Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
maz, lioğlu. com n eri mişlik n bazıla r arasınyaş gruncereor. Deslendiği materelen, lan soken. Bu lerin kiap sebilmizun ne için, larının arın poet sitenıtımları ( Beynini Eğit (Bu Beyin Seni Unutur mu?)/ Yazarlar: Clive Gifford, Daniel Gilpin, Conrad Mason, Helen Varley ve Cynthie O’Brien / Çeviri: Ayşe Hacımirzaoğlu/ T.İş Bankası Kültür Yayınları / 320s. / 9+ Soru sormaca oyunu oynadığımız arkadaş toplantılarında, ne çok uğraşırdık ilginç sorular üretebilmek için… “Beynini Eğit”, bu tür oyunlar için mükemmel bir kaynak. 320 sayfada 2000 soru ve yanıt var. Anlayacağınız kitap, devasa bir soru bankası! Beyninizi eğitmek istiyorsanız, hemen başlamalısınız. Bu kitapla, beynin “gri maddesinin” çalıştırılacağı belirtilmiş. Sorular ve yanıtlar kolaydan zora, üç ayrı düzeyde hazırlanmış. Yani beyninizin götürdüğü yere kadar gidebilirsiniz… Konu içinde bilgiler ayrı ayrı kutucuklarda verilmiş ve hemen üstünde hangi sorulara gönderme yaptığı da işaretlenmiş. İlk oyun, metni okuyup sonra sorunun yanıtını hatırlamaya çalışmak olabilir. Eğer bulamazsanız, metne tekrar bakabilirsiniz. O da olmazsa, doğruca 240. sayfaya… Tüm yanıtlar 240295 arasında. Beş ayrı konu başlığı yer alıyor kitapta: Doğa, Coğrafya, Bilim ve İcatlar, Tarih, Spor ve Sanat… Sorular, sağ sütunda sıralanmış. Konuyla ilgili bol resimli anlatımlardan eğer ipuçları alınamıyorsa, arka sayfadaki yanıtlara geçmek serbest. Sorular ve yanıtlar aynı numarayla verildiğinden, yanıtı bulmak çok kolay. 296311 arasında, metinlerde geçen bazı sözcüklerin açıklamalarının verildiği Sözlük bölümü geliyor. Ve tabii onun ardından da Dizin bölümü… Deneyin, 2000 sorunun kaçına yanıt verebilirsiniz acaba? Bizim Evde Grev Var/ Ayşe Yamaç / Bu Yayınevi / Kapak Resmi: Rıdvan Şoray / 152 s / 12+ Her kadın zaman zaman; “Bir gün evde gerçekten hiçbir iş yapmasam acaba ne olur?” diye düşünmüştür. “Bugün kahvaltı hazırlamasam, çamaşır yıkamasam, evi toparlamasam, yemek pişirmesem, bulaşıkları toplamasam…”. Dışarıda çalışsın çalışmasın her kadının aklına gelmiştir, hatta içinden geçmiştir de hayata geçirememiştir muhtemelen. Evdeki kadınların, annelerin, eşlerin aklına gelmiştir de acaba ev halkı hiç düşünmüş müdür “anneler ev işlerini yapmasalar, en azından bir süreliğine… Acaba ne olur?” “Bizim Evde Grev Var” isimli kitabın başkişisi Cengiz’in annesi Sultan Hanım, bunu gerçekleştiriyor. Hem de öyle iş yavaşlatarak ya da sessiz sakin değil; hazırladığı sav sözleri evin her yanına asarak tüm ev halkına duyurarak. Cengiz, bir gün okul dönüşü eve gelince duvarlarda tabelalar görür; “Kirli çamaşırlarınızı banyodaki kirli kutusuna atınız. Kirli kutusuna atılmayan çamaşırların sorumluluğu kabul edilmeyecektir. AİLENİZİN ÇAMAŞIRCISI” ya da “Nasıl bulmak istiyorsanız, öyle bırakınız. AİLENİZİN TUVALET TEMZİLEYİCİSİ” yazılı tabelalar Cengiz’i şaşırtır. Ne yazık ki bu duruma alışması gerekmektedir. Çünkü annesi Sultan Hanım kararlıdır ve herkes üzerine düşen görevleri yerine getirinceye dek pes etmeye niyetli değildir. Aslında yapmak istediği; birlikte yaşayan kişilerin yaşamın her anında birbirlerine maddi manevi destek olması gerektiğini anımsatmaktan ve başka bir şey değildir. Öğretmen olan Sultan Hanım, tüm gün okulda çalıştıktan sonra eve gelip ev işlerini yaparken eşi Cüneyt Bey, iş çıkışı kahvehaneye gidip dinlenmektedir. Oğlu Cengiz ise ev işleriyle hiç ilgilenmediği gibi kendi üstüne düşen görevleri bile yapmamaktadır. Bu duruma bir son vermek isteyen Sultan Hanım da grev yapmaya karar verir. Evdeki hava, Cengiz’in İstanbul’da üniversite öğrencisi olan ağabeyi Cenk’in tatil için bir haftalığına eve gelişiyle yumuşar. Cenk’in kısa ziyareti sadece evdeki greve ara verilmesini sağlamakla kalmaz; Cengiz’in yaşadığı pek çok sorunun da çözümüne de yardımcı olur. Ayşe Yamaç, satır aralarında dünya sorunlarına, kadın haklarına da değinmiş kısa ama öz mesajlarla. Romanın kurgusunda, zaman şakalarla zaman zaman yakınmalarla verilen bu iletilerle kadının önce birey olduğunu vurgulanıyor. Evde grev yapmak isteyen annelere, annelerini daha iyi tanımak isteyen gençlere iyi okumalar! Oz Büyücüsü/ L.Frank Baum / Resimler: Necdet Yılmaz / Yorumlayan: Muzaffer Samur / Kelime Yayınları / 96s. / 7+ Dünya klasiklerinden Oz Büyücüsü, yeni resimleri, yeni yorumu ve formatıyla, okurların karşısında… Dorothy’nin, yol arkadaşları Toto, Korkuluk, Teneke Adam ve Aslan’la yaşadığı macera, 1900 başlarında yazılmış ve o günden bu güne yüzlerce filme, oyuna, baleye konu olmuş. Bu kez, önemli bir projenin masal kitabı olarak çocuklarla buluşuyor. Arka kapakta, proje kapsamı hakkında bilgi veriliyor: CUMHURİYET KİTAP SAYI 1108 KİTAPÇI “Oz Büyücüsü, Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından ilk kez 20092010 sezonunda sahnelenmiştir. Şimdi de masal kitabı olarak, Anadolu’daki tüm çocukları tiyatroyla buluşturma projesi kapsamında, Mehmet Zorlu Vakfı tarafından siz değerli çocuklarımıza ve gençlerimize sunulmaktadır”. Dorothy, teyzesi, amcası ve köpeği Toto ile bir çiftlikte yaşar. Canı çok ama çok sıkılır Dorothy’nin. Ve işte macera başlar… Keyifle izlenen, zevkli okunan ve unutulmayan bir klasik: Oz Büyücüsü. nın haneği koyerek, malarınmesini uşturululuğu rmada ğu göz çin bir anlaşılaeğimiz hoo.com mail.com Ottoline Okula Gidiyor/ Yazan ve Resimleyen: Chris Riddell / Çeviri: Murat Mehmet İnceayan / İş Bankası Kültür Yayınları / 170s. / 8+ Bazı kitaplarda resim ve metin dengelidir. Bu kitapta görsel zenginliğin metnin çok önüne geçtiği söylenebilir. Yabancı basında da bu özellikleriyle yer almış: Guardian kitabı, “Çok güzel resimlenmiş,” diye tanımlıyor. Daily Mail ise, “Çok zevkli resimler, kurnazca süslemeler, akıllıca resimsel sürprizler ve görsel şakalar söz konusu” diye özetliyor. Ottoline’ın annesi babası dünyayı dolaşan koleksiyoncular olup çok sık seyahat ettiklerinden kartpostallarla haberleşirlerdi. Ottoline yalnız yaşardı ama yalnız kalmazdı, en azından köpeği Bay Munroe ona arkadaşlık ederdi. Ottoline’ın arkadaşı Cecily farklı yeteneklilerin eğitim gördüğü Alice B. Smith okuluna gidecektir. Ottoline da arkadaşıyla aynı okula gitmeye karar verir. Acaba okulda kendisinde nasıl bir yetenek olduğunu bulacaktır? Okulda günler geçer, bütün çocuklar yetenekli oldukları etkinlikleri keşfetmeye başlarlar: Perdelerle kâğıt katlama sanatındaki olağanüstü yetenekler, havada çiçek düzenlemedeki şaşırtıcı yetenekler, tabak döndürmedeki olağanüstü yetenekler bir bir ortaya çıkar. Ottoline hepsini dener ve ancak hiçbirinde başarılı değildir. Öykü içinde küçük küçük öyküler de anlatılıyor. Resimler ise bir yandan metni anlatırken, bir yandan özgür yeni öykülerini oluşturuyor. (Can ve Çamur’un) Orman Macerası/ Zeynep Alpaslan / Resimler: Mustafa Delioğlu/ Mavibulut Yayınları / 88s. / 710 yaş Resim dersinde öğretmen öğrencilerden onlar için en güzel şey neyse onu çizmelerini istemese, belki de bunlar gelmeyecekti Can’la Çamur’un başına. Can resminin konusu olarak Çamur’u seçmese, olaylar zaten çıkmazdı. Hele öğretmeni Çamur’un resmini görünce, “Ay, bu ne çirkin bir köpek böyle!” demese, Can da gülme krizine tutulmamış olsa… Olaylar birbiri üstüne binince, macera ilerlemeye başlar. Can, Çamur’un peşinde ormana dalar. Çamur niye kızmış Can’a acaba? Ama kızgınlığın, küskünlüğün sırası değil. Ormanda büyük bir tehlike onları bekliyor. Büyük, çok büyük. Dev kadar büyük. Yok yok, resmen bir dev bu! Üstelik, Can ile Çamur’u tuzağa düşürmüş. Ha ha ha ha… Köpeği bırakıp Can’ı yiyecek hem de. Neşeli çocuklardan hiç hoşlanmıyor çünkü. Hele kahkahalarla gülenlerden… E ama bu dev neden hoşlanmıyor ki gülen çocuklardan. Hmmm… inmeli… Çocukluğuna değin inmeli. Neler var acaba orada? Çocukken neler geçmiş devin başından? Ama acele etmeli. Yoksa Can’ın hayatı tehlikede… Dev, mikado oynamayı bilir mi acaba? Sayfaları çevirelim, okuyup öğrenelim… Müzedeki Hanımefendi Sindi/ Nurettin İğci/Fotoğraflar: Belirtilmemiş/Yayınevi: Belirtilmemiş/ 64s./8+ Sindi gerçek bir köpek, Basın Müzesi’nin köpeği… Müzeye yavruyken gelmiş, yıllarca orada yaşamış. Yazar, bu köpeğin hayat hikâyesini yazmaya karar verince, “Annesini ve babasını bir kez olsun görmemiş bendeniz Sindi’den merhaba,” diyerek köpeğin diliyle başlamış öyküye. “Collie” cinsi bir köpek olan Sindi, Basın Müzesi’ne gelişi ve sonraki yaşamından kısa kısa parçalar anlatırken güncel yaşama dair hemen hemen her şeye değiniyor. O bir köpek ama insanların sorunlarıyla herhangi bir insandan daha çok ilgili ve duyarlı; gazeteleri okuyor, haberleri dinliyor ve kendi yorumlarını yapabiliyor. İngilizce biliyor, böylece turist köpeklerle bile konuşup dünyadan haberler alıyor… Basın Müzesi’yle ilgili bilgilerden sokak çocuklarına, hayvan hakları evrensel bildirisinden (maddeler halinde sıralanıyor) futbola hemen hemen her konu var kitapta. Seçim afişleri, askerlik, “Haydi kızlar okula” kampanyası, resim sergisi, TRT’nin açılımı, Obama, internet kafesi… Sindi her şeyi merak ediyor ve öğreniyor. İki yaşındayken ilk kez kar görünce, gözleriyle merakını belli eder, böylece Saadet annesi ona karın nasıl oluştuğunu anlatır. Sindi karın neden yağdığını öğrenir ama ortaya çıkardığı sorunların da farkındadır: “İstanbul gibi on beş milyona yakın insanın yaşadığı bir kentte, kimi sorunları da beraberinde getiriyordu. Yollar, ne demekse Arap saçına dönmüş, insanlar gidecekleri yere ulaşmakta zorluk çekmişti.” Basın Müzesi’nin köpeği Sindi hâlâ yaşıyor mu bilinmez, ama bu kitabın yalnızca metinleriyle değil, resimleriyle de yaşayacak. İnsan gibi düşünen bir köpeğin anı defteri niteliğindeki kitabın 48. sayfadan sonrası Sindi’nin fotoğraflarıyla donanmış. Mustamuçin/ / 7+ afa Bal/Cum Küçük Kurt’un Kötülük Kitabı/ İan Whybrow / Resimler: Tony Ross/ Tudem Yayınları /126s. / 7+ Çok mu iyisiniz? Birazcık kötülük karıştırmak istemez misiniz şu iyi kalpli halinize? Hele anneniz babanız ille kötü olmanızı istiyorsa… Hainlik, düzenbazlık, kandırmaca, kötülük, kötülük, kötülük… Yooo, eğer iyi bir kurtsanız, hiç kolay değil kötü olmak. En korkunç Başkötü’nün Kurnazlık Okulu’na bile gitseniz, işiniz zor... Çünkü Başkötü, kimseye bir şey öğretmek istemeyecek kadar kötü. 1.kural: Sürekli öfleyip pöfle 2.kural: Tonlarca kaba sözcük kullan 3.kural: Kafadan palavralar at. Küçük Kurt, kendi çabasıyla kötülüğün dokuz kuralını öğrenmek ve sınavı geçip Kötü Rozet’ini almak zorundadır. Aksi halde, eve dönemeyecektir. Küçük Kurt dizisinin beş kitabı var: Kötülük Kitabı, Zor İşler Günlüğü, Vahşi Yavrular için Perili Malikânesi, Orman Dedektifi, Sürü Lideri… Amcası Başkötü’den kötülük öğrenmek için yola çıkan Küçük Kurt’un anne ve babasına yazdığı mektuplardan oluşan kitapların her biri, sağından solundan muziplikler fışkıran, sürprizlerle dolu bir okuma vaat ediyor okurlarına. Çocuklar için yüzü aşkın kitabı olan İngiliz yazar Ian Whybrow, yazar olabilmek için öğretmenlik kariyerine son vermiş ve çocuklara çok yakın bir mizah anlayışıyla, sıra dışı kitaplar yazmış. Küçük Kurt dizisini, tanınmış illüstratör Tony Ross resimlemiş. Okumakla bitmeyen, satır aralarında gizlenen komik göndermeleri ve eğlenceli buluşlarıyla, küçük okurların tekrar tekrar okuyacakları bir dizi. Define Adası/ Robert Louis Stevenson / Resimleyenler: Fred Simon ve JeanLuc Simon/ Senaryolaştıran: Davit Chauvel Çeviri: Berfu Durukan/Desen Yayınları /142s. / 8+ Öğrenciler, okullarda okuma ödevine dönüşen 100 Temel Eser Listesi’nde olan “Define Adası”nı, çizgi roman olarak okumaya ne dersiniz? İşte size, ödevi zevkli bir hale getirecek harika bir kitap. Stevenson’un klasikleşen yapıtı, senaryo haline getirilmiş, ardından resimlenmiş. Kitap, kalın kuşe kâğıda baskılı renkli resimleri ve romanla bire bir eş öyküsüyle, hem eğlenceli, hem kolay bir okuma sunuyor küçük okurlara. Romanın küçük kahramanı Jim Hawkins, babasının hanına konaklamaya gelen yaşlı bir korsanla tanışır. Korsanın ölümü üzerine, sandığında bulduğu define haritası, Jim’i heyecanlı, bir o kadar da tehlikeli bir maceraya sürükleyecektir… Kitap yalnız çocukları değil, çizgi roman seven yetişkinleri de zevkli bir okumaya çağırıyor. urcu sel Yelik ödü0 TL, manı yana yörileceği .2011. entepe l. TohumŞule MU Yüzyıl debiyatı ek u’nda cuk de yer gi için: 1108 12 MAYIS 2011 SAYFA 29