22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkçe Günlükleri 11 Şubat Çarşamba ırayı Ahmet S Sarıaslan’ın sorusuna ancak getirebildim. “‘Yöntem’ anlamında kullandığımız ‘usul’ ile yavaş anlamında kullandığımız ‘usul’ çoğu zaman karıştırılabilmektedir. İkincisindeki l’nin ince okunması bu sözcüğe eklenen eklerdeki ünlülerin ince olmasına yol açmaktadır. Buraya kadar tamam, ancak ek alma durumunda ikinci hecedeki ‘u’ sesi uzun okunmayı gerektirmektedir. ‘Usulüne göre’ gibi. Bu durumda u’nun üzerine düzeltme işareti (şapka) konmalı mıdır? ‘Usulüne’ diyebilir miyiz?” Diyemeyiz. Uzun hecelerin üzerine şapka (^) koymuyoruz. Düzeltme işaretinin (şapka), asıl işlevi, k ve g’den sonra gelen a ve u’ları ince okutmak (kâğıt, hikâye, meskun, yekun gibi) olduğu için, uzun okunacak seslerin üzerine de bu işareti koyarsak o sesin uzun mu, ince mi okunacağı konusunda karmaşa doğar. Sözgelimi, “öldüren anlamındaki “katil” sözcüğünde a’nın üzerine konacak işaretin, a sesini ince okutacağı biçiminde algılanma tehlikesi var ki böyle anlaşılması sözcüğü yanlış okutur. “Bir başka karmaşa, sonu ince t, l veya k ile biten sözcüklerin ek alması durumunda yaşanabilmektedir. Örneğin, ‘tarikat, saat, sual, Celal, istimlak, infilâk’ gibi. (sonu k ile bitenlerde yanılıyor olabilirim, ama şu anda başka sözcük aklıma gelmiyor.) Bu sözcükler ek aldığında nasıl kullanılmalıdır? Örneğin, tarikatlar mı (ki çoğu yerde böyle yazılıyor), tarikatler mi?Saatlar mı? (kulağa hiç hoş gelmemekle birlikte Nâzım Hikmet’in bir şiirinde böyle geçiyor.) Saatler mi? Sanırım ‘Saatıma baktım.’ değil, ‘Saatime baktım.’ deriz. Yine yukarıdaki ‘usul’ örneğinde olduğu gibi. ‘Usuluna uygun’ değil, ‘usulüne uygun’ denilmesi gerektiğini düşünüyorum. Buna göre ‘tarikat’ sözcüğü de ek aldığında ekin ince ünlü olması gerekmez mi? ‘Tarikatler, tarikatin’ gibi. Siz ne dersiniz, bunun kesin bir kuralı var mı?” Ahmet Sarıaslan’ın ikinci sorusu da buydu. Arapça ve Farsçadan gelen sözcüklerin nasıl yazılacağını belirleyen, daha çok, kullanım sıklığı olmuş. Bu sözcüklerin nasıl yazılacağı konusunda yazım kılavuzlarımız FEYZA HEPÇİLİNGİRLER arasında pek çelişki yok. Yukarıdaki sözcüklerin yazımı şöyle: “Tarikat, tarikatı, tarikatçı, tarikatçılık / saat, saati, saatçi, saatçilik / sual, suali / celal, celali / istimlak, istimlaki / infilak, infilakı” ve “usul, usulü” eklemiş: “Geçmişi hatırlayan asil olur. Geçmişi yaşayan gerici olur.” “Yıllara mı Çarptı Hızımız”da (Everest Yayınları) İsmet Kür’ün anıları, günlükleri ve fotoğraf albümü var. Ablası Halide Nusret Zorlutuna’nın yanında bir sandalyeye çıkarak poz verdiği çocukluk fotoğraflarından, gençlik, öğretmenlik, aile fotoğraflarına kadar, insanı zamanda yolculuğa çıkaran fotoğraflar. Yıldız Sertel’in yazdığı “Nâzım Hikmet ile Serteller İdeolojileri, Yaşamlarında Bilinmeyenler” de Everest Yayınları’ndan çıktı. Bu kitabın sonuna eklenen albüm de insana derin derin iç geçirtiyor. 13 Şubat Cuma 12 Şubat Perşembe iltli, albenili, C bir kitap var elimde: “Kâşgarlı Mahmud ve Divanü Lügati’t Türk / Binyıl Önce Binyıl Sonra”. TDK Başkanı Şükrü Haluk Akalın tarafından yazılmış ve Türk Dil Kurumu Yayınları arasında çıkmış. Sadık Tural’ın iki kitabının adını anmayı (nasıl olsa eskiyecek kitaplardan olmadığını düşünerek) epey ihmal etmişim. İkisi de Yüce Erek Yayınevi tarafından yayımlanmış: “Tarihten Destana Akan Duyarlılık” ve “Bilgelerin Yolunda”. Beşir Ayvazoğlu, “Eve Dönen Adam” alt başlığıyla “Yahya Kemal” (Kapı Yayınları) hakkında bir ansiklopedik biyografi yazmış. Dışarıda satılmıyor olabilir; ama Füruzan’ın 27. İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı olması nedeniyle Faruk Şüyun’un hazırladığı, TÜYAP tarafından basılan “Füruzan Diye Bir Öykü” ile Füruzan hayranları, Füruzan hakkında pek çok bilgiye ve Füruzan’ın çok güzel fotoğraflarına ulaşabilir. Ruhi Su Türküleri” (Everest Yayınları) adlı kitap Ruhi Su tarafından söylenmiş bütün türkülerin sözlerine yer vermiş. Kitabı hazırlayan: Karabey Aydoğan. “15’inde Başlayan ve Bir Ömür Boyu Süren Tıbbiye Aşkı” alt başlığıyla ve “Hekim Olmak” (İskele Yayınları) adıyla çıkan kitap, Prof. Dr. Şefik Görkey’in sorularına Prof. Dr. Türkan Saylan’ın yanıtlarını içeriyor. Gediz Akdeniz’in yazdığı “7 Hariç” (Everest Yayınları) “Bir Fizikçinin Ötekini Arama Denemeleri” alt başlığını taşıyan bir anı kitabı. Kitabın arka kapağından: “Bu kitap, bir fizikçinin derin anlamda kişisel belgesinin bir parçasıdır. Üzerindeki izlerin dökümüyle modernitenin bir kritiği denemesidir. Gediz Akdeniz bu denemelerini, Baudrillard’ın gerçeklik ilkesi yerine karmaşıklık paradigması üzerine kurmuş olduğu simülasyon kuramı üzerinden yapmaktadır.” Bir başka anı kitabı Sone Yayınları’ndan çıkan “Geçmişten Kalan İzler Pertek’ten Başlayan Yol”. Yazarı Abuzer Aldoğan kapağa şu notu da leşti. “Basın” ve “medya” sözcükleri eşanlamlı ve birbirinin yerine kullanılabilecek sözcükler gibi düşünülüyor. “Medya” sözcüğünün karşılığı olacak Türkçe bir terim olmadığı için bunun yerine “basın” sözcüğü kullanılıyor. “Medya yerine ‘iletişim ortamları’ denemez mi?” diye de soruyor Ayşe Özyağcılar. “Yazılı basın” deyişinin kendisine “atlı süvari” ya da “macera dolu serüven” demek gibi geldiğini söylüyor ve çok yerinde bir uyarıda bulunuyor: “Radyo ve televizyondaki konuşmalarda, gazetelerdeki yazılarda ‘yazılı basın’ deyişine fazlasıyla tanık oluyoruz. Basın zaten yazılı değil midir? Yazılı olmayan basın olur mu? Yoksa bir yazılı bir de yazılı olmayan diye iki tür basın mı var? Basın sözcüğünün ‘yazılı’ önadı olmaksızın kullanılmasına özen göstermeliyiz diye düşünüyorum. Hatta