24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 31 EKİM PAZAR ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER RTnin ‘resmi geçit’i yine ‘resmi geçit’ olarak söylediğini yazmış Uğur Bilge. “Onların yanlışlarına artık alıştık da Cumhuriyet gazetemizin de aynı yanlışı yapmasına bozulmadım desem yanlış olur. Bu gidişle ‘geri iade etmek’ gibi yerleşecek bu yanlış. Üstelik de ‘geçit töreni’ gibi temiz bir karşılığı varken.” diye de eklemiş. Bir yazım yanlışından mı, bir söyleyiş yanlışından mı söz ettiğini; daha doğrusu Cumhuriyet’in TRT ile aynı yanlışı nasıl yapmış olabileceğini anlamadım. TRT’de her bayramda ben de duyuyorum. “Resmigeçit” demeleri gerekirken “resmî geçit” diyorlar. Geçenlerin resmi giysiler içinde olduğunu gördüklerinden mi acaba? Oysa benim gibi birçok kişi, “Madem söyleyemiyorsunuz ‘geçit töreni’ deyin bari” diye kim bilir kaç kez yazdık. Galip Büyükyıldırım da TRT’nin farklı bir yönünden söz etmişti. Fırsat yaratıp mektubuna bir türlü yer veremedim. Sonunda sırası geldi. Ben aradan çekilip sözü Büyükyıldırım’a bırakayım: “TRT televizyonlarının TRT1, TRT2, …TRT Gap, TRT Müzik, TRT Çocuk gibi kanalları var. Son günlerde bir de ‘Eyçdi’ kanalı çıktı! TRT spikerleri Dünya Kupası maçlarını ‘TRT Eyçdi’ kanalından izleyebileceğimizi sabahtan akşama söyleyip durdular. Özel TV’lerde alışmıştık ama TRT kanalına da İngilizce ad verileceğini düşünemediğimizden ‘eyçdi’ sözcüğünün ne olduğunu uzun süre anlayamadık. Meğer TRT HD kanalı imiş! TRT’yi yönetenler Türk Devleti’nin televizyonunun kanal adını İngilizce okutuyorlar. Bunların yapmayacağı yok. Bu kafalar yakında TRT’yi ‘ti ar ti’; TC’yi de ‘ti si’ diye söyletecekler!” Galip Bey’in söz arasında sorduğu “Türkçemizin (Türkçe’mizin?) hangisi doğru” sorusunu da yanıtsız bırakmayalım. Bütün güvenilir yazım kılavuzları “Türkçemizin” biçimindeki yazımı doğru sayıyor. T roğlu’nun çevirisiyle yayımladı. Şeyhmus Diken’in “Bir Kürdün AKP Okumaları” da Evrensel Basım Yayın tarafından yayımlandı. Çevirmen ve yazar arkadaşım Anais M. Martin’in çevirdiği iki kitabı Pencere Yayınları basmış. Biri, Andre Sernin’in yazdığı “Tokatlı Yetvart’ın Anıları”; öteki de Mariam Manoukian ve Elize Manoukian (adlı ana kız) tarafından yazılan “Ararat Ağrı Dağının Öte Yanı (Onurlu Bir Şehrin Öyküsü)”. 2 KASIM SALI Ali Murat Atay, “Yaşamımın bir bölümü ABD’de geçti, bu nedenle birkaç kelime İngilizce biliyorum diyebilirim” dedikten sonra televizyonda gösterilen filmleri izlerken altyazılara da dikkat ettiğini bildiriyor ve rastladığı çeviri garipliklerinden ilginç örnekler veriyordu. Onlardan bir bölümünü bugün aktarayım; bir bölümü de haftaya kalsın. “Filmde genç bir çift var, ayrılmak üzereler. Daha önceki konuşmalardan erkeğin etkin bir çevreci ve ‘Marksist’ olduğunu anlıyoruz. Erkek kızı terk ediyor ve neden terk ettiğini anlatıyor. Konuşma sırasında ‘You never came to my rallies.’ diyor. Burada gösteri yürüyüşü olarak kullanılan ‘rally’ sözcüğünü altyazıda beklendiği gibi araba yarışı olarak görüyoruz: ‘Yarışlarıma hiç gelmedin’!” Oysa ABD’de ralli türü araba yarışları yapılmazmış ve bilinmezmiş. “Kuşkusuz bu tür bir çeviri yapan kişinin filme göre o ülkenin günlük yaşamını az da olsa bilmesi gerekiyor sanıyorum” diyor Ali Murat Atay. “Bir başka örnek: Araba kullanan biri, bir yandan da cep telefonuyla konuşuyor. Konuşmasında bir ara ‘I got a flat, I can’t be there’ diyor. ‘Lastiğim patladı, gelemiyorum’, altyazıda ‘bir daire tuttum, gelemiyorum’a dönüşüyor. Burada da kaçırılan flat sözcüğünün İngiltere’nin tersine ABD’de hiçbir zaman daire anlamında kullanılmadığı. Kuşkusuz bir İngiliz filmi olsaydı çeviri doğru olacaktı.” “‘Is your car in the shop?’ Çeviri: ‘Araban dükkânda mı?’ Burada bakıyoruz, shop ne demek, dükkân demek, demek ki ‘Araban dükkânda mı?’ olacak. Aslında orada tamirhanenin karşılığı ‘repair shop’ deniyor, ancak günlük konuşmada yapıldığı gibi kısaltılıyor. Burada kimi zaman ‘garage’ sözcüğü kullanılır, tabii bizimkiler ‘arabam garajda’yı yapıştırır. Yine de arabayı dükkâna koymaktan iyi.” “Filmde iki kişi konuşurken biri ‘He is dead’, diyor, öteki de ‘I heard. It’s hearthbreaking’ diyor. Ölüm haberine üzülüyor; ‘Duydum, yüreğim burkuldu’ demeye getiriyor.” Çeviride “Duydum, kalp krizinden ölmüş” denmiş bu tümce için de. Filmin kahramanları kötü adamlardan kaçarlarken hayvanat bahçesine giriyorlar. Burada saklanırken biri ötekine ‘Its a zoo out there’ diyor. Amerikanca’da dışarısı çok karışık, kalabalık anlamında bir deyim. Bir hayvanat bahçesinde olduğumuz için de sözcük oyunu oluyor. Kaçınılmaz çeviri: Dışarıda hayvanat bahçesi var!” “Yine bir başka deyim: ‘I will take you off the hook’. Anlamı: Seni düştüğün zor durumdan kurtaracağım. Çeviri: Seni kancadan alacağım.” “‘You look like a Moose’. Burada bir sözlüğe bakmaya bile gerek görülmemiş, ‘Fareye benziyorsun’ diye çevrilmiş. Moose, Kanada / Alaska gibi yerlerde yaşayan en büyük geyik türü. Hatırlayamıyorum ama eğer film o coğrafyalarda geçiyorsa daha da kötü.” “Filmde cezaevinde azılı suçlu ziyaretçisiyle konuşuyor: ‘I am doing life’. Suçlu: ‘Müebbet cezası çekiyorum’ diyor. Çeviri: ‘Yaşamaya Çalışıyorum’.” “‘Walkie Talkie’. Çeviri: ‘volki tolki’! ‘Telsiz’ diyememişler.” diyor Ali Murat Atay. 5 KASIM CUMA Pazartesi günü TÜYAP Kitap Fuarı’ndaydım. Kısa adı EKYAZ olan Egeli Kadın Yazarlar’ın düzenlediği, Zübeyde Seven Turan’ın yönettiği, “Ege’den, Kadınların Kaleminden, Öznesi Kadın Yaşamlar” diye gösterişli bir adı olan etkinlikte konuştum. Gülsüm Cengiz, Ayşe Yamaç, Esma Zafer Ertan’la birlikte… Sıcak, içten bir söyleşi oldu. Bugün de imza için fuardaydım. Bugünden aklımda kalan ise Kadir İncesu’dan gelen rica: “Siz söylerseniz daha çok kişi duyar” diyerek meme kanseri konusunda bir uyarı yapmamı istedi Kadir. Annesi kanser tedavisi görüyormuş. Bu süreçte Kadir de başta kadınlar olmak üzere, herkesin meme kanserini hafife alma eğiliminde olduğunu gözlemiş. Teşhisinin kolay olması yanıltıcı bir etki yapıyor besbelli. “Aman,” diyor Kadir. “Meme kanserinin teşhisi kolay; ama tadavisi zor, çok zor.” ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com 1 KASIM PAZARTESİ “Masal değil, roman da değil; daha ziyade imge ağırlıklı öykü tadında bir masalroman” diye sunulan “Geleceğe İlk Adım” (Evrensel Basım Yayın) tam bir emekçi yazar olan Nejat Elibol’un romanı. Evrensel Basım Yayın, N. G. Çernışevskiy’in incelemesi “Adressiz Mektupları” da Arif Berbe BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Hüseyin Cahit Kerse’nin bir şiirinin adını oluşturacak, bulmaca karalerinde ise aynı şiirden dizeler ortaya çıkacak. Dikkat: “36/Z” ve “76/L” harfleri ipucu olarak verilmiştir. 10 H 11 Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 1 G 2 I 3 F 4 G 5 G 6 G 7 I 8 B 9 I G. Ernest Hemingway’in bir romanı. B 12 B 13 G 14 F 15 I 16 D 17 G 18 B 19 G 39 49 5 73 56 4 19 20 F 21 H 22 A 23 B 24 B 25 B 26 I 27 E 28 B 29 G 30 E 31 C 32 A 33 C 34 H 35 B 36 39 G 40 I 41 B 42 F 43 C 44 D 45 C 46 Z 37 D 38 H 17 29 54 64 1 13 6 H. Turgay Kantürk’ün ilk şiir kitabı. H 48 C B 47 49 G 50 H 51 B 52 F 53 B 54 G 55 B 56 G 57 C 58 C 67 21 47 72 60 34 69 59 70 H 60 B 71 A 61 A A 62 72 D 63 H 73 D 64 G 74 G F 75 65 D 76 A 66 77 C 67 B 78 H 68 E A 69 H 38 59 10 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Birinin olanca malı, varı yoğu. L I. “... Goncagül” (Oktay Arayıcı’nın bir romanı. 68 32 61 65 60 71 22 7 2 26 15 40 bir tatula türü. B. Sabahattin Ali’nin bir romanı. E. “Stanislav ...” (Solaris ve Aden adlı romanları da yaratan bilimkurgu yazarı). 1082. sayının çözümü: A. OGÜN, B. 35 51 77 11 18 70 41 23 8 25 46 12 24 28 55 53 58 48 66 31 57 33 45 43 D. Osman Gazi’nin kayınpederi. 30 27 78 F. Şehitler. C. Çiçekleri katmerli ve mor renkte olan 75 63 9 44 62 16 37 3 20 14 42 74 52 RUH, C. MIRÇ VE BEN SOKAKLARINDA, D. AYYY, E. NİKRİS, F. VUDU, G. EA, H. DÖNÜŞÜ OLMAYAN, I. EGG, J. NUSH, K. İDDİA, L. ZOŞÇENKO. Metin: “Adam üzgün çilek kokusuydu ormanın içinde kaybolan. Ve her şey Van Gogh sarısına dönüşüyordu.” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1083
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle