23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ömer Akşahan’ın denemeleri Sonbahar Soloları Eğitim alanına uzun yıllar emek vermiş Ömer Akşahan’ın; yazın dünyasının pek çok dergisinde tanıtıları, öykü ve şiirleri yayımlanmış; Nasıl Çalışalım Nasıl Başaralım adlı araştırması ile Şiir Üşüdü adlı şiir kitabı okura ulaşmış. Akşahan, yeni kitabı Sonbahar Soloları‘yla okuru selamlıyor. Ë Ahmet ÖZER onbahar Soloları, iki bölümden oluşuyor: “Sözcüklerin Gölgesine Sığınmak” ve “Oğul Balı.” Ömer Akşahan, “Niçin yazıyorum?” sorusuna yanıt vererek okurla söyleşirken şu açıklamayı yapıyor: “Bir gün herkes gibi uzaklara göç edeceğiz. Bu göçten geriye en iyi kalıt, yazı değil mi? Bu inancı taşımasam, Âdem gibi yeni yasak elmalar arar mıydım? Evet, her yazı aslında bir yasak elma!” Akşahan’ın yazılarında “okuma” ve “yazma”, kitap, eğitim ve öğretmen önemli yer tutuyor. Çoğu zaman kendini özne kılarak yaşamından değişik örnekler de aktarıyor okura. Öğretmenlerine, sevdiklerine, dostlarına da yer veriyor. 12 Eylül’ün siyaset alanına vurduğu darbenin yazın alanını da çok yönlü etkilediğini vurgulayan Akşahan, bugünkü yayın dünyasının çoğu yetenekli insanı dışladığına dikkat çekerken, iyi şiirlerin her türlü engeli aşarak hedefine ulaştığını belirtir. Yer yer özgün kitaplar ve onların yazarları da girer yazılarına. Ünlü olmanın ülkemizdeki konumuna değinen Akşahan, “Ahmed Arif’in tek şiir kitabı var ama hemen her yerde onun şiirine rastlıyoruz” diyerek niteliğin önemine parmak basar. “Okumadığım Her Şey Bir Şenliktir!” başlıklı yazısında, sözü gencecik yaşta öldürülen Sabahattin Ali’ye getirir; Bir Usta, Bir Dünya: Sabahattin Ali adlı yapıtta yer alan bir yazıdan aldığı bölümü okuyucuyla paylaşır. Aziz Nesin, söz konusu yazıda yakın dostu Sabahattin Ali’nin trajik ölümü üzerine düşüncelerini yazar. Akşahan, o günkü siyasal yapının ilerici yazarlara olan tavrının bugün de bir başka biçimde sürdürüldüğüne dikkat çeker. Ömer Akşahan bir başka yazısında doğduğu coğrafyanın şiire nasıl yansıtıldığını hem kendi dizeleriyle hem de bildiği şairlerin şiirleriyle vurgulamaya çalışır. Bu toplama, Attilâ İlhan’dan Necatigil’e, Can Yücel’den Ataol Behramoğlu’na birçok şairin dizeleri ışık tutar. Katıldığı kitap fuarlarından edindiği izlenimleri de yansıtır. Fuarda kimi yazarlarla karşılaşmanın okur olarak kendisine bir getirisi olmadığını vurgulayan Akşahan, yine de bu tür fuarların “kitabın hayatımızın vazgeçilmezi” olmasına katkıda bulunduğuna işaret eder. Akşahan zaman zaman anılarına, öğretmenlik yaptığı günlere, gezdiği illerde edindiği izlenimlere yer verir. Bu yerlerden biri de Ödemiş E Tipi Cezaevi. Oradaki gözlemleri Nâzım Hikmet’in hapishane yaşamına götürür onu. Doğal olarak da Nâzım’ın İstanbul Tevkifhanesinde’yken yazdığı, yarım kalan roman ve anlatı parçalarıyla dolu defterlerin Öteki Defterler (OrasıZeytin ve Üzüm Adası[Bayram][Piraye’ye]) adlarıyla günyüzüne çıkarılan metinlerine... Kitapta, sağlığında kitap yayımlamayan ya da kitabı geç yayımlanan şair ve yazarların konumuna da getirir sözü. Yahya Kemal ile Ahmet Muhip Dıranas, anlatılanlara örnek iki şair. Yaşarken hiç kitap yayımlamayan Yahya Kemal’in tek derdinin şiir yazmak olduğunu vurgulayan Akşahan, Dıranas’ın “Ankara’ya kapağı atıncaya değin İstanbul’da yok yoksulluk içinde hayat sürdüğünü” belirtir. Kitabını geç yayımlamayı onun için gerekli gören Akşahan, sonuçta bu gecikme olmasaydı “Bugün onun şiirinden söz edebilir miydik?” diye sorar. Kitapta yer alan yazılardan biri de “Şiir, Şair ve İklim” başlığını taşır. Şiirle ve şairiyle ilgili özgün görüşlere yer veren Akşahan’ın bu yazısı; şiir yazanlara, şiiri sevenlere, bu alandaki sevdalılara, şiirin yolunda uzun koşucu olmaya karar verenlere güzel bir örnek oluşturuyor. Sonbahar Soloları ne olsa gerek diye düşünür okur! Kitabın ikinci bölümü “Oğul Balı” adını taşır. “Oğul Balı” torun sahibi olanların derinden kavrayabildiği bir tanım. Bütün dedelerin, bütün ninelerin çocuklarına veremedikleri sevginin, çocuklarının çocuklarına bambaşka bir duyguyla aktarılmasının adıdır. Kitabın bu bölümünde, doğumunun yüzüncü yılında düşlerinde yaşattığı annesi de girer devreye, doğa sevgisi de. Büyük kentlerin insanı kuşatan gücü de algılanır, “yeni yüzyılın tapınakları” olarak nitelendirdiği alışveriş merkezleri de. Bilgisayar dünyasının parçaladığı düşlerimize de değinen Akşahan, sözü “kültürel zenginliklerimiz elimizden birer birer çalınıyor”a getirir. Kitabını, okurunun “düş atlasına küçük bir adacık” olarak armağan eden Akşahan’ın yazıları bin bir düşü de beraberinde getiriyor. Dil ve anlatımda, kimi kavramlarla ilgili yorumlarda biraz daha özen gösterilmesi iyi olurdu diye düşündüğüm; sıcak, yalın, içten bir anlatımla kotarılan bu yazılar, insanı düşündürdüğü kadar, yazmaya da yöneltiyor. Sonbahar Soloları/ Ömer Akşahan/ Kıyı Dergisi Yayınları/ 188 s. 13 EKİM 2011 SAYFA 15 S CUMHURİYET KİTAP SAYI 1130
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle