06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ELEŞTİRİYORUM Ayşe Yamaç (Yazar) Çocuk kitabı denince, çoğu kişi hatta yazanların bile bir bölümü ilgilenme gereği duymaz; çocuğunun eline tutuşturuverir kitabı. Onun gözünde çocuk kitabı, çocuğun eğitimine, öğretimine katkıda bulunacak bir araçtır yalnızca. Bunun nedeni belki de çocuk kitaplarının azımsanmayacak bir bölümünün özensiz bir dille yazılmış, yazınsal duyarlılıktan uzak ürünler olmasıdır. Oysa, hangi yaş dilimine yönelik yazılmış olursa olsun, edebi bir metin, her okuyana farklı tatlar, farklı bakış açıları ile duygu ve düşünce çeşitliliği sunabilmeli; okuyucunun zevk almasını sağlamalıdır. Gururla söyleyebilirim ki son yıllarda, gerek kitle iletişim araçlarında, gerek üniversitelerimizde, gerekse yayınevlerimizde çocuk yazınına verilen önem artmış, çocuk ve gençlik yazınında nitelikli eserler çoğalmış; bu alanda ürün veren yazarlarımız da bundan hoşnut olmuşlar; bu alana yeni girenlere rehber olduklarının bilinciyle, daha önceki ürünlerine yenilerini eklemeyi sürdürmüşlerdir. Bu yazarlardan biri de Mehmet Güler’dