27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 6 ARALIK SALI ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER kimya ya da biyoloji mi anlatırsınız? Matematiği neden İngilizce öğretme aracı durumuna sokuyorsunuz? Matematik bilmek, en az İngilizce bilmek kadar önemli değil midir? Yarın üniversite giriş sınavının da İngilizce yapılmasını mı isteyeceksiniz? 9 ARALIK CUMA İsmet Berkan’ın ordu siyaset ilişkisini işlediği “Asker Bize Siyaseti Verir mi?” adlı çalışmasının ardından Everest Yayınları Celal Başlangıç’ın Kanlı Bilmece’sini yayımladı. İlk baskısı 1987’de yapılan kitap, “‘Kürt Sorunu’nun o zamandan bugüne göz göre göre ‘büyütülmesine’ ve günümüzde içinden çıkılmaz bir açmaza dönüşmesine tanıklık” ediyor. Hasan Cemal de Kürtler kitabından sonra Kürt Sorununa Yeni Bakış üst başlığıyla yayımlanan Barışa Emanet Olun adlı kitabında aynı soruna değinmiş. 12 ARALIK PAZARTESİ Gaye Dinçel, “Hoş geldiniz” sözünün neden ayrı yazıldığını sormuş; “Bana bitişik yazılmalı gibi geliyor” demişti. İngilizcesi “Welcome” diye bitişik yazıldığı için Türkçede de bitişik yazılmalı gibi geliyordur. İngilizcenin, ilk bakışta göze çarpmayan böyle etkileri de var Türkçeye. Ata Nur da “Aldın mı dediğin gözlükleri?” sorusunu, öyküsünü de tatlı tatlı anlatarak iletmişti: “Bir arkadaşım kendisine bir gözlük arıyordu. Belirli bir markanın belirli bir modeli, ABC markasının 123 kodlu gözlüğü. Birkaç alışveriş mağazasında ve birkaç çevrimiçi mağazada beraber baktık bu gözlüğe. Sonra bir sosyal paylaşım sitesinde arkadaşımın bu gözlüklerle çekilmiş bir fotoğrafını gördüm ve ‘Aldın mı dediğin gözlükleri?’ yazdım fotoğrafın altına. Arkadaşım da ‘Çoğul kullanmışsın :)’ yazmış. Bir süre düşündüm. Evet aldığı tek bir gözlük ve ben ‘Aldın mı dediğin gözlüğü?’ değil de ‘Aldın mı dediğin gözlükleri?’ yazmışım. ‘Aldın mı dediğin gözlüğü?’ ve ‘Aldın mı dediğin gözlükleri?’ Her ikisi de bana doğru gibi görünüyor.” İşte bu da İngilizcenin etkisi… Kitap ve film çevirilerinde böyle kullanıldığı için, çoğumuza doğru gibi geliyordur. Oysa İngilizcenin çoğul kullandığı bu tür sözcükleri biz Türkçede tekil kullanmıyor muyuz? “Gözlükler” dendiğinde birden çok gözlükten söz edildiği anlamını çıkarmıyor muyuz? Yoksa bir süre sonra, “Eskiden, Türkçenin Türkçe olduğu dönemlerde biz böyle derdik.” mi diyeceğiz? ? [email protected] [email protected] www.feyzahepcilingirler.com adir Sinan Küçük, sözü, yılan hikâyesine dönen “çanta doluları”na getirip şöyle diyordu: “… ‘çanta doluları’ tamlaması bir bileşik kelime olmadığı gibi, ‘dolu’ kelimesi burada isim olarak kullanılmamıştır. Bir durum belirtmektedir. Sizin kullandığınız biçimiyle çanta kelimesi değil, ‘dolu’ kelimesi çoğullanmıştır ki, hem dilbilgisine hem de mantığa aykırıdır. Doluluğun çoğul bir biçimi olmaz. Dolu durumdaki çantaların çoğul biçimi olur. ‘Çoğul eki çoğullaştırılacak isim hangisiyse ona getirilir’ kuralını görmezden gelmenizin sebebini anlamış değilim.” “Anlamadım” yerine “anlamış değilim” demeler de bana ters; ama konuyu dağıtmamak için şimdilik ona değinmeyeceğim. Şöyle başlayayım: Eylem (fiil) olmayan her sözcük, temelde addır. “Dolu” sözcüğü bir başka adın başında kullanılsaydı sıfat görevine girerdi; ama bir ad tamlamasının içinde, tamlanan görevinde kullanıldığına göre, o da addır ve ünlemler, bağlaçlar dahil bütün adlar çoğul yapılabilir. Belirtisiz ad tamlaması, iki sözcükten oluşmuş bir bütündür. Dolayısıyla çoğullanması gerektiğinde tek tek sözcükler değil, tamlama çoğullanır. Bunun için de çoğul eki tamlanana getirilir. Tamlayanın çoğullanması özel bir durumdur. Kuralı değiştirmez. Kadir Sinan Küçük’ün bana yeterince güvenmediği ortada olduğuna göre, öncekilere ek olarak birkaç kaynaktan daha alıntı yapmalıyım. Haydar Ediskun, Yeni Türk Dilbilgisi (Remzi Kitabevi, 1963) kitabında, “Belirtisiz isim takımlarında çoğul ekini, çok kere belirtilen, bazan da belirten alır.” (s. 124) dedikten sonra o “bazan”a bildiğimiz örnekleri vermiş: “öğretmenler toplantısı, atalar sözü, uluslar antlaşması”. “Belirli ve belirsiz ad takımları tek kavram halinde yalın adlar gibi çekim ekleri, birleşik ad sayıldıkları ölçüde de yapım ekleri alırlar.” (Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri, TDK Yayınları, 8. baskı, s. 336) “Belirtisiz tamlama, yalnız tamlananın ek aldığı bir söz öbeğidir.” (Muhittin Bilgin, Anlamdan Anlatıma Türkçemiz, s. 197) K Kısaca, “Çoğul eki çoğullaştırılacak isim hangisiyse ona getirilir” diye bir kural yok. En azından benim bildiklerim arasında yok. 8 ARALIK PERŞEMBE Japonya’da öğrenci velileri, çocuklarının Japonca öğrenim görmemesi için öğretim bakanlığına başvurdu, desem kimse inanmaz, değil mi? Almanya’da Alman veliler, çocuklarına matematik, fizik, kimya, biyoloji derslerinin Almanca verilmemesini istediler desem… Aynı şaşkınlık. Fransa’da, Çin’de ya da dünyanın herhangi bir bağımsız ülkesinde fen ve matematik derslerinin yabancı bir dilde verilmesini isteyen herhangi bir anne baba çıkar mı? Böyle bir aymazlık hangi ülkede olsa şaşırılmaz? Evet, Türkiye’de. Ancak Türkiye’de veliler, çocuklarının anadillerinde eğitim görmemesi için dilekçe üstüne dilekçe yazıp İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü harekete geçirirler. Bugün “yabancı dilde eğitim” konusunda konuşmak için Kadıköy Anadolu Lisesindeydim. Bir süre sonra fark ettim ki ben, “Birine gerçekten bir şey öğretmek istediğiniz zaman anadiliyle anlatmalısınız.” dediğimde bir öbek alkışlıyor; bir öğrenci söz alıp İngilizce eğitimin parlak bir gelecek anlamına geleceğini söylediği zaman başka bir öbek. Meğer okul aylardır için için kaynamaktaymış. Fen ve matematik öğretmenlerinin çoğu, bu derslerin Türkçe anlatıldığında daha kolay anlaşılacağı konusunda birleşiyor. Okulun eğitim vakfı ve sırtını vakfa dayayan veliler ise matematiğin, fiziğin, kimyanın, biyolojinin, üstelik öğrencilerin bu derslerle ilk kez karşılaşacakları hazırlık sınıfında ille de İngilizce anlatılması için toplantılar düzenleyip İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden karar çıkarmayı başarıyorlar. Anladığım kadarıyla Türkçe anlatıldığında bile anlaşılması zor olan bu derslerin İngilizce anlatılması durumunda kişisel çıkar sağlama hesapları da var işin içinde. Öyle ya, çocukların diyelim matematiği, daha yeni öğrenmeye başladıkları bir dilde anlatıldığında anlamayacakları açık değil mi? Anlamaları için başka birilerinin onlara Türkçe anlatması gerekmeyecek mi? Doğrusu sormak isterdim: Siz birine Türkçe öğretmek istediğinizde ona Türkçe BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Zaman ve Maske adlı şiir kitabını yaratan şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ortaya çıkacaktır. Dikkat: “P/65” ve “Ç/68” harfleri ipucu olarak yerlerine konmuştur. 1 A 2 H 3 D 4 H 5 F 6 A 7 E 8 C 9 D 10 F 11 J Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 12 B 13 H 14 E 15 A 16 H 17 A 18 B 19 H 20 C 21 B 22 A 23 H 24 25 J 26 F 27 E 28 C 29 D 30 J 31 A ... düşüyor aklıma / ve kuşların intihar tasarısından söz ediliyor kentte / soğuyan ellerinde kalıyorum bir kırlangıç gibi” (Ahmet Telli’nin Belki Yine Gelirim’den) 32 B 33 J 34 G 35 G 36 G 37 H 38 D 39 F 40 F 41 E 70 59 60 49 57 58 2 85 53 42 I 43 D 44 G 45 D 46 A 47 I 48 A 49 H 50 C 51 H 69 4 24 16 61 51 37 52 H 53 H 54 D 55 H 56 F 57 H 58 H 59 H 60 H 61 D 19 72 52 76 75 13 23 62 D 63 D 64 A 65 P 74 66 I 67 J 68 Ç 69 H 70 H I. “Ak ... kara gün içindir” (Atasözü) A Tanımlar ve sözcükleriniz: 71 H 72 H 73 A B 75 H 76 H 77 C 78 G 79 A 80 B 81 25 47 42 66 J. Torunu olan kadın A. “... ... Kız” (Jorge AMado’nun bir romanı) 15 79 31 1 81 17 73 46 6 48 34 22 B. “Vahşi ...” (Başrollerinde Mickey Rourke ve Carne Otis’in oynadıkları film). D. “Sofa ... gazı söndürelim.” (Hüseyin Rahmi Gürpınar) 5 10 56 39 26 40 G. Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılmasıyla yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun. 67 11 33 30 54 3 63 45 38 61 9 29 43 62 74 80 12 32 21 18 C. Necati Cumalı’nın bir romanı 1139. sayının çözümü: A. HANGİ BATI, B. AĞLA SEVGİLİ, C. REDD, D. FLASH, E. DÖNÜŞÜ OLMAYAN HİKAYELER, F. ISM, G. VAKUM, H. AYŞEM, I. NAMIK KEMAL, J. IŞITIM. E. Tarafsız, yansız. 41 27 7 14 28 8 50 20 77 F. “... Uçurum” (Refik Durbaş’ın bir şiir kitabı) 78 34 44 36 35 H. “Gittikçe yalnızlaşıyorum bir sen varsın / ... 22 Şiir: “İlham ve keşf / hal ve mana / vahiyle kalbimi yoklayan dağ / sırtımı yasladım / güneşi gördüm Mesut Aşkın.” CUMHURİYET KİTAP SAYI 1140 ARALIK 2011 ? SAYFA 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle