14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAP GÖLGESİ KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ vaş yavaş açılıyordu. Heyecandan nefeslerimizi tutmuş, bakıyorduk. Madam Anastasia dışarıya çıkmıştı. Üstünde kenarları püsküllü boz renkli bir şal, başında şapkası vardı. Şapkanın tepesine yemyeşil bir yılan sarılmıştı, kuyruğu arkadan hafifçe sallanıyordu. Büyülenmiş gibi Beyoğlu gecesinin içine dalmıştık. Madam Anastasia’nın peşinden gidiyorduk.” Çevirelim sayfaları, biz de izleyelim onları. Kaçak Ördek Yavrusu/ Francesca Simon/ Çeviren: Bahar/ İletişim Yayınları/ 64s./ 2012/ 7+ Felaket Henry’nin yazarından eğlenceli bir dizi daha… Potter Amca’nın Çiftliği’ne Hoş Geldiniz! Potter Amca’nın Çiftliği birçok tehlikeyle dolu: Uzak Tarlalar, Bataklık, Aslanağzı Gölü... Gözü kara bir yavru ördek her şeyi göze alarak çiftliği keşfe çıkıyor... Üstelik annesi onu uyarmıştı! İlk Dinozor Kitabım/ Catherine Hughes/ Resimleyen: Franco Tempesta/ Çeviren: Derya Dinç/ Koleksiyon Yayıncılık/ 127s/ 2012/ 5+ National Geographic’den çocuklar için yepyeni bir kitap, İlk Dinozor Kitabım. Çocukların en sevdiği dinozorlar, tamamı renkli, özel çizimler ile birleşti. Dinozorların yaşadığı dönemler, et obur ve ot oburların özellikleri, dinozor ailelerinin yaşam şekilleri çocuklara uygun bir dille anlatılıyor. Çocuklarınızı dinozorların esrarlı dünyası ile tanıştırmak için iyi bir seçim. Kapı Komşumuz Korsanlar/ Yazan ve Resimleyen: Jonny Duddle/ Çeviren: Turgay Bayındır/ Redhouse Yayıncılık/ 44s/ 2012/ 8+ 2012 yılı Waterstones Çocuk Kitabı Ödülü sahibi ve 2012 yılı Roald Dahl Funny Ödülü adayı Kapı Komşumuz Korsanlar raflardaki yerini aldı. Matilda yazları kalabalık, kışları ise çok sıkıcı olan Bıkkınkıyı sahil kasabasında yaşamaktadır. Mahallede hiç çocuk olmadığı için canı sıkılan Matilda, yanlarında uzun süredir boş duran eve bir kız çocuğunun taşınmasını hayal eder. Yandaki eve bir korsan ailesi taşındığında hayatının ne kadar heyecanlı olacağının ise hiç farkında değildir. Onlar kimseye benzemiyor, kimse gibi giyinmiyor, kimse gibi konuşmuyor. Matilda farklı bir arkadaşının olmasından çok memnun olur, ama kasabada yaşayanlar aynı fikirde değildir. Komşular, korsan ailesi Kurukafalar’ı kasabadan atmak için ellerinden geleni yapacaklardır! Kapı Komşumuz Korsanlar, ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1185 Küçük Sinemacılar Sinema yazarı Banu Bozdemir’in “Küçük Sinemacılar” adlı kitabı, Türkiye’de çocuklar için hazırlanan ilk sinema kitabı olma özelliğini taşıyor. ? Mavisel YENER ocukları sinema sanatını keşfetmeye davet eden Küçük Sinemacılar adlı yapıt güncellenip tasarımı yenilenmiş ikinci baskısında daha da çok okura ulaşıyor. Kültür Bakanlığı, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Altın Portakal Film Festivali, Antalya Kültür Sanat Vakfı, kitabın destekleyicilerinden. 49. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali kapsamında yeniden yayımlanan kitap on altı bölüm: Oyunculuk, Film Türleri, Sinema Salonlarında Şenlik Var, Teknik Bilgiler, Film Formatları, Sanat Ekibi, Sinema Ne Zaman Renklendi, Hollywood ve Yeşilçam, Film Ekibiyle Tanışalım, Film Şirketleri, Film Eleştirmenliği, Film Festivalleri ve Ödüller, Sinema Televizyon Bölümleri, Film Afişleri, Sinemada Sansür, Sinema Akımları. Kitapta bir sinema filminin her aşamasına tanık olurken kimlerin emek verdiğini de öğreniyoruz. Bu kitabın okurları arasından geleceğin yönetmenlerinin, oyuncularının, eleştirmenlerinin, senaristlerinin, müzisyenlerinin, yapımcılarının, çizgi filmcilerinin ve nicesinin çıkacağını içtenlikle söyleyebilirim. Kitabın eğlenceli, renkli tasarımı daha da kolay okunmasını sağlıyor. Reklam, dizi, sinema filmi için oyuncu bulan ajanslardan tutun da, fuaye, suare, antrakt gibi sözcüklerin anlamı, senaryo yazmanın inceliklerine varana değin, alana ait pek çok konuya değinilmiş. Bütün bunların çocuk algısına göre hazırlanması, kitabı benzerlerinden ayırıyor. Her bölümde ilginç bilgilere de yer verilmiş. Dünyada ilk film gösteriminin 28 Aralık 1895’te Fransa’da yapıldığını, bu sessiz filmin adının “Bir Trenin Gara Girişi” olduğunu öğrenen bir çocuk ilerinin “sanata, aydınlanmaya” değer veren bireyi olacaktır. Neden mi? Çünkü o çocuk, çekilen ilk Türk filmini de merak edecek, “Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı”nın izini sürecek, bu filmin neden günümüze ulaşamadığını sorgulayacaktır. Sanatın değerini, sinemanın önemli toplumsal bellek araçlarından biri olduğunu, sinemanın gücünü fark edecektir. Sinema tarihine yapacağı yolculuk ona sinemanın arka bahçesini de keşfetme keyfini tattıracaktır. Banu Bozdemir’in kitabın on beşinci bölümüne aldığı “Sinemada Sansür” başlığı üzerine düşünecektir çocuk. “Sansür, bir sanat eserini topluma aykırı ve ters gelen yönleri olduğu için denetleme ve yasaklama anlamına gelir. Bunu devlet adına sansür kurulu yapar.” (s, 101) Türk sinemasında hangi filmlerle sansür uygulandığını öğrendiklerinde sorular sormaya başlayacaktır çocuklar. Kitapta ilgi çeken bir başka yan, mesleklerinde tanınmış kişilerin seslenişlerinin okura ulaştırılması. Kimi sayfada, bir dizinin tanınmış oyuncusunun seslenişi var, sanat yönetmeninin, dekor tasarımcısının, bestecinin, makyaj uzmanının ve ekipteki pek çok emekçinin sözleri sayfalara aktarılmış. “Şans Kapıyı Kırınca” ve “Keloğlan Kara Prens’e Karşı” filmlerinin yönetmeni Tayfun Güneyer diyor ki: “Her film senaryoyla başlar, senaryo ile biter. Her senaryo da bir hayal ile başlar. Daha sonra bir yönetmen, o senaryoyu resimlerle anlatma işine girişir. Yönetmenlik, görüntülerle hikâye anlatma sanatıdır. Ben küçük bir çocukken, çok çizgi roman okurdum. Tüm mekânların, olayların ve karakterlerin çizgilerle ifade edildiği maceraları normal düz yazı hikâyelerden daha çok severdim. Çizgi romanlardaki her bir kare, bir sinema filmindeki bir ‘plan’a denk gelir. Benim sinema yönetmeni olmamın başlıca nedeni, işte bu çizgi roman hayranlığımdandır. Tek fark, ben her planı, tek bir donuk kare yerine, bir saniyede akan 24 kare ile anlatıyorum.” (s, 56) Kitabı bitiren çocuk, sinema estetiğinin ne anlama geldiğini, sinemanın teknik özelliklerinin alfabesini öğrenecek. Sinemanın sonsuzluğunu keşfedince uzay sınırlı gelecek artık ona… Bu, bir ders kitabı olabilir mi? Neden olmasın? Sanatın dili, sinemanın tarihi okul müfredatlarında yok mu diyorsunuz? Peki, bir lise öğrencisine sinema yapıtlarını “okuma”yı öğretiyor muyuz? Ne söylediniz? “Sanat tehlikeli” mi dediniz, anlamadım? ? Ç Derslerle Başım Dertte3 (Gösteri Zamanı) / Funda Özlem Şeran / Final Kültür Sanat Yayınları / 2012 / 72 s. / 7+ Yağmur’un derslerle başı dertte, özellikle de matematikle… Öğretmeni annesini okula çağırdığında Yağmur endişelenmekte haklıdır. Ya matematiği zayıf olduğu için öğretmen annesine şikâyette bulunacaksa? Ya annesi babası ona ceza verirse? Ama işler hiç de Yağmur’un korktuğu gibi olmaz, bu kez öğretmenin farklı planları vardır. Öğretmen plan yapar da Yağmur yapmaz mı? Hem de ne planlar... “Ben de Toprak’la mı eş olacaktım yani? Hem başrolü, hem de Bora’yı Defne’ye kaptırdığım yetmiyordu, bir de Toprak’la mı dans edecektim? Yoo hayır, bu kadarı da haksızlıktı ama!” Afacanlarla dolu bir sınıf ve onları düzene sokmaya çalışan bir öğretmen! Hiç de kolay olmasa gerek. “Çocuğum sen kelebek misin, ne işin var orada? Dön sırana! Arılar, vızıldamayın bakayım! Uç uç böceği, uçsana evladım!” Başlangıçta tıkır tıkır işleyen plan, gösteri ilerleyince çılgın bir karmaşaya dönüşür. Bir terslik vardır, ama ne? Yağmur’un öyküsü, devam edeceğe benziyor. Dans eder gibi kıpır kıpır yazı stili ve farklı renklerdeki cümleleri, Yağmur’un anlatımına neşe katıyor. Eğlenceli bir okuma için… İki Kafalı Topaç Villy / Nazlı Eray / Resimleyen: Gökçe Akgül / Doğan Egmont Yayıncılık / 2012 / 156 s. / 9+ Bir Beyoğlu rüyası görmek ister misiniz? Gözlerinizi kapatmanıza gerek yok, bu kitabı okumak Beyoğlu’nun büyülü geçmişine dalmak için yeterli. Narmanlı Yurdu, Atlas Pasajı, Botter Han, Hacopulos Pasajı ve Tünel Meydanı gibi tarihi geçmişi olan mekânlarda yaşayan sanatçıları günümüze getiren ve okurda bu mekânlara karşı merak uyandırırken, oralarda yaşamış olan Tanpınar, Eyüboğlu, Berger gibi ünlü sanatçılara dikkati çeken fantastik bir öykü… “Bir zamanlar Narmanlı Yurdu’nda çok ünlü sanatçılar yaşardı. İstanbul’un, Beyoğlu’nun birer parçasıydılar sanki onlar. Narmanlı Yurdu canlı ve cıvıl cıvıldı. Sanatın, sanatçının Beyoğlu’nda dorukta olduğu yıllardı.” Geceleri bu tarihi mekânları dolaşıp Beyoğlu’nun geçmişini uyandıran Madam Anastasia… Büyülü kirpikle, şaşırtıcı dönüşümler… Koko ve Recep, eteklerinin ucunda toz bulutları dalgalanan Madam’ın peşinden bu fantastik serüvene girerken, nelerle karşılaşacaklarının farkında değildirler. Ama yaşananlar da bir rüya gibidir gerçekten… Aslan burcunda olan Kapıcı Besim’in aslana dönüşeceğini kim bilebilirdi? Ya perukacı yaşlı Villy’nin dönüşümü? Yoksa sizce en ilginç karakter Kolyos mu? Birbirinden tuhaf, bir o kadar da ilgi çekici karakterlerin yer aldığı romanın kahramanı Madam Anastasia’nın geçmişi canlandıran bir büyücü olmadığını kim söyleyebilir? “Birden bir gıcırtı duyduk. Apartmanın eski demir kapısı ya *Küçük Sinemacılar, Banu Bozdemir, Tasarım: Hüseyin Özkan, Kelime Yayınları, 104s, 2012 (2.basım), 10+ 2012 SAYFA 24 ? 1 KASIM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle