Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayanlar: Mavisel Yener, Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com ÇOCUKGENÇLİK Rıfat Ilgaz 100 yaşında mizah dergiciliğini başlatan ve basın tarihimizin en yüksek tirajlı dergisi olan Markopaşa’yı çıkarır. Muhalif bir dergi olan Markopaşa gözüpek ve iktidar karşıtı tutumundan ödün vermeyince 1950 yılında yayın hayatına veda eder. Ama Rıfat Ilgaz ve dostları kararlıdır; “Merhumpaşa, Malumpaşa, YediSekiz Hasan Paşa, Hür Marko Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba ve Kırk Haramiler” adlı dergilerle yola devam ederler. Rıfat Ilgaz, 1956’da Dolmuş dergisine katılır. Stepne takma adını kullanır. Ilgaz’ın Hababam Sınıfı öyküleri de, ilk kez Dolmuş dergisinde tanışır okurla. 1957’de bir kitapta toplanır tüm öyküler. Ama yazar olarak yine Stepne görünmektedir. Sonradan kendi adını kullanır Ilgaz. Art arda yenilerini yazar Rıfat Ilgaz; çok geçmeden yenileri gelir Hababam Sınıfı’nın; Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı İcraatın İçinde… Sınıf, 1966’da Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu’nda sahneye de çıkar. 1974’ten 1978’e dek üst üste Hababam Sınıfı filmleri çekilir. 1975’te çekilen ilk film, ABD kaynaklı bir sinema internet sitesi olan www.imdb.com (The Internet Movie Database) tarafından 2005 yılında yapılan bir oylamada, dünyanın en iyi üçüncü komedi filmi seçilmiştir. Ne ki, bu denli ünlü bir filmden söz edilirken yapıtın sahibi Rıfat Ilgaz’ın hiç anılmaması Koca Çınar’ı fazlasıyla üzer. Rıfat Ilgaz, 12 Eylül 1980 sonrası yaşadıklarını anlattığı Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra adlı kitabında bunu açıkça dile getirir. Film 2003 ve 2004 yıllarında yeniden çekilir. (Hababam Sınıfı Merhaba2003, Hababam Sınıfı Askerde2004). Rıfat Ilgaz ve sinema dendi mi Karartma Geceleri’ni anmadan olmaz. Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı romanından, Yusuf Kurçenli’nin sinemaya aktardığı film yurtiçi ve yurtdışı yarışmalarda ödüle değer bulunmuştur. Yaşamı boyunca, aydınlıktan, aydınlanmadan korkan zihniyetlerce, komünizm propagandası yaptığı gerekçesi ile tutuklanan, cezaevinde yatan, sansüre uğrayan Ilgaz’ın en büyük ve tek amacı gençleri aydınlatmaktır. Rıfat Ilgaz’ın, çocuklar için yarattığı en önemli ve sevilen karakter Bacaksız, bugün de sevilerek okunuyor. Bacaksız Kamyon Sürücüsü, Bacaksız Okulda, Bacaksız Paralı Atlet, Bacaksız Tatil Köyünde, Bacaksız Sigara Kaçakçısı, Bacaksız Tatil Köyünde adlı yapıtları Bacaksız Bahri ilginç, eğlenceli ama bir o kadar da düşündüren, eleştiren, soru sorduran, aydınlatan iletiler veriyor satır aralarında. Şair, yazar, dergici, yayımcı ve eğitimci Rıfat Ilgaz, Yıldız Karayel adlı romanı ile 1982Madaralı Roman Ödülü ve 1982Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı. Ocak Katırı Alagöz isimli şiir kitabı da 1987 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü’nü aldı. Ilgaz 1993 Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü, sahibidir. 07 Temmuz 1993’te yaşama veda eden Rıfat Ilgaz son şiirinde “Elim birine değsin/Isıtayım üşüdüyse/Boşa gitmesin son sıcaklığım” diyordu. Sıcaklığın boşa gitmedi Koca Çınar, ondan bu çabamız, inadımız, umudumuz. Nice yaşlara! Ë Hazırlayan: Çiğdem GÜNDEŞ ide’de dünyaya gelir Koca Çınar. Annesinin deyimiyle “Derin karda,”… “Şubat olmalı doğum günüm,” der ama kayıtlardaki doğum tarihi 07 Mayıs 1911’dir. Okurları, sevenleri için ne zaman, nerede doğduğunun bir önemi yok, Rıfat Ilgaz yaşamı, yazdıkları, yaptıkları, yapıtlarıyla zamansız yazarlardandır. Rıfat Ilgaz Cide’yi çok sevmiştir. Ilgaz Dağları hep yanında, yüreğinde, adında, imza C sında olsun diye “Ilgaz” soyadını alır. Emekli olduktan sonra Cide’ye yerleşir. “Nerelisin?” sorusunun yanıtı ne Kastamonu’dur ne Zonguldak… O Cidelidir. Ortaokul yıllarında Kastamonu’daki yerel gazetelerde şiirleri yayımlanır. Giderek edebiyatın tüm alanlarında yeşerir Rıfat Ilgaz. Roman, öykü, oyun yazarlığının yanı sıra yayımcılık da yapar, gazetecilik de. Babasının vefatı nedeniyle üniversite eğitiminden vazgeçmek zorunda kalır. Önce Kastamonu Muallim Mektebine gider ve ilkokul öğretmeni olur. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirip Türkçe öğretmenliğine başlar. Şiirleri, Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık gibi dergilerde yayımlanır. Bir süre sonra dergiciliğe başlar. 1942’de Ömer Faruk Topal ile Yürüyüş dergisini çıkarır. Ardından, yakın yazar dostlarıyla birlikte Türk Aydın Ilgaz babasını anlatıyor Rıfat Ilgaz’ı bir de oğlu Aydın Ilgaz’dan dinlemek istedik. Çınar Yayınları Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni olan Sayın Ilgaz kırmadı bizi. Teşekkür ederiz. ıfat Ilgaz’ın oğlu olmak nasıl bir duygu? Büyürken neler duyumsadınız, nasıl etkilendiniz? Rıfat Ilgaz’ın oğlu olmak elbette zor. Onun duygu ve düşüncelerini yayıncısı olarak yaşatmak hem oğul hem de yayıncı olarak sorumluluk istiyor. Çocukluk yıllarımda onun Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt gibi hem halk tarafından sevildiği gibi, bir yandan da eserleri 1950’li ve 60’lı yıllarda okullardaki eğitim programlarının dışında bırakılmıştır. Hababam Sınıfı’nın yazarı, ama Stepne takma adla yazması benim okuduğum okullarda öğretmen ve arkadaşlarımdan saklamam gerekiyordu. Bu kadar sevilen bir yazar için övünmem gerekirken suçluluk duyuyordum. Hatta üniversite için burs kazanıp Amerika’ya gitmek için pasaport almak da bile zorlanmıştım. 1940’lı yıllarda babamın yazdığı şiir kitabının kabının kırmızı ve adının Sınıf olması siyasi yasaklı renk ve sözleri kapsadığı için bu olay babamın ve tüm ailemizin de yaşamını etkilemişti. Rıfat Ilgaz, “sakıncalı!” yazarlarımızdan olmakla birlikte Hababam Sınıfı başta R olmak üzere, eserleri her devirde çok okunmuş. Sizce bu yaman çelişkinin sebebi / sebepleri nelerdir? Yapıtlarını yıllar öncesinde yazdığı halde günümüzde de çok kolay okunabilir, yalın bir dili vardır. Toplumsal sorunları işlediği için de her okuyan kendinden bir şeyler bulur yapıtlarında. 1940’lı yıllarda sakıncalı görülen Rıfat Ilgaz’ın yapıtları bugün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 100 temel eser olarak öneriliyor. Karartma Geceleri ve Halime Kaptan bu önerilen kitaplardandır. Rıfat Ilgaz’ın üzerinden kaldırılan bu gizli baskı bu kuşak okurları tarafından çok okunur olmasını sağlıyor. Sizde de yazarlık hamuru vardır, yazmayı düşünmediniz mi? Ortaokul yıllarında yazdığım öyküleri Can Yücel çok beğenirdi. Hatta babama, “Şiirde bilmem ama öyküde seni geçebilir” diye takılırdı. Ama ben mühendislik öğrenimi gördüm. Babamın yazdıklarından dolayı sakıncalı olması beni hep edebiyattan uzak tutmuştu. Yayıncılığa başladıktan sonra “Sınıf’ın Efsa nesi” adlı kitabımı yazdım. Rıfat Ilgaz’ın bütün eserlerinin basımını geçen sene İş Kültür Yayınlarına devrettiniz? Beklentiniz neydi? AI: Rıfat Ilgaz’ın doğumunun 100. yılı nedeniyle tüm eserlerini İş Bankası Kültür Yayınları ile ortak çıkarmaya karar verdik. Diğer önemli bir nedeni de; dağıtıcı firmaların kitaplarımızı Türkiye’nin her bir tarafına iyi dağıtmadıklarını düşündüğümden, bu konuda İş Bankası Kültür Yayınları’nın her yerde açmaya çalıştıkları kitapçı dükkânlarında daha iyi okura ulaşabileceğine inandım. Bir yayımcı olarak, Türkiye’de çocuk ve gülmece edebiyatını nasıl değerlendirirsiniz? Teknolojinin gelişmesiyle kitapların basılması, dizilmesi kolaylaştı. Yayınevlerinin sayısı çoğaldı. Ama bu demek değildir ki kitap yazmak da kolaylaştı. “Ben de kitap yazarım” diyenler çoğaldı. Çocuk kitaplarında görsellik öne çıktı ama içerik ikinci plana alındı. Yayıncılar da basacakları kitapları iyi değerlendirmek zorundadırlar. Günümüzde gülmece sözcüğü de bence mizah sözcüğünü karşılamıyor. Gülünsün diye yazılınca sanki biraz zorlama oluyor. Oysa mizah hem güldürüp hem de düşündürür. Gülmece bir edebiyat türü değildir. Bir biçemdir. Rıfat Ilgaz da gülmece veya mizahın bir tür olmadığını, bir biçem olduğunu savunurdu ve mizahın gülmeceye göre daha kapsamlı olduğunu düşünürdü. Örneğin Hababam Sınıfı oyununu Rıfat Ilgaz seyirciyle birlikte izlerken, önünde oturan küçük bir kızın babasına, “Biz buraya gülmeye geldik, oysa sen ağlıyorsun…” diye sorduğunu duyar. Babanın verdiği yanıt ise, “İster gülerim ister ağlarım! O benim bileceğim iş!” olur. Yani kızının olaya bakışı ile babanın olaya bakışı arasında fark vardır. Hababam Sınıfı’nı film yapma fikri nerden çıkmıştı? Öneri kimden gelmişti? Hababam Sınıfı Dolmuş Mizah Dergisi’nde 87 bölüm olarak yayınlandı. O yıllarda haftalık dergilerde yayınlanan bölümler sonunda bir roman olarak basılırdı. Hababam Sınıfı romanının okuyucu tarafından sevilmesinden tiyatro sanatçısı Ulvi Uraz çok etkilenir ve babamdan bunu bir tiyatro eseri olarak tekrar yazmasını ister. Rıfat Ilgaz eseri oyunlaştırır. Yıllarca kapalı gişe olarak Anadolu’nun her köşesinde oynanır. Ayrıca üç tiyatro eseri daha yazar, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı. Bu eserlerde İnek Şaban karak Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D: 1 Balçovaİzmir www.maviselyener.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 24 2 HAZİRAN 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1111