27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER OOOKitap Dokunan Yanar/ Ahmet Şık/ Postacı Yayınevi/ 384 s. “Elinizde tuttuğunuz kitap ortaklaşa bir emek ürünü. Birimiz yazdı. Birilerimiz dizgi yanlışlarını düzeltti. Birilerimiz yazım kusuru olup olmadığını denetledi. Birilerimiz noktalama işaretlerinin doğru ve yerinde kullanılıp kullanılmadığını kontrol etti. Birilerimiz ilk okuma, birilerimiz son okuma süreçlerinde sorumluluk üstlendi ve sonuçta bu kitap ortaya çıktı.” Ahmet Şık’ın dünyada daha önce görülmemiş bir şekilde basılmadan toplatılan ve yayımlanmadan suç unsuru sayılıp çok ses getiren kitabı şimdi onlarca aydının imzası ve cesaretiyle okuyucuların arasında. ‘Dokunan Yanar’ altbaşlığıyla sunulan kitap, bugünkü “dokunulmazlara” cesaretle dokunduruyor. Yolcu, Sparta’ya Varırsan Eğer/ Henrich Böll/ Çeviren: İlknur İgan/ Can Yayınları/ 206 s. Heinrich Böll, İkinci Dünya Savaşı yıllarını anlattığı eserlerinde, anlamsız yere ölüme giden, katılmak zorunda bırakıldıkları savaşı gönülsüz sürdüren insanların korkularını, nefretlerini ve savaşın onların yazgılarını nasıl çizdiğini anlatır. “Yolcu, Sparta’ya Varırsan Eğer”de yer alan öyküler, savaş alanlarında değil de okuldan bozma hastanelerde, tıklım tıklım askerle dolu trenlerde, istasyonlarda, bombalanmış kentlerde, yoksul evlerdeki küçük insanların acılarını dile getiriyor. Böll, bu öykülerinde yalın ve rahat diliyle okuyucuyu hiç zorlamadan, gereksiz süslemelere ihtiyaç duymadan savaş yılları ve sonrasının atmosferini ve duyguları ustaca aktarıyor. “Yolcu, Sparta’ya Varırsan Eğer”, adı dile getirilmeyen büyük bir savaşta küçük roller oynayan adsız insanların yaşamlarına davet ediyor okuyucuyu. Bütün Mutlu Aileler/ Carlos Fuentes/ Çeviren: Zeynep Önal/ Can Yayınları/ 420 s. Tolstoy’un “Anna Karenina”nın açılışındaki, “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile de mutsuzluğunu kendine göre yaşar” cümlesinden yola çıkıyor Carlos Fuentes bu romanında. “Bütün Mutlu Aileler”, çağdaş Meksika’nın tezatla dolu dokusunun aslında ne kadar evrensel olabileceğini gösteriyor okuyucusuna. Kitabı oluşturan on altı öyküde Fuentes, Meksika toplumunun aile yapısını tanımlayıp sorgularken Meksikalıların kimliğini oluşturan travmaların kökenini de arıyor. Orgazmın Tarihi/ Robert Muchembeld/ Çeviren: İsmail Yerguz/ Sel Yayıncılık/ 382 s. İnsana dair en mahrem alanlardan biri olan bedensel zevk, tarih boyunca iktidarın boyunduruğu altında tutulmuştur. Bugün Batı uygarlığındaki cinsel özgürlüğün geldiği boyuta bakıp aldanmamak gerekir. “Orgazmın Tarihi”nin göstereceği gibi bu özgürlük yanılsaması, yabancısı olunmayan baskıların, katı ahlâkların ve ikiyüzlülüklerin gözetiminde gerçekleşmiştir. Kadınlar ve erkekler için toplumsal baskıdan uzak bir cinsellik yaşamak bugün hâlâ arzulanan bir hayal olma özelliğini korumaktadır. Bu bağlamda kiSAYFA 30 ? 22 ARALIK 2011 tap da otoritenin sancısından orgazmın zevkine bireyin cinselliğinin yolculuğunu anlatıyor. Selahaddin/ Geffrey Hindley/ Çeviren: Süleyman Genç/ Doruk Yayımcılık/ 332 s. “Selahaddin”, dünya tarihine damgasını vuran, dönemine imzasını atan bir kahramanın öyküsü. Mısır, Suriye ve Filistin’de hızla yükselen bir iktidar zinciri kuran Selahaddin, Geoffrey Hindley’in kaleminde insan yanıyla da okuyucu karşısına çıkıyor. Hindley kitabında, kahramanın İslam dünyasını bir araya getirmek ve dinin yayılmasını sağlamak konusundaki başarılarının yanı sıra Hıristiyanlar arasında da ün salan merhametini ve mertliğini anlatıyor. Neoliberalizm ve Mahremiyet/ Hazırlayanlar: Cenk Özbay, Ayşecan Terzioğlu, Yeşim Yasin/ Metis Yayınları/ 286 s. Neoliberalleşmeye bağlı olarak Türkiye’de mahremiyet algısında önemli bir değişiklik ortaya çıktı. Bu dönüşümü farklı örnekler üzerinden inceleyen makaleleri bir araya getiren bu seçkide, sağlık alanındaki metalaşma, çalışma koşulları ve sağlık ilişkileri, yeni üreme teknolojileri, yeni hastalıklar ve yeni hasta örgütlenmeleri, kanser ve hastalık anlatıları, menopozun sosyal algılanışı, neoliberalizm koşullarında erkekliğin dönüşümü, reklamlarda ve popüler kültürde cinselliğin ve eşcinselliğin kurgulanışı ile kadına yönelik şiddet ve sığınma evleri inceleniyor. Her biri özgül bir durumdan hareket etmelerine rağmen bu makaleler sayesinde, hızla değişen maddi süreçler karşısında, bedenle, özel alanla ilgili anlayış ve kavrayışta da köklü değişikliklerin ortaya çıktığını saptama imkânı sunuyor. Türkiye Solunun Hapishane Tarihi 2/ Şaban Öztürk/ Yar Yayınları/ 460 s. Şaban Öztürk “Türkiye Solunun Hapishane Tarihi” adlı çalışmasının ikinci kitabında, hapishaneler ve hapishanelerde yaşananlarla sınırlı kalmayıp 1946’dan başlayarak 1974’e kadar genel Türkiye tarihini, özellikle 21 Mayıs 1963 darbe girişimi, 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Mart 1971 müdahalesi gibi önemli olaylarıyla ve bütün boyutlarıyla gözler önüne seriyor. Çeşitli yazılı kaynaklardan alınan bilgilere dayanılarak hazırlanan bu kitabın, özellikle yakın tarihe ilgi duyan okurlara yararlı olacağına inanılıyor. Bu çalışmanın üçüncü kitabının konusu ise Türkiye siyasi tarihinin 19741984 arasındaki dönemini kapsayacak. Kutudaki Canavar/ Ruth Rendell/ Çeviren: Yeşim Seber Kafa/ Doğan Kitap/ 248 s. Polisiyegerilim edebiyatının kraliçesi Ruth Rendell’dan gerilimin doruklarında gezinen bir roman okuyucularla buluşuyor. “Kutudaki Canavar” aynı zamanda polis müfettişi Reginald Wexford’un serüvenlerine de veda romanı. Kahramanımız bu romanda emekliye ayrılıyor. Ayrılmadan önce de son bir vuruş yapıp gerilimi tavan yaptırıyor. Romanda Wexford ve yıllardır peşinde olduğu gizemli Eric Targo son kez karşı karşıya geliyor. Kayıp Gül 2: Ölümsüz Kalp/ Serdar Özkan/ Artemis Yayınları/ 274 s. “Kalbinizin içinde mucizevî bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Kalbinizin içindeki odalarda Kayıp Gülünüzü, Ölümsüzleri, Ruhu ve Sevgi’yi aramaya?” Kanada’dan Japonya’ya, Brezilya’dan Çin’e dünyanın dört bir yanında okurların büyük beğenisini kazanan “Kayıp Gül”ün ikinci kitabı okuyucuların karşısına çıkıyor. “Kayıp Gül 2: Ölümsüz Kalp”, dünyanın en çok dile çevrilmiş romanları arasında yer alan “Kayıp Gül”den esinlenilmiş, yüreğe işleyen bir roman. Bir Zamanlar Bakırköy/ Tahir Musa Ceylan/ Ayrıntı Yayınları/ 186 s. “İçi Yoksul”la başlayıp “Kestane Kıranında Kadınlar”, “Yarım Adamın Aşkları” ve “Elli Yıl Sonra Kül” ile sürdürdüğü romancılığının son halkası “Bir Zamanlar Bakırköy”de Tahir Musa Ceylan gerçek bir edebiyat ziyafetine davet ediyor okuyucularını. Tahir Musa Ceylan yeni romanı “Bir Zamanlar Bakırköy”de orta yaşların sonuna gelmiş yalnız ve yorgun bir doktorun genç bir hastasına duyduğu aşkla altüst olan yaşamını anlatıyor. Aslında bu aşkın geliştiği Bakırköy Akıl Hastahanesi’nin, Hastahane ile birlikte yaşadığımız toprakların hikâyesi ya da masalı bu. Padişahın Huzurunda/ Crailsheimli Adam Werner/ Çeviren: Türkis Noyan/ Kitap Yayınevi/ 144 s. Adam Werner, 150 kişilik RomaGermen İmparatorluğu elçilik heyetinde imparatorluk elçisinin sekreteriydi. Heyet, 1616 yılının Şubat ayında Prag’dan yola çıktı ve Ağustos’ta Osmanlı payitahtı İstanbul’a ulaştı. Burada bir yıl kalan Werner, 1617 temmuzunda kentten ayrılarak şubat 1618’de ülkesine ulaştı. Bu kitap Werner’in seyahat sırasında tuttuğu yolculuk günlüğüdür. İlk kez 1622’de yayımlanan günlük çok büyük rağbet gördü. Werner’in yolculuk öyküsü, yazarın çok güçlü gözlem yetisi nedeniyle de büyük değer taşıyor. Bu kitap, Konstantinopolis’e gelen İmparatorluk elçileri hakkında yazılan diğer belgelerden farklı bir yerde duruyor. Kore Mektupları/ Gündoğdu Kayal/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 246 s. İkinci Dünya Savaşı biterken kurulan iki kutuplu dünyada, Soğuk Savaş’ın gerçek bir savaşa dönüştüğü ilk nokta Kore’ydi. İki süper gücün, ABD ve SSCB’nin, 38. paralel boyunca Kuzey ve Güney Kore olarak bölüşüp etki alanlarına aldığı iki ülke arasında savaş, Haziran 1950’de patlak verdi. Hassas diplomatik dengeler arasında savaş da inişli çıkışlı bir seyir izledi. Türkiye de ABD ve BM saflarında Kore’ye bir tugay asker yolladı. 1958’de Türkiye’den Kore’deki Türk Tugayı’na yollanan askerler arasında Gündoğdu Kayal da vardır. Ailesiyle de askerliği boyunca mektuplaşır.Kitap da bu mektuplardan oluşuyor. Mektuplar sadece Soğuk Savaş’ın en sıcak cephesinin değil, Türkiye’nin savaş sonrasında kurulan yeni dünya düzenini anlamaya ve onunla bütünleşmeye çalışmasının da bir tablosu. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1140
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle