Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim/ Derleyen: Fevziye Sayılan/ Dipnot Yay./ 288 s. “Okulun toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretiminde oynadığı özgün rolün kaynağında, toplumsal cinsiyet sorunu ve cinselliğin okulun resmî söyleminden dışlanmış olmasının yattığını söyleyebiliriz. Ancak kapıdan kovulan toplumsal cinsiyet sorunu her seferinde bacadan girmektedir.” Fevziye Sayılan’ın yayıma hazırladığı “Toplumsal Cinsiyet ve Eğitim”, bu alanda Türkçe kaynakların sayıca yetersizliği göz önüne alındığında önemli bir boşluğu doldurmak amacı taşıyor. Yabancı dildeki kaynaklardan da yararlanarak derlediği bu çalışmasında Sayılan, toplumsal cinsiyet sorununu eğitim ekseninde değerlendiriyor. Yalancı Bahar/ Servet Koşer/ İkinci Adam Yayınları/ 214 s. “Sema törenindeki hareketlerin ve müziğin oluşturduğu mistik ortam, herkesi etkilemiş, cezbe yaratıp içine çekerek, izleyenleri tinsel hazların kolları arasına alıp okşamıştı adeta. Felsefi derinlik taşıyan mesajların estetik görüntülerle anlamlandırılarak sunulması, Anadolu’da oluşmuş bu kültürün derinliklerinden efsunlu sesler taşıyordu günümüze.” Servet Koşer romanı “Yalancı Bahar”la okuyucuların karşısında. Koşer romanında kahramanları Ayla ve Mustafa ekseninde anlattığı bir sevda hikâyesinin yanında kültürle bezeli bir yolculuğa çıkarıyor okuyucularını. Veda/ Editör: Emine Gürsoy Naskali/ Tarihçi Kitabevi/ 298 s. “Veda biçimleri her ne kadar kalıplaşmış olsa da yine de her veda, sanki ilk defa yaşanıyormuşçasına kalbi burkar...” Kitapta bu bağlamda Emine Gürsoy Naskali tarafından ‘veda’ kelimelerinin çeşidi ve tarihçesi inceleniyor. Veda şarkıları ve kına türküleri tahlil ediliyor, ölüme gidenlerin geridekilere bıraktıkları mektuplardan örnekler veriliyor, veda hazırlıkları, defin gelenekleri ve mezar taşlarına yazılan veda sözleri kaydediliyor. Meraklısına ilgi çeken bir çalışma “Veda”. Edward Said ile Konuşmaya Devam/ Derleyenler/ Homi Bhabha, W. J. T. Mitchell/ Çeviren: Hayrullah Doğan/ Koç Üniversitesi Yayınları/ 244 s. Yirminci yüzyılın önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden ve entelektüellerinden Edward Said sanat, edebiyat ve kültürün gücüyle ilgili varsayımlara meydan okudu, paradigmaları yıkan düşünceler üretti, eserler verdi. Düşüncesinin etkileri ise ölümünden sonra bugün hâlâ dünyada ve Türkiye’de devam ediyor. “Edward Said ile Konuşmaya Devam”, Said’in uzun geçmişe dayanan dostlarının, meslektaşlarının onunla bir diyaloğa girme girişimi. Bu kitap için kaleme alınan metinler, Said’in düşüncesinin kadanslarını bugüne çağırmaya, hayal etmeye girişiyorlar; kimisi onun bir fikrini alıp irdeleyerek ileri götürüyor, kimisi zamanında öne sürdüğü bir argümanı bugünün bir sorununa uyguluyor. Bazılarıysa şu anda onunla SAYFA 30 ? 