27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ ra bambaşka bir kimlik kazandırıyor. Sarıyüce masalların bu tekrar yazımında onların özüne dokunmuyor; sadece masal yazımına yeni bir üslup kazandırma uğraşına giriyor. Bilimin, halkbiliminin ve masal dünyalarının iç içe geçtiği bu çalışma, zengin kültür mirasının önemli göstergelerinden biri olarak da dikkat çekiyor. Hüsnü Dağlarca’ya, Nâzım Hikmet’ten Cahit Külebi’ye, Füruzan’dan Fethi Naci’ye, satırlar, dizeler ve yargılar arasında dolaşıyor; tüm bu yazarlara yeni yaklaşımlar sağlayacak saptamalarda bulunuyor. Tanrı Beni Görüyor mu?/ Murat Gülsoy/ Can Yayınları/ 292 s. “Başkalarını nasıl gördüğümü biliyor musun? Nereden bileceksin ki... İnsan sadece kendi gözleriyle yanılır.” “Tanrı Beni Görüyor mu?” Murat Gülsoy’un farklı yerlerde yayımlanmış öykü ve metinlerin toplamından oluşuyor. Farklı anlatım biçimlerini araştırdığı, denediği yeni kitabında Gülsoy, insanın çaresiz hallerinin koridorlarında geziniyor. Tüm bunlarla beraber okuyucuyu irkilten, düşündüren bir çerçeveyle sunuyor her şeyi. Ay Battı/ John Steinbeck/ Çeviren: Leylâ Özcengiz/ Remzi Kitabevi/ 118 s. “Ay Battı”, Steinbeck’in Nazi işgali altındaki ülkelerde gizlice basılarak dağıtılmış ve sivil direnişlerin simgesi olmuş romanı. Adı bilinmeyen bir kasaba, bilinmeyen bir tarihte işgale uğrar. İşgale karşı zaman içinde sessiz bir direniş başlar. John Steinbeck bu romanda, bir kez bile Hitler’den, Nazi işgalinden söz etmeden, II. Dünya Savaşı’nda işgalcilerin ve işgale uğrayanların iç dünyalarını gözler önüne seriyor. Sen Dünyaya Gelmeden/ Margaret Mazantini/ Çeviren: Meryem Mine Çilingiroğlu/ Doğan Kitap/ 596 s. Gemma bir sabah sıradan hayatını geride bırakır ve oğlunu ardından sürükleyerek bir uçağa atlar. Gittiği yer savaşın yaralarını yeni yeni sarmaya başlamış, Doğu ile Batı sınırında bir şehir, Saraybosna’dır. Gemma’nın yaşamına burada daha sonra hayatının aşkı Diego girecektir. “Sen Dünyaya Gelmeden”, işte bu aşkın hikâyesini anlatıyor. Savaşın yorucu etkisiyle yaşlanmış, yaşama hazırlıksız yakalanmış gençlerin yeniden karşılaşmalarını konu ediniyor. “Sen Dünyaya Gelmeden” aşk ve savaş, şiddet ve aile sırları üzerine bir roman. Aynı zamanda annelikten mahrum kalmış bir kadın ile vicdanının sesinden kaçamayan bir adamın hikâyesi. Yabanın Tuzlu Ekmeği/ Erich Auerbach/ Çevirenler: Sezgi Durgun, Haluk Barışcan, Cevdet Perin, Fikret Elpe/ Metis Yayınları/ 320 s. Martin Vialon’un hazırladığı seçki okuyuculara, Erich Auerbach’ın bir kısmına sadece Türkçede ulaşılabilen on dört yazısını ve bir kısmını İstanbul’dan yazdığı birkaç mektubunu sunuyor. Auerbach bu yazılarda, Montaigne, Pascal, Montesquieu, Voltaire, Vico ve Rousseau gibi düşünürlerin çalışmalarını, Dante, Flaubert, Stendhal ve Proust gibi yazarları, “Mimesis”te de kapsamlı bir biçimde ele aldığı gerçekçilik meselesini ve son dönemlerde çok tartışılan ‘dünya edebiyatı’ kavramını ele alıyor. Kitapta, Martin Vialon’un da seçki için yazdığı kapsamlı sunuş yazısı ve Auerbach’ın yaşamını, eserlerini ve mirasını değerlendiren bir yazı yer alıyor. Bugünün Saraylısı/ Refik Halid Karay/ İnkılâp Kitabevi/ 310 s. Refik Halid Karay yapıtlarının yapılan yeni baskıları “Bugünün Saraylısı” ile devam ediyor. Roman, kendi halinde ve orta yaşını geçmiş Ata Efendi’nin Gedikpaşa’daki evine, ilk defa göreceği yeğeninin gelmesiyle başlayan, saklı bir aşkın hikâyesini anlatıyor. Karay “Bugünün Saraylısı”nda dönemden portreler ve mekânlarla okuyucuyu 1940’lı yılların İstanbul’una götürüyor. Yazarın, bu yeni baskılar çerçevesinde yayımlanan diğer yapıtları ise “Tanrı’ya Şikâyet Et” ve “Bir İçim Su”. Tüm bu kitaplar yayıma hazırlanırken yapıtların edebi niteliği göz önünde tutularak yazarın özgün anlatımı korunmaya çalışılmış. Başkanın Öldürüldüğü Gün/ Necib Mahfuz/ Çev.: İlknur Özdemir/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 104 s. Necib Mahfuz’un Mısır devlet başkanı Enver Sedat suikastinden birkaç yıl sonra yazdığı bu kısa roman, sadece başkanın son gününü işlemekle kalmıyor; Elvan ile Randa’nın, Mısır’ın orta sınıfından iki genç nişanlının, zor zamanlarda yaşanan aşkını da anlatıyor. Mahfuz’un, bir aşk hikâyesinin fonunda ülkesinin geçirdiği dramatik bir dönemi işlediği “Başkanın Öldürüldüğü Gün”de, Enver Sedat’ın öldürülmesi, o gün işlenen tek cinayet olarak kalmayacak, iki gencin hayatları da bir başka ölümle birlikte beklenmedik bir yöne sapacaktır. İslam İmparatorluğu/ Erbil Tuşalp/ Kırmızı Yayınları/ 702 s. Erbil Tuşalp “İslam İmparatorluğu”nda, ‘12 Eylül faşizminin’ gizli maskesi olarak gördüğü siyasal İslamın, 1994 yerel seçimlerinden sonra belli bir program çerçevesinde ortaya koyduğu radikal ve otoriter tavrın halkı nerelere sürüklediğini sorguluyor. Kitap, “yalana dayalı politikalardan” “sahte etiketli İslama”, “tarikat, ticaret ve mürit ilişkisinden” “şeriat anonim şirketine”, “partisinin cumhurbaşkanı”ndan “derinci provokatör”e gerçeklerle yüzleşme imkânı sunuyor okuyucuya. Türk Yahudiler II/ Bilâl N. Şimşir/ Bilgi Yayınevi/ 768 s. “Türk Yahudiler”in ilk cildi geçen aylarda yayımlanmıştı. İlk cilt, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Fransa’da, ırkçıların saldırılarına uğrayan Türk vatandaşı Yahudileri konu edinmişti. Kitabın ikinci cildinde ise ‘Avrupa’daki Türk Yahudiler’, ‘Türkiye’deki Avrupalı Yahudiler’ ve ‘Türkiye Üzerinden Filistin’e Yahudi Göçleri’ gibi önemli başlıklar üzerinde duruluyor. Kitapta ele alınan tüm bu önemli başlıklar ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1083 Dağlarca İle.../ Yasemin Arpa/ Yazı Kitap/ 190 s. Türk şiirinin devi kabul edilen Fazıl Hüsnü Dağlarca, yaşamı boyunca kendini insanlara pek açmamış, Enis Batur’un deyimiyle “muamma” bir insan olarak aramızda kalmayı seçmiş. Bu büyük şair bir istisna olarak, ölümünden sonra kitaplaşması kaydıyla, Yasemin Arpa’ya konuşmayı kabul eder. Bu kitap, Dağlarca’nın insan ve şair olarak, kendi ağzından “otobiyografisi”ni sunması, kendi yaşamının anahtarlarını vermesi bakımından, benzersiz bir belge niteliği taşıyor. Kitapta Dağlarca’nın, el yazısından şiirleri ve daha önce görülmemiş fotoğrafları da yer alıyor. Başlangıcından Günümüze Dersim Tarihi/ Ali Kaya/ Demos Yayınları/ 754 s. Ali Kaya’nın bu çalışmasında, Türkiye tarihi içinde ‘Dersim’ adının anlamını; Dersimlilerin kökenini, aşiretlerin tarihsel durumlarını, yazılı tarihöncesi ve sonrası dönemin olaylarını ve gelişmelerini, bugünkü Tunceli’nin genel konumunu; idari, sosyal, ekonomik yapısını, Tunceli’nin bugünkü sorunları ve çözüm önerileri yer alıyor. Çalışmanın amacıysa; Dersim tarihinin her yönüyle bir monografisini çıkarmak, yöreden uzak kalan insanların kendi tarihlerini bilmelerini sağlamak ve yöreyi yeterince tanımayan insanlara Dersim hakkında fikir vermek. Konsey Cinayetleri/ Armağan Tunaboylu/ Everest Yayınları/ 268 s. Polisiye severlerin yakından tanıdığı kahraman Metin Çakır, yepyeni bir macerayla okuyucuların karşısına çıkıyor. Armağan Tunaboylu’nun yaklaşık altı sene önce polisiye literatürüne soktuğu ilgi çekici, sıra dışı kahramanı Metin Çakır’ın, meşhur Asım Abi’si ile maceraları bu kitapla kaldığı yerden devam ediyor. Metin Çakır bu macerasında da feleğin sillesi ensesinde, durumdan yırtmaya çalışırken mecburen üstüne vazife olmayan işlere karışacak ve olaylar bundan sonra içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Edebiyatımıza Dipnotlar/ Doğan Hızlan/ Yapı Kredi Yayınları/ 182 s. “Bu kitapta sevdiğiniz, okuduğunuz, birçok dizesi belleğinizde olan, belki bilip sıklıkla okumadığınız şairler hakkında yazılar bulacaksınız.” Doğan Hızlan, edebiyat alanındaki “kılavuzluğunun” örneklerinden birini daha sunuyor “Edebiyatımıza Dipnotlar”da. Kitapta, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Fazıl SAYFA 28
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle