05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Jeremy Scahill’den ‘Blackwater’ ‘Baba, oğul, Kutsal Ruh’ adına, ‘parraa ve piliçlerr uğruna... Ölünnn! Bir ordu düşünün: Vatanı yok, milleti yok, bayrağı yok. Paradan başka hiçbir şeye, hiç kimseye karşı bir sorumluluğu yok. Para için ölüyor, para için öldürüyorlar. Jeremy Scahill’in Blackwater adlı kitabı kontrolsüz kapitalizmin geldiği son noktayı en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne seriyor. Kitapta okuyacağınız gerçekler korkunç ama bu gerçekleri bilmeden yetişecek nesillerin başına gelecekler kadar korkunç değil. Ë Gamze AKDEMİR çlerinde 4 Amerikalı bulunan 2 Pajero cip Felluce’ye girdiğinde, Iraklı mücahitler, bu ‘Camiler Şehri’nde onları bekliyordu. Cipler Felluce’ye girdikten kısa bir süre sonra yavaşladı. Sağda dükkânlar ve sokak tezgâhları, solda ise boş bir arsa vardı. Barikat türü bir şeyle karşılaşmışlardı. Konvoydaki araçlar durunca arkadaki cipe bir el bombası atıldı, ardından makineli tüfek çatırtısı sökün etti. Kurşunlar arkadaki Pajero’nun yan tarafını delip geçti ve içindeki 2 adamı ölümcül şekilde yaraladı. Amerikalılar kanlar içinde yığılırken, bazı maskeli adamlar silahlarının şarjörlerini ön camlara boşaltarak ciplere koştu. Havayı “Allahu Ekber!” sesleri doldurdu. Çok geçmeden, yakındaki bir kebapçının önünde dolaşıp duran bir düzineden fazla genç de bu cinnete katıldı. Öncü araçtaki Amerikalılar kaçmaya çalıştılar ama artık çok geçti. İlk saldırganlar Felluce’nin ara sokaklarında gözden kaybolurken kalabalık 300’ü aşkın insanın oluşturduğu bir güruha dönüştü. Alevler cipleri hızla sararken Amerikalıların kavrulmuş cesetleri çıkarıldı; her yaştan insan vardı ve cesetleri parçalıyorlardı. Güruh Amerikalıların kömürleşmiş cesetlerini Fırat’ın üzerindeki bir köprüden sallandırdı; cesetler bu şekilde 4 saat asılı kalacak ve televizyon aracılığıyla dünyanın her tarafında izlenen korkunç bir ikonik imge haline gelecekti. Herkes şoktaydı... Haberlerde, isyancıların Ekim 1993’te Mogadişu’da 2 Black Hawk helikopterini düşürdüğü, 18 Amerikan askerini öldürdüğü, bazılarını sokaklarda sürüklediği ve böylece ABD’yi ülkeden çekilmek zorunda bıraktığı olaya atıfta bulunularak, Somali sık sık örnek gösteriliyordu. Ama Somali’nin aksine, Felluce’de öldürülenler ABD ordu personeli değildi. Ancak haber kanallarının duyurduğu gibi sivil de değillerdi. Gizli bir paralı asker şirketince Irak’a gönderilmiş, bir hayli eğitimli özel askerlerdi (Süper güç ABD kendi ordusuyla yeterince işgal edememişti zaar!) Şirketin adı Blackwater USA idi ve intikamları acı olacaktı! Bu uğurda Necef’i ve Felluce’yi kana bulayıp binlerce insanı katleden askerleri, 4 Amerikalının sallandırıldığı Fırat’ın üzerindeki köprünün adını Blackwater Köprüsü olarak değiştirecek ve köprü kirişlerinden birinin üzerine siyah keçeli kalemle şöyle yazacaklardı: “2004’te burada katledilen Blackwater’ın Amerikalı adamları anısına. Sonsuza dek sadık. Not: Hepinizi s...ceğiz.” Onları oraya gönderen ve Jeremy Scahill’in “BlackwaterVatanı, Milleti, Bayrağı Olmayan Ordu” adlı kitabında ayrıntılarıyla incelediği süreci anlamak adına şimdi bu olaydan tam 3 yıl öncesine, Bush yönetiminin ilk yılına, 11 Eylül trajedisinin yaşanmak üzere olduğu tarihin bir gün öncesine dönelim... Amerikalıların kavrulmuş cesetleri... Scahill’in de kitabında ayrıntılarıyla gözler önüne serdiği gibi Blackwater’ınki savaş, demokrasilerin ve devlet yönetimlerinin geleceği üzerine bir öyküdür. zad ve Stephen Cambone gibi ideologların yanı sıra Savunma Bakanlığı Müsteşarı Pete Aldrige (Aerospace Corporation), Kara Kuvvetleri Bakanı Thomas White (Enron), Deniz Kuvvetleri Bakanı Gordon England (General Dynamics) ve Hava Kuvvetleri Bakanı James Roche (Northrop Gunman) gibi çoğu büyük silah üreticisi şirketlerden gelme eski yöneticilerle doldurulmuştu. VE BLACKWATER SAHNEDE! Bu yeni kadro iki amaçla iktidardaydı; stratejik konuma sahip ülkelerde rejim değişikliği yapmak ve ABD ordu tarihindeki en geniş çaplı özelleştirme ve taşeron kullanımına yöneltme operasyonunun düzenlemek yani askeri alanda bir devrim yapmak. 11 Eylül’den sonra kim tutardı onları? Rumsfeld ve ABD yönetimi için petrol bazlı “Neocon Haçlı Seferi”nin en önemli hedeflerinden olan Irak’a girmenin tam zamanıydı. Bu bağlamda hızla evrilen Rumsfeld doktirini çerçevesinde “teröre (!) karşı açılan küresel savaşa” katılmak üzere ilk çağrı alanlar arasında, faaliyetlerini Kuzey Carolina’daki Great Dismal Swamp yakınlarındaki özel bir askeri eğitim kampından yürüten, adı pek duyulmamış bir şirket de bulunuyordu; Erik Prince’in sahibi olduğu “Blackwater USA”. Sadece birkaç yıl önce vücut bulmuş bu şirket, 11 Eylül trajedisinin ardından, adeta bir gecede ABD’nin açacağı küresel savaşın baş oyuncularından biri olup çıkacaktır. Ve ABD tankları 2003 Martı’nda Irak’a girerken o güne dek bir savaşta konuşlandırılacak en kalabalık özel sözleşmeli personel ordusunu da beraberinde götürecekti. Rumsfeld 2006 sonunda görevden ayrıldığında, Irak’ta yaklaşık 100 bin özel sözleşmeli asker vardı; yani neredeyse her muvazzaf ABD askerine karşılık bir özel sözleşmeli personel düşüyordu. Rumsfeld görevden ayrılmadan önce, savaş endüstrisini pek sevindirecek dev bir adım daha atarak, özel sözleşmeli askerleri ABD savaş makinesinin resmi sınıfı haline getirecekti. İ HÜKÜMET Mİ DEVRİLECEK? BİZİ ARAYIN! Blackwater’ın devletle yaptığı taahhüt anlaşmalarının rakamsal toplamı 500 milyon doların üzerine çıkıyor ve denilen o ki ABD istihbarat ajansları ya da özel şirketler/bireyler ve yabancı hükümetler adına yaptığı gizli “kara bütçe” operasyonları bu rakama dahil değildir. Bir ABD Kongre üyesinin yaptığı askeri gözleme göre Blackwater, dünyadaki hükümetlerin çoğunu devirebilecek güçtedir. Bu arada Blackwater’ın sahibi radikal Hıristiyan multimilyarder Erik Prince’in söylemleri de ifadesini tıpkı yakın bir tarihte askeri yetkililerle buluştuğu panelde söyledikleri gibi hayli arpalandığı kapitalizmin laçkalığından bulmaktadır: “Teslimatın ertesi gün yapılmasını istediğinizde alelade posta hizmetlerini mi yeğlersiniz, yoksa FedEx’i mi? Şirket olarak hedefimiz, FedEx’in posta hizmetinde başardığını ulusal güvenlik sistemi için yapmaktır.” Blackwater öyle alır yürür ki, insan öldürmedeki kusursuz becerileri o kadar hayranlık uyandırır ki Beyaz Saray’ın üst düzey yetkililerinin korunması işi bile (Irak işgalinin ilk yılında Bağdat “müstemleke valisi” L. Paul Bremer örneğin) 2003 itibarıyla Blackwater’a verilir. Çok az ücret alan muvazzaf askerlerin aksine Blackwater muhafızlarına altı sıfırlı maaşlar ödenir. Blackwater’ın Bremer’i koruma işini kapması piyasayı canlandırır! Paralı askerler hızla Irak’a akar. Control Risks Group, DynCorp, Erinys, Aegsi, ArmorGroup, Hart, Kroll ve Steel Foundation gibi şirketler de Irak’a binlerce paralı asker sevk etmeye ve gezegen çapında harıl harıl asker toplamaya girişir. Fortune Magazin sayfalarında şu bilgiyi paylaşacaktır: “Özel Güvenlik Müfrezesi (PSD¥ Personal Security Detail) profesyo MİLİTARİZM TAŞERON SEVER! Yıllanmış siyasetçi, Soğuk Savaş dönemi uzmanı, militarizmin santranç ustası (ki hiçbirisi insanlığın hayrına sonuçlanmadı) Donald Rumsfeld, o eylül günü, savunma taahhüt işlerinde pastadan en büyük payı alan, Halliburton, DynCorp ve Bechtel gibi şirketlerin denetiminden sorumlu Pentagon yetkililerine sesleniyor ve hararetle bir “düşman” tarifi yapıyordu: “Bu düşman kulağa eski Sovyetler Birliği gibi gelmiş olabilir, ama o düşman öldü. Bugünkü düşmanlarımız daha kurnaz ve acımasız. Dünyanın bir ayağı çukurdaki son diktatörlerinden birini tarif ettiğimi düşünebilirsiniz. Ama onların da devri kapandı, kapanıyor ve sözünü ettiğim düşmanla ne güçte ne de boyutta boy ölçüşebilirler. Düşman evlerimize daha yakın. Sözünü ettiğim, Pentagon bürokrasisidir.” Rumsfeld’in konuşmasının ertesi günü Pentagon saldırıya uğradı. Amerikan Havayolları’na ait 77 sefer sayılı Boeing 757, binanın batı duvarına çakılmıştı. Rumsfeld enkazdan ceset çıkartılırken kurtarma görevlilerinin yanında boy boy poz veriyordu. 11 Eylül ekmeğine yağ sürmüştü, zamanlama kusursuzdu. Scahill’in kitabında da imlasına kadar vakıf olunduğu üzere, Pentagon yönetiminde toptan değişim çağrısı yapan, Rumsfeld’in tüm bu yaygarasının sebebi eski Savunma Bakanlığı bürokrasisinin yerine, yeni ve özel sektöre dayalı bir model kabul ettirme hırsından başka bir şey değildi. Yeni Pentagon politikasının ağırlıklı olarak özel sektöre, taşeronlara dayanmasını, gizli eylemlere, ileri teknoloji ürünü silah sistemlerine, özel kuvvetler ve girişimcilerinden daha fazla yararlanmaya ağırlık vermesini sağlamak için artık daha sağlam bastırabilirdi. O şok günlerinde birkaç cılız ses dışında pek karşı çıkan da yoktu zaten. Tabii ya, Amerikan savaşlarını neden zamanında kendisinin de bizzat hizmetler verdiği özel sektör de yürütemesindi, neden bu alanda dönebilecek devcil rant potansiyelinden mahrum bırakılsındı... Hem fena mıydı Amerikan güçlerine omuz vereceklerdi. Binlerce top, tüfek, bombanın ervahıyla verdiler de Allah için! Öte yandan Bush ekibinin iktidara gelişiyle birlikte Pentagon, halihazırda Paul Wolfowitz, Douglas Feith, Zalmay Khalil SAYFA 10 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle