Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y azı yazarlar vardır, bir kuşağa öncülük ederler. Tıpkı on dokuzuncu yüzyıl Rus yazarlarının “Gogol’ün ‘Palto’sundan çıktıkları” gibi pek çok yazar onların edebiyatta açtıkları yoldan yürür. Örnekse, Juan Rulfo böylesi bir yazardır. Yalnızca iki yapıt (Kızgın Ova ve Pedro Paramo) vermiş olmasına karşın, birçok Latin Amerikalı yazar, Rulfo’yu “yazınsal babası” sayar. Kanımca, Ernesto Sabato da bu tür yazarlardandır. Ne rastlantı ki o da yalnızca üç roman (Tünel, Kahramanlar ve Mezarları ve Karanlıkların Efendisi) yayımlamış olmasına karşın, Arjantin edebiyatından başlayarak tüm bir Latin Amerika edebiyatına yayılan derin bir etki uyandırmıştır döneminin ve izleyen kuşağın yazarları üstünde. eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Arjantinli yazar Ernesto Sabato, yüzüncü doğumgününe iki ay kala yaşama veda etti Bağımsız, muhalif ve usta B komşu” olarak değil, çağdaş Arjantin edebiyatına açılan “tünel”i aydınlatan yazar olarak da anımsadılar. BİR BİLİM İNSANI Ernesto Sabato’yu bugün bir romancı, gazeteci ve deneme yazarı olarak tanıyoruz; ama o ilk başlarda bir bilim insanı olmayı seçmişti. 1930’ların ilk yarısında La Plata Ulusal Üniversitesi’nde fizik ve matematik öğrenimi görmüş, aynı okulda 1937’de fizik dalında doktorasını tamamlamıştı. 1938’de Paris’te Curie Laboratuvarı’nda, ertesi yıl ABD’de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde araştırmalar yürütmüş, 1940’ta Arjantin’e döndükten sonra 1945’e kadar LaPlata Ulusal Üniversitesi’nde ve başka okullarda kuramsal fizik dersleri vermişti. Ne ki, aynı yıllarda o bilim insanının bağrından bir edebiyat insanı doğuyordu. Sabato, Arjantin’in önde gelen gazetelerinden La Nación’un edebiyat sayfasında makaleler yazmaya başlamıştı. 1945’te Peron yönetimine muhalefeti yüzünden üniversitedeki görevinden uzaklaştırılması ise belki de, onun bilim alanından edebiyat dünyasına geçişini hem kolaylaştıracak, hem de hızlandıracaktı. sik” diye tanımlanması hiç de şaşırtıcı değildir. İYİ BİR KOMŞU 24 Haziran 1911’de geldiği bu dünyadan 30 Nisan 2011 günü ayrılan Sabato, birkaç gün sonra açılacak olan Buenos Aires Uluslararası Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı seçilmişti. Sabato’nun ölümünün ardından oğlu Mario Sabato’nun yaptığı açıklama, onun alçakgönüllülüğünü gösteriyordu: “Babam, bir keresinde, ‘Öldüğüm zaman, ara sıra aksilik etmekle birlikte temelde iyi bir adam olan bir komşu gibi anımsanmak istiyorum’ demişti.” Kitap Fuarı’nın açılış töreninde, Sabato’yu yalnızca “iyi yürekli bir PSİKOLOJİK ANLATI Tünel, Buenos Airesli bir ressamın, Juan Pablo Castel’in, bir kadına olan takıntısının, saplantısının karanlık, psikolojik anlatısıdır. “Tünel”, kimi eleştirmenlere göre, Castel’in toplumdan duygusal ve fiziksel yalıtılmışlığının simgesidir. Ressam, hapisteki hücresinden, onu kendisini anlayabilecek biricik insanı öldürmeye götüren olayları anlatır. Aslında, Sabato’nun Tünel’i ile, Camus’nün, bir Arabı öldüren, ama bu suçtan çok, yalnızca gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeye yanaşmadığı için toplum dışına itilen ve ölümle cezalandırılan bir “yabancı” aracılığıyla, 20. yüzyıl insanının içine düştüğü yabancılaşmayı ele alan Yabancı (1942) adlı romanı arasında, kuşkusuz, bir yakınlık vardır. Modern dünya ve toplumda insanın yalnızlaşması ve insansızlaşması, iki yazarı da derinden etkilemiş olsa gerektir. Kaldı ki Tünel’in İngilizceye ilk başta The Stranger (Yabancı) adıyla çevrilmiş olması da bir rastlantı olmaktan uzaktır. VAROLUŞ SORUNLARI Sabato’nun ikinci romanı Kahramanlar ve Mezarları (1961), birçoklarına