Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Onur Bilge Kula ile ‘Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı III’ ‘Edebiyat, dili özgürleştirir’ Söz Edimleri, Voloşinov’un Marksizim ve Dil Felsefesi, Benjamin’in Dil ve İnsan Dili Üzerine, Schneider’in Dil Oyunu Olarak Dil Edinci, Buss’un Tiyatralite, Edimsellik ve Sahneleme gibi yapıtlarını irdeledim. ‘HER YAPIT BİR SÖYLEMDİR VE YAZMAK KÖKENE GERİ DÖNMEKTİR’ Erki ele geçirmenin toplumsal aracının dil olduğunu öne süren Foucault’ya göre dil tam bir sosyolojik güç, halkın gür sesi midir? Dil yansız bir iletişim aracı olduğu gibi, büyük bir bilinç güdümleme aracı işlevi de görebilir. Foucault’ya göre, erk dilsel söylemi biçimler. Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı III’de Foucault’yu hem yazınsal kurgu hem de yazınsal söylem bağlamında ele aldım. Bu düşünürün Sonsuza Giden Dil adlı yapıtındaki açımlaması uyarınca, hiçbir anlatı/öykü dili tüketemez; ancak her yapıt dili katmanlaştırır. Kendi uzağına yerleşen bir dil olan edebiyat, kitaplar tükenince başlar. Yazmak, kökene geri dönmektir. İkinci ciltte yer alan söyleme gelince. Her yapıt, bir söylemdir. Büyük bir söylem türü olan edebiyat, dili özgürleştirir. John Searl’e göre konuşan bir kimse salt bir şeyi anlatmaz; aynı zamanda onunla bir eylemde bulunur. Dileylem kuramı bağlamında kitapta bu konuda nasıl bir değerlendirme sunuyorsunuz? Searle çok yerinde bir belirlemeyle, her türlü dilsel bildirimi bir eylem olarak kavrar. Konuşma, yerleşik davranış biçimlerini düzenler, değiştirir. Dilsel eylem, yönelimli/erekli bir davranıştır. Bağlam ve erek, anlamı belirler. Yazınsal metinlerdeki anlam, ereksel olarak ilişkilendirilir. Her şey anlatılabi lir. Yazınsal anlatıyı zenginleştiren göndermeler, her türlü tikeli belirlemeye ve özellikleştirmeye yarar. Eğretilemeler ve metaforların Türk yazınındaki yeri, duyguların ifadesinde nasıl bir yolyordam ve avantajdır? En önemli yazınsallaştırma araçlarından biri olan eğretileme/metafor, hem dilsel malzemeyi estetikleştirir hem de onda değer kazanır. Anadolu anlatı geleneğinde öne çıkan ve yapıbozucu bir işlev gören bu retorik figür, yazınsal metne çokrenklilik özelliği kazandırır. Eğretilemenin özü, Lakoff/Johnson’a göre, bir şeyi başka bir şeye göre anlatma ve deneyimlemedir. ‘WITTENGENSTEIN’A GÖRE, DİLİN YAZINSALLAŞTIRMASI BİR DİL OYUNU EDİMİDİR’ Wittengenstein’ın “dil oyunu” kavramını temel alan dilin tiyatralitesi veya oyunsallığı kuramına geniş yer ayırmanızdaki etkenleri anlatır mısınız? Wittgenstein’na göre, dil bir yönüyle kurallara bağlanamayan oyun gibidir. Her söz, bir dil oyunudur; bu oyunu, dili kullananlar değişik tarzlarda oynar. Bir oyun örneksenerek başka oyunlar oynanabildiği gibi, bir dilsel oyundan da başka oyunlar türetilebilir. Dilin oyunlaştırıldığı en önemli sanat alanı tiyatrodur. Dilin tiyatralitesi kavramı bu bağlamda kullanılır. Bu nedenle, tiyatraliteye karşılık olarak oyunsallık kavramını yeğledim. ? Dil oyunu, dilin estetik/tiyatral ? Gamze AKDEMİR il FelsefesiEdebiyat Kuramı, Türkiye’de ne anlamda bir ilktir? Edebiyatın malzemesi dildir. Bir başka anlatımla, edebiyat dili estetikleştirmekle oluşur. Dilin sanatsallaştırılması için kullanılan her türlü araç ve yöntem, yazınsallığın temelidir. Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı, adlı iki ciltten oluşan bu kitap, dili edebiyatla ilişkilendirmesi, yazınsallık kavramının özünü ortaya çıkarması ve içerdiği dil filozofları bakımından bir ilktir. Dil felsefesinde önemli bir aşama olan Humboldt’un dil felsefesini nasıl ele aldınız? Berlin Humboldt Üniversitesi’nin de kurucusu olan ve akademik özgürlük kavramını geliştiren Wilhelm von Humboldt’un “Dil Felsefesi Üzerine Yazıları” adlı kapsamlı yapıtı, dil felsefesi alanında belirleyici önemdedir. Bu filozofun aşılamaz belirlemesi uyarınca, düşünce geliştirme ve bunu dilselleştirme bitimsizdir; tinsel/sanatsal ürünler sonsuza değin yetkinleşmesini ilerletir. Sözcüklerin köken anlamı duyumsal bağlantılandırma ve fantezileştirici kullanım yoluyla değişir, katmanlaşır. Kısacası çokanlamlılaşır. Söylenen her şey, söylenmeyeni hazırlar veya oluşturur. Tinsel bir gerçekleştirim olan dil, yapıtlar aracılığıyla zamana müdahale eder. Edebiyat, dilin en zarif, en tinsel kullanım tarzıdır. Sözcük öznel algılamadan doğar. Sanatın ve edebiyatın temeli olan biçemselleştirme, dil üzerinde şiddet uygulayarak dili başka türlü tarzlaştırmadır. Sadece halk, dilin kaynağıdır ve edebiyat, dili halktan koparmaksızın yetkinleştirir. Dil, hem tümlenmiş bir yapıttır, hem de bir etkinliktir. Sözcükler, dilin tomurcuklarıdır. Edebiyat, yaşamın tekil anlarını ve tinin tikel durumlarını anlatır. Diledebiyat ilişkisi açısından hangi düşünürleri, hangi yapıtlarıyla irdelediniz? Kitapta düşüncenin rotası dünyayı hangi isimler rehberliğinde dolaşıyor? Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı’nda Humboldt’tan sonra Hegel’in Tinin Görüngü Bilimi, Ferdinand de Saussure’ün Genel Dilbilimin Temelleri, Wittgenstein’ın Tractatus ve Felsefi İncelemeler, Frege’nin Anlam ve İmlem, Chomsky’nin Dil ve Zihin, Searle’ün 2012 D Edebiyatın malzemesi olan dili felsefi açıdan irdelemesi, edebiyatla ilişkilendirmesi, edebiyat kuramının temelini oluşturan “yazınsallığı oluşturan nedir” sorusu bağlamında edebiyatın belirleyici özelliklerini öne çıkarması ve kapsamı bakımından Türkiye’de bir “ilk” niteliği taşıyan iki ciltlik “Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı” adlı Prof. Dr. Onur Bilge Kula imzalı inceleme bu söyleşinin konusu. Çalışmanın kaleme alınmasındaki ana etkenler; bu konuda yeterli sayıda yayın olmamasının yanı sıra var olanların da başta Kant ve Hegel olmak üzere, estetik, dil ve edebiyat felsefesinin yön verici birikimini içermemesi; ayrıca bu yayınların hemen tümünde edebiyatın malzemesinin “dil” olduğunun ya hiç belirlenmemiş ya da Humboldt, Wittgenstein, Chomsky, Searle, Bakhtin, Jakobson, Voloşinov ve Benjamin gibi düşünürlerin yapıtlarının yeterince irdelenmemiş olması. Kula çalışmasında tüm bu filozofların yapıtlarını diledebiyat ilişkisi açısından seçici bir okumayla irdeliyor. Prof. Dr. Onur Bilge Kula ile “Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı” adlı incelemesini konuştuk. SAYFA 16 ? 1 KASIM Dil yansız bir iletişim aracı olduğu gibi, büyük bir bilinç güdümleme aracı işlevi de görebilir. Foucault’ya göre, erk dilsel söylemi biçimler. Dil FelsefesiEdebiyat Kuramı III’de Foucault’yu hem yazınsal kurgu hem de yazınsal söylem bağlamında ele aldım. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1185