01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 12 OCAK ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER Benim dağarcığımda yok bu sözcük. Ulaşabildiğim sözlüklerde de bulamadım; oğluma sordum. “Bir ürünün piyasaya çıkması ya da bir projenin tamamlanıp uygulamaya geçmesi” diye verdi anlamını. “Niye Türkçesi kullanılmıyor?” diye mi soruyor Senih Bey? Herhalde. Yâ!.. (“Yahu!” yerine) Başta Başbakanımız ve pek çok kişi... Başta başbakanınız söylerse pek çok kişi de söyler tabii. Farkındayım, duyuyorum; sözün başına “Yaa! Bak ne diyeceğim” diye eklenmezse sonuna; hem de yayvan bir uzatma ile “Hadi yaa!” diye bir “yahu” ekleniyor. Yapabileceğim bir şey yok. “O. Pamuk’a” diye yazsak da Pamuğa diye okumalıyız (Ne oldu “Türkçemiz yazıldığı gibi okunur” kuralı?) Bu, affınıza mağruren, bizzat sizden... Ben hiçbir zaman “Türkçemiz yazıldığı gibi okunur” demediğim gibi, böyle diyenleri eleştirdim. Eleştirdiğim için de çok eleştiri aldım. Çoğu Batı dilinde, tek sesi yazıda göstermek için, iki üç harfin yan yana dizildiğini görenler, kendi dillerinde böyle bir durumun bulunmadığını fark ettiklerinde yapmışlardır bu saptamayı. Türkçe yazıldığı gibi okunuyorsa söylendiği gibi de yazılıyor demektir. O zaman internet yazışmalarındaki bütün o “gelemiycem, yapıcanmı, bilmiyom, annecim, olm” gibi sözcükleri doğru saymak gerekir. Sayalım mı Senih Bey? Yineliyorum: “Pamuk’a” diye yazıp “Pamuğa” diye okumalıyız. Çünkü Türkçede sözcük sonundaki p, ç, t, k sert ünsüzleri, sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde yumuşar, b, c, d, g (ğ)’ye dönüşür. “Zonguldak’a” diye yazarız; ama böyle söylemeyiz, “Zonguldağa” deriz. 5. soru olarak yöneltilen “‘Vox populi Vox humana’ (Bilim Teknik ekinde...) Doğrusu ‘Vox populi Vox dei’ değil mi?” sorusu hakkında ise hiçbir fikrim yok. 16 OCAK PAZAR Tahsin Şimşek’in “Şiire ‘Yüklü’ Halk Bahçesi” kitabından aktardığım sözcükler ve deyimler epeyce ilgi çekti. M. Ali Işıksoluğu, “Başörtüsü yerine verilen sözler, aslında örtünün enih İnal’ın beş sorusunu geçen hafta yanıtlamış, kalan beş sorusunu da bu haftaya ertelemiştim. Sorulara geçmeden önce, Dr. Mesut Ersönmez’in konuyu dağıtmamak için değinmekten kaçındığım iletisine yer vereceğim. Bundan da önce bir özet gerekecek. Türkçe sözcüklerde hiç karşılaşmadığımız, Türkçeye başka dillerden giren sözcüklerin yarattığı sorunlardan biri de kimi seslerin ince, kimilerinin de uzun okunması gerekliliği. Bu sorunun giderilmesi için, şapka da denen şu “^” işaretin kullanıldığı oluyor. (“Şapkalar kalktı mı, kalkmadı mı?” tartışmasına hiç girmeyeceğim. Tabii ki kalkmadı.) Ancak aynı işaretin hem ince okunması gereken hem de uzun okunması gereken harflerin üzerine konması karışıklık yaratıyor. “Öldüren” anlamındaki “katil”i “kâtil” diye yazmak, sözcüğün “kâtip” gibi okunmasına yol açabilir. Bunu önlemek için uzun okunması gereken seslerin üzerine düzeltme işareti değil, kısa çizgi koymak denendi; ancak zor. Her seferinde “ekle” mönüsünden “simgeler”e girmek, oradan harfleri “ ”, “ ” diye seçmek gerek. Dr. Mesut Ersönmez, kendi çalışmasında, uzun okunması gereken seslerin üstüne değil, altına koymuş çizgiyi. Prof. Dr. Kerem Doksat’ın önerisiymiş bu. “Birkaç tuşa basmak zahmetli geliyorsa sözcüğü ‘otomatik metin öğesi’ olarak kaydetmek iyi bir çözüm. Sözcüğün aynı kalmasını istiyorsanız (katil) yazmaya devam edersiniz, (katil) yazılması için F3 tuşuna basmanız yeterli olacaktır.” diyor Mesut Bey. Şimdi Senih İnal’ın sorularına geçebiliriz: İkâmetgâh (Pek çok yerde) Doğrusu “ikametgâh” değil mi? Yukarıdaki açıklamayı bu sözcük için yaptım. İkametgâh, “Ayağa kalkmak, dikilmek” anlamındaki “kıyam” sözcüğünden geldiğine göre k kalın okunacak, k’den sonraki a uzatılacak. Sözcükteki iki a’nın ilki uzun, ikincisi ince okunmalı. İşte burada ilkini “a” ile ikinciyi “â” ile yazabilsek sorun kalmaz. Lansman (Cumhuriyet gazetesi) Türkçesi yanılmıyorsam“tanıtım” değil midir? S hem kumaş türü ile boyutlarını, hem de bağlanma biçimini tanımlıyor. ‘Çemberi‘, ‘bürgü’ de bu grupta yer alıyor. ‘Esen’ ile birlikte ‘esinti’ de kullanılıyor” dedikten sonra, çok sevimli bir sözcükle katkıda bulundu: “Geçenlerde bir çocuk, kendisi için ‘sevmelik’ diyordu. Sözcük, ailenin ileri yaşlarda yaptıkları çocuklar için kullanılan bir deyimmiş.” Adil İzci: “Kokar tabaklar, ben gelin geldim de kokmaz oldunuz”, acaba bir kişinin titizliğini, temizliğini kendi diliyle övmesi konusunda kullanılıyor olamaz mı” diye sordu. Ünal Cengiz, “Akıl olmadık başta neylesin fikir, Abdi karıyı boşamış neylesin Bekir” deyiminin Denizli yöresindeki söylenişini yazdı: “Akıl yok fikir nenesin (neylesin), Abdi karıyı boşamış Bekir nenesin.” Sözcükleri arka arkaya sıralamış; eşleştirmeyi okurlara bırakmak için anlamlarını başka bir paragrafta vermiştim. Pek anlaşılmamış. Sözcükleri, anlamlarıyla bir kez daha vermek şart oldu: Çelim: Güç, kuvvet Çımkışmak: Uyuşmak, uyuşan ayak üstüne basıldığında duyumsanan şey Çokuşmak: Toplanmak, birikmek, üşüşmek Dalabık: Tedirginliği sürekli kılan gönül üzüntüsü Dolak: Atkı Eğsi: Bir kısmı daha önce yanmış odun Esen: Rüzgâr Gebiz: Yağmur sonrası kurur kurumaz çatlayan toprak Geriz: Kapalı su yolu Gevik: Şekli bozulmuş, eğri büğrü olmuş Gömeç: Petek Göverti: Henüz başağa durmamış yeşil haldeki arpa, buğday, yeşillik Göynük: İçi yanık, dertli, hüzünlü Ismık: Çekingen, konuşmayı beceremeyen Koygun: Etkili, dokunaklı Ötürük: İshal Püslen: Bir üzüm salkımını oluşturan saplamlardan her biri Taygeldi: İkinci kez evlenen kadının koca evine arkasında getirdiği çocuk Yalabık: Kaypak, herkese yaranmayı beceren Yaltak: Dalkavukluk yapmayı seven Yargın: Sırt, arka Yuluk: İnce deri, meşin Yurda: İğnenin deliği Yüğürmek: Gebe kalmak amacıyla cinsel ilişkide bulunmak Yülümek: Makasla kesmek, tıraşlamak [email protected] [email protected] BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru “Ölü Kelebeklerin Dansı” adlı romanın çıktığı dizinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı romandan bir alıntı ve yazarın adı ortaya çıkacaktır. 1 E 2 M 3 B 4 G 5 I 6 F 7 I 8 C 9 C 10 I 11 D 12 G 13 A 14 C 15 K 16 E 17 B 18 G 19 H 20 B Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU yaratan Alman yazar. 7 10 51 5 21 C 22 A 23 M 24 E 25 H 26 A 27 A 28 C 29 K 30 D 31 H 32 E 33 A 34 E 35 C 36 H 37 K 38 C 39 H 40 A 41 C 42 L 43 F 44 M 45 J 46 D 47 G 48 B 49 A 50 A 51 I 52 L J. “Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında/ öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan/ saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda/ acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman/ acıyla uğraşacak yerlerimi yokettim/ Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitaba/ başından başlayabilirim.” diyen şairi simgeleyen harfler. 53 M 54 L 55 C 56 F 57 G 58 C 59 E 60 D 61 J 62 K 45 61 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Victoria dönemi romancısı George Eliot’ın bir romanı. 63 72 C 64 A 73 E G 74 65 E 65 E 66 C 76 D 67 K F 68 77 C 69 L 78 M A 79 70 F 80 E 71 H 81 A C K. Gebe, hamile. 62 76 15 29 37 L. “... İpekçi” (öldürülen gazeteci). 33 71 22 26 40 50 49 27 78 13 72 B. Avrupa Topluluğu para birimi. 77 42 54 52 E. “... Eldem” (İstanbul Zeyrek’teki Sosyal Sigortalar Kurumu yapısıyla, 1986 Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü paylaşan ünlü Türk mimarı). 57 47 18 73 4 1 2 M. Mani biçiminde aruzla yazılmış manzume. 3 20 48 17 C. Charles Darwin’in tanınmış yapıtı. 74 64 24 1 59 65 34 16 70 32 68 14 9 63 58 21 55 75 28 35 38 41 81 8 F. Atın bir tür hızlı yürüyüşü. H. “Paul ...” (“Özgürlük” şiiriyle Fransız direniş hareketinin şairi olarak görülen, 1924’de Komünist Partisi’ne yazılan ve tüm yapıtlarında Gala’ya olan aşkını, Nusch’un ölümünden sonra nasıl perişan olduğunu ve Dominique ile yaşamanın sevincini anlatan Fransız şair). 2 69 53 23 44 D. Amazon’un sık ormanları. 43 67 79 6 56 60 46 30 11 66 G. “... Olmayna Hikâyeler” (İzzet Yasar’ın öykü kitabı). 39 36 25 80 31 19 I. “Saat Dokuz Buçukta Bilardo” adlı romanı da 1092. sayının çözümü: A. TEBLİĞ, B. ULAMA, C. TÜMEL, D. UMUT, E. NABİ, F. AĞA, G. MİHO, H. ABAD, I. YÜZYILLIK YALNIZLIK, J. AŞUG, K. NOHUDİ, L. LİMBO, M. AGNES GERY, N. RASİH. Metin: “Selim gibi günlük tutmaya başlayalım bakalım; sonumuz hayırlı değil herhalde onun gibi. Oğuz Atay” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1093
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle