Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA manı ‘Gün Ağarmasa’yı 2002 yılında yayımlamıştı. 2005’te de ikinci romanı ‘Ölüme Bakmak’ı yayımladı. Akınhay ‘Ölülerimiz Bir Tutar Bizi’ adını verdiği yeni romanında 78 kuşağından bir kahramanın, gelecek kaygısını, bir kadının gözlerinin içine bakarak yol alışını anlatıyor. Akınhay’la eski çırağı Erdem Öztop konuştu. Bir ordu düşünün: Vatanı yok, milleti yok, bayrağı yok. Paradan başka hiçbir şeye, hiç kimseye karşı bir sorumluluğu yok. Para için ölüyor, para için öldürüyorlar. Jeremy Scahill’in ‘Blackwater’ adlı kitabı kontrolsüz kapitalizmin geldiği son noktayı en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne seriyor. Kitapta okuyacağınız gerçekler korkunç ama bu gerçekleri bilmeden yetişecek nesillerin başına gelecekler kadar korkunç değil. Kitabı Gamze Akdemir değerlendirdi. Bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü Mario Vargas Llosa’nın. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, yazarın ‘iktidar yapılarının haritasını çıkarması ile bireysel direniş, isyan ve yenilginin etkili tasvirini yapması’ nedeniyle ödüle layık görüldüğünü belirtti. Llosa ise 74 yaşındaki Llosa ise verdiği bir demeçte, ‘Bu, Latin Amerika edebiyatının ve İspanyol dilinin kabul edilmesidir’ dedi. İspanyolca konuşan dünyanın en beğenilen yazarlarından biri olan ve otuzdan fazla yapıtı bulunan Llosa’nın birçok kitabı dilimize aktarıldı. Celal Üster bu haftaki ‘Yeryüzü Kitaplağı’nı Llosa’ya ayırdı. Bol kitaplı günler... Osman Akınhay ilk ro P eli Recai Velibeyoğlu’nun iki büyük boy, oylumlu ciltte topladığı Şiir Kitapları Antolojisi, sistematiğindeki tuhaflıklara ve eksiklerine karşın, hâlâ bir define adası özelliği taşıyor. Profesyonelamatör ayrımı yapmaksızın, yayımlanan bütün şiir kitaplarına ulaşmaya çalışmış Velibeyoğlu, iyikötü künye bilgilerini aktarmış, alıntılar seçmiş her birinden. Sahaflarda bulmak bile güç artık onu. ervasız Pertavsız ENİS BATUR Üç cımbızlama V Antolojinin ilk cildinin 272. sayfasında beni şaşkınlığa düşüren bir kitapla karşılaştım: Beyazıt Milli Kitaplığı’nda 45104 kayıt numarasıyla yeralan Çıkış Gecesi, “Manzum Kurtuluş Piyesi” (36 sayfa) Yusuf (Ziya) Atılgan’ın Manisa 1921 doğumlu bir yazar! “Ben varım ey düşmanlar Hadi ayağa kalkın, Sinmeyin siperlere, Gelin yanıma yakın. Kahpece ateş açın, bir dakka sonra susun Öcünü alacağım, kalkın sizden Yavuz’un Katil defterinize bir isim daha yazın Hemşiresi bekliyor kalkın sizi Yılmaz’ın”. Bilen bilir, yaşamının son on beş yılında, en yakın dostları arasındaydım Yusuf Atılgan’ın, gizlimiz saklımız yoktu pek bir birimizden, karşılıklı en mahrem yerlerimize sokulurduk. Hiçbir zaman sözü geçmedi bu kitabın. Bilmem Serpil Atılgan’ın haberi olmuş mudur varlığından? Tarihi belirtilmemiş antolojide Çıkış Gecesi’nin, ola ki basılı nüshada da yer almamıştı. Büyük olasılıkla bir gençlik yayınıdır o küçümen kitap, askeri öğrencilik yıllarında, 1940’ların ilkyarısında yazılmış olabilir. Ne yapılabilir bugün? Görmezlikten gelemeyiz sanırım. “Bütün Eserleri”nin kapsamına girmese bile, vaktinde kitaplaştırılmış olduğuna göre, bir biçimde Yusuf Atılgan’a ait sayılması gerekir, gerekecektir. “Arkadaş, ne demeye kurcaladın şimdi bunu” diyecekti, yaşasaydı, biliyorum. Gene de, kaleminden çıkmış bir metni yok sayamayız, diyorum. * Melih Cevdet Anday’ın, 198893 arası Cumhuriyet’te yayımladığı haftalık yazıları topladığı üç cilt önümde: Sırasıyla İmge Ormanları, Geleceği Yaşamak ve Çok Sesli Toplum, yaklaşık üç yüz denemeyi bir araya getiren bu bin üç yüz sayfalık toplamı 70’li yaşlarında ortaya koymuş Anday bir bilgenin nabzını işitiyoruz onlarda. Bir yandan da, bugünün Türkiye’sinin nasıl hazırlandığını gösteren kronikler duruyor karşımızda. Var mı şimdi, böyle biri, bir bakış? Anımsıyorum, sıcağı sıcağına takipçilerindendim o yazıların. Geniş çevremde de izlendiğini bilirdim. Sonradan, eksikliğini hem de nasıl duymuştuk. İyi ki 2010’u görmedi Melih bey ve benzerleri diye düşünmeden edemiyorum. Kitapçıları dolaşsak, on tanesinden birinde Anday’ın deneme kitaplarından bir tekine ulaşabilir miyiz acaba? Durum buysa, acınası bir hal değil midir? Hepimize düşen bir sorumluluk payı yok mudur sonuçta? 2010’da bin köşe yazarı, ‘kanaat önderi’ ile büyük bir fikir kirliliğine ulaşmayı başarmış durumdayız. Cumhuriyet dönemi gazete yazılarından sıkı bir seçki hazırlansa, Falih Rıfkı ile Refik Halid, Tanpınar ile Necip Fazıl, Haldun Taner ile Çetin Altan, Ataç ile Peyami Yusuf Atılgan Melih Cevdet Anday TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr Robert Musil Safa, Melih Cevdet ile Refik Halit yan yana getirilse, bugünden utanır mıydık? Bir dolu soru, tek bir yanıt. * Şeytan mı dürtüyor, birden yerimden kalktım bu sabah, gidip yan odadan Musil’in günlüğünün ikinci cildini aldım ve döndüm masaya, 35. defteri, sonuncusunu yeniden okudum. Gerekçemi gerçekten çıkaramıyorum, ondan şeytanın dürtmesine bağlıyorum, ama bilinçaltımda erişemediğim bir ‘uç’ olsa gerek: Musil, 58’ini bitirip 59’una bastığı gün başlamış deftere, 1939’da; iki yıl sonra, ölümünden pek az önce, son satırları düşmüş. Takınak halini aldı şu yaş özdeşleşmeleri, hiç akıllıca değil açıkçası. Defterin yazıldığı dönem savaşın patlak verişine denk geliyor; Avrupa iflas etmiş, Musil iflas etmek üzere, 60’ına bastığı gün ölüm çanını duyuyor olmasını bu çifte sonuca da bağlayabiliriz. Gene de, defterin eksenini ‘kedilerin aşk mevsimi’ gözlemleri belirliyor! İnsanlar o haldeyse (insanlık bitmişse), en doğrusu dönüp kedilere bakmak. Bir de Ali var defterde: Kimdir, Türk olabilir mi, açıklama bulamadım. İçimden kısa sinopsisini yazmak geçiyor. Sonra, defteri okuyup bitirince, cildin sonundaki notlara dönüyorum: “Ali: Franz Ullmann, mimar, Viyana” yazıyor orada, sönüyorum. (Ama aklıma da takılıyor hani: Neden Ali?) Defterde, nefis bir kirpi hikâyesi, ayrıca. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079 SAYFA 3