Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Honoré de Balzac’tan ‘Goriot Baba’ ve ‘Lanetli Çocuk’ Yeniden Balzac... Honoré de Balzac’ın tüm dünyaya mal olmuş romanı Goriot Baba, Şerif Hulusi çevirisiyle, geçtiğimiz günlerde yeni bir baskıyla okuyuculara tekrar sunuldu. Rastignac ve Goriot Baba gibi edebiyat tarihine geçmiş karakterleriyle tanınan romanın bu yeni baskısında, Peter Brooks’un önsözü ve ünlü romancı Marcel Proust’un sonsözü, Goriot Baba’nın anlaşılmasında okuyucuya kılavuzluk ediyor. Balzac’ın daha önce Türkçeye çevrilmemiş romanı Lanetli Çocuk da, bu süreçte okuyucularla buluştu. 16. yüzyıl sonlarında, bir kontun soyu uğruna yaptığı zalimliklerini, yapıtın kahramanı Ettiene üzerinden anlatan roman, Orçun Türkay’ın çevirisi ve Tahsin Yücel’in önsözü ile dikkat çekiyor. Ë Eray AK onoré de Balzac, dünya edebiyatının temel taşlarını oluşturan, bina iskeletinin kuruluşunda önemli pay sahibi, öncü yazarlardan biri. Kimi, onu romanın şâhikası olarak görmüş yıllar boyu, kimiyse romanın onunla gerçek kimliği kazandığını ileri sürmüş. Ama isminin önüne getireceğimiz sıfat her ne olursa olsun, tartışmasız bir dönemin en büyük temsilcisi ve kendinden sonraki çağı da etkileyen çok önemli bir isim Balzac. Balzac’ın Fransa’dan başlayıp tüm dünyaya yaydığı titreşimler, bir taşın suda yarattığı sonsuz dalga çemberleri gibi çağından çok öterlere de taşınmış üstelik. Yani, yazarın kendi kaleminin ucundan yayılan bu etkileşim, belirli bir dönemle sınırlı kalmamış; Balzac, günümüze kadar derin etkilerini sürdürmüş. Kimler meyve koparmamış ki onun asırlık dallarından: Marcel Proust’tan Emile Zola’ya, Jack Kerouac’tan Italo Calvino’ya kadar romanın değişik sularında yüzen birçok ünlü kalem, nasiplenmiş onun tükenmek bilmez bu tohumundan. Balzac’ın dünya edebiyatını derinden etkileyen ve daha da önemlisi, durmamacasına “besleyen” yapıtlarının en ba H şında ise Goriot Baba gelir. Balzac’ın yüze yakın romandan oluşan “İnsanlık Komedisi” dizisinin ilk romanı olma özelliğini de taşıyan Goriot Baba, aynı zamanda, roman tekniği açısından edebiyat dünyasına “devrim niteliğinde” birçok yenilik de getirir. Yapıtlarındaki roman kahramanlarına, diğer romanlarında da yer vererek, onlara gerçek manasıyla “yaşıyor” izlenimini verir yazar. Buna en güzel örnek de yine Goriot Baba’nın sayfalarında yer alır. Romanın en önemli, okuyucuya verilmek istenen asıl iletiyi taşıyan kahramanı Rastignac, yazarın yirmiyi aşkın romanında yine karşımıza çıkar. Balzac, kahramanlarını satırların dışına çıkarır adeta bu yaptığıyla ve kanlı canlı, “gerçek” karakterler yaratır. Aynı zamanda, “klasik roman”ın kurucusu, modern romanın da babası kabul edilir Balzac. Bu yönüyle de büyük önem taşır. Rastignac gibi ete kemiğe bürünmüş, aramızda dolaşan daha birçok kahramanı var Balzac’ın. Yazarın bu türden gerçekçi kahramanlar yaratmasında ona en çok yardımcı olan özelliği ise müthiş gözlem gücü ve akıl almaz hafızası. Goriot Baba da, yazarın bu etkileyici gözlem gücünden, hacimli hafızasına sakladığı, toplumun içinden alınmış resimlerle doğmuş ve asırlardır yaşayan bir kahraman. Peki, nedir Goriot Baba’yı asırlardır “yaşıyor” kılan ve tüm zamanların en önemli edebi figürlerinden biri haline Romanın bir diğer katmanını temsil eden yer ise Rastignac’ın Paris’te konakladığı yer olan Vauquer Yurdu. Paris’in değişik “katmanlarından” pansiyonerlerin kaldığı bu yurt, o günlerin alegorik bir timsali adeta. Burada, biraz yüzeysel de olsa, Paris’in çok katmanlı “diğer” yapısına göz atıyoruz. Rastignac’ın yaşamı gibi ayrıntılı görmüyoruz burada kalanlarınkini; fakat herkesin yaşamından bir parça resim de olsa gösteriyor bize Balzac. Bu da en azından “diğer” sınıflar hakkında en azından fikir sahibi olunmasına yetiyor. Romanda, bu farklı iki toplumsal katman arasındaki bağlantıyı sağlayan en önemli isimse, Rastignac’la aynı yurtta pansiyoner olarak kalan, tüccarlığı bıraktıktan sonra, bütün servetini kızlarına adayan Goriot Baba. Goriot Baba romanda, iki toplumsal katman arasındaki bağlantıyı kızları ve Rastignac üzerinden sağlıyor. Goriot Baba’nın sahip olduğu iki kızı, sosyete hayatının içindedir ve Rastignac, onun kızlarından biriyle tanışarak aşk yaşamaya başlar. Rastignac ve Goriot Baba’nın kızı arasında başlayan bu aşk sayesinde de Paris’in iki ucu arasındaki bağlantı sağlanmış olur. Biz okuyucu olarak her iki katmanı, Goriot Baba’nın her iki tarafa da yakınlığı sayesinde takip ederiz. Her ne kadar romanın “başrolünü” oynamasa da Goriot Baba, bu özelliğiyle ön plana çıkar ve işler bir şekilde onun etrafında döner. “KLASİKLERİ NEDEN OKUMALIYIZ?” Romanın dünya edebiyatında bu kadar önemli bir yere sahip olmasının sebebi ise, Balzac’ın bu metinde Goriot Baba gibi bir tipi yaratabilme becerisidir. Ayrıca Rastignac gibi bir tip de çıkmıştır sahneye bu romanla. Goriot Baba’yı bu kadar önemli bir tip haline getiren özelliği, kızlarına karşı beslediği hastalıklı sevgisidir. Goriot Baba, dünya edebiyatında daha sonra pek çok karaktere de ilham kaynağı oluşturacaktır; fakat o, “biricik” olma özelliğini bugüne kadar sürdürdüğü gibi yarın da sürdürecektir. Rastignac da öyle. O da dünya edebiyatında kendine benzeyen birçok karakterin doğmasına öncülük etmiş. Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları’nda yarattığı Ömer karakterini, “Rastignac” tipinin dünya edebiyatına yansımalarına, çok uzaklara gitmeden örnek olarak verebiliriz. Romanın bu baskısının önsözüne imzasını atan Peter Brooks da aynı bu noktadan yola çıkarak şunları söylüyor: Rastignac’ın “adı bugün herkesçe bilinmektedir artık. Fransa’da adamın birini “Rastignac” olarak nitelerseniz şayet, hırsıyla önüne çıkan tüm engelleri deviren genç bir adamı kastettiğinizi herkes bilir.” İşte Balzac, deyimleşecek kadar kuvvetli tipler yaratarak, bunların tüm dünyaya mal olmasını sağlıyor. Fransa’da doğmuş bir tipi, müthiş gözlem gücü sayesinde “herkesleştiriyor.” Klasikleri okumanın önemini de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Nasıl ki; Cervantes’in “Don Kişot”u, Molliére’in “Cimri”si, Gonçarov’un “Oblomov”u toplumdaki insanların bir nevi aynası rolünü üstleniyorsa, Goriot Baba da bunların yaptığının aynını yapıyor. Toplumlarda sıkça görülen insanların özelliklerinden, topluma mal olmuş bir tip ortaya çıkarıyor. Bu tipleri tanıyabilmemizin yolu da, klasiklerin satırlarından geçiyor. Klasikler, edebiyat sayesinde “insanı” tanıyabilmek noktasında büyük önem taşıyor. Romanın bu baskısında, hediye olarak niteleyebileceğim biri önsöz, ¥ getiren? Roman ne anlatıyor ki bunca zamandır hâlâ okunuyor ve yeni baskıları yapılarak daha da iyi anlatılmaya çalışılıyor okuyucuya? Sözün özü: Goriot Baba neden bu kadar önemli tüm dünya için? İKİ FARKLI TOPLUMSAL TABAKA Balzac Goriot Baba’da, taşradan Paris’e hukuk eğitimi almak için gelmiş Eugéne de Rastignac’ın, bu şehirde sosyete hayatına ya da romanın bu yeni baskısının çevirmeni Şerif Hulusi’nin deyişiyle “kibar âlemine” girme ve zengin olma çabasını anlatıyor. Rastignac’ın bu gösterdiği çabanın bir yerden sonra nasıl hırsa ve tutkuya dönüştüğü ise romanın biraz da “trajik” yönünü oluşturuyor. Roman, bu olay ve Rastignac çerçevesinde genişliyor, dallanıp budaklanıyor. Romanın, birincil olarak anlatmak istediği ve ana hatlarını oluşturan unsur bu. Balzac, sosyete hayatı üzerinden Rastignac’ın başından geçenlerle beraber, dönemin burjuva yaşantısının arkasında dönen olayları anlatıyor. İçine girmeye çalıştığı bu âlemde, kendine çok garip gelen olaylarla karşılaşır Rastignac. Kadınerkek ilişkilerinin daha önce hiç görmediği gibi işlemesi, para uğruna tanıklık ettiği ihanetler silsilesi, lüks takıntısıyla dolu insanların “diğer” tabakayı küçümsemeleri… Tüm bu şahit olduklarının arasında en önemlisinin de “para” olduğunu anlar Rastignac. Onlara yetişebilmek için paraya ihtiyacı olduğunu, bunun da, bu âlemde ancak zengin bir kadınla beraber olarak sağlanabildiğini kavrar ve bunun için delice çabalaGoriot Baba ve Rastignac Balzac’ın etkileyici gözlem gücünden, akıl almaz hafızasından doğmuş asırlardır yaşayan kahramanlar... maya başlar. SAYFA 10 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1071