Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Delidolu Arkadaşım/ Daniel Pennac/ Çev.: Filiz Atay/ Günışığı Kitaplığı/ 278 s. Daniel Pennac bir ilkgençlik klasiği olarak nitelenen romanı “Delidolu Arkadaşım”la okuyucuların karşısına tekrar çıkıyor. Özellikle polisiye ve deneme kitaplarıyla Türkiye’de de oldukça sevilen Fransız yazar Pennac’ın özgün dilini, zengin üslubunu yansıtan kitap, dört uzun öyküden oluşuyor. Eski bir ilkokul öğretmeni olan yazar, “tuhaf işler bakanı” Kamo ile arkadaşının çılgın ilköğretim yıllarını, çocukluktan ergenliğe geçiş süreçlerini yansıtıyor. “Delidolu Arkadaşım”, her yaştan okur için ince bir mizahla anlatıyor. Büyük Roman – Son Cariye, İlk Sultaniçe/ İzzeddin Çalışlar/ Doğan Kitap/ 174 s. 1941 yılında Boğaziçi yalılarından biri olmadık bir buluşmaya ev sahipliği yapar: Kaderinde kadın olarak yaşamak olan bir İstanbul beyefendisi, saraydan kalma son soytarı, ilk kuşak sosyalistlerden bir şair, din değiştirip kardinalliğe kadar yükselmiş emekli bir rahip ve son padişaha karşı platonik aşkını kalbinden atamamış Çingene bir cariye... Okuyucu İzzeddin Çalışlar’ın bu kitabında, zorunlu bir ikametten doğan sıradışı ilişkilere tanık oluyor. Yalıdaki bu hareketlilikten doğan hareket ise dönemin cumhurbaşkanı İnönü’ye kadar uzanıyor. Tarihe geçmemiş, kurgusal bu sivil darbe girişimi öyküsü, romana uyarlanmış bir sitkom olarak da nitelenebilir. Kitabın “konuk oyuncuları” arasında Mustafa Kemal, Vahdettin, Tevfik Fikret ve Mithat Paşa da var yer alıyor. İfiyenya Sevda/ İsmet Bertan/ Remzi Kitabevi/ 134 s. Bu roman, Osmanlı İmparatorluğu sınırları arasında Yanya’dan Aydın’a, Aydın’dan Yanya’ya uzanan bir hayatın parçası olan bir Rum kızın, İfiyenya Sevda’nın öyküsünü anlatıyor. Ailesinin en küçük kızı olan İfiyenya yedi yaşındayken, Yörük Ali Efe’nin kızanı İsa ile tanışınca aşkı ilk kez çocuk masumiyetiyle hisseder. Onun aşkı, halkları ve hayatları güçlü bir hortum gibi yerinden koparan savaşa karşı tek zırhı, tek silahı aynı zamanda da tek pusulasıdır. Elinden gelen ise masumiyeti ve aşkıyla, Ege’in iki yakasını felakete sürükleyen düşmanlıklara direnip, hayatına ve aşkına sahip çıkmaktır. Ege’nin iki yakasında aşkın ateşten günleri 19051930 yılları arasında, Sultanhisarlı Rum bir aileni kızı olan İfiyenya’nın trajik öyküsü okuyucularla buluşuyor. Şiir Nedir ve Nasıl Yazılır?/ Veysel Çolak/ İkaros Yayınları/ 248 s. “Şiir tanımlanamaz.’ demek yeterli değil. Çünkü var olan her şey tanımlanabilir. Bu durumda, belki de en doğru yaklaşım; bugüne dek yazılagelen tüm şiirlerin tek tanımının olamayacağını söylemek. Böyledir de. Bu, aynı zamanda yazılan her şiirin özgünlüğünü beklemek anlamına da gelir.” Veysel Çolak kitabında, şiirin “ne” SAYFA 26 10 ŞUBAT 2011 olduğuna dair ayrıntılı bir tartışmaya giriyor ve onun nasıllığına uzanan yolda okuyucuları aydınlatmaya çalışıyor. Bir şiirde aranması gereken özellikler, şiiri oluşturan katmanlar ve sanatlar Çolak’ın kitabında ele aldığı konulardan bazılarını oluşturuyor. Ayrıca bu konuyu, dünyada ve Türkiye’de şiirin tanınan isimlerinin yazılarından da besliyor. Kitap, şiirle ilgilenen herkesin ilgisini çekecek nitelikler taşıyor. Yedi Ölümcül Günah – Şehvet/ Robin Wasserman/ Çeviren: Belgin Selen Haktanır Us/ Dexkitap/ 218 s. Okulun en popüler kızı Harper ne istediğini biliyor: Adam’ı. Beth’in yakışıklı erkek arkadaşını. Sarışın ve sıkıcı Beth’i, çekici ve çapkın Kane de gizliden gizliye istiyor. Miranda, Kane’in asla ondan hoşlanmayacağını düşünüyor ama onu yine de arzuluyor. Bu arada sahneye yeni bir kız giriyor: Kaia. Kaia’nın tek istediği ortalığı karıştırmak ve bu, gerçekleşmek üzere… Robin Wasserman, lise hayatı üzerine kitaplar yazan bir isim. Yazarın, “Yedi Ölümcül Günah” roman dizisi de böyle bir konuyu işliyor. Yedi kitaptan oluşacak bu serinin ilk kitabı ise ‘Şehvet. Bu kitapla birlikte serinin diğer yapıtları da okuyucunun karşısına çıkıyor. Bunlar; ‘Kıskançlık’, ‘Kibir’, ‘Öfke’, ‘Tembellik’, ‘Oburluk’ ve ‘Hırs’. Yol/ Cormac McCarthy/ Çeviren: Sevin Okyay/ Kanat Kitap/ 224 s. “İhtiyarlara Yer Yok”un yazarı Cormac McCarthy’nin ‘Pulitzer ödüllü’ başyapıtı “Yol”, Sevin Okyay çevirisiyle okuyucuların karşısına çıkıyor. “Yol”; karanlık, soğuk, külrengi, sessiz bir dünyanın, korkunç barbarlığın sarsıcı ve epik hikâyesi. Sinemaya da aktarılan kitap, İngiliz çevreci aktivist George Monbiot tarafından “gelmiş geçmiş en önemli çevreci kitap” olarak da selamlanmıştı. Bir babayla oğlunun, alevler içindeki dünyada kuzeyden güneye doğru seyreden yolculuğunu anlatıyor roman. Belki bir nükleer savaş çıkmıştır, belki dünyaya bir meteor çarpmıştır, belki de küresel ısınma yeryüzünün sonunu getirmiştir. McCarthy okuyucuya ne olduğunu anlatmaz. Ne çocuğun ne babasının adı geçer roman boyunca, ne de gidecekleri yerin adı. Tek bilinen her ne olduysa çocuğun dünyaya gelişinden az önce olduğudur. Konusu ve kurgusuyla da dikkat çeken roman okuyucularla buluşuyor. Topraktan Parlamentoya Muammer Erten/ Hakkı Uyar/ Boyut Yayınları/ 304 s. Elimizdeki kitapta, 10. İnönü hükmetindeki Sanayi Bakanlığı görevi ile bilinen ve milletvekili olduktan sonra İsmet İnönü’nün yakın çevresinde yer almış olan Muammer Ertin’in gençlik yılları, anıları, hayatı ve tuttuğu notlar anlatılıyor. Bülent Ecevit’in CHP Genel Başkanı olmasından sonra siyasetten soğuyarak Türkiye Daimi Temsilciliği’nde Uzman Sanayi Müşaviri olarak göreve devam eden Murat Erten, aslında en çok Deniz Gezmiş’in idamının oylamasına katılmayan milletvekilleri arasında yer almasıyla akıllarda yer eden bir isim. Hakkı Uyar’ın hazırladığı bu kitapta, Erten’in kişisel notlarının yanısıra siyaset yaşamının ve o dönemdeki