05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kadınlara ve erkeklere seslenen bir oyun Kadın Sığınağı Tuncer Cücenoğlu, Kadın Sığınağı ile kadın sorunları olarak nitelendirilen ama aslında salt kadınların değil erkeklerin de olayın merkezinde yer aldığı olayların yarattığı sonuçları, Türkiye’nin değişik sosyokültürel yapısına ait bireyler üzerinden ortaya sermiş. surların yarattığı, gerekse burjuva ilişkilerinin bir sonucu olan şiddet mekanizması kadınların ancak sığınma evlerinde hayata tutunabilmek zorunda kalmaları ve yaşadıkları çaresiz durum irdelenmiş. Bu yapılırken sadece kadın sorununa bir duyarlılık değil, bu sorunun ülkenin toplumsal yapısı ile orantılı gelişen yanlarına da değinilmiş. Aslında bu sığınma evlerine ihtiyaç duyanların sadece kadınlar olmadığı, arketiplerindeki şiddet unsurundan ve toplumsal baskıdan sıyrılamayarak savrulan erkeklerin yarattıkları kendi sığınakları da tartışmaya açılmış. SOSYOPSİKOLOJİK SÜREÇLER Oyun kişilerinin her birisinin psikolojik ve sosyolojik yapıları oyunun mantığına göre işlevsel bir şekilde davranış yapılarına yansıtılmış. Cezayir’in bir nevi toplumsal bilinçaltımızın dışavurumu olan recm edilme korkusunu yaşaması, hayatta yapabilecek hiçbir şeyi kalmayan, aile baskısı sonucu kaçarak, sokaklara düşen bedenini satmak zorunda kalan Deniz’in kapitalist sistem içerisinde bir meta durumuna gelmesi, Ë Serkan FIRTINA le aldığı sorun bağlamında oyun, geniş bir düşünsel boyut üzerine odaklanıyor. Bu yapılırken sadece kadınların yaşadıkları sıkıntılar gösterilmekle kalmıyor, bunun arka planı ve diğer toplumsal ilişkiler ağı ortaya seriliyor. Toplumsal gerçekçi bir yönelişle irdelenen sorun, kadın sığınma evinde hayatları örtüşen on bir kadın etrafında kurgulanmış. Erkek egemen toplumun zihniyet yapısı içerisinde, gerek feodal un E töre kıskacından kurtulmak için sığınma evine gelen ve kendi trajik sonuna annesi tarafından uğurlanmak zorunda kalan Zılfo’nun ve diğer kadınların yaşadıkları sosyopsikolojik süreçleri ayrıntıları ile ortaya serilmiş. Kadın üzerinden gerçekleştirilen, duygusal, cinsel, ekonomik, toplumsal her türlü sömürü nedensellikleri ile işlenmiş ve oyunda anlaşılır kılınmış. Erkek egemen toplum zihniyeti ile kadınların yaşadıkları çelişkiler, farklı düzlemlerde de görünse hep aynı içerikte buluşmuş ve böylece temanın kapsayıcılığı ortaya serilmiş. Kadın sığınma evinin yöneticisi Zeynep’in kocası tarafından şiddette maruz kalması ve bunun sınıf atlama çabası içerisinde olan bir erkek tarafından gerçekleştirilmiş olması ise dramatik olanın ortaya çıkarılması bakımından ilginçlik taşımış. Oyunda durum, mekânın sağladığı tüm olanakları kullanarak kadınların değişen koşullara verdiği tepkiler ölçeğinde bir olay dizisi etrafında düşünsel bir çatışmanın ortaya serilmesine olanak tanımış. Aksiyonun duraksamadan sürdürülmesi, oyunu devingen bir yapıya taşıyarak, sıkıcı ve durağan olmasını engellemiş. Oyunun dili ve konuşma örgüsü, yalın ve anlaşılır olmuş, ele aldığı sorun bağlamında toplumun tüm kesimlerinin, oyunu okurken ya da izlerken kendi hayatları veya çevrelerinde gördükleri olaylardan izler bulmaları muhtemel öykülerle örülmüş. Oyunda öne çıkan diğer bir ayrıntı ise, yazarın kadın sorununu ele alırken, alan üzerine derinlemesine bir araştırma yapmış olduğu gerçeği. Kitabın sonunda, akademisyenlerin, gazeteci ve eleştirmenlerin, oyun üzerine çeşitli değerlendirmelerine yer verilmiş. Tuncer Cücenoğlu, Kadın Sığınağı adlı oyunuyla, kadınların yaşadıkları sorunları tek başına çemberin içine hapsetmek yerine, çemberin içine ülkenin zihniyet yapısını katmış. ? Kadın Sığınağı/ Tuncer Cücenoğlu/ Mitos Boyut Yayınları/ 96 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079 SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle