Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkçe Günlükleri 4 Şubat Çarşamba uzan ile S Sami söyleşiyorlar. Sami, Suzan’ı yanıtlarken üçüncü bir kişiden aktarma yapıyor. Üçüncü kişi olan simitçinin sözleri yazı içinde nasıl verilecek? Özer Yıldırım aklına gelen olasılıkları sıralamış: Simitçinin sözleri; a “…….” tırnak içine mi alınacak? b (…..) parantez içine mi alınacak? c …….. iki çizgi arasına mı alınacak? d ya da hiçbir belirtici kullanılmayacak mı? Yanıt e; yani “hiçbiri”! Tırnak içine alınmış bir tümcede yeniden tırnak açmak gerektiğinde tek tırnak kullanılır. Yıldırım’ın gönderdiği paragrafın doğru yazımı şöyle: Sami, sabahları, erkenden kalkıyor, herkesten önce okula gidiyordu. Suzan, ona sordu: “Sen bu sabah kaçta kalktın?” Sami: “Ben, bu sabah evden sokağa çıktığım zaman, sabah simitçileri, ‘Sıcak simit, gevrek simit!’ diye bağırıyor, oradan oraya koşuyorlardı.” Özer Yıldırım’ın bir sorusu da şu: “İle bağlacı yerine, bazı yapılarda, bir önceki kelime ile kaynaştırma yapabilir miyiz? Kelimeyle, arabayla gibi.” “İle” bağlacı giderek sözcük olma özelliğini Türkel yitirip “la, le” ekine döMinibaş nüşüyor. Sözün akışı FEYZA HEPÇİLİNGİRLER içinde gerektiği zaman elbette ekleştirilebilir. “İse” ve “idi” için de aynı durum söz konusu. “Ne hikmet ise” yerine, “ne hikmetse”; “Mustafa idi” yerine, “Mustafa’ydı”, “olur isem” yerine, “olursam” yazmak, dilin son yıllardaki dönüşümü içinde daha doğal ve daha kullanışlı. Özer Yıldırım’ın yakınmasına da yer vermeliyim: “Son zamanlarda yeni, çoğu da genç yazarlarımız var. Bazı medya da onları çok tutuyor. Bir de özellikleri var. Yakışıklı ve de güzel oluyorlar. Ne hikmetse! Onlardan birinin romanından bir cümle: “Eskişehir’den, İstanbul’a, trenlen annemlen geldik.” Okuyucu olarak bu yazarları okuyup dilini geliştirmenin mümkün olup olmadığını soruyor Özer Yıldırım. Yanıtımı göremeyecek; çünkü yanıtım yalnızca buruk bir gülümseyiş. rof Dr. 6 Şubat Cuma Türkel Minibaş’ı Cumhuriyet okurları iyi tanır; yıllardan beri anlaşılması en güç iktisat ve ekonomi sorunlarını, konudan habersiz biz sıradan okurlar için anlaşılır kılmış bir beyin… Her yaz buluşurduk Ayvalık’ta. ÇYDD’nin yemeklerinde, Cunda’da Ayna’da… Artık o da yok. da Olacağım” (Yordam Kitap) adlı kitabın yazarı: Güney Gönenç. Atom yapısı, elektron, proton, nötron, pozitron gibi konuların açıklamalarına da yer verdiği için, zor okunacağı sanılan kitabı, zevkle, insanın öğrendiğini hissetme mutluluğunu doyasıya yaşayarak okunabilecek duruma getirmiş Güney Gönenç. Bölüm başlarına anlamlı sözler, şiirler koymuş. “Radyumun kimseyi zengin etmemesi gerekir. O bir elementtir, herkesin malıdır.” Kim demiş bunu? Marie Curie. Anlaşılmıştır, Marie Curie; yani Madam Curie; yani Frédéric JoliotCurie’nin, neredeyse kendisinden ünlü eşi. Kitaptan alıntılar yapmaya yerim yetmez; bu yüzden yalnız ünlü bir fizikçi değil, aynı zamanda bilim adamının topluma karşı sorumluluğunun, yurtseverliğin ve barışın simgesi olan Frédéric JoliotCurie’nin düşüncelerini destekleyen, Behice Boran’ın bir sözünü aktarmakla yetineceğim: “Yaşamak isteyen, daha iyi bir geleceğe doğru hamle eden milletler ve bütün namuslu insanlar için savaş nasıl bir afet ise, saadetlerini milletlerin sefaleti ve perişanlığı üzerine kurmak isteyenler için de barış bir felakettir.” 6 Şubat Cuma Tülay ÜsDr. tündağ’ın sorusu şu: “Eği P 7 Şubat Cumartesi uriye H Saraç, “Öğret men Benisa” (Broy Yayınları) adını taşıyan üç ciltlik anılarını ancak yetmiş yaşını geçtikten sonra kâğıda dökmeyi göze alabilmiş. 1. Kitap: Kayayı Delen Tohum, 2. Kitap: Sevgiyle Işır Yaşamak, 3. Kitap: Adanmış Aydınlık. Yoksulluk ve yoksunluk içinde geçen çocukluğundan başlamış Huriye Hanım; Çifteler Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra karşısına çıkarılan her türlü zorlukla bitmek bilmeyen savaşımını anlatmış. Öyle içten, öyle yalın anlatmış ki her biri 360 370 sayfalık üç kitap, birinci kişi ağzından yazılmış, akıcı bir roman olarak okunabiliyor. 20. yüzyılın en büyük fizikçilerinden biri olan Frédéric JoliotCurie’nin yaşamını anlatan “Hep Aranız timcilerin sıklıkla kullandıkları sözcüklerden biri transferdir. Ancak fark ediyorum ki bir süredir bu sözcüğü kullanırken rahatsızlık duyuyorum. Eğitimciler olarak bizlerin transfere yüklediği anlam; bir durumda öğrenileni, benzer bir durumda kullanabilme, yeni bilgiyi bir başka biçimde ifade edebilme, kuramsal birikimi uygulamaya dönüştürebilme vd. ifade edilebilir. Sözlük anlamıyla transfer yerine geçiş ya da aktarım dersek eksik kalacakmış gibi düşünüyorum. Ne dersiniz? Bu sözcüğün yerine kullanabileceğimiz bir sözcük var mı?” “Transfer” yerine “aktarım” ya da “aktarma” sözcükleri kullanılabilir. “Bilgi transferi” yerine, “bilgi aktarımı”… Anlamı tam olarak karşılıyor bence. Bitişik ve ayrı yazma konusu da yazım kuralları içinde sorun olmayı sürdürüyor. Üstündağ, “Hizmet içi, yaşam boyu, işe vuruk” sözcüklerini sormuş; “Bitişik mi yazılmalı, ayrı mı? Niçin?” Ayrı yazılmalı. Çünkü bu sözcükler bileşik sözcük oluşturmamış, tek kavramı karşılamıyor ve kendi anlamlarını koruyor. Türkçe eklemeli bir dil, bileşik sözcük oluşturmadığı sürece sözcükleri bitiştirme eğilimine kapılınmamalı, daha sonra alacağı eklerle sözcüğün şişmesi önlenmeye çalışılmalı. ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. B U L M A C A 1 J 2 E 3 F 4 H 5 M 6 J 7 A 8 I Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 38 37 35 42 9 A 10 G 11 F 12 E 13 E 14 E 15 G 16 K 17 G 18 G 19 B 68 4 I. Tarkan’ın söylediği bir şarkı. 20 G 21 B 22 G 23 E 24 I 25 L 26 E 27 F 28 I 29 B 30 E D. Hızla, öfke ile ya da korkutmak için yaklaştırma, uzatma. 24 34 60 50 28 8 79 J. Bir tür erkek deve. 31 E 32 E 33 E 34 I 35 C 36 M 37 C 38 C 39 G 40 L 41 L 63 47 69 56 45 62 E. Halk ağzında yaşayan ermişler topluluğu. 42 C 43 E 44 A 45 D 46 B 47 D 48 E 49 B 50 I 6 64 1 K. Bağırsaklar. 51 A 52 E 53 L 54 M 55 M 56 D 57 G 58 G 59 B 60 I 61 E 66 61 31 13 74 62 D 63 D 64 J 65 B 66 E 67 A 68 H 69 D 70 A 71 E 73 16 76 L. “Hüseyin ...” Gürpınar” (yazar). 72 L 73 K 74 E 75 E 76 K 77 A 78 E 79 I 75 52 26 2 12 23 33 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Hera Şiir Kitaplığı’nca yayımlanan Tamer Öncül’ün şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “William ...” (“Sineklerin Tanrısı” adlı romanı da yaratan İngiliz yazar). 43 78 14 30 48 32 71 F. Optik kaydırma. 41 40 72 53 25 M. Yaratma, yoktan var etme. 11 27 3 G. İsviçre’de, Beznau nükleer santralının bulunduğu komün. 51 70 67 7 44 77 9 B. Sylvia Plath’ın bir kitabı. 54 55 36 5 991. sayının çözümü: A. YÜZÜMDEKİ, B. ADEMİN, C. NALINLAR, D. LEYLİM, E. IRABİLİM, F. ŞENSES, G. ALINDI, H. TÜRLERİN, I. ŞERİR, J. İRİS, K. İDRİS, L. REZERVE. Şiir: “Kim ne derse desin, bir dilin en yalın, süzülmüş, arı yaratımları, verimleri şiirlerde izlenir.” 21 46 65 29 49 59 19 17 10 58 57 15 22 20 18 39 H. “... Kızkardeş” (Anton Çehov’un bir oyunu). C. “... nişanı kalmamak” (yok olup unutulmamak). CUMHURİYET KİTAP SAYI 992 SAYFA 39