Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Çalılar Dünyası, Altay Öktem’in ilk çocuk kitabı. Edebiyatın pek çok alanında kalem oynatan, “Aslında Saçları Siyahtı” (İthaki Yayınları) adlı öykü kitabıyla fantastik dünyasına okurunu konuk eden Öktem, bu kez çocukları düş evrenine davet ediyor. Yapıt bizi çalılardan kurulmuş bir dünya ve onun sınırları içinde devinen karakterlerle tanıştırıyor. Romanın hangi noktasında gerçeklik başlıyor, nerede düşler bitiyor, anlatılanların ne kadarına inanmalıyız sorusunu Öktem, çocuk okuruna bilinçli olarak düşündürüyor. Böylece edebiyatın anlam evreninde çıkılacak bir serüvene bilet kesmiş oluyor. Altay Öktem’den çocuklara... Çalılar Dünyası’nda inecek var! şaşkın yüzüme bakıyorlar. Oysa tuhaf olan onlar!” (s. 13) Çağıl bir gün okula giderken sevimli bir kediyle karşılaşır; onunla oynarken ilk dersi kaçırıverir. Nasıl olsa yok yazılmıştır, “okula gitmesem de olur” diye düşünür ve oynamaya başlar. Ağaçların arasından koruluğun derinliklerine doğru gider; orada çalıdan bir ev vardır. Akşam, okul dönüşünde Berk’i de oraya götürür. “Kapı, evin çatısından aşağıya diklemesine uzanan çalılardan oluşuyordu. Çalıları şöyle elinde iki yana açtığında evin içine rahatlıkla girebileceğin bir aralık oluşuyordu. Evin içi, çalıların arasından sızan ışık sayesinde apaydınlıktı. Dört yana kalın ağaç dalları dikilmiş, dalların arası çalılarla sıkı sıkıya doldurulmuş, böylece duvarlar oluşturulmuştu.” (s. 17) Çalıdan yapılmış ev, bir mimarlık harikasıdır. Bu evin sırrı nedir? Kim, ne için inşa etmiştir? Ertesi gün Berk okula gitmekle, çalı evi yeniden görmek arasında kararsız kalır. Rüyasında karga görmüş, huzursuz bir gece geçirmiştir. Aynı karga okula giderken onu izleyince çok korkar. Düş ve gerçeğin birbirine karışmasından ürkse de, çalı eve gitmeye karar verir. Karganın ölüler dünyasında yaşamı temsil ettiğini Çağıl’dan öğrenir. Çağıl, evin içinden ulaşılabilen Çalılar Dünyası’na arkadaşını davet ettiğinde, Berk biraz çekinir ama merakına yenilir. Çalıdan yapılmış evin içindeki eşikten imgelem dünyasına geçiş yaptıktan sonra kaygılar, korkular, şüpheler, özlemler ve insanın doğasına ait duygular geçit yapmaya başlar. Evdeki o eşik ve Çalı Dünyası’nın temsil ettiği her şey, içimize açılan bir kapı gibidir. Altay Öktem, Çalı Dünyası’nı başarıyla tasarlamış; çalılardan yatak, müzik aleti, çalı kasa, çalı tablo bile var o dünyada. “Berk, gördüğü manzara karşısında neredeyse küçük dilini yutacaktı. Her taraf, Çağıl’la birlikte içine girdikleri o çalı evin en az on kat büyüklüğündeki kocaman çalı evlerle kaplıydı. Epey ileride, devasa bir çalı şato göze çarpıyordu. Güneş altın rengiydi ve etraf parlak, sarı bir ışıkla kaplıydı.” (s. 33) Çağıl’la Berk’in Çalılar Dünyası’ndaki yolculuğunda tuhaf yaratıkların yanı sıra, Çalı Dünya Orkestrası, Çalı Adam, Çalılar Dünyası’nın kralı Çalbey, çalı anneler, çalıdan dev gibi pek çok fantastik öğe karşımıza çıkar. Dev, Berk’i niçin izler, onu çalı şatodaki kafese neden hapseder, Berk şatodan kaçmayı başarabilir mi, Çağıl muhteşem görünüşlü ama içinde her türlü kötülüğün yaşandığı vahşi şatoda kalmayı niçin seçmiştir? Bunların yanıtını öğrenirken Çağıl’la ilgili bir başka tuhaf gerçek kafa kurcalamaya başlar. Çağıl, kitaplardaki sihirli dünyalardan söz ettiği başka çocukları da çalı eve götürmüştür. Çağıl’la ilgili şaşırtıcı gerçek ne? Çalıdan yapılmış insanların canlanabilmesi için onlara bir çocuğun enerji vermesi gerektiği doğru mu? Çağıl ve Berk’in sürükleyici serüveni nasıl noktalanacak dersiniz? Çalılar Dünyası “Gerçekliğin sorgulanması” üzerine kurulmuş bir yapıt. Romanın ilk satırında bu sorgulamanın ipucu verilmiş: “Eğer bir insan yaşadığından kuşku duyuyorsa, hiç kimse onun gerçekten yaşadığını kanıtlayamaz” (s. 5) Gerçeğin sınırları ile ilgili sonsuz bir açılımla karşılaştığımız bu tümce algısal ve bilişsel açıdan on yaş üstü okura sesleniyor. Alt metinde verilen Çağıl ve Berk arasındaki duygusal yakınlaşma da yine bu yaş ve üstü okurun ilgisini çekecek nitelikte. Ancak romanın bütününe baktığımızda sekiz yaş okurunun pekâlâ okuyup algılayabileceği bir dil ve kurgu var. Prof. Dr. Sedat Sever, Çocuk ve Edebiyat (Tudem Yayınları) adlı kitabında der ki: “Çocuğun her gün çevresinde gördüğü yaşantıları, sıradan ve bilinen sözlerle yineleyen bir kitap, çocuk için önemsenen bir iletişim aracı olmaktan gittikçe uzaklaşır.” (s. 19) Çalılar Dünyası’na bu bağlamda baktığımızda çocuk okur için “sıradanlaşmış” bir ses değil, onu heyecanlandıracak bir ses duyuyoruz. Çalılar Dünyası, tarih, mitoloji, felsefe, toplumbilim vb. disiplinleriyle organik ilişkide düşünülüp yazılmış bir roman. Çalılar Dünyası’nda güç sahibi olmanın tek yolu kötülüktür. Çağıl ve Berk’in atıldığı serüvende ölüm, yaşam, kötülük, iyilik iç içedir. Ya cesareti ya esareti seçeceklerdir. Altay Öktem’in çocuk okura farklı odaklar sunup, sürpriz seçenekler hazırlaması, öğreticilik kaygısına düşmemiş olması, yetişkinlere yazan biri olarak “nasıl olsa çocuk için yazıyorum” kolaycılığına sığınmaması dikkate değer. Okur kendi alımlama düzeyinde Çalılar Dünyası ile söyleşecek ve onu dünyasına alacaktır. Kitapta temponun oldukça yüksek tutulması, bir solukta okumayı beraberinde getiriyor. Romanın sinema diline yakın üslubuna da dikkat çekmek isterim. Berk ve Çağıl’ın serüvenleri devam edecek gibi… Bakalım bir sonraki kitapta hangi dünyaların kapıları açılacak bize. Sevinçli okumalar. ? www.maviselyener.com *Çalılar Dünyası, Altay Öktem, Resimleyen: Uğur Köse, Çizmeli Kedi Kitaplığı, 91s, 2010. Ë Mavisel YENER erk ve Çağıl aynı sınıfta. Çağıl, kırk yıl düşünseniz bile aklınıza gelmeyecek olan bir şeyi pat diye söyleyiveren tuhaf bir kız. Aslında başkası böylesi tuhaflıklar yapsa Berk onunla arkadaşlığını keser ama söz konusu Çağıl olunca, işler değişiyor! Çağıl okumayı, özellikle macera kitaplarını, çok seviyor. Düş dünyasının ona gönderdiği esintiler az değil. “Uzayda, başka canlıların yaşadığı gezegenler var mesela. O gezegenlere ancak uzay araçlarıyla gidebiliyoruz ama sihirli bir kapıdan geçip gidebildiğimiz oyuncaklar dünyası, vampirler dünyası, ölüler dünyası da var.” (s. 7) Berk’in aklına pek yatmasa da Çağıl kitaplarda olan her şeyin gerçek hayatta da olduğuna inanıyor. Balıklarla birlikte yaşayan, gelişmiş uygarlıklar kuran sualtı insanları, yer altı kentlerinin varlığı gibi sıra dışı fikirler ona tuhaf gelmiyor. Çağıl’ın Berk dışında hiç arkadaşı yok. Aslında sınıfındaki birçok kişi onunla arkadaş olmaya çalışmış; ama o inatla hepsinden uzak durmuş. “Çok basit şeylerden zevk alıyor, çok basit şeylere üzülüyorlar. Ben konuşunca da sanki çok tuhaf biriymişim gibi, şaşkın B CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Ë Hazırlayan: Mavisel YENER Murathan Köpür, 12 yaş, Lara/Antalya Kitabımın adı Cumhuriyet. Turgut Özakman yazmış, Bilgi Yayınevi basmış. Cumhuriyet çocuklarına yakışacak en güzel kitap olduğunu düşünüyorum. Bu kitap üçlemenin 3. kitabı ama henüz 2. cildi çıkmadı. Kitap geldiği yere kadar (yani Cumhuriyete kadar) her şeyi anlatıyor. Bu kitaptan televizyonlarda sık sık duyduğum Lozan Antlaşması’nın ne anlama geldiğini, Batılı ülkelerin diplomatlarının İnönü heyetinden her türlü bilgiyi alıp ertesi gün toplantıda onların aleyhine kullandığını öğrendim. Bunun anlamının bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin, biz Cumhuriyet çocuklarının olmaması demek olduğunu anladım. Tüm Cumhuriyet çocuklarının okumasını tavsiye ederim. Oğuz Akalın, 7 yaş, Balıkesir Muzaffer İzgü’nün, Şarkıcı Kuşlar (Bilgi Yayınları) kitabını okudum. Kitapta dört öykü var: “Altı Sepet Tek Bıyık”, “Sarı, Yeşil, Mor, Turuncu, Pembe Bulutlar”, “Şarkıcı Kuşlar”, “Maçı Biz Kazandık”. Altı Sepet Tek Bıyık’ta yaşlı bir satıcı amca anlatılıyordu. Yaşlandıkça taşıyabildiği sepet sayısı azalıyordu. İkinci öykü çok komikti, boya kalemleri birbirleriyle yarışıyordu. Şarkıcı Kuşlar en beğendiğim öyküydü çünkü oradaki anneanne benim anneanneme benziyordu, her şeye karışıyordu. Alara Gürok, 12 yaş, Zonguldak Size çok beğendiğim bir kitabı tanıtacağım. Adı: Deniz Kıyısındaki Krallık. Robert Westall adlı yazarın. Alfa Yayınları’ndan çıkmış. İngiltere’de geçen üzüntülü bir macera. Ailesini ve evini İkinci Dünya Savaşı’nda kaybeden Harry ile sahibini kaybeden köpek Don kitapta en sevdiğim karakterler. Don ve Harry’nin arkadaşlığı beni çok etkiledi. İkisi öyle dost olmuşlardı ki birbirlerinden ayrılmak hiç istemiyorlardı. Bir köpek de olsa arkadaşlığın önemini bir daha anladım. Küçük bir çocukla köpeğin hayatta kalma mücadelesini okumayanlar varsa mutlaka okumalı. Şükrü Kandemir, 9 yaş, İstanbul Merhaba. Ben okumayı çok seviyorum. Tatil ödevi olarak Şeker Portakalı’nı okudum. Çok güzel bir kitap. Yayınevi: Can Yayınları. Kitabın yazarı: Jose Moura de Vasconcelos. Kitaptaki Zeze’yi çok sevdim. Evde yaramaz ama okulda çok uslu. Beni kitapta en çok etkileyen yer Zeze’nin ailesinin maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle Noel’de Zeze’nin bedava oyuncak dağıtılacak olan yere gitmesi oldu. Ama oraya gittiğinde oyuncak kalmamıştı. Zeze buna çok üzüldü. Şeker portakalı fidanının Zeze’yle konuşması bana inandırıcı gelmedi. Bir de babası ve ablasının Zeze’yi çok dövmesi bence yanlıştı. Zeze’nin aile sevgisine ihtiyacı vardı. Bu kitabı okuyunca ailemin kıymetini daha çok anladım. Herkese öneririm. Hacer Özdeş, 14 yaş, Kırklareli Kendi Ayakları Üstünde, tek kelimeyle şahane bir kitap. Ben İpek Ongun hayranıyım. Bu kitap Bir Genç Kızın Gizli Defteri dizisinden çıkmış. Kitapların hepsi birbirinden güzel. Bu kitapta Serra’nın hayatı anlatılıyor. Kitapta en çok Serra’yı sevdim. Serra yaz tatili için İzmir’e gidiyor. Orada kuzeni Sıla var. Sıla garip bir kız. Onun manken olmaya heveslenmesi ve davranışları bana alışılmadık geldi. Serra’nın yazı yarışmasında birinci gelmesi çok güzeldi. Yarışmanın ödülü Amerika gezisiydi. Bu kitabı okurken, mutluluğu başkalarında değil, kendi içimizde aramanın önemini fark ettim. Çok süper ve sürükleyici böyle bir kitap yazdığı için İpek Ongun’a teşekkür ederim. Hoşça kalın! ? Bize yazan Cumhuriyet Çocukları’nın armağanları çoktan yola çıktı bileee… Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir. Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Anımsatma:* Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi İnönü Cad. No: 28 Kuştepe/ İstanbul Tel: 0216 381 17 50 www.nilayyilmaz.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 28 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1071