Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
¥ nellerine ödenen günlük standart ücret önceleri 300 dolar civarındaydı. Blackwater ilk büyük işi olan Paul Bremer’i koruma görevi için adam toplamaya başladığında ise bu rakam 600 dolara fırladı.” Bu bağlamda eski bir Seal olan (konvansiyonel olmayan savaş, antiterorizm, doğrudan saldırı ve özel keşif görevlerinde kullanılan özel kuvvet birimi) ve Blackwater USA’nın ilk kurucularından Dale McCellan daha fazla para ve karizma (!) tutkusunun insanı götürebileceği noktayı satırı satırına şöyle özetler: “Bir adam bir ayda, orduda veya bir sivil işte bir yılda kazanabileceğinden daha fazla para kazanabilecekse, bunu elinin tersiyle itmesi zordur. Eğri oturup doğru konuşalım. Piliçler bundan hoşlanır.” ÖNCE KADINLAR VE ÇOCUKLAR! Piliçler! Para! Formül tamamlanmıştır... “Baba, Oğul, Kutsal Ruh” adına “parraa ve piliçlerr” uğruna ölünnn Necef, Felluce ve hatta mümkünse topunuz! Ama önce kadınlar ve çocuklar! Tatatatatatata!!! Blackwater özel ordusu tek kişinin kontrolünde bir kâbus; bu kişi de sadece Bush kampanyalarının değil, daha geniş bir sağ kanat Hıristiyan amaçlar silsilesinin de anapara kaynaklarından biri olan, radikal Hıristiyan multimilyarder Erik Prince. Yazar Jeremy Scahill’in kitabında vurguladığı gibi Blackwater yöneticileri, 11. yüzyıl’daki ilk Haçlı Seferi öncesinde “Haçlıların Müslümanlardan aldıkları toprakları savunma” misyonunu üstlenmek üzere oluşturulan milis gücü Malta Tarikatı’na mensup olmaktan gurur duyuyor. Kaldı ki “BabaOğulKutsal Ruh!” adına kurşun sıkan bu askeri tarikat günümüzde uluslararası hukukun, kendi anayasasına, pasaportuna, pullarına ve kamu kuruluşlarına sahip bağımsız bir öznesi olup, 94 ülkeyle diplomatik ilişkilerinin bulunmasıyla da övünüyor. Bugün Blacwater’ın, ABD de dahil olmak üzere 9 ülkede konuşlanmış 2 bin 300’ü aşkın askeri bulunuyor. Ayrıca, özel kuvvetlerden ve başka sınıflardan ayrılma askerleri ve emekli kolluk gücü mensuplarını kapsayan, anında göreve çağırabileceği 21 bin kişinin dosyasından oluşan bir veri tabanı var. Saldırı helikopterleri ve bir keşif balonu ünitesi dahil 20’yi aşkın hava aracından oluşan özel bir filoya da sahip. Blackwater, Moyock, Kuzey Carolina’daki 28 bin dönümden büyük bir araziyi kapsayan merkezi ile dünyanın en geniş özel askeri tesisi konumunda. Her yıl on binlerce federal ve yerel polisin yanı sıra dost (!) ülkelerin askerlerini eğitiyor. Yönetici havuzunun aslileri arasında eski ordu ve istihbarat yetkilileri yer alıyor. Ayrıca yakın zamanda Filipinler’deki bir tropik orman eğitim tesisinin yanı sıra biri California’da (Blackwater Batı), biri de Illionis’te (Blackwater Kuzey) yer alan iki tesisin yapımını da sürdürüyor. (Şu sıralar Filipinler’deki ve California’daki tesisleri yerel halkın tepkisi üzerine geri çekmek zorunda kaldı.) vergi mükelleflerine Bush ve taifesi sayesinde hesap vermek gibi bir yükümlülükleri yoktur. Ne vergi mükelleflerine ne yargıya! İşin ikinci kısmı da Iraklılarca “yeni Saddam” olarak nitelenen, “İşgal çirkin bir sözcük ama bir gerçek” ifadesiyle de aymazlığa tüy diken Bremer’in 28 Haziran 2004’te “Beni buradan çıkarın. (...) Tercihen tek parça olarak” sözleriyle Irak’tan sıvışmadan önceki (ki o gün itibarıyla ülke sınırları içinde 20 binden özel asker olduğunun altını çizelim) son icraatıyla mümkün kılınır. Iraklı ve ABD’li kitlelere söz konusu bu Bremer kazığı kutsal kitap cüzlerini anıştırırcasına “17’inci Emir” diye bilinen, Irak’taki sözleşmeli personeli kovuşturmadan muaf kılan genelgedir. Öyle ki ABD askerleri Irak’ta işkence ve adam öldürme suçlamalarıyla kovuşturmaya tabi tutulurken, Pentagon çok sayıdaki özel personeline aynı standartları uygulamaz. Aynen, bir oturumda, Savunma Bakanlığı’nın sözleşmeli personelden sorumlu ihale ve tedarik biriminin direktörü olan Shay Assad’ı sorgulayan Kongre üyesi Dennis Kucinich’in Assad’ın kem kümleri karşısında verdiği tepkide dile getirdiği gibi; “Vay canına! Demek ki bu sözleşmeliler cinayet işleyip sonra paçayı kurtarabilir. Anlaşılan, sözleşmeli personel kendi yasalarını uygulayabilecek yetkiye sahip.” Yazar Scahill de bu kitabı yazdığı sırada yani kısa süre öncesine kadar, Irak’ta işlenen suçlardan ötürü hâlâ tek bir özel sözleşmeli ABD askerinin kovuşturulmuş olmadığını vurguluyor. BOZUK ASKER PAZARI! Mayıs 2004’te Blackwater yeni bir birimi sessizce tescil ettirir; Greystone Limited. Birim tüzelkişi olarak sınıflandırılmak üzere Karayipler’deki ada ülkesi Barbados’ta offshore olarak kaydettirilir. Tanıtım broşürlerinde, potansiyel müşterilere yurtdışındaki aniden zuhur edebilecek ihtiyacın karşılanması için kiralayabilecekleri etkin muharebe timleri önerilmektedir. Greystone dünyanın her yerinde her an göreve hazır eski özel harekât, savunma, istihbarat ve polis görevlilerini içeren toplama bir işgücüyle övünür. Kaldı ki adam topladıklarını iddia ettikleri ülkeler buraya dikkat! çoğunlukla insan hakları sicilleri bozuk olan Filipinler, Şili, Nepal, Kolombiya, Ekvator, El Salvador, Honduras, Panama ve Peru’dur. Mesela Blackwater’ın Irak’taki paralı askerlerinin arasında hayli sayıda bulunan Şilililerin çoğu Pinochet döneminde eğitim almış ve görev yapanlardan seçilir. Varın gerisini, Irak’a kesilen yıkım ve ölüm bilançosunu siz düşünün! Bu arada geldikleri son şovenist noktada bir adım daha ileri gidiyor Blackwater; başlangıçta tıpkı deniz piyadeleri ve kara kuvvetleri gibi ordunun bir kanadı olmayı amaçlamış olsalar da bugün geldikleri bollukta (!) Birleşik Devletler’e tabi olmaktan pek de memnun olmadıklarını yazıyor Jeremy Scahill. Ülkeye bağlılık sözü ve yurtseverliği bâki ise de Blackwater aslında bağımsız bir ordudur ve bir NATO veya BM gücüne alternatif güç olarak çatışma bölgelerine zuhur etmek istemektedir. Niye istemesinler ki? Para çuvalla geliyor... Hem dedikleri gibi, hadi kabul edin; “Piliçler bundan hoşlanır!” Blackwater’ın sahibi Erik Prince’e gelince; “Gönlüm rahat ve ne yaptığımızı biliyorum. Doğru şeyi yapıyoruz, dolayısıyla üzülemem. Gayet huzurlu, mışıl mışıl uyuyorum. Bir suçluluk da hissetmiyorum.” diyor. Ne denir? Huzur (!) içinde yatsın! Rüyasında beşiğinde kafası uçmuş Iraklı bebekleri görecek değil ya! ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr BlackwaterVatanı, Milleti, Bayrağı Olmayan Ordu/ Jeremy Scahill/ Türkçesi: Meral Delikara Üst/ April Yayıncılık/ 599 s. SAYFA 11 YARGIDAN DA MUAFLAR! Yazar Jeremy Scahill’in de kitabında ayrıntılarıyla gözler önüne serdiği gibi Blackwater’ınki savaş, demokrasilerin ve devlet yönetimlerinin geleceği üzerine bir öyküdür. Ve 1996’daki kuruluşundan, “hükümetin ateşli silahlar ve bu bağlamda güvenlik eğitimini taşeronlaştırması yönünde beklenen talebini karşılayabilmek amacıyla”, cin oğlu cin şirket yöneticilerinin özel bir askeri eğitim kampı açmalarına; 11 Eylül sonrasında gerçekleşen ticari anlaşma patlamasına; paralı askerlerinin cesetlerinin bir köprüden sarkıtıldığı, kan gölüne dönen Felluce sokaklarına kadar uzanmaktadır. Bu özel şirketler safi kâr elde etmektedir. Adeta para basmaktadır çünkü her şeyden önce sırtından geçindikleri ABD’li CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079