel şarkılar dinlemek ve güncel anlayışla eski masalların tadını bulmak istiyorsanız, bu kitap tam size göre. Bay Tavşan’ın Bir Fikri Var/ Michael Engler/ Resimleyen: Feridun Oral/ Çeviren: Şeyda Öztürk /Yapı Kredi Yayınları/ 27s./ 2012/ 4+ Canını kurtarmaya çalışan Bay Tavşan ve onu kovalayan kocaman, pasaklı bir köpek… Köpek onu neden kovalıyor ki? “Güçlü zayıfı avlar, hayat böyle bir şey işte. Bu çayırda korkaklara yer yok.” Evet, ama bu haksızlık! Sonuçta Bay Tavşan’ın da bir fikri var. O, tavşanların köpekten nasıl güçlü olabileceğini ve bu haksızlığı nasıl önleyebileceğini biliyor. Böylece çayırda huzurla yaşayabilirler. Sert cilt kapaklı, olağanüstü resimlemesiyle dikkat çeken bir kitap. Armut Kafa Ailesinin Serüvenleri – Köpekleri Seven Kedi/ Mavisel Yener/ Resimleyen: Serap Deliorman/ Bilgi Yayınları/ 16s./ 2012/ 5+ Mavisel Yener’in okulöncesi çocuklar için yazdığı yeni dizi kitabı Armut Kafa Ailesi’nin Serüvenler’i fuarda “Merhabaladı” okurlarını. Gelin birlikte bakalım, neler yaparmış bu Armut Kafa Ailesi… Ailenin en önemli üyelerinden sevimli kedi Yuyu, yavrusu Pupu’yu yalayıp koklayarak uyandırmaya çalışır. Oysa Pupu’nun uyanmaya niyeti yoktur. Taa ki annesi, o günün ¥ önemini anımsatıncaya dek… * Korkusuz Meles, Görkem Yeltan, Resimleyen: Mehmet Güreli, Doğan Egmont, 110s, 2012, 9+ SAYFA 24 ? 13 ARALIK 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1191
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle