23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Resmin babaları... “Sanat Kitapları Dizisi”nin tüm kitapları, sevdiği resimleri görüp hazzını tazelemek niyetiyle sayfaları karıştıracak sanatseverler için değil sadece, resim sanatına özellikle Batı ressamlarına ilgi duymaya yeni başlayanlar için de doyurucu nitelikte. Dizinin en son yayımlanan dörtlüsü Chagall, Goya, Picasso ve Manet‘nin dünyasından selamlar getirirken resimlerle ve resim süreçleriyle ilgili önemli ayrıntıları derlenmiş biçimde iletiyor. Ë Nurduran DUMAN aha önce Bosch, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raffaello, Cézanne, Renoir, Van Gogh, Klimt gibi Batı ressamlarını konu eden kitaplarla dimağımızı doldurup algımızı açan “Sanat Kitapları Dizisi”, dört usta ressamla yine masalarımızın üstünde ve koltuklarımızın yanında yerini aldı. Aslında bu ustalar serisinin hiçbir kitabı, son sayfayla birlikte okurla ilişkisini tamamladıktan sonra raflarda uyutulacak türden değil. Uluslararası sanat tarihçileri tarafından yazılmış olan sanatçıların yaşamlarına ve sanat yolculuklarına ilişkin metinlerle birlikte eserlerini yüksek kaliteli baskıyla içeren bu kitaplar, sürekli el altında tutulup can istedikçe merak dürttükçe incelenesi çalışmalar. “RESSAM OLMAK İSTEYEN ÇOCUK” Her bir kitabın ön ve arka kapağında konu ressamın resimlerine yer verilmiş. Ön ve arka kapaklar için sırasıyla: Chagall’da “Mavi Konser” ile “Nişanlım Siyah Eldivenlerle”; Goya’da “Şemsiye” ile “Maria Teresa de Bourbon”; Manet’te “Flüt Çalan Çocuk” ile “Nana”; Picasso’da “Otoportre (Baş)” ile “Sahildeki Figürler” alınmış. (Yayınevinin her ressamın birçok önemli eseri arasından kapaklara bu önemli resimleri seçerken neleri dikkate alarak karar verdiği insanda kendi görüşleri bir yana tatlı bir meChagall pek çok ressamı etkilediği gibi diğer sanatlarla uğraşanları da etkilemiştir. “Damdaki Kemancı” filminin adına resimlerinde çatılarda dolaşan kemancının esin verdiği bilinir. Hemen herkesin hatırlayacağı Notting Hill filminde Julia Roberts’in oynadığı karakter Hugh Grant’in canlandırdığı karaktere “Gelin” tablosunu hediye eder. Onların en sevdiği Chagall resmidir “Gelin.” Birçok şarkıya da konu olan Chagall kitapta müzikle şöyle ilişkilendiriliyor: “Figürler ve motifler ses çıkaran nesneler gibi renkler ritim, çizgilerse melodi gibi görülür. Bu metafor resimlere çok uygundur, çünkü resimler de tıpkı müzik gibi zaman kavramını ortaya çıkarır.” “RESİMDE KURAL YOKTUR” On dokuzuncu yüzyılın İspanyol resminin tartışmasız en büyük ustalarından biri olan Goya ise cesur tekniği, sanatçının hayal gücünün gelenekten daha önemli olduğuna inancıyla “ilk modern ressam” olarak anılır. “Resimde kural yoktur” diyen Goya’nın, hayal gücü ile ilgili söylediği şu sözleri bu inanca açılan pencerelerden biri gibi: “Aklın uykusu canavarlar üretir. Aklın terk ettiği düş gücü olanaksız, işe yaramaz düşünceler yaratır. Akılla bir arada kullanılan düş gücü sanatın anası ve bütün güzelliğinin kaynağıdır.” Yaşamöyküsüyle örtüşerek seyreden resim yolculuğu var Goya’nın. Resim aşkına, kardeşleri ressam olan bir pıtlarını temel alan Manet’dir. Manet için “Düşündüğümüzden çok daha büyüktü” der Edgar Degas. Gerçekçilik akımının geçerli olduğu dönemde izlenimciliğe yol açan en önemli ressamlardan biridir. Genelde kendi çevresini resmetmiş olan bu usta sayesinde Paris’teki sergiler gün ışınıyla aydınlanmıştır, çünkü yeni ve parlak bir resimdir onun yarattığı. Yüzyıl sonra da olsa mutlaka insanların onu ve İzlenimcileri anlayacağına ve resimlerini beğeneceğine inanmıştır. Kitapta yaşamının yanında birçok eserinin öyküsü ve eserleri hakkında yapılan tartışmaların bilgisi de sunuluyor. “Olympia” eseriyle izleyici karşısına çıkmasının ardından kopan fırtınada, arkadaşı Baudelaire’e “Hakaretler üzerime dolu gibi yağıyor” demiştir örneğin. Aynı Olympia şimdi Louvre’da Ingres’in “Büyük Odalık” adlı yapıtının karşısında sergileniyor. Olympia’nın, ölümünden sonra Manet’in arkadaşları tarafından aralarında para toplanarak satın alınıp buraya yerleştiriliş (bağışlanış) öyküsü de hoş bir sanatseverlik ve arkadaşlık örneği. Monet, Renoir, Caillebotte, Duret gibi ressamlar, Zola, Baudelaire gibi edebiyatçılarla arkadaşlık etmiş ve çoğunluğunu ya resmetmiş ya da onlara ilişkin bir şeyleri anlatmıştır. Baudelaire’in cenaze alayını takip eden on bir kişiden biri olarak, “Cenaze” adlı tablosunda bu olayın resmettiği ileri sürülmektedir. “Nana” adlı eserinde model olan Nana adlı hanım ise Zola’nın sevgilisidir. “Tuileries Bahçelerinde Konser”, “Kırda Yemek”, “Olympia”, “Flüt Çalan Çocuk” en başta sayılan eserleri. “Kedilerin Randevusu” adlı eserinden yayılan gergin atmosfer dikkat çekici. Picasso’nun kitabı ise bir serzenişle açılıyor: “İnsanlar her şeyde ve herkeste bir ‘anlam’ arıyor. Çağımızın hastalığı bu; hiç de pratik olmayan ama bütün diğer çağlardan daha pratik olduğuna inanan çağımızın.” Söylentiye göre daha konuşmadan resim çizmeye başlamış. Çocukken içgüdüsel olarak resim malzemelerinin cazibesine kapılmış. Küçükken, oyun oynamak yerine saatler boyunca mutlulukla sadece kendisine anlamlı gelen helezonik şekiller çizermiş. “Çocuk yaşta kendini ifade etmenin bir yolunu buluşu, ender görülen bir yeteneğin de habercisiydi” diyor kitap. Resim sanatına getirdiği yeniliklerin yanı sıra şiirle de oldukça sıkı fıkı etkileşimli bir ilişki içinde olmuştur Picasso. Şiire ve şaire verdiği değeri de belirttikten sonra ancak şu söylenebilir. Fazla söze ne gerek, Picasso işte… Sanat Kitapları Dizisi Chagall, Goya, Picasso, Manet/ Yapı Kredi Yayınları/ Her kitap 256 s. D rak uyandırmıyor değil doğrusu.) İçerideki resimler ise sağ sayfalara basılırken her birinden üç ayrıntı sol sayfalara metnin soluna gelecek şekilde, aslında resimden eşit boyutta alınmış parçalar olarak ama sanki büyüteç tutulmuş bir his verircesine yerleştirilmiş. “Sanatçının itibarı bu dünyada merak duygusunu ayakta tutma görevinden gelir. Bu uzun uyanıklık süresince kullandığı uyarı yöntemlerini sık sık değiştirmek zorunda kalır ama aynı zamanda, bu uzun uyanıklık süresince, devamlı bir uyku isteğiyle boğuşması da gerekir” diyor Marc Chagall. Yirminci yüzyılın büyük Rus ressamı; rüyaları çağrıştıran tablolarla bilinçaltımıza “açığa çık” diyen. Yaşamda tıpkı bir ressamın paletinde olduğu gibi tek bir rengin, bu rengin de yaşamın ve sanatın anlamı olduğuna inanan adam. Sevginin rengini kastediyorum: “Anne, ben ressam olmak istiyorum…” İnsan figürünün gösteriminin kesinlikle yasak olduğu bir inanışı ciddiyetle yaşayan bir ailede resim yapmak için doğmuş bir çocuk. Yaratılışının gereğini yerine getirmek yaratılış inancı gereği yasaklanan bu çocuğun özlemle yanıp tutuşan, tutkun, düşkün, hevesli, çaresiz, korkan, sancılı ve daha birçok sıfatın uyacağı görüntüsü canlandı mı bir kez insanın zihninde, çıkıp gitmiyor. Dama çıkan büyükbabası, kemancı dayısı, eşi, köyü Vitebsk. Chagall, Rusya’daki Yahudilerin günlük yaşamlarını anlattı çoğunlukla. Resim aşkına, doğduğu Vitebsk’ten ayrılıp hep bir yerlere gittiği için belki de, oraları aklında kaldığı şekilde ifade etti, fırçasına anıların, deneyimlerin içinden geçirerek aldığı boyayı sürdü mukavvaya tuvale. Gogol’un Ölü Canlar’ı için ilüstrasyon ve Müfettiş oyunu için kostüm tasarımı yaparak diğer sanatlarla da etkileşim içinde olduğu açıkça görülen ressam için “Hayran Olunacak Chagall” şiirini yazan Aragon, “Resim yapmak. Adam hayatını resimle geçirdi. Hayatını derken, ne demek istediğimi anlayın. Geri kalanlar sadece el kol hareketleriydi. Resim yapmak onun hayatı” der. Picasso Goya kadınla evlenmek, bu kardeşlerden biri sayesinde portre ressamlığından para kazanmaya başlamak, sonra saray ressamı olup portre resime yenilikler getirmek, Fransızların 1808’de İspanya’yı işgal etmesiyle savaşta gördükleri nedeniyle “Savaşın Felaketleri” adlı seriyle ve daha birçok eseriyle insanın kara tarafını resimlemek, kırklı yaşlarda geçirdiği bir hastalık yüzünden sağır olması sonucunda kendini “sağır adamın evi” de denen bir eve ve kendi içine kapatıp, evin tüm duvarlarına karanlık resimler yapmak; birkaç tümceye sığmayacak, inandıklarının arkasında duran eserler üretmiş koca bir yaşam. Pek çok sanatçı savaşı onun resimlerinden bilir, Picasso için örneğin savaş “3 Mayıs 1808” adlı tablosu demektir. “Çıplak Maya” ve “Giyinik Maya” adlı ikiz tablolarla ya da “Aklın Uykusu Canavar Yaratır” gibi resimleri içeren “Kaprisler”le olacak iş değil’i olur eden bir fırçadır Goya. Kendisinden sonra gelen ya da çağdaşı olan birçok ressamı etkilemiştir. Bunların başında ise pek çok bellibaşlı eserinde Goya’nın ya Chagall SAYFA 14 13 EKİM 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1130 Manet YKY’nin ‘Sanat Kitapları Dizisi’nden dört kitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle