Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ fark yoktur. Önemli olan savaşa karar verenler değil, savaşanlardır. Her iki cephede savaşan, hayatın ve ölümün gereklerini ellerinden geldiğince, çoğunlukla sorgusuz sualsiz, çocukça, acemice yerine getiren insanları önemser büyük yazar. Bu insanlardan biri olan, dağların namlı, gözü pek savaşçısı Hacı Murat’ı ele alır bu romanında. Kafkasya halkları için Hacı Murat; bir umut, yerinden sökülemeyen, sökülürse solup gidecek inatçı bir dulavratotu olagelmiştir. Ne var ki o da her insan gibi kendi talihinin peşine düşecek, yine de kederli hayat hikâyesinin son anına kadar dürüst, çocuk ve özgür kalacaktır. doldurmayı hedefliyor. Aren’in yine İmge Kitabevi tarafından yayımlanan “100 Soruda Ekonomi El Kitabı” ve “100 Soruda Para ve Para Politikası” isimli iki kitabı daha bulunuyor. Sünger Avcısı/ Panait Istrati/ Çeviren: Mustafa Balel/ Kavis Yayınları/ 136 s. “1907’de Akropolis yakınlarında, adını şu anda çıkaramadığım bir sokak vardı. Atina’nın kenar mahallelerine özgü ilginç bir yer. Bu sokak o zamanki adıyla şu anda hâlâ var olabilir. Belki o adı kaldırıp yerine bir başkasını koymuşlardır. Hatta adı da kendisi de en ufak bir iz bırakmadan kayıplara karışmıştır, belli mi olur. Neden diyecek olursanız, sokaklar adlara oranla daha uzun ömürlüdür. Aslında bunun fazla da bir önemi yoktur.”Istrati, Arkadaş, Akdeniz gibi önemli romanlar üzerinde çalışırken bir yandan da bu özgün , her biri yaşama sevgisini, insanlık onurunu, arkadaşlık duygularını yücelten öyküleri yazmıştı. “Sünger Avcısı” Romanyalı yazar Panait Istrati’nin beş öyküsünü bir arada okuma olanağı sunuyor. Rosa/ Knut Hamsun/ Çeviren: Behçet Necatigil/ Can Yayınları/ 194 s. “On sekizinci kışımda Rönneberg’in balıkçı motorlarından biriyle Aalesund’dan Lofot Adaları’na gittim. Yolculuk ucu ucuna dört hafta sürdü; Skroven’de motordan ayrıldım, yoluma devam için bir fırsat kollamaya başladım. Paskalya’ya doğru, bir alamana kayığı, Saltenland’a geçiyordu; bu yol beni tam hedefime ulaştırmazdı, ama yine de ona bindim. Bu yolculuğa bir tanıdık, bir arkadaş yüzünden çıkmıştım, o taraflarda oturuyordu, adı Munken Vendt’ti; birlikte uzun bir gezi yapmayı kararlaştırmıştık. On beş sene oluyor; bir insan ömrünün yarısı.” Knut Hamsun, yolu Norveç’in liman kentlerinden birine düşen ve güzel, çekingen tavırlı Rosa’ya gönlünü kaptıran gezgin öğrenci Parelius’un izinde, henüz gelişmekte olan para ekonomisindeki dalgalanmaların, insanların sosyal, ekonomik, hatta duygusal yaşamlarında yarattığı sarsıntıları göz önüne seriyor. Türk Modernleşmesinde Çocuk/ Bekir Onur/ İmge Kitabevi/ 372 s. Modernleşmenin çoketkenli ve karmaşık bir süreç olduğu, bir ya da birkaç etkene indirgenemeyeceği ya da basitçe açıklanamayacağı açıktır. Gene de bu kitabın yazarı ele aldığı konu çocukluk olduğu içinhepsi birbirine bağlı toplumsal hareketlilik, kentleşme, okullaşma, dünyevileşme (laikleşme), akılcılık ve aydınlanma etkenlerini öne çıkarmayı yeğlemektedir. Bunun nedeni, günümüzün gelişim psikolojisinde ve çocuk sosyolojisinde çocuğun “aktif” bir varlık olarak görülmesidir. Temel soru bu aktif varlığın modernleşme sürecinde yer alıp almadığı, hatta rol oynayıp oynamadığı sorusudur. İşte bu kitabın konusu da bu sorunun tartışılmasıdır. Bu tartışma aydınlanmanın tarihi, laikliğin felsefesi ve uygulanması, çocukluk anlayışının gelişmesi bağlamında yoğunlaşmaktadır. Bekir Onur “Türk Modernleşmesinde Çocuk” isimli çalışmasında, çocukluğun modernleşmesi olgusunu gelişim psikolojisi ile çocukluğun tarihi arasında köprüler kurarak inceliyor. Brodeck’in Raporu/ Philippe Claudel/ Çeviren: Nihan Önol/ Doğan Kitap/ 292 s. “Adım Brodeck ve bundan ben sorumlu değilim.Bunu özellikle söylüyorum. Herkes bilsin.Ben hiçbir şey yapmadım ve olanları öğrendiğimde hiç sözünü etmemeyi, belleğimi sıkı sıkıya bağlamayı ve demir kafese kapatılmış bir sansar gibi öylece bağlı kalmasını isterdim. Ama beni zorladılar: ‘Sen yazmayı biliyorsun’ dediler bana. ‘Eğitim görmüşsün.” Günümüz Fransız romanının önde gelen temsilcisi Phillip Claudel, tarihin kaydını insan ruhunda tutan, savaş ve savaş sonrasını anlatan romanı “Brodeck’in Raporu”yla okuyucu karşısına çıkıyor. Kitap, İkinci Dünya Savaşı’nda cellatları, kurbanları, sessizleştirilenleri ve onların sesi olanları anlatıyor. Arıza/ Sinem Ersever/ Alfa Yayınları/ 184 s. Sinem Ersever’e göre arıza olmak; az seçilen yoldan gitmektir. Ezberi bozuk yaşamaktır. Varlığıyla dünyaya çeşitlilik katmaktır. Normallerin çizgisini kayıtsızca ihlal etmektir. İçinde “Arızalar ‘birey’ halinde, normaller ‘birlik’ halinde yaşarlar. Her normalin içinde biraz anormallik, her arızanın içinde biraz normallik bulunur. Her arızadan bir deha çıkmasa da, her dehadan bir arıza çıkar. Dünyanın tüm arızaları birleşelim ve sesimizi yükseltelim, terapistlerimizden başka kaybedecek şeyimiz yok!” gibi aforizmalar bulunan “Arıza” adlı kitap okuyucuyla buluşuyor. Pusu ve Katliamların Kronolojisi/ Ümit Özdağ/ Kripto Kitaplar/ 384 s. Bir, on, yüz, bin değil, binlerce insan, kadın, erkek, çocuk ve hatta bebek. Bir, üç, beş, on değil, onlarca bebek. Ortak yanları, katledilmiş olmaları. Makineli tüfeklerle, el bombaları ile, mayınlarla, bazen iple boğularak, bazen ise yakılarak. “Pusu ve Katliamların Kronolojisi” 15 Ağustos 1984’te başlayan ve PKK’nin yaptığı katliamlarda şehit edilen silahsız insanlarımızın hikâyesidir. Bu kitapta ilk kez, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü kaynakları birleştirilerek, 3 ve üzerinde yurttaşımızın kurban edildiği katliamlar, isim, yer, gün, saat ve olayın akış şekli verilerek anlatılmıştır. “Pusu ve Katliamların Kronolojisi” 2 bin 434 yurttaşımızın, yurttaşlık görevlerini yerine getirdikleri için terör örgütü tarafından nasıl şehit edildiğinin tarihidir. Kıvılcım/ Duygu Tetik/ Kendi Yayını/ 96 s. “Yeni doğan bebek gibi tenin/ gözlerin; her daim aynı bakıyor/ gözbebeklerimin içine./ Gülüşün; baharın gelişindeki güzelliğin/ habercisi sanki./ sözlerin; çiçeklerin üzerindeki arıların/ yaptığı bal tadında./ kulağımdan gitmiyor kelimelerin./ ben kadar ben./ benden daha anlayışlısın ruhuma./ sakın asık görmesin gözlerim yüzünü./ gitmiyor kara bulut ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1022 Kar Masalları/ Feridun Andaç/ Kavis Kitap/ 140 s. Kar altında onlar; kasabalar, köyler... Yollar en çok. Gökyüzünde kar aydınlığı, altta, toprak üzerinde insanların karşılaşmaları; anlar içinde. Bir görünüp, bir kaybolan anlar. Taşlar, binalar. Sevileni, yılların, sokakların, pencerelerin arasında arayan bir adam, belki ölümünü arayan bir adam, hatırlayan, karşılaşan, geçen, günlerin geçip gidişine, giderken her şeyin tek tek değişmesine şaşıran adam. Feridun Andaç aşktan, tutkudan, bağlanmaktan, içteki ve dıştaki sürgünlükten, özlemden, kavuşmaktan, ayrılıktan, acıdan söz eden ve 25 öyküden oluşan “Kar Masalları” adlı kitabında kentlerin masallarını anlatıyor. Demir Ökçe/ Jack London/ Çev.: Şemsa Yeğin/ Kavis Yay./ 276 s. “Demir Ökçe” on dokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyıl başlarında Birleşik Devletler’deki işçi hareketlerini, kapitalizmin giderek vahşileşmesini ve bu durumun çeşitli halk tabakaları üzerindeki yansımalarını kurgu ile gerçekler arasında dolanarak anlatan, Jack London’ın çok tanınmış romanıdır. İddia edilen odur ki; gelecekte İnsanların Kardeşliği’nde, artık günümüzün kavramlarını tanımayan insanlara, Amerika’daki sosyalist devrim sırasında Avis Everhard’ın tuttuğu notların elyazmaları sunulmaktadır. Bu notlar, iki bin altı yüzlü yıllarda yaşayan insanlar için, hangi yollardan geçtiklerini anlatan tarihi bir belgedir. Jack London’ın 1908 yılında yazdığı “Demir Ökçe” okuyucunun karşısına çıkıyor. Ekonomi Dersleri/ Sadun Aren/ İmge Kitabevi/ 304 s. Siyaset adamı ve iktisat profesörü olan Sadun Aren, “Ekonomi Dersleri”yle ilgili yaptığı değerlendirmede şöyle diyor: “Bu kitabı ben, Marksist iktisat ile üniversitelerde okutulan bildiğimiz iktisadı birbirine yaklaştırmak için yazdım. Çünkü bazı iktisatçı gençlerin Marksist iktisadı, örneğin ‘artıdeğer’in ne olduğunu bilmelerine rağmen, ‘enflasyon’un ne olduğunu bilmediklerini ya da bunun tam tersinin olduğunu gördüm. Bu açıdan, bu kitabın faydalı olduğunu düşünüyorum. İmge Kitabevi Yayınları’nın yeni basımı yaparak kitabımı tekrar gün ışığına çıkarması beni mutlu etti...” Ekonomi ve Toplum, Kapitalist Üretim Biçimi, MalEmekDeğer, Sermaye ve Artıdeğer, Gelirin Bölüşümü, Piyasada Fiyatın Oluşumu, Çeşitli Piyasa Biçimleri, İşletme Dengesi, Milli Gelir, Milli Gelir Düzeyinin Belirlenmesi, Para, Dış Ekonomik İlişkiler, Vergi adlı on üç ana başlık etrafında verilen Ekonomi Dersleri önemli bir boşluğu SAYFA 28