göre, felsefi düşünceler ve gözlemlerle iç içe geçmiş, insana ilişkin ruhbilimsel bir “soruşturma”dır. Kimilerince Sabato’nun başyapıtı olarak kabul edilen bu roman, Buenos Aires kentinin kendine özgü ortamında, tüm bir insanlığın varoluş nedenlerinin temel sorunlarına yönelir; sınırları egemen düşünce tarafından çizilip belirlenen “vatan”, “aile”, “aşk” gibi kavramları uzlaşmayan, başkaldıran bir yaklaşımla irdeler. Birçok yapıtını yakıp yok ettiği bilinen Sabato’nun “yakılmaktan” son anda kurtulan kitaplarından biridir Kahramanlar ve Mezarları. ÜÇLEMENİN SON KİTABI 1974’te yayımlanan Karanlıkların Efendisi, Sabato’nun yıllara yayılan üçlemesini tamamlar. 1976’da Fransa’da En İyi Yabancı Roman seçilen bu yapıt, Sabato’nun 1950’li yıllarda Peron’a karşı duruşundan başlayarak sürdürdüğü diktatörlük karşıtı tutumunun 1970’lerde yoğunlaşmış bir yansımasıdır aynı zamanda. “Kötülüğün” Buenos Aires kentine bulaşıcı bir hastalık gibi yayılmasının, ustalıklı bir roman kurgusuyla anlatımıdır. Sözünü ettiğim bu üç kitabın Türkçe çevirilerinin Ayrıntı Yayınları’nca yayımlanmış olduğunu belirteyim. Ancak idefix’e bakıldığında üç kitap da tüken miş görünüyor. Bu kitaplara Ayrıntı’nın ya da başka bir yayınevinin yeniden el atmasında yarar var diye düşünüyorum. İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU 1984’te, İspanyolca yazan edebiyatçılara verilen en saygın ödül olan Miguel de Cervantes Ödülü’ne değer görülen Sabato, aynı zamanda uzun yıllar askeri darbelerin boyunduruğu altında yaşayan ülkesinin önde gelen insan hakları savunucularından biriydi. Edebiyat çevrelerinde kısaca “Usta” diye anılan Sabato, General Videla’nın 19761981 yılları arasındaki askeri diktatörlüğünün sona ermesinin ardından, 1984’te dönemin devlet başkanı Raul Alfonsin tarafından, faili meçhul cinayetleri, on binlerce insanın kaçırılmasını, işkence görmesini ve öldürülmesini, tutukluların çocuklarının alınıp asker ailelerine evlatlık olarak verilmesini soruşturan Ulusal Komisyon’un başına getirilmişti. ‘SABATO RAPORU’ Sabato’nun başkanlığındaki komisyon, askerî diktatörlüğün ülkede solcular ve devrimcilere karşı yürüttüğü “Kirli Savaş”ın tüm kanıtlarını, görgü tanıklarının ifadeleriyle birlikte elli bin sayfa tutan “Bir Daha Asla” adlı bir kitapta toplamış, bu kitap basında ve halk arasında “Sabato Raporu” olarak anılmıştı. Giriş bölümünü Sabato’nun kaleme aldığı bu raporun yayımlanması sonucunda, askeri cuntanın elebaşıları yargı önüne çıkarılmış, 1985’te aralarında Videla’nın da bulunduğu generaller ömür boyu hapis cezasına çarptırılmışlardı. Yüzüncü doğum gününe iki ay kala yaşama veda eden Sabato, yazarlığında da insan hakları savunuculuğunda da hiçbir partiye bağlanmamış, hep bağımsız, muhalif bir aydın olmayı seçmişti. Gömleğinin yakası hep açıktı, toplumsal ve siyasal eleştirileri ise yakası açılmadık. VAROLUŞÇU BİR KLASİK Aynı yıl, felsefi, toplumsal ve siyasal konulara ilişkin aforizma, görüş ve gözlemlerini içeren Bir ve Evren adlı kitabıyla edebiyat alanındaki ilk başarısını elde edecekti ama, aralarında Victoria Ocampo ve Jorge Luis Borges gibi yazarların da bulunduğu Güney Grubu’nun entelektüel çevresiyle çoktan yakınlık kurmuştu. Sabato, ulusal ve uluslararası ününe, 1948’de yayımlanan Tünel adlı kısa romanıyla erişir. Kimseyle iletişim kuramayan tipik bir varoluşçu karşıkahramanın, insanlık durumunun saçmalığı karşısında içine kapanışını betimleyen Tünel’in, yayımlandığı günlerde Albert Camus, Thomas Mann, Graham Grene gibi yazarlarca övgüyle karşılanması ve New York Times’ın Kitap Ekinde “varoluşçu bir kla SAYFA 6 12 MAYIS 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1108