05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ önüne alındığında, “deneysel bir yazar” olarak tanımlayabilmek mümkün mü ya da sizce ne kadar mümkün? İlk olarak; biçim ve içerik bakımından kendini sürekli tekrar etmediği sürece, her metin deneysel olma özelliğini taşır. Refik Halid Karay’ın ilk öyküleri ve daha sonra sürgünde Anadolu’dayazdığı altı adet öyküyü Memleket Öyküleri adlı öykü kitabında topladığı öyküler deneyseldir diyebilirim. “Bu öykülerin neresi deneysel?” derseniz, biçim ve içerik olarak okunduğunda zamanının, döneminin ötesinde öykülerdir derim. Sait Faik’in ilk öyküleri de deneysellik özelliği taşımaktadır. Hatta son öykülerinde, öykü kahramanlarında karşılaştığımız, mesela Panco’da rastladığımız metinlerarasılıklarda deneysellik unsurları bulunuyor. İkincisi, bir yazarın metinleri tümüyle deneyseldir veya değildir diyemem, ancak yazdığı metinlerin çoğu deneyseldir diyebilirim. Yazar bütünüyle deneyseldir diyemeyiz elbette. Sevim Burak, Ferit Edgü, Bilge Karasu, Tarık Günersel, Murat Gülsoy gibi yazarlar deneysel öykü ve metin yazmışlardır. Üçüncüsü, bu çalışmada sunduğum örneklerden yola çıkarak, hangi metinlerin deneysellik taşıdığına ve ülkemizde ne tür ve nasıl metinler yazıldığına dair bir yol açmaktır benim yaptığım sadece. Benim deneysel unsurlar olarak işaret ettiğime, bir başkası itiraz edebilir veya “Sizin işaret ettiğiniz unsurlar başka bir kavramla ilgilidir” diyebilir. Dikkat etmişsinizdir kitabı okuduğunuzda; ben beş buçuk sayfalık deneme tadında bir “Giriş” yazdım çalışmama, bir de yarım sayfalık “Sonsöz.” Deneyselliğe giden yoldaki unsurlara ait öykü örnekleri ve yazıları, yazar, eleştirmen ve bilim insanlarına aittir. Örneğin günce biçiminde, mektup biçiminde, dizelerle yazılmış, noktalama işareti kullanılmamış bir öyküye, diğer bir yazar, eleştirmen ne demiş veya öyküyü yazan yazar niçin yazmış bu biçimde? Bunlara yer verdim. Niçin kendi yorumumu veya aşırıyorumumu da buraya ekleyeyim? Benden önce R.Barthes, A.E.Kıran, Z.Kıran, N.T.Öztokat, S.Gümüş veya M.Gülsoy gibi yazarlar zaten söylemişler. Ben yeni bir şey varsa veya katkı yapacaksam söylerim elbette. Yorum yapmam, yorumu okura bırakırım. olarak okurun rolü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Özellikle günümüzde, okur ile yazar arasındaki ortak özellik ve kesişen kümeler çok fazla. Diğer yandan, aynı şeyi yazanlarla, aynı şeyi duymak isteyenlerin çoğunlukta olduğu bir dönemdeyiz. “Aynılaşmak” işin başka bir yanı. İşte burada devreye, özgürlük ve özgünlük alanını zorlayan yazarlarla, o yazarların yarattığı metinler giriyor. Deneysel metinler, ilk okunuşta, öyle pek sevimli metinler değillerdir çoğunlukla. Okuru yanıltabilirler. Kimi zaman sadeliğin altındaki derinlik, kimi zaman diğer türlerle girdikleri ilişki, kimi zaman da başka bir unsur. Geleneksel metne alışmış okur, deneysel metinle arasına bir mesafe koyar. Metinle okur, karşılıklı itişir; okur galip gelir gibi görünse de metin her zaman kalıcıdır. Okurun daha kalıcı olduğunu söyleyenler de çıkacaktır elbette. En çok dikkat çeken özelliklerden biri, öykü örneklerinin biçim ve içerik açısından özenle seçilmiş olması. Bir okur olarak bir araya getirdiğiniz seçkinin varlığı, öznel bir tutumu da imliyor. Siz aynı zamanda bir öykü yazarısınız. Böylesi öznel bir süreç içinde, yazar olarak Mustafa Albayrak’ın nesnel bir duruşa zorlandığı oldu mu? Az yazan ama çok okuyan ve farklı türleri de okumaya çalışan biriyim. Bu sadece öykü yazma ile de sınırlı değil; diğer yazı türlerinde de yazılar yazmaya gayret ediyorum. Yaptığım işin çok yönlü ve karşılıksız olma özelliğinin yanı sıra, benim kişiliğim ve sanat dağarcığımla heybemdekiyle, kütüphanemle vs. doğru orantılıdır bu çalışma. İnsanlar, taraf olma özelliği ile donatılmıştır ama yaptığınız ne tür bir çalışma olursa olsun, bunların o çalışmaya yansıması kaçınılmazdır. Dolayısıyla yapılan her çalışma özneldir. Ben, her metne veya çalışmaya nesnel bakıyorum; her metin nesnel okunmalıdır gibi bir anlayış tartışılabilir. Evet, metin biricik ve nesneldir, fakat açık yapıt olma özelliği ile de öznel okumaya olanak veren yegâne sanat disiplinidir edebiyat. Öyleyse, bir metin, ben nasıl okuyorsam ve yazıyorsam öyledir biraz da. Bundan sonrası için yine böyle bir başucu ya da başvuru kitabı düşünceniz var mı? Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, öykü hakkında okunacak ve yazılacak çok şey var. ? Türk Öykücülüğünde Deneysellik: Farklı Metinler ve Öyküler/ Mustafa Albayrak/ Kanguru Yayınları/ 160 s. Metnin ve yazarın deneysellikle kurduğu ilişkiler içinde, bir alımlayıcı Mustafa Albayrak ve Zeynep Sönmez röportaj sırasında... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1078 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle