Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Stephane Hessel’den ‘Öfkelenin!’ Tokat gibi bir bildiri Stephane Hessel Öfkelenin!‘de, özellikle gençliği yaşadığı çağın sorunları ile yüz yüze getirip çözüme giden yolun eylemden geçmesi için gerekli olan şeyin “öfkelenmek” olduğuna vurgu yapıyor. Ë Serkan FIRTINA yaşındaki Stephane Hessel, İkinci Paylaşım Savaşı sırasında Fransız direniş hareketlerine katılmış, faşizme karşı mücadele etmiş, işkenceye uğramış, toplama kamplarında kalmış, savaş sonrası Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin yazılmasına katkıda bulunmuş ve hayatı boyunca ezilenlerin yanında yer almış bir eylemci, düşünür, arabulucu kimliği ile de birçok sorunun çözümüne katkı sunmuş bir diplomat. Ama her şeyden önemlisi tüm insansızlaşma ve insansızlaştırmaya karşı Aydınlanmanın değerlerini savunan bir yazar. Öfkelenin adlı boyutu küçük ancak etkisi çok yüksek olan bu kitapçığında Hessel, kapitalizmin bu son aşamasında yarattığı tahribata karşı, başta gençler olmak üzere, tüm bireyleri “öfkelenmeye” kışkırtıyor. Kendi yaşam deneyimlerinden damıttığı düşünceleri ile bir nevi umutsuzluk duvarını kırmaya davet ediyor. Neoliberal politikaların dünyamızı ne hale getirdiğine, çevre sorunlarına, sosyal adaletsizliğe kadar uzanan birçok konuda dikkat çeken uyarılarda bulunuyor. Hessel, kendi yaşamından verdiği ve tarihsel arka planını dünyamızın egemenleri tarafından şekillendirildiği yılların sonucunda öfkelenmesi için birçok neden olduğundan bahseder. Totaliter rejimlerin insanlığa uyguladıkları acımasızlıklar, savaşların yarattığı yoksulluk ve kıyım, kapitalizmin yarattığı sosyal eşitsizlik gibi daha nice neden kuşkusuz Hessel’in öfkelenmesi için yeterli olmuştu. Günümüzün belirsizleşmiş dünyasında “öfkenin” nereye kanalize olacağı ve önemi konusunda Hessel şunları söylüyor: “Doğrudur, öfkelenme nedenleri bugün o kadar açık seçik olmayabilir ya da dünya çok karmaşıktır. Kim emir veriyor? Bizi yöneten akımlar arasında bir ayrım yapmak her zaman kolay değildir. Faaliyetlerini açık seçik biçimde anladığımız küçük bir seçkin topluluk yok artık karşımızda. Büyük bir dünyada yaşıyoruz ve böyle bir dünyada her şeyin birbirine bağımlı olduğunu hissediyoruz. Bugüne dek görülmemiş bir karşılıklı bağımlılık içinde yaşıyoruz. Ama bu dünyada katlanılması mümkün olmayan şeyler var. Bunları görmek için iyi bakmak, araStephane Hessel 94 mak gerekir. Gençlere sesleniyorum: Biraz arayın, bulacaksınız. En kötü tavır kayıtsızlık, ilgisizliktir, ‘Bir şey yapamam, elimden bir şey gelmez, ben kendi işime bakarım’ demektir. Böyle davrandığınızda insanlığı oluşturan temel değerlerden birini yitirirsiniz. Bunun için gerekli olan değerlerden birini, öfkelenme yeteneğini ve bunun sonucu olan siyasal ve toplumsal bir davaya hizmet etme çabasını yitirirsiniz.” (s.39) Hessel, buradan yola çıkarak çağın sorunlarını teşhis etmeye başlar. Eşitsiz gelişime, emperyalistlerin zorbalıklarına, Filistin sorununa kadar birçok soruna çomak sokan düşünceler ileri sürer. Şiddete karşı barışçıl olmanın insanlık açısından önemli bir erdem olduğuna vurgu yapar ve 21. yüzyılı inşa edecek olanlara şu cümlelerle seslenerek son noktayı koyar. “Yaratmak direnmektir. Direnmek yaratmaktır.” Yazar Fransa’da satışının iki milyonu aştığı belirtilen kitapçığın gelirini yapıtın anlamına uygun olarak uluslararası alanda mücadele eden sivil toplum kuruluşlarına bırakmış. Tam yirmi beş dile çevrilen kitapçığı Türkçeye İsmail Yerguz çevirmiş. Kitabın girişinde, Mustafa Hazım Bayka’nın “Aydınlanma ve Aydınlanma Dizisi” hakkında kapsamlı bir yazısı bulunuyor. Bu yazıda ise Aydınlanmanın tarihçesi ve Türkiye toplumu açısından önemine vurgu yapılıyor. Hemen sonrasında Uğur Hüküm tarafından yapıt ve yazar hakkında bir bilgilendirme amacı taşıyan önsöz kaleme alınmış. Kitabın sonunda ise, Fransızca Basıma Sonsöz başlığı altında, Sylvie Crossman’ın yapıt ve yazar hakkındaki değerlendirmelerine yer verilmiş. Çağımızın en önemli sorunlarından birisinin eylemsizlik ve tepkisizlik olduğu düşünüldüğünde Hessel’in bu kışkırtıcı metninin önemi daha da artıyor. Özellikle gençliği yaşadığı çağın sorunları ile yüz yüze getiren Hessel, çözüme giden yolun eylemden geçmesi için gerekli olan şeyin “öfkelenmek” olduğuna vurgu yapıyor. Öfkelenin!/ Stephane Hessel/ Çeviren: İsmail Yerguz/ Cumhuriyet Kitapları/ 56 s. 13 EKİM 2011 SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1130