Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş ola Shoneyin, 1974’te Ibadan’da doğdu. Ogun State Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun oldu. İlk şiir kitabı So All the Time I Was Sitting on an Egg, 1997’de yayımlandı. 1998’de Matters of Grave Persistence adlı dosyasıyla Nijerya Yazarlar Birliği Şiir Ödülü’nü kazandı. İkinci şiir kitabı Song of a Riverbird, 2002’de (Ovalion House Yayınları) çıktı. iir Atlası CEVAT ÇAPAN Lola SHONEYIN/ Şiirler/ Çeviren: İlyas Tunç ‘İki yürek yarası. İki düş payı’ L Boğuk seslidir guguk kuşları, içi boş eski ezgilerle Kaç dokumacı kuşu daha kulak verecek Avcıların çağrılarına? Kaç ötücü kuş daha asılacak Dikenli çalılıkların dallarından? Kaç baykuş daha çekinecek ay dansı yapmaktan? Kaç kırlangıç daha akıp gidecek bu toprakların karanlığına? Kaç beyaz horoz daha akıl verecek ünlü konuklara? Kaç ispinoz kuşunun daha ölüsü çıkacak yuvalarından? Rüzgârların güçlü kartalı Nasıl geçtin bu görkemli patika yolu? Daha ne kadar sürecek bu karanlık? Kulaklarınla duy bu önemli sözleri. III. Rüzgârların güçlü kartalı Neler görüyorsun keskin bakışlarınla? Görüyor musun ormanları? Biraz daha sağda, bakışlarının yükseldiği yerde mi? Görüyor musun güçlü gözlerinle şu ormanı? Birlikte bakalım bu karanlığın ötelerine Birlikte bakalım ötelerine bu nehrin Görüyor musun üzerinde tünediğimiz ufacık ağaçları? Duyuyor musun zincirsiz esrimelerle çiftleşen sürülerin uzak şarkılarını? Güneşle kutsanmış yeşillikler ülkesine götür bizi Yeni başlangıçların fidanlarına götür bizi Her dem taze olan barışın köklerine götür bizi Aşk şarkılarının hiç dinmediği şu ormana götür bizi Duy kendi kulaklarınla bu önemli sözleri. İKİ KADIN İKİ BAŞLANGIÇ İki kadın. İki ruh ikizi. Aynı kaynakla lehimlenmiş. İki yürek yarası. İki düş payı. Nehircikler, sürüklenmişler benzer bir güçle. İki tutku. İki hayat arkadaşı. Hayırsız çenelerin boydan boya ısırdığı yüz. İki okşama. İki öpücük. Fallusun açtığı yaralara duygudaş bir tedavi. İki öfke. İki rahatlama. Toplumun kusurlarına aşırı duygusal tepkiler veren. İki asi. İki çakıltaşı. Annelerin yasalarından çöp yığınları yapan. İki görüntü. İki yüz, ekşimiş Kapı aralıklarından konuşmaları dinleyen. İki söz, verilmiş. İki çılgınlık. Özlemle yatak kavgalarına bel bağlayan. İki ses. İki seçenek. Aşkın hantal pençelerine bağlılık sözünü kınayan. İki değişim. İki dansçı. Bildik bir atla geçmişe giden. İki erkek arkadaş. İki derin amaç. Kurnazca bırakıyorlar bu dürüst işi. İki korkunç düş. İki insan, üzgün Arzuluyorlar yumuşacık, sakinleştirici kemirmeleri. İki kaçak. İki yolcu, biletsiz Yaşamın çılgın turlarına çıkıyorlar şans eseri. DİPLOMATİK İKİ YÜZLÜLÜK Herkesin gözü önünde Tartışan bir çift görürsen Birine vurmak için yüklenme diğerine Eminim anlıyorsun demek istediğimi. Davet ederlerse seni Belki yargıçlık etmeye İyice dinle, doğru dinle Açma dudaklarını sakın, Çünkü tartışmayı bitirip onlar Yeniden itiraf ederlerse aşklarını, Kel kâhya durumuna düşersin İki değil onlarca arkadaş kaybedersin sonra, Üstelik çamur atarlar, yeni bir isim takarlar sana Farfara ve çokbilmiş tavırların nedeniyle Mutluluk katili olarak yaftalanırsın Dehşete kapılırsın bunca pislikten. Bu yüzden çağrılırsan Yargıçlık etmeye belki Dinle iyice, doğru dinle Açma sakın dudaklarını. NEHİR KUŞUNUN ŞARKISI I. Tünedim şuracığa, nehrin kıyısına Gözlerim görkemli patika yolda Buradayım çoktandır Çalılığın orda, nehrin sessiz kahkahalarına Duyarsız kalan kayalar üzerinde. Nehir kuşuyum ben Ancak büyük işler beceriyorum gagamla. Maskeleri düşürmeye geldim nehrin kıyısına. Geçmişinden söz etmeye geldim ormanın. Bazıları dediler ki kabile hekimi Uzaklara taşıyacak sesimi Çünkü yüklüdür dilim Sorulmamış sorularla. Bazıları dediler ki kabile hekimi Havada kapacak sesimi Çünkü maskeleri düşürmeye geldim nehrin kıyısına. Nice kuşlar astılar tüylerini Bekliyorken bu şarkıyı Çoktandır buradayım, baksana Otlar üzerinde, herkesten uzak Gözlerim görkemli patika yolda. II. Duyumsuyorum açıldığını kartal kanatlarının Duyumsuyorum sert esintisini uykudaki rüzgârların Aradı buldu kartal yas tutan ormanları İzini sürdü yuvalardan gelen çığlıkların Uykudaki rüzgârların sert esintisidir bu Kartal yaklaştı, önemli şeyler duyacak Güçlü rüzgârların kartalı, soruyorum sana, Nasıl geçtin bu görkemli patika yolu? Kanlı gagalarıyla geçip gitti balıkçıl kuşları Karınlarını altın kenelerle doldurduktan sonra. Yarasalar geçip gitti, karanlık büyüdü kocaman oldu, Sorduk, ne kadar sürecek bu gizli saltanat. İki kadın. İki başlangıç. Gücendirdi karanlık en güzel çağlarında yavru kuşları Bildik güçle lehimlenmiş. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1095 10 ŞUBAT 2011 SAYFA 23