bazen bununla da yetinmeyip, ‘yazılı ve görsel basın’ dendiğine de tanık oluyoruz. ‘Basın’ın yazılısı, yazısızı, görseli, işitseli diye bir tanımlama söz konusu olmamalı; çünkü ‘basın’ terimi zaten basılı olan, yazılı bir şey olma anlamını içinde taşımıyor mu? Ama ‘medya’ iletişim ortamlarının tümünü ifade ettiğinden ‘medya’ sözcüğünü bütün bu önadlarla kullanarak medya türlerini ifade edebiliriz: ‘yazılı medya’ (kitap, gazete, dergi vb), ‘görsel medya’ (televizyon), ‘işitsel medya’ (radyo).” “Medya” yerine Ayşe Özyağcılar’ın önerdiği gibi “iletişim ortamları” denebilir; daha kısa bir sözcük olarak “yayın” da denebilir. “Yayın” sözcüğü de dilimizde “medya”nın kapsadığı alanları kuşatıp “yazılı yayın, görsel ve işitsel yayın” biçiminde kullanılabilir. Bir notu daha var Ayşe Özyağcılar’ın; ama o, önümüzdeki haftaya kaldı artık.? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. edya” “M sözcüğü dilimize çok yer B U L M A C A 1 A 2 D 3 D 4 B 5 E 6 F 7 F 8 H 9 A 10 11 I 12 C 13 C 14 E 15 A 16 A 17 H 18 A 19 D 20 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I B. Hatalı basılmış pullara verilen ad. 21 G 7 42 79 44 69 70 25 6 24 78 G. Hiçbir denemeye dayanmayan ve akıl yordamıyla bulunup ortaya konan, önsel. 82 71 80 4 C. İtalya’da bir ırmak 22 E 23 D 24 F 25 F 26 D 27 D 28 I 29 C 30 I 31 H 32 D 33 D 34 C 35 E 36 I 37 D 38 A 39 E 40 E 41 D 42 F 43 G 44 F 45 G 46 C 47 D 48 D 49 A 50 A 51 D 29 12 34 13 46 D. Alan Paton’un bir romanı. 76 81 20 58 21 45 43 52 E 53 A 54 D 55 E 56 D 57 Ç 58 G 59 A 60 H 61 A 62 72 E 63 D 73 I 64 I 74 I 65 I 75 I E 76 66 G 77 D 67 H 78 A 68 F 79 R 69 F 70 B 81 F 71 G 82 B B 83 I 26 54 23 48 H. 11921867 arasında, Japonya’nın askeri diktatörü. F 80 72 2 66 27 41 51 56 77 31 60 17 8 I. Ulvi Cemal Erkin’in, orkestra süiti. Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Barlas Özarıkça’nın bir öykü kitabının adını oluşturacak; bulamaca karelerindeyse, son denme kitabından bir alıntı ve kitabın adı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “I/10”, “Ç/57” ve “R/68” harfleri ipucu olarak yerlerine konmuştur. Ayrıca, sondaki kitap adının sözcükleri arasına siyah nokta konmamıştır. 32 33 3 37 19 47 E. Karl Marx ve Friedrich Engels’in bir ortak yapıtı. 65 28 63 64 74 11 73 36 30 83 992. sayının çözümü: A. GOLDİNG, Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Refik Halit Karay’ın bir romanı. 52 5 39 14 16 50 59 53 49 9 38 75 35 62 40 22 55 F. Açınmasını sağlamak. 15 67 18 61 1 B. ÜÇ KADIN, C. NAMI, D. DAYAMA, E. ÜÇLER YEDİLER KIRKLAR, F. ZUM, G. DÖTTİNGEN, H. ÜÇ, I. ŞIKIDIM, J. LÖK, K. EMA, L. RAHMİ, M. İBRA. Şiir: “kim çaldı gözlerimden güneşi, dudaklarımdan narı, kim çaldı? Gemi battıkça dökülüyor her yanım.” CUMHURİYET KİTAP SAYI 993 SAYFA 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle