Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Sam Hamill/ Şiirler/ Çeviren: Nurduran Duman ‘Bir kitabevini bombalayabilir ya da bir kitabı yasaklayabilirsin, ama ölmezler.’ merikan şair Sam Hamill, sözünü sakınmaz bir politik barışçıdır. Kendi ifadesiyle, Amerika’nın dünyada işlediği suçlara karşı gelen, savaş karşıtı bir şairdir. 2003 yılında, Laura Bush’un şairler için düzenlediği bir davete, Irak Savaşı’nı neden gösterip katılmayı reddetmiş ve protestosu ülkedeki öbür şairlerce desteklenmiştir. Beyaz Saray ise 12 Şubat tarihli bu daveti iptal etmiştir. Hamill bu protestoyla birlikte “Savaşa Karşı Şairler” hareketini başlatmış, savaşa hayır diyen şiirleri toplayarak tarihte tek temalı en geniş antolojiyi derlemiştir. “Savaşa Karşı Şairler” eylemine ve şiirine halen devam etmektedir. O günden itibaren 12 Şubat, Savaşa Karşı Şiir Günü olarak belirlenmiştir. Sam Hamill’in on beşi şiir kitabı olmak üzere kırktan fazla yapıtı vardır. En son çıkan Measured by Stone and Almost Paradise: New & Selected Poems & Translations; A Poet’s Work and Avocations: On Poetry & Poets başta gelmek üzere edebi denemelerinin toplandığı dört derleme; eski Çin ve Japon klasiklerinin bilinen en yaygın İngilizce çevirileri bunların arasında sayılabilir. Çalışmaları ondan fazla dile çevrilmiştir. Halen Washington, Port Townsend’teki stüdyosu ile Buenos Aires arasında zamanı bölerek yaşamaktadır. A Rama’ya Giden Yol Rama’ya giden yol nerede ve ne kadar uzağa gidebilirim tek başıma? İşte Rama yolu, arkadaş, kemiklerimizin tozu içinde. İşte Arabın evi uyuklayan yaz bahçesiyle, onun zeytin ağacı ve gölgesi. Kurşun deliklerini sayarsın, arkadaşım, ve doldurursun çukurlarını bombanın, ama ölüleri numaralayamazsın. Al işte Yahudinin evi – ve ne tuhaf ki – tıpatıp aynı görünüyor: aynı bahçe, aynı zeytin ağacı, bahçede aynı çukurlar, aynı kan lekeleri kumda. Burada Rama yolunda erkek kardeşimi bulmayı umuyorum, şair Semih ElKasım, çok geç olmadan. Çölün çok uzaklarında dolandım durdum, onun sözlerine susayarak. Kardeşim, şairi duydun mu? Kalbini kıracak senin ve onaracak şarkısının kederiyle. Kardeşim, şairi gördün mü? Bıktım usandım tozdan dumandan, ve yol uzun, ve yaşlanıyorum. Rama yolunda öleceğim, kalbim onun şarkısıyla beşiğe yatırılmış. beş yıl önce İtalya’da, Piacenza’da bir sahnede tanışıp kucaklaştığımız o aydınlık öğle sonrasından bu yana? Dilini bilmiyordum, sen de benimkini, ama şiirimizde kardeşlik istiyorduk, beraberlik bu garip dünyada. Zaman senin sevgili Bağdat’ına iyi davranmadı. Kahveni içtiğin ve uzun zaman once kitapçılarını dolaştığın Mütenebbi Caddesi bombalandı ve tekrar bombalandı. Ulusal kütüphane yok artık. Bir kitabevini bombalayabilir ya da bir kitabı yasaklayabilirsin, ama ölmezler. Bir insanı öldürdüğün gibi öldüremezsin bir şiiri. Mütenebbi Caddesi yeniden yükselecek. Amerika yakında daha insaflı bir adam tarafından yönetilecek. Irak’taki savaş, Amerikalılar için, sona erecek. Ama senin ve benim ve milyonlarcamız için, savaşın sonu geldi diye sürgün sona ermiyor. Beş yıl önce yemin ettik bir gün Mütenebbi Caddesinde buluşmaya ve umuyorum o gün gelecek. Ama şimdi soğuk ve kül rengi bastırıyor olmalı Paris’te. Buenos Aires’te, yaz geliyor, güzelim akasya ağaçları Palermo’nun dar sokaklarını taçlandırıyor. Bazen gecenin içinde duyuyorum toynakların takırtısını –atlar yük arabalarına koşulmuş, her şey geri dönmüşve hatırlıyorum: biz de geri dönüştük. biz de “bilindiğimiz atlara, vahşi doğaya ve geceye…” Ama zorbalıklara kısacık şarkımız ya da ebedi aşkımız boyun eğmeyecek. ? SAYFA 29 [Come Together: Imagine Peace Bottom Dog Press ‘09] Salah El Hamdani’ye, Kasım 2008 Kaç gece uyandım, sarsıntı içinde, arkadaşım, seni rüyamda gördüm gene şiir yazmayı öğrenen bir genç adam olarak Abu Ghraib’de? Kaç kez andım adını, sürgününden söz ettim, CUMHURİYET KİTAP SAYI 993