politik çevresinin en önemli orijinal fotoğrafları da yer alıyor. Osmanlı Diplomasisi ve Sefaretnameler/ Hüner Tuncer/ Kaynak Yayınları/ 228 s. Hüner Tuncer kitabında Osmanlı diplomasisine odaklanıyor. Kitaptaki bilgiler, Osmanlı arşiv belgelerinden yararlanılarak okuyucuya sunuluyor. Kitabın birinci bölümünde, geçici diplomasi yönteminin özellikleri ve bu dönemde protokol sorunlarına verilen önem anlatılıyor. İkinci bölümde sürekli diplomasi yönteminin uygulanışı ve bu diplomasinin başlıca özellikleri üzerinde duruluyor. Eserin üçüncü bölümünde ise, Osmanlı diplomasisinde özgün bir kurum olan, Osmanlı elçilerinin görevlerinin bitiminde kaleme almış oldukları sefaretname örnekleri, günümüz Türkçesine çevrilerek tam metin olarak okuyuculara sunuluyor. Duygu Koleksiyoncusu/ Selda Terek/ Destek Yayınevi/ 180 s. “Siz de tam şu anda bulunduğunuz ortamda sizden başka bir kişi görüyorsanız, kendinizi oynamaktan bir an için vazgeçip onun kılığına büründüğünüzde, en az sizinki kadar kocaman bir dünya fark edersiniz. Sizin denizinizde köpüren dalgaların çok daha fazlası onun durgun sularında çoktan kıyıya vurmuş olabilir.” “Aşk O Kadar Aşk”ın yazarı Selda Terek, keyifli ve şaşırtıcı on altı hikâye ve sürpriz bir sonla biten kitabı “Duygu Koleksiyoncusu” ile okuyucularının karşısına tekrar çıkıyor. Hikâyelerin hepsi bütünün bir parçası. Her hikâyenin içinde bulunan sıradan bir karakter diğer hikâyenin başrolünü alıyor. Bu zengin kadrolu kitap okuyucularına ilgi çekici bir okuma vaat ediyor. Umami/ Nurarıklı/ Everest Yayınları/ 136 s. Nurarıklı beklenmedik bir anda keşfedilmiş kendine özgü bir kalem. Yazar “Umami”de topladığı öykülerinde, kendi kişisel mitolojisini var ediyor; kahramanlarıyla, olaylarıyla, imge ve simgeleriyle çok farklı bir öykü dünyası sunuyor. Talât S. Halman’ın deyişiyle ise “bir büyücü” Nurarıklı. “Ustaca bir minimalizmle geniş bir coğrafya yaratıyor, incecik fırçalarla çarpıcı kişi(lik)ler, daracık soluklarla beşeri bir destan” yaratıyor. Nurarıklı, bu çekici dünyalarıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Şeytan, Melek ve Komünist/ Nedim Gürsel/ Doğan Kitap/ 340 s. Nedim Gürsel’in yeni romanı “Şeytan, Melek ve Komünist”te, yolları yirminci yüzyılın büyük yıkımlarını yaşamış Berlin’de kesişen üç kişinin hikâyesi anlatılıyor. Eski harp okulu öğrencisi, eşcinsel ve komünist Ali Albayrak, okuldaki ve Türkiye Komünist Partisi’ndeki lakabı ‘Melek’; hayran, hatta âşık olduğu Nâzım Hikmet’i ihbar eden raporlarındaki kod adı ‘Şeytan’; şehvet düşkünü şarkıcı İpek ve onunla tutkulu bir aşk yaşayan biyografi yazarı. Siyaset ve şiddeti sorgulayan bu çok katmanlı roman, bilinmeyen yönleriyle Nâzım Hikmet’in hayat hikâyesi ya da yirminci yüz¥ yıl tarihiyle bir hesaplaşma olarak da okunabilir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1095