26 OCAK 2012 konuşuyormuş gibi akıp gidiyor. Kitabı derleyen Homi Bhabha ve William Mitchell, yazarları bir konuşmanın doğasını izleyerek yazmaya teşvik etmişler. Cadı/ Oylum Yılmaz/ Sel Yayıncılık/ 112 s. Bugüne kadar edebiyat eleştirileriyle tanınan Oylum Yılmaz, etkileyici bir biçim ve dil aracılığıyla, fantastik kurguda olağanla olağanüstünü ayıran sınırı kurcalayarak edebiyatın diğer tarafına geçiyor romanı “Cadı”yla. Cadı, bir arayışın öyküsü. Büyükada’nın eski ruhlarına karışmış, içine giren cinlerin öğrettiği fallarla etrafındakilerin aklını almış Ümran da bu hikâyenin kahramanı. Anlatıcı, Ümran’ın yarı fantastik dünyasına hevesle girdikçe, kendi hikâyesinin de değiştiğini fark ediyor. Ümran’ın ucubeleri Kocakarı, İren ve Ferman, bu sefer de anlatıcıya musallat oluyor; Büyükada’nın kayıp masalları, tekinsiz tarihi, netameli düşleri, yalanları ve söylentileriyle başka bir arayış başlıyor. Üstüne üstlük her şeyin tam ortasında bir de Ümran sırra kadem basınca hikâye polisiye tadını alıyor. Siyasal Bilinçdışı/ Fredric Jameson/ Çeviren: Yavuz Alogan, Mesut Varlık/ Ayrıntı Yayınları/ 270 s. Çağımızın en önemli ve etkileyici kültür ve edebiyat kuramcılarından biri olan Fredric Jamesonın, yayımlandığı günden bu yana, birçok tartışmaya ve açılıma neden olan “Siyasal Bilinçdışı” adlı çalışması Türkçede. Kültürün içerisinde edebiyatın yerine ve işlevine odaklandığı bu çalışmasında Jameson, Marksist ve psikanalitik kuramı ustalıkla bir araya getiriyor ve edebiyatın bilinçdışıyla, bilinçdışının siyasetle olan ilişkisini tartışıyor. “Siyasal Bilinçdışı”nda Jameson, kendi odasında, her şeyden yalıtılmış halde eserini veren yazarın, nasıl da kaçınılmaz bir halde siyasal bağlam içerisinde ürettiğini şaşırtıcı bir açıklıkla ortaya koyuyor. Kendi eleştiri yöntemini kuran ve bunu başarıyla tekil eserler üzerinde uygulayan “Siyasal Bilinçdışı”, Marksist eleştirinin bugün vardığı noktanın usta işi eserlerinden biri olarak gösteriliyor. Yaşam ve Yazgı/ Vasili Grossman/ Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu/ Can Yayınları/ 3 Kitap/ 1200 s. Sovyet Rusya’nın büyük yazarlarından ve tarihin en önemli savaş muhabirlerinden Vasili Grossman başyapıtı “Yaşam ve Yazgı”yı 1950’lerde kaleme alır. İkinci Dünya Savaşı’ndaki Stalingrad Savunması’nın etrafında şekillenen bir dönem romanı olan “Yaşam ve Yazgı”, her şeye rağmen direnen insanların kaderini anlatmakla kalmıyor, Stalin Rusyası’nda yaşananları gerçekçi bir dille gözler önüne seriyordu. Stalin’in ölümünden sonra yaşanan yumuşama döneminde kitabın yayımlanabileceğini düşünen Grossman, yanılıyordu. Yetkililer yazarı değil ama kitabı mahkum etti. KGB müsveddelerine, hatta daktilo şeritlerine bile el koydu. Politbüro’dan Mihail Suslov’un deyişiyle; “Kitabın yayımlanabilmesi için en az 300 yıl geçmesi gerekiyordu.” Ancak “Yaşam ve Yazgı”nın yazgısı, yazarından farklı oldu. Kitabın iki kopyası daha vardı ve gizlice ülke dışına çıkarıldı; 80’lerden sonra Batı’da basıldı. Eleştirmenlerin “XX. yüzyılı ‘Savaş ve Barış’ı” olarak tanımladığı “Yaşam ve Yazgı”, nihayet Türkçede. Okuma kolaylığı açısından üç cilde bölünmüş haliyle okuyucuların karşısına çıkıyor. Duyguların Rengi/ Kathryn Stockett/ Çeviren: Ayça Sağlam/ Pegasus Yayınları/ 576 s. “Mississippi, Jackson; 1962. Siyah kadınlara, beyaz çocukların bakımında güvenilen ancak gümüşleri parlatma konusunda güvenilmeyen bir dönem.” On yedinci beyaz çocuğunu büyüten ve kendi oğlunun trajik ölümünün neden olduğu yaraları iyileştirmeye çalışan Aibleen, aşçılıktaki başarısı da en az dilinin sivriliği kadar dillerden düşmeyen Minny ve üniversiteden dönüp onu büyüten biricik hizmetçisinin neden evlerinden ayrıldığını anlamaya çalışan Bayan Skeeter’in hikâyesi anlatılıyor “Duyguların Rengi”nde. Farklı renkteki ellerin birleştiği bu romandaki kadınlar okuyculara kendi yaşam hikâyelerinin yanında yaşadıkları dönemin sosyal ve siyasi meselelerini de aktarıyor. Divan Şiiri Üstüne Denemeler/ Hüseyin Cöntürk/ Yapı Kredi Yayınları/ 656 s. Hüseyin Cöntürk’ün hazırladığı “Divan Şiiri Üstüne Denemeler”, divan şiirinin bir bölümünü bugünkü bakışla okuyuculara ve meraklılara tanıtmak, efsane gibi bahsedilen bu şiirlerin nasıl bir şey olduğunu göstermek amacını taşıyor. Genel okuyucunun kafasında yer alan ‘genel’ divan şiiri imgesi bir nevi kırma işlevi de taşıyan kitap, bu bağlamda genelleme işine yaramayacak örnekler üstünde durup o tür örneklere daha çok yaklaşan çalışmalar gözler önüne serilmiş. Kitabın bir başka özelliğ de şair değil şiir merkezli olması. Tiroid Kanserlerinin Şifreleri ve Guatr/ Serdar Tezelman/ Söyleşen: Nur Onur/ Profil Yayıncılık/ 104 s. “Tiroid bezinin selim ve habis hastalıklarına gerek ülkemizde gerekse de dünyada sıklıkla rastlanmaktadır. Ülkemizin de yer aldığı kuşak Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘Endemik Guatr Bölgesi’ olarak kabul edilmektedir. Son 50 yıldan beri gerek dünyada öncelikle Amerika Birleşik Devletleri’nde başlamak üzere gerekse de ülkemizde olmak üzere guatrı önlemeye yönelik koruyucu tıp hizmetine hükümetler liderliğinde önem verilerek başlanmıştır.” Elimizdeki kitabın içeriğini oluşturan söyleşiler, yazarın meslek hayatında özellikle de hastalarının problemlerini çözerken veya onların sorularını yanıtlarken sıklıkla karşılaştığı sorunlardan oluşuyor. Bu söyleşinin tiroid ile hastalığı veya sorunu olanların yakınmalarına yol göstermesi ve hasta olsun ya da olmasın kişileri kalıcı olarak bilgilendirmesi amaçlanıyor. Aşk’ı Kitap Kitab’ı Aşk Beyoğlu/ Tekin SonMez/ Media Communications/ “Aşk, kitaplara tutunan mangal yürekli aşk! Aşk olmaz, aş olmadan diyenler bir yanda. Kitaplar olmadan aşk olmaz diyen insan sayısı, öte yanda azınlık olsa da var. İki nirengi noktası paralel bir yola çıkarır bu yapıtı. 1.Beyoğlu aşkları mangalda kül bırakır. 2.İnsan kokusu arayan kitaplar da var? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1145