05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayşe Kulin’den ‘TürkanTek ve Tek Başına’ Çağdaş mücadelenin Türkan Hocası Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk ilke ve devrimlerinin kazanımlarını korumayı, geliştirmeyi, çağdaş insana ve çağdaş topluma ulaşmayı amaçlıyor. Bu yüzden ülkemizde eğitime ilişkin sorunlarla yakından ilgilenip bunlara çözüm üretiyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan’ın dernek adına yapmış olduğu çalışmalar da bu sorunlara çözüm niteliğinde. Daha sonra adı “Kardelenler” olarak değiştirilen “Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları” projesinin öncülüğünü yapan Türkan Saylan’ın ve Türkiye’nin bu güncel sorunlarının edebiyatta yerini alması kaçınılmazdı. Ayşe Kulin, TürkanTek ve Tek Başına‘da Saylan’ın bu uzun mücadelesini anlatıyor. Ë Dilvin KOCATUNÇ ağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin efsane olmuş eylemleri ve dernek kadar ünlü olan sayın başkanın bu toplumda gerekli yankıyı bulduğunu söylemek hem doğru hem de yanlış. Yanlış, çünkü derneğin çok değerli başkanı Türkan Saylan’a yaşamının son döneminde “hükümet” eliyle yapılanları toplum unutmadı. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Nice kızın yetişmesinde önemli bir yeri olduğuna göre, bu yeni nesil Türkan Hocalarını hiçbir zaman unutmayacak. İşte bu nedenle gerekli yankıyı bulduğunu ve bulacağını söylemek doğru olur. Bu yankılanma toplumun farklı alanlarında da yer buldu ve Türkan Hoca TürkanTek ve Tek Başına’nın konusu oldu. Bu çalışmada Türkan Saylan’ın eğitimci ve yardımsever yanını görüyoruz. Bizim burada sözünü edeceğimiz de son dönem Türk toplumunda önemli bir yer edinen bir kişi ve bu kişinin romanlaştırılmış yaşamı. Kitap, günce biçiminde hazırlanmış bir yaşamöyküsü. Ayşe Kulin’in kitabın bölümlerinin her biri ayrı ayrı başlıklandırılmış. Türkan Saylan’ın yakın arkadaşı Gökşin Sanal’la mektuplaşmalardan oluşan kitapta, Türkan Saylan’la ilgili pek çok şeyi öğrenme fırsatı buluyor okur. Hatta daha da fazlasını. Çünkü okur Türkan Saylan’ın bilinmeyen yönlerini, onun keşfedilesi “insani” yüreğini tanıyor. İDEALİST KİMLİK Kitapta Türkan Saylan’ın cüzamla mücadelesi kronolojik sırayla veriliyor. Gençliğinden Türkan Hoca olmasına kadar aşamalar anlatılıyor. Bu aşamalar arasında Türkan Saylan’ın özel hayatından da bahsediliyor. Kitaba başlığını veren asıl bu özel hayatındaki yalnızlıkları. İki kez evlilik yaptıktan sonra, ev kadını olması için yapılan baskılar sonucunda idealist kimliği ön plana çıkan Türkan Hoca tamamen tek başına bir hayatı seçiyor. Özel hayatında hep yalnız olan Türkan Saylan toplum adına yaptığı çalışmalarda hiç de yalnız değil. Cüzamla mücadelesi sayesinde ülkemizde cüzam hastalığına karşı bu denli ilerleme görülüyor. Kitabı okurken okurun memnun kalacağı bir diğer nokta da, Türkan SaySAYFA 18 Ç lan’ın yaptıklarının sıralı biçimde verilişi. Son derece önemli bir kariyere sahip olan Türkan Saylan’ın yaptıklarını okuyunca okur bir kez daha görüyor onun insanlık için neler yaptığını ve bir kez daha hayran oluyor ona. Ayakları kesilmek üzere olan hastasının ayaklarını kurtarması gibi. Bu olay kitapta şöyle yer alıyor: “Halime’nin bacakları dizlerine kadar donmuştu, beni çağırdıklarında. On altı yaşındaydı, korkudan tir tir titreyen kız. Hiç durmadan anlamadığım bir şeyler söylüyor, kocaman kara gözlerinden ip gibi yaş iniyordu yanaklarına. ‘Ne diyor?’ diye sordum sedyenin başında dikilen dayısına (...) Kıvranıyordum kızı kurtarmak için. Elimin altındaki belli belirsiz sıcaklık, bana ümit veriyordu. Bacaklarını tekrar tekrar elliyor, mıncıklayıp duruyordum. Avucumda hisseder gibi olduğum o sıcaklık sakın kendi ellerimin sıcaklığı olmasın? Gidip ellerimi soğuk suyun altına tutmuş, kurulayıp geri gelmiştim. Haydi, bir kere daha, son muayene! İşte bu sefer emindim! Bu bacakta can vardı! ‘Hocam! Ne yapacaksınız?’ ‘Parmaklar donmuş. Onları keseceğiz.’ ‘Bacaklar?’ ‘Bacakları kurtaracağız.’ (...) Sabaha kadar gözümü kırpmadan kızın başında bekledim. Ancak güneşin ilk ışıkları koğuşu aydınlatmaya başladığında, rahat bir nefes aldım. Halime’nin ayak parmakları artık yoktu ama bacakları ve geleceği kurtulmuştu.” Kitapta yer verilen bir başka hikayede ise Türkan Hoca’nın öğrencilerine bir hastanın gönlünü nasıl kazanacaklarını anlattığını görüyoruz: “Hiç çekinmeyin, dokunun onlara çocuklar, dedim, beş parmağımı bitiştirip elimin ayasını göstererek, ‘hastayı muayene ettikten sonra, ellerinizi bir güzel yıkarsınız, bir şeycik olmaz!’ Bakın ben yıllardır dokunuyorum, hastalık kaptım mı? Hastanıza uzaktan bakarak belki teşhiste bulunabilirsiniz ama hastanın gönlü de lazım size. Gönlünü kazanamazsanız, hastalığı kolayca yenemezsiniz. Dokunmak, sözcük olarak ‘değme’nin ötesinde, değiştirmek, duygulandırmak anlamını da taşır. Sevgiyle dokunduğunuz hastayı kendinize bağlarsınız, ona iyileşeceğine dair güven verirsiniz.” Kitapla ilgili üzerinde önemle durulması gereken önemli noktalardan biri de, Türkan Hoca’nın bazı çevrelerce yanlış tanınmasına yol açacak sözlerle karalanmasına rağmen aslında onun nasıl yüce bir kişilik olduğunun gözler önüne serilmesi ve ona inanan insanların bu dolduruşlara gelmemeleri. Türkan Saylan’ın asıl tanınmasını sağlayan “Kardelenler” projesi kapsamında yaptıkları. Kız çocuklarına sağladığı burslar sayesinde bugün pek çok kız eğitimleriyle ilgili geleceğe umutla bakıyor. Bu anlamlı projeye dair bilgiler de kitaptaki mektuplarda yerini buluyor. Bu kitap başlı başına gerçekleri, yaşanmışlıkları anlatan bir anıroman. Başkalarının oldurmaya çalıştıklarını değil, olması gerekenleri görüyoruz bu kitapta. Bu açıdan kitabı okurken görülecektir ki farklılık yaratan insanlar er ya da geç toplumda hak ettiği yeri buluyor. ? TürkanTek ve Tek Başına/ Ayşe Kulin/ Everest Yayınları/ 344 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle