03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ mel meselesiyle bağını kurmaya çalışarak bu aceleciliğin yersizliğini gözler önüne seriyor. Mustafa Kemal’in Yürekli Çocukları/ Utku Erişik/ Tiyatro Birileri/ 270 s. “Mustafa Kemal’in Yürekli Çocukları”, Tiyatro Birileri’nin kurucu ve oyuncularından yazar Utku Erişik’in “Hoş Gelişler Ola” adlı tek kişilik oyunuyla cesur bir işe soyunup, söylenmeyeni söylemek üzere yollara düşmesiyle başladı. Kitap, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlık ülküsünün nasıl yok edildiğini, Mustafa Kemal’in ölümü ardından her geçen gün azgınlaşan karşıdevrim hareketinin bugün nerelere geldiğini anlatıyor. Dış İlişkiler Konseyi CFR Türk Bilderbergleri/ Erol Bilbilik/ Dama Yayınları/ 288 s. Sermaye imparatorluğunun elitleri, CFRBilderberg adlı, korkuölüm ve komplo örgütleri aracılığıyla dünya halklarına karşı acımasız bir savaşı yıllardır sürdürüyor. “Ne var ki Vietnam kâbusundan kurtulmadan Irak’ta yeni bir kâbusla yüzyüze geldiler.” Bu kitap okuyucya, dünya sermayesinin, milliyetsiz, vatansız, dinsiz, kimliksiz elitlerinin dünya üzerindeki oyunlarını ve halklarına karşı kurdukları tuzakları gösteriyor. Kayıp Kıta Mu’nun Kozmik Güçleri/ James Churchward/ Çeviren: Ferit Burak Aydar/ Omega Yayınları/ 238 s. “Hindistan’da Naacallar tarafından anavatandan getirilen bir sürü kil tablet buldum. Bu tabletlerin sayısı esasen on bindir. Bu Naacal tabletlerinin çok azı hariç hepsi yaratılış ve Kozmik Güçler’in işleyişi hakkındaydı. Bunların açığa çıkmasıyla bu kitabı yazmaya başladım.” Bu tabletlerin bulunmasına ilişkin ayrıntıları ilk kitabı “Kayıp Kıta Mu”da veren yazar, ikinci kitabı “Mu’nun Kozmik Güçleri”yle raflardaki yerini aldı. Sivri Dilli Rüzgar/ Şinasi Tepe/ Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığı/ 63 s. “alev yapraklı çağmanların dibinde, kaburgası/ çiseyle kararmış doruk handa, geceyi kapatan/ sisten bulutları aralayıp, kaçamak gülüşleriyle/ ay; yarma kütüklerin çıtırtısı ocakta,/ tutkunun hünerli elleriyleısınan yer döşekleri,/ kekik kokusu ötelerden;/ akınduruk çamlardan dökülen.” Şinasi Tepe’nin yeni şiirleri okurla buluşuyor. Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü/ Nayan Chanda/ Çeviren: Dilek Cenkçiler/ ODTÜ Yayıncılık/ 430 s. Bu kitap, panoramik bir perspektifle modern küreselleşmenin öyküsünü zarif bir şekilde anlatıyor. Anlamlı ve eğlenceli anekdotlarla süslenen bu çalışma, bugün bulunulan konma Kırk Yaş Düşleri/ Sadık Aslankara/ Erbil Göktaş Oyun Kitaplığından/ 26 s. Sadık Aslankara, yazar, tiyatrocu, belgesel sinemacı. Haftalık yazınlarını Cumhuriyet Kitap’ta, tiyatro yazılarını çeşitli tiyatro dergilerinde sürdüren Aslankara’nın, 199091 tiyatro mevsiminde, kendi sunumu ve yorumuyla Ankara’da Anadolu Sanat Merkezi salonunda sahnelediği “Kırk Yaş Düşleri”, Yeni Tiyatro Dergisi okurları için, ilk kez Erbil Göktaş Kitaplığı’ndan yayımlanıyor. Çanakkale Boğazı’nın Derinliklerinde/ Vecihi Başarın, Hatice Hürmüz Başarın/ Galata Yayıncılık/ 188 s. Çanakkale Savaşları sırasında, Avustralya denizaltısı AE2’nin oynadığı önemli rol Avustralya’da bile az bilinen tarihi bir gerçektir. AE2’yi Marmara Denizi’nde yakalayan Sultanhisar torpido botunun öyküsü de Türkiye’de fazla bilinmez. AE2 Denizaltısı 1998’e kadar denizin dibinde keşfedilmeyi bekledi. Yapılan keşif, Avustralya’nın Çanakkale Savaşları’na ait en büyük ve önemli tarihi eseri sıfatını da AE2’ye kazandırdı. AE2’yi gelecekte nelerin beklediği gelecekteki yıllar içinde belli olacak ve bu kitap onun gelecekteki hikâyesine büyük bir katkı sağlayacaktır. Kaybolan Aşklar/ Nurten Alkan/ Sis Yaıncılık/ 192 s. nasıl gelindiğini öğrenmek isteyen herkese sesleniyor. Büyük bir ustalıkla yazılmış olan bu kitapta, Nayan Chanda, çağın en çok kullanılan kelimesi olan küreselleşmeyi almış ve binlerce yıl boyunca insanlığa şekil veren bir olayın zengin, dolu, karmaşık koşullarında yeniden tanımlamış. Güneşin Ağladığı Gün/ Fikret Güneş/ Belge Yayınları/ 268 s. Eğitimciyazar Fikret Güneş’in kaleme aldığı “Güneşin Ağladığı Gün”, Belge Yayınları’nın Öykü Roman Anlatı Dizisi’den çıktı. Kitapta, 1978 yılında Maraş’ta Alevilerin uğradığı katliam konu ediliyor. Katliam tanıklarının konuşturulduğu kitapta, bir tanık o gün yaşananları şöyle özetliyor: “Hani gökte bulutlar toplanır ya; küme küme, ortalık kararır, sonra şimşekler çakar, gürültüler bütün âlemi tedirgin eder, insanlar kaçar, sığınacak yer arar. Boşalır gökyüzü, seller silip, süpürür; geride korkunç bir boşluk kalır. Bizim de durumumuz tıpkı bir sel baskınının ardında kalan hüzündü, çaresizlikti.” Türkiye’de Bilim ve Kadın Kongresi Bildirileri/ Hazırlayan: Günseli Naymansoy/ Eskişehir Osmangazi Üniv. Yay./ 350 s. “Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte yurttaş olan ve her alanda eğitim yapma hakkını elde eden Türk kadını, geçen süre içinde bilim yaşamımıza büyük katkı vermiş, ama bu katkının boyutları layıkıyla tespit edilmemiştir.” Bu kitap da kadınların bilim alanında varlığına dikkat çekerek, bu konuda bilinç oluşturmanın yanında, Türk Bilim Tarihi’nde, cumhuriyet öncesi ve sonrası dönemlerde kadın bilginlerin oynadıkları rolün belirlenmesine yönelik araştırmalara katkıda bulunmak üzere Eskişehir Osmangazi Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Bilim Tarihi Anabilim Dalı’nın işbirliğiyle düzenlenen kongrenin bildirilerinden oluşuyor. Çocuk ve Allah/ Fazıl Hüsnü Dağlarca/ Yapı Kredi Yayınları/ 270 s. “Çocuk ve Allah”, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 1940’ta yayımladığı ikinci şiir kitabı: Türk şiirinin en özgün, dil ve yapı bütünlüğü bakımından en sağlam yapıtlarından biri. İnsanın evrendeki yerini, doğanın görkemi karşısındaki sarılış ve duyuşlarını zengin, çocuksu bir düşünceyle, şaşırtıcı bir duyarlıkla dile getiriyor şair. Yapı Kredi Yayınları, yayımlanışının 70. yılında yerini iyice perçinlemiş bu kitabı, Dağlarca’nın “Toplu Şiirleri”den ayrı, özel bir baskıyla taçlandırıyor. Güneşin Sofrasında Söylediğim Şiirler/ M. Güner Demiray/ Koza Yayınları/ 606 s. “Çiçekler seni anlatır/ Seni söyler martıları/ Nisan göğünden çisil çisil/ Yağarsın üstüme/ Başkalarını anımsarım/ Şimşek ne ki/ Bakışlarından etkisiz/ Güneş ne ki/ ¥ SAYFA 27 “Mutluluklarının da acılarının da ilk başladığı yer hep burası, bu devasa otel olmuştu. Daha birkaç ay önce bu otelin sıradan bir çalışanıyken şimdi sahibiydi ama yapayalnızdı!.. Dudaklarından biraz acılı, mırıldanır gibi birkaç kelime döküldü. ‘Mavi gözlüm... Hep sana benzeyen birini aradım ama senden başka bir sen daha bulamadım!’ Başını çevirdi ve başı istemsizce önüne düştü. O anda artık her şey geride kalmıştı; aşklar, işlenen cinayetler ve korkutucu gerçekler...” Amerika’dan İstanbul’a uzanan gerilim, aksiyon ve acı dolu bir serüveni konu alan roman okuyucusuyla buluşuyor. Aşkın Haçsız Seferi/ Hakan İşcen/ Doğan Kitap/ 504 s. “... hoyratça aransa üstümüz/ sinsice eşelense cebimiz/ hiçbir şey çıkmazdı birbirimizden başka;/ ne ihanete, ne sadakate/ bulamazlardı bir kanıt/ biz; birbirimize görünür/ birbirimize kokardık...” Onlar ki, ölümün serçeparmağına giren kıymıktı; şeytanın hıçkırık tutması; Tanrı’nın göz seğirmesi... Yegâne zaferleri ihanetleriydi. Onlar ki, onca zaman onca çaba, sadakatin ipine sarılarak çıktıkları kuyuya aşkın saçının teline tutunarak güle oynaya inerken, küstahça hadlerini aştılar: Birbirlerini birbirleri için yarattılar!.. Bu onların hikâyesi. Buğu’nun ve Çizgi’nin... Hakan İşcen’in ilk romanı “Aşkın Haçsız Seferi”, yirmi beş bölümden oluşan, yazara ait yirmi beş şiirden yapılan alıntılarla kurgulanmış. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1041
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle