Katalog

V TR NDEK LER Maddesiz/ André Gorz/ Çeviren: Işık Ergüden/ Ayrıntı Yayınları/ 112 s. André Gorz, 20. yüzyılın düşünce tarihinde önemli bir yere sahip. Birçok yapıtı Türkçeye kazandırılmış Gorz, neredeyse bütün kitaplarında kapitalizmin geçirdiği evrimi titizlikle analiz etmiş, onun insanlık dışı doğasını sergilemek ve çelişkilerini, çatlaklarını göstermek suretiyle 21. yüzyıla ışık tutmaya çalışmış. Yazar “Maddesiz” adlı bu kitabında, sermayenin önemli oranda maddilikten çıkarak sanal âlemin içinde dönüşüyor ve dolaşıyor olduğu gerçeğinden hareketle, sermayeyi ve bilimi yeniden ele alan yazar, ele avuca sığmaz güçleriyle paranın nasıl yeni biçimlerde her yere yayıldığını, yeni ittifaklara girdiğini, insanı nasıl kendi süreçlerine esir kıldığını irdeliyor. Gizli Emir/ Melih Cevdet Anday/ Everest Yay./ 262 s. Sadece Türk toplumunun değil, bütün toplumların korkularım ve bekleyişini anlatan Melih Cevdet Anday, “Gizli Emir”de umudu anlatıyor. Bekleyişin umutla başlayıp umutsuzluğa gidişinin oldukça ince bir ironiyle anlatıldığı roman, Salâh Birsel’in dediği gibi: “Gizli Emir” Türkçenin en güçlü romanlarından biridir. Zamanın ötesinden, zamansız ve mekânsız olaylar, korkular, umutlar, bekleyişler romanın atmosferini oluşturuyor. Her şeyin insan için olduğunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyan “Gizli Emir”, kurtuluşu kendi içinde aramak yerine başkalarında arayanlara da çok şey anlatıyor. Enfeksiyon/ Scott Sigler/ Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş/ E Yayınları/ 422 s. Scott Sigler çağdaş Amerikan bilim kurgu ve gerilim yazarları arasında önemli bir yere sahip. “Enfeksiyon” ise onun Türkçede yayımlanan ilk kitabı. Son derece sert üslubu ve ilginç kurgusuyla dikkat çeken yazar “Enfeksiyon”da, Amerika’nın çeşitli bölgelerinde sıradan insanların çıldırdığı, paranoid katillere dönüşmeye başladığı bir hikâyeyi anlatıyor. İşler böyle ilerlerken bir yetkili tüm katillerin bir ortak noktası olduğunu tespit eder: Hepsinin vücudu gizemli, daha önce rastlanmamış bir tür parazitle enfekte olmuştur. Bu sırada, eski Amerikan futbolu yıldızı Perry Dawsey de vücudunda değişiklikler hissetmeye başlar. İnsan ırkının kaderi ise Perry’nin vücudunu saran bu enfeksiyonla yapacağı kanlı mücadeleye bağlıdır... Scott Sigler bu gerilim dolu macera ve Zeynep Heyzen Ateş’in çevirisiyle okuyucuların karşısına çıkıyor. Temize Havale/ Juli Zeh/ Çeviren: Sevinç Altınçekiç/ Metis Yayınları/ 190 s. Alman edebiyatının huzursuz ruhu diye tanınan Juli Zeh bir kez daha okuyucuların karşısında ve mikropluklarına devam ediyor. Sadece Almanya’nın değil, topyekun Batı’nın verdiği gıcır gıcır pozların altındaki kalın tozu kaldırmaya, değerlerini değersizleştirmeye kararlı olduğunu “Temize Havale” ile bir kez daha kanıtlıyor Zeh. Yazar, çok fazla aşk ve çok fazla anlayış arasına sıkışıp kalmış Mia Holl gibi unutulmaz bir karakter aracılığıyla, beden deyince suların durduğu, bedenlerin sistemce sahiplenilip denetlendiği, sağlık ve selametlerine ait tasarrufların ibadete vardığı, ruhları sıkıntıdan patlatan, pek yakınlarda gezinen tertemiz ve SAYFA 26 13 EKİM 2011 baskıcı bir sistemden trajikomik haberler veriyor. Bu sistem ise irade ve vicdandan yoksundur... Zeh “Temize Havale” ile okuyucuların karşısında. Cumhuriyet’in lk/Son Yüzyılı/ Enver Aysever, Orhan Gökdemir/ Destek Yay./ 224 s. “Bildiğimiz cumhuriyet bitti. Yerine neyin konulacağı hâlâ karanlık. Eskisinin son aktörleri saldırılar karşında diz çöküyor, panik içinde geriye kaçıyor…” Enver Aysever ve Orhan Gökdemir’den çok tartışılacak bir kitap okuyucularla buluşuyor. Aysever ve Gökdemir bu çalışmada, ömrü bir yüzyıl ile sınırlı olduğu ortaya çıkan Cumhuriyeti, onun devrimini ve geriye çekilmesini tartışıyor. Hayata Dön/ Gülseren Budayıcıoğlu/ Remzi Kitabevi/ 400 s. Psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu’ndan roman tadında bir anlatı okuyucularla buluşuyor. Güzel denemeyecek suskun mu suskun bir kız bu anlatının kahramanı. O sustukça da terapistin tarihin mahrem yerlerinden bulup çıkardığı unutulmuş hikâyeler dökülüyor ortaya. Genç firavun Tutankamon’un esrarı, Hitler ve Freud’un kişiliklerinde gücün analizi... Çariçe Katerina’nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı... Eva Peron’un ve Prenses Süreyya’nın hüzünlü hayat hikâyeleri ve daha niceleri... Suskunluk bozulunca da çirkin kızın hikâyesi başlıyor ve hüznüyle her şeyi gölgede bırakıyor. Psikanalizle ortaya çıkan bir başarı öyküsü “Hayata Dön”. Selçuklu Medeniyeti Tarihi/ Kenan Çetin/ Yitik Hazine Yayınları/ 344 s. Türk tarihinin en büyük iki devletinden biri olan Selçuklu Devleti’nin bütün yönleriyle kültür ve medeniyetini anlatan Kenan Çetin’in bu çalışması, alanında bir ilk özelliği taşıyor. Medeniyetin güzel sanat eseri örneklerine kitabın içinde renkli olarak verilmiş, ayrıca metinler zengin görsellerle zenginleştirilmiş. “Selçuklu Medeniyeti Tarihi”, alanında ilk kapsamlı yapıt olan medeniyet tarihine meraklıların ilgisini çekecek tarzda görsellerle zenginleştirilerek bu kadim kültürü ortaya çıkarıyor. Kötü Roman/ Ferhat Ünlü/ Turkuvaz Kitap/ 400 s. Darbe dönemlerinde Atatürk heykelleri yaparak köşeyi dönen bir adamın oğlu olan tutkulu, kötücül ve entelektüel mirasyedi Barbaros, hamile karısını bir uçak kazasında kaybeder. Seyir halindeki bir şehirlerarası otobüste şoförü kafasından vurup intihar etmeyi düşünürken bu fikrinden ansızın vazgeçer. Artık yeni hedefi müstesna bir ulus yaratmaktır. İç sesi Mümtaz’ın itirazlarına rağmen ülkeyi kökten değiştirmek amacıyla masum insanların canına kasteden terör eylemleri planlar. Bu eylemler, bütün “Kötü Roman” kahramanlarının hayatını değiştirecektir: istihbaratın altın çocuğu Ateş, derin devletin yengesi Şahika, kâğıt toplayıcılığından MİT yöneticiliğine yükselmiş Mithat, popüler aydın Fuat Akis, onun, meşhur olduğu gün ölen ağabeyi talihsiz yazar Fatih Akis ve daha nicelerinin... Ferhat Ünlü, iyilikle kötülüğün kadim savaşını yeniden yorumladığı bir HabilKâbil öyküsü anlatıyor “Kötü Roman”da. Yaşamölüm, aşksanat, kahra manlıkihanet, adaletgüç, bireydevlet çatışması gibi önemli temaları derin bir hayal gücü ve çarpıcı imgelerle işliyor. Bu Defa Çok Fena/ küçük skender/ Sel Yay./ 112 s. “Her şeyin kötüye gittiği, herkesin kabahat koleksiyonu yaptığı hiç bitmeyecek bir filmin içindeyiz. Fragmanımızda bizimle ilgisi olmayanlar oynuyor, jenerikte adımız yazmıyor hatta. Biçilmiş rollerin fırtınasında gitgide ağırlaşan bir senaryoyu yaşıyoruz. Hiç kimsenin dublörü yok. Ölürsek arkamızdan belki figüranlar ağlayacak yalnızca. Sinemalarımızda gösterime giren aşklar, mücadeleler, direnişler, isyanlar bir korku filmi mi, komedi mi, dram mı; bilmeden izliyoruz. Çıt çıkartmadan izliyoruz ölümleri, sevinçleri.” küçük İskender, “Bu Defa Çok Fena”da insana ferahlık veren acıların, eziyetlerin şiirleriyle olay mahalline dönüyor. Şüpheleri onu suçlulara götürmese de suçun tespiti için topladığı ipuçlarını değerlendiriyor. Fethullah ve Susurluk/ Nusret Senem/ Kaynak Yayınları/ 612 s. 1970’lerden beri Gladyo eylemleri mağdurlarının avukatı, bir Gladyo eylemi olan Ergenekon tertibinin sanığı ve devrimci siyasetçi olarak bu terör örgütünün izini süren Nusret Senem, kırk yıllık bilgi ve deneyim birikiminin ürünü olan bu kitapta, Susurluk olayları ile ABD, CIA, NATO, Fethullah cemaati ve bunların hepsi ile Ergenekon tertibi arasındaki derin bağları ortaya koymaya çalışıyor. Senem kitap boyunca, gerçekliği inkâr edilemez ve tartışılamaz sayısız olguya dayanarak gerçekleri okuyucuların gözleri önüne seriyor. Fransız Öpücüğü/ Kristin Harmel/ Çeviren: Tuğçe Ayteş/ Turkuvaz Kitap/ 294 s. Romanın kahramanı Emma korkunç günler yaşıyordur; nişanlısı tarafından tam da düğün hazırlıkları yaparken terk edilmişti, işinden kovulmuştu ve çok yakında evsiz kalacaktı. Peri masalı gibi süren hayatı bir anda tepe taklak oluvermişti. Artık yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Kucağında dondurma kâsesi, üzerinde pijamasıyla kendine acıyarak sürekli evde oturuyordu, ta ki Paris’te yaşayan ve ünlü yıldızların halkla ilişkiler işlerini yürüten arkadaşı Poppy ona muhteşem bir teklifte bulunana kadar. Şimdi, Işık Şehri’nde yepyeni bir hayat Emma’yı bekliyor… “Bir Film Yıldızı Nasıl Tavlanır”ın ardından Kristin Harmel’dan yine eğlenceli ve romantik bir peri masalı okuyucularla buluşuyor. Ben Tek Siz Hepiniz/ Hakan Bıçakçı/ letişim Yayınları/ 162 s. Cenaze evleri, egzoz kokusu, ucuz filmler, bağıran televizyonlar, kanepeler, uğultulu fotoğraflar, şehrin ağrıyan mafsalları, radyonun dalga boyunda sıkıntı, yağmurluklu adamlar, yılın en kötü gününün en berbat saatinde yaşanan hortlak beyazlığında tesadüfler, gazete ilanları, hırlayan köpekler, tribün çocukları, Hakan Bıçakcı apartmanları, paranormal domatesler, flaşlar ve Ninjalar... Bunlar Hakan Bıçakçı dünyasının sadece bir parçası. Yazarın bütün bir öykü dökümü “Ben Tek Siz Hepiniz”de okuyuculara sunuluyor. Romanlarındaki tekinsizliği bu defa hikâyelerine ta ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1130