23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yeni lı siyasi n yukaaline an sonnrairlerim hazır. Mitoygarbize bıillerin de hep r, tarih, eri ilana tazamaer geçyeniZihnim alarden ayla nli bağkitapmun n, taride yabunun ne karın geçu son Gülseli İnal, Kap Kario’nun sonuna şiirlerinde kullandığı mitolojilerden, efsanelerden, kadim uygarlıklardan geride kalan sözcüklerden oluşan bir sözlük eklemiş. ? bende mitolojiler, efsaneler ve masallarla giderildi. Zihnim efsaneler zihnidir. izinde, n erkin, mez yelı işgaizil nan ve n ve si diye klü z kalması sarsaesin. zaman nav olait, e yılan bier, ilkumen karı bir parbahseaçıklaıtta nlatır “ROMANTİK DÖNEMİ GERİDE BIRAKTIM” Tarihin kollarında, evrenin yankısında gürültülü ve giderek daha sorumsuz mızıkçı bir parçacık etkisi yarataduran insanoğlunun zaaflarıyla kuşatılı gezegenin hem gizilinde hem barizinde konuşlu bir yapıt Kap Kario ve bu kez daha bir muhalif Gülseli İnal şiiri... Yanıldım mı? Romantik dönemi geride bıraktım. Artık şiirimde doğayı başka türlü kullanıyorum ki insan ve zihni de benin algıladığım doğanın içinde. Sözgelimi, bir deniz mağarası anne rahmini temsil ederken yüksek bir dağ insanın soğuk kibrini temsil edebilir. Yine yeşil bir vadi, serinkanlı yumuşak başlı bir insan karakterini ele verirken bir volkanın ağzı aşk içinde yanan birini andırabilir. Şimdi artık doğadaki çeşitliliğin, insanın sahip olduğu çeşitli özelliklere denk düştüğünü, eşleştiğini biliyorum. Bu nedenle artık doğa benim için insanla benzeş öğeler içinde varoluyor ve bu da benim şiir tarzımı değiştiriyor. Öte yandan ben hep muhalif biri oldum ama son kitabımda daha belirgin bir ifade içindeyim daha asiyim evet. Kendiliğinden duyduğum namelerin eşliğinde başkaldırıyorum, sorguluyorum, cesaretime cesaret katılıyor. “NESEP BAĞI İLE ÇELİŞKİLERİN ÜSTESİNDEN GELEBİLDİM” Ve elbette Levinas’tan bir terim olduğunu öğrendiğimiz Nesep Bağı... Onu sormadan olur mu? 2012’de Ataerkil dönem sona erdi. Dişil dönem başlıyor. Ben birçok kadın gibi Ataerkil dönemden çok yara aldım. Bedenim ve ruhum yara bere içinde. Erkek egemen büyük bir ailede büyüdüm. İlk gençlik yıllarımda (on üçonbeş yaş) erkek egemenlerin ve erkek egemenler gibi düşünen kadınların hücumuna uğradım. Savaşmaya başladım. Başlarda romantik, düşsel bir varlıkken kimliğimi korumak için savaşçı bir asiye dönüştüm. Babam Atatürk’ün ‘İdealler Kuşağı’ndan otuz kişiden biridir. Ziraat alanında Rize’de 45 çay fabrikası kurdu. Yıllarca Hindistan’da İngiltere’de yaşadı. Arkadaşları soylu İngilizler, uzman Hintlilerdi. Böyle olduğu halde ataerkil dönemin bir erkeği olarak ailede önce dim çinde Hitit sından a çok bazı liğinolojik n sadeğunu öre da ger, insa. Evanlatışmeyetolojii inakıl ae ? 1145 lik hep erkek kardeşime verilmiştir; maddi manevi. Böyle medeni bir insanın erkek çocuğa bu denli önem vermesi ya da tüm yatırımı ona yapması çok ilginçtir. Babam bana göre Kaptan Cousteau’nun Toprak Versiyonu ve Budha’nın beş arkadaşından biridir. Tam bir idealistti ve ondan çok şey öğrendim ama erkek çocuk kız çocuk takıntısını ona hiç yakıştıramıyorum. En tapılası insanların bile hata yapabilir olması çok ürkütücü. Babamın erkek çocuk saplantısı sonuç olarak dramla bitti. Babam ülkeye geniş çaplı hizmet verdiği, çay tarımını ülkeye kazandırdığı için kendisine TÜBİTAK Ödülü verildi. Ödülü Kenan Evren’in elinden alacağı için ben ödül törenine katılmamıştım. O bir idealisti, büyük toprak parçalarıyla boğuştu, ehlileştirdi, verimli alanlar yarattı, hepsini ülkesi için yaptı ama bana yani kızına; erkek çocuğuna gösterdiği güveni gösteremedi. Annem ise Beyaz Rus... Çar II. Nikola’ya direnen Gogonova soyundan... İşte o nedenle ‘Nesep Bağı’, babaoğul arasındaki çözülemez çelişkiler, varoluşsal bağ ve bu ilişkinin bizlere katman katman yansımalarını özetliyor. Bir yaşamsal olgu yaşandıktan sonra üzerinde oturup uzun uzun düşünen biriyim. Neden böyle oldu, sebep nedir sorularını soran bir yapım var. Çok sonra olup bitenin sadece ve sadece babaoğul arasında yaşananın bir yansıması olduğunu anladım. Kolay kolay gün ışığına çıkmayan gizli varoluşsal süreçlerin bazı şeylerin temelini oluşturduğunu keşfettim ve bu keşif kendiliğinden şiirlerime yansıdı. O sırada Levinas okuyordum ve onun da bu konuda kafa yorduğunu ve bu açmazı temellendirdiğini gördüm. Nesep Bağı bir Levinas terimidir ve benim son kitabıma denk düştü. Açıkça söylemem gerekiyor ki zihnimle yaptığım bu keşif yolculuğundan çok memnunum, birçok şeyi çözdüm ve ruhum rahatladı. Çelişkilerin üstesinden gelebildim. Ayrıca babaoğul çelişkisinin evrensel bir sorun olduğunu düşünüyorum. Toplumda babasının ziyan ettiği çok erkek çocuk/adam var. Ancak bu kitapta yer alan şiirlerimi yazarken herhangi bir hedefim yoktu. Kitabı baskıya hazırlarken şiirlerin böyle bir olguyu barındırdığını gördüm ve Levinas yardımıma koştu. ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Kap KarioNesep Bağı/ Gülseli İnal/ Komşu Yayınları/ 142 s. 26 OCAK 2012 ? SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1145
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle