Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
erini ve rlar. u bir yıca az ıllarda an yaerdi. ibi, inGüve ollayıp dü, kulcuya mega elak anadan nun katılan, ef da kaolabinen, en yagibi arurdu yaman ardan n ve nın” çiinin kkür ki iki rtgurndeki gözü ülkeşüm ki evre, noktası, duları. p da Bu andeyinerin ile geanat yok, Uyumünlük ilk gibu rlar. sanayi süreciş olsalara ve amasözlman le sagönşim de R kültüerini üzen üler ekdörluğu, e, Alelim. Almanlmankleritaı ¥ 1111 kafalardaki duvar kalkmadı, sözü günümüze dek yaygın. “Bizim Türkler” sözü, 1990’a gelindiğinde yerleşim sürecinde epey yol alındığını, Türklerin “yeni yurttaşlar” olarak kabul görmeye başladığını gösteriyor. Ama birleşmeyle, bir de demirperdenin kalkmasıyla birlikte, Türklerin yerleşim ve “uyum” sürecinde ani bir durma, giderek gerileme yaşandı. Almanya, kaynaklarını Doğu Almanya ve Doğu Avrupa uyumuna ve kaynaşmasına kaydırdı. Türkler bir gecede kaynaksız, desteksiz bırakıldı, unutuldular. Göçün ellinci yılında ‘Oturma İzni’nin Doksanlı yıllar böyle geç sunuyor Yüksel Pazarkaya. Yukarıd ayeni basımını okurlara Gamze Akdemir’le... ti. Doğu sınırlarının açılülkelerinde yaşamalarına izin vermeması, Doğu Avrupa’nın Hıristiyan inmiş yaşam. (Yaşam mı, düzen mi?) sanlarına öncelik verildi. İki binli yılAma unutamayız; Almanya, Güney lara gelinip de ülkedeki Türkler yeniAvrupa ülkelerini bitirip, işçi ve emek den anımsanmaya başlayınca, onların alımı için 1961 Ekimi’nde Ankara ile yabancılıkları, uyumsuzlukları, eğisözleşme imzaladığında, Atatürk’ün timsizlikleri yeniden öne çıkarıldı. kurduğu laik Cumhuriyet ile sözleşme Tartışma sürüp gidiyor. Kolay kolay imzaladığını bilmektedir. Yoksa, Türda bitmeyecek. 1 Mayıs 2011 gününkiye’ye ne bu konuda, ne de 1963’te den başlayarak AB’nin doğu Avrupalı imzaladığı Avrupa ile ortaklık anlaşüye ülkelerinin yurttaşlarına Almanya ması konusunda kolay kolay yanaşırserbest çalışma kapısını da açtı. Türk dı. Bu önemli. Bu bağlamda “uyumyurttaşlarına ise, en sıkı vize rejimini suz” diyebileceklerimiz, laik Cumhuuygulamayı sürdürüyor. Sorun nasıl riyetin karşıtlarının kandırdığı insançözülür? AB insanlarından daha çok lar ve o çıkar için o karşıtlığı dincilik eğitim alarak, daha bilgili ve becerili diye örgütleyenler ve insanları soyup olarak, çağdaş mesleklere yönelerek, sömürenlerdir. Yoksa, Atatürk Cumdini araç etmekten, sömürmekten huriyetinin yetiştirdiği yurttaşların vazgeçerek, hem kafanın içinde hem Avrupa’da bir uyum sorunları yoktur, dışında dincilik davasından vazgeçehiç olmamıştır. Onlar kendilerini karek. Öyleyse, tepkiler ve dışlamalar tarlar, alanlarını geldikleri yerin külhaklı haksız sürecek görünüyor. Oysa, türüyle genişletirler. Bunlar dikkat Almanya gerileyen nüfusu karşısında çekmez toplumda. Bir de doğal olarak daha şimdiden dünyanın her yanınilk kuşağı “yedek emek gücü” olarak dan nitelikli eleman almak için kolları kullanan Avrupa sermayesi ve onu sıvamış durumda. Konuya edebiyat, temsil eden siyasetler var. İnsanları özellikle öykü açısından bakarsam, oyuncak ettiler. Konjonktür yükselinşimdiye dek yayınladığım altı öykü kice davul zurnayla çağırdılar. Kriz baş tabımda dil ve deyiş, izlek ve kurgu gösterince, suçu onlara buldular. yinemelerinden kaçındığım dikkat çeOturma izinlerini, çalışma izinlerini kecektir. Şimdi tek tük dergilerde yauzatmadılar, geri gönderdiler, aile biryınladığım yeni öykülerin de, bu açıleşimini engellediler. Yurttaki düzenlardan, ne Oturma İzni öyküleriyle, lerini bozarak, yeni bir yaşam düzeni ne diğerleriyle yineleme ya da çeşitlekurmak için gelen insanlar, çaresiz çame anlamında bir ilişkisi olacaktır. balayıp dururken bir de “uyumsuz” Öyle umuyorum. damgasını yediler. İnsan kuru bir ka“ÖYKÜLERİM GERÇEKLE lıp değildir. BAĞINTILI KURGULARDIR” Kitabınız, Alman’ı yerin dibine ba İyisiyle kötüsüyle geleneğini göretırmıyor yani yüceltmiyor da bu çok neğini gurbete taşıyan insanların yaaçık ama iktidarların politikalarına rattığı küçük Türkiye manzarası... Öyasıl çekili yuh! Yanıldım mı? le pek de bilmediği Batı ile elbet özle İktidarın ulusunun olmadığını öğşememiş ama karışmış, karman çorrendik. Siyasetin odağında, özellikle man olmuş daha doğrusu... Daha meiktidar politikalarının odağında insan deni yönlerinden ürkmüş, kimini meyoksa, insan onuru, insan hakları en tazori veya gönüllü benimsemiş ama önemli, en ön görev bilinmiyorsa, yuh fikri sabit olanı huyundan vazgeçemeda çekseniz para etmiyor. Gözünde miş... Özünden değil kastım huyunçıkar olan, dolayısıyla uluslararası lodan... Dövmüş karısını, kızını baskılabilerin yönlendirdiği iktidarlar, insanmış... Alman uyumdan sen bize uy’u sız bir politikanın tutukluları. İçerde anlamış Türk direnmiş sen de bize uy ve dışarda insana hangi yatırım yapıldemiş. Uyum karşılıklı olmalı demiş! mıştır, buna bakmak gerekir, ölçü bu. Ama olamamış ve hâlâ tam anlamıyla Göç insanına elli yıldır dişe dokunur olamıyor da sanırım? bir yatırım yok. Bundan vazgeçtik, anayasal hakları da yok. İşte bir seçim Bu öyküler gerçek bağıntılı kurgudaha. Bu kaçıncı seçim! lar. Gerçek bağıntısı da genelde göze batanı, abartılı olanı, sıra dışına kayagamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr nı, yolu terk edeni örnekliyor. Yaşamın izin vermemesini, göç insanlarına Oturma İzniGüz Rengi/ Yüksel Pazarkaya/ Cem Yayınevi/ 200 s. genellersek, yurtlarında, sılalarında, CUMHURİYET KİTAP SAYI 1111 2 HAZİRAN 2011 SAYFA 5 ¥ ama, kalplerdeki ve