23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gülseli İnal şiirinde yeni bir eşik: ‘Kap Kario’ ‘Zihnim, efsaneler zihni’ lerimi yeniden tanımam, sisteme yeni bir bakış, süregelen acımasız kanlı siyasi oyunlara dayanamamam; Kap Kario’nun temaları oldu. Ancak ben yukarıda saydıklarımı planlayıp şiir haline getirmedim. Şiirler ortaya çıktıktan sonra bunları kuşattığını gördüm. Sonrasında ise Kap Kario’da yer alan şiirlerim için editörüm benden bir sözlük hazırlamamı istedi. Güzel bir öneriydi. Mitolojilerden, efsanelerden, kadim uygarlıklardan geride kalan sözcükler bize bırakılmış büyük bir hazine. Ölü dillerin sözcüklerini seviyorum ve şiirimde hep kullanıyorum. Geçmiş uygarlıklar, tarih, coğrafya, kadim uygarlıkların dilleri ilgimi çekiyor. Onları şimdiki zamana taşımak bana güç veriyor. Yekpare zamana bir katkıda bulunuyorum. Eğer geçmişi şimdiki ana taşırsam geçmişi yeniden yaşayabileceğimi biliyorum. Zihnim kadim uygarlıklarda dolaşıyor, oralardan sözcükler damıtıp kendiliğinden şimdiki zamana dek düşen bir olayla yan yana geliyor. Geçmişe bu denli bağlı mıyım; hem evet hem hayır. Bu kitapta benim, ki ben derken bu toplumun bir üyesi olduğuma göre, siyasetin, tarihin toplumun, ailemin kısaca içinde yaşadığım sosyal statünün izleriyle, bunun yansımalarına, biçimlendirmelerine karşı çıktığım ama kaçamadığım yakın geçmişim tarih olarak verilebilir ki bu son on yılı kuşatıyor. “BU, YAZGININ TAHTINI SARSACAK RUHSAL BİR YOLCULUK” Doğayla iç içe metaforlar denizinde, esip geçen rüzgârın, esip gürleyen erkin, miğferli, mızraklı, kalkanlı değişmez yenieski dünya düzenli adı fetih aslı işgalin yağma örselerinin, tehditkâr gizil güçlerin, bir yerlerde tomurcuklanan ve bir yerlerde böceklenen çiçeklerin ve eğrilerce doğrunun seyyah güncesi diyebilir miyiz Kap Kario için? Bir ruhun kâh başıboş kâh yüklü dolaşımları, tökezlemeleri, çaresiz kalması, isyanı ve mutlakla hesaplaşması diyebiliriz buna. Yazgının tahtını sarsacak ruhsal bir yolculuk olduğu kesin. Ne ki yaşamın şifrelerini çözmek zaman alıyor, aslında tüm yaşamın bir sınav olduğuna inanıyorum. Ben doğaya ait, doğanın içinde, sık sık bedenimde yıldızların mayasından izlere rastlayan biriyim. O nedenle, kasırgalar, çöller, ilkyaz güneşi, günbatımı, şafak, çöl, umman, dağ dorukları hepsine birden karışıp gitmiş gibi duyumsuyorum. “Ak’ab Ts’ıb”... Hayatınızın bir parçasıyla benzerlikler taşıdığından bahsediyorsunuz sözlük bölümündeki açıklamanızda. Hem bunu hem de yapıtta varsa böyle başka benzerlikleri anlatır mısınız? Ak’ ab Ts’ıb, Ortadoğu’da kadim zamanlarda Mevsimsel Mitlerin içinde ‘Ejderhanın Tuzağa Düşürülüş Hitit Miti’den ve ‘Kapsamlı Tip’ anlatısından bir deyim. Üstelik dil açısından da çok çarpıcı. Bir de benim yaşantımda bazı olgulara denk düştüğü için kendiliğinden birleştiler. Batı ve Doğu mitolojik anlatıları ve tanrıçaların tanrıların sadece hayalgücünün bir ürünü olduğunu sanmıyorum ki hayalgücü bana göre gerçektir. Birçok mitolojik anlatıda gerçek yaşamın olgularını, çelişkileri, insanın değişmeyen yazgısını gördüm. Evrensel olgulara değinen mitolojik anlatılar beni hep etkiledi. Çünkü değişmeyene, mutlak olana, en iyi örnek mitolojilerdir. Şöyle bir merakım var; eski insanlar nasıl düşünüyorlardı, nasıl akıl yürütüyorlardı, düşünsel kavramları neydi. Bu merak; en iyi biçimde ? Gülseli İn garlıklar ? be sal zihnidi Gülseli İnal, yaşamının belki de en içsel denebilecek anlarını, bir toplamı, hesaplaşmayı ve buluşmayı paylaşıyor okurlarla yeni yayımlanan yapıtı Kap Kario‘da. Yakın geçmişindeki parçalanmalar, bölünmeler, köklü bir ailenin dağılması, yürürlükte olan siyasetin bir aileyi maddi manevi yok etmesi, belleksizliğe, umarsızlığa, burjuva ikiyüzlülüğüne duyduğu öfke, sisteme yeni bir bakış, kanlı siyasi oyunlara dayanamaması yapıtının ana temaları. Daha bir muhalif, daha bir kontra gelişen, bir ruhun isyanı ve mutlakla hesaplaşması niteliğinde de Kap Kario. Ayrıca mitolojilerden, efsanelerden, kadim uygarlıklardan miras, o çoğu kez ıskalanan, şimdiki zamana ustaca ışınladığı ve sonundaki bir sözlük bölümünde açımladığı sözcüklerle bezeli. Kap Kario, şairin yeni bir döneminin de habercisi. Artık romantik dönemi geride bıraktığını imleyen İnal, yapıtında doğayla daha iç içe, duyguları daha iletken yorumluyor. İnal’la Kap Kario‘yu konuştuk. SAYFA 10 ? 26 OCAK ? Gamze AKDEMİR “(...) İri yengeç yüzlü yargıç olup biteni fısıldadı da şanlı bitkiler üzerinden ak semaya birikti kara ses (...) Mavi gözlü yargıç olup biteni yönetti şanlı sözlerle harap etti sedefleri su filizlerinin aralarındaki gizli uğultu tehdit eden güç güneşin aykırı kolu kuytulara çağırıyor seni (...)” “Sessizlikte Yakılanlar” adlı şiirden ap Kario ve Par olmak üzere hazırladığınız iki şiir kitabınızı yayıma hazırladığınızı ayrıca bin sayfalık otobiyografik bir lirik de yazdığınızı söylemiştiniz sizinle ilk konuştuğumuzda. İlk olarak yayımlanan Kap Kario’nun kapsamı olmak üzere bu kitapları sorarak sondan başlayalım söyleşimize. Evet, otobiyografik bir anlatı/ inisiyatik yazı ya da canlandırma olarak adlandırdığım bir yazı uğraşı içindeyim. Uzun süreceğe benziyor. Yanı sıra yakın geçmişe ait bir novella üzerinde çalışıyorum, bitmek üzere. Kap Kario ise doğaçlama zihnime akan, esinle yazdığım metinlerden oluşuyor. Par bir sonraki şiir kitabımın adı. Bütün bunları anımsamanız çok hoşuma gitti. Teşekkür ederim. Şiirde usta ve yaratıcı dil denilince akla ilk gelen isimlerdensiniz. Bu yapıtınızda da sonda bir sözlük yer alıyor, tarihsel bir sözlük…. Örneklerseniz Kap Kario toplamında (böyle diyebiliriz sanırım) hangi “eskiyeni” kelimeler, ritüeller öne çıkarak okurla buluştu, şiirinizde vücut buldu? Tarihin hangi dönemi en çok neden ağır basıyor yapıtın esininde? Benim yakın geçmişim parçalanmalar, bölünmeler, köklü bir ailenin dağılması, yürürlükte olan siyasetin bir aileyi maddi manevi yok etmesi, belleksizliğe, umarsızlığa, burjuva ikiyüzlülüğüne duyduğum öfke, geçmişimle ilgili keşfettiğim önemli kırılma noktaları, babamı annemi yeniden keşfetmem, kardeş K “ROM BIRA Tar da gürü mızıkçı insanoğ nin hem lu bir y bir muh mı? Rom Artık şi nıyorum ladığım deniz m ederken kibrini di, serin karakte zı aşk i Şimdi a sahip o düştüğ denle a benzeş benim dan ben son kit içindey den du kaldırıy cesaret “Ben birçok kadın gibi Ataerkil dönemden çok yara aldım. Bedenim ve ruhum yara bere içinde” diyor Gülseli İnal. “NES ÜSTE Ve duğunu Onu so 201 Dişil dö gibi At Bedeni Erkek e düm. İl beş yaş egemen cumun Başlard kimliği dönüşt Kuşağı alanınd Yıllarca dı. Ark Hintlile dönem 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1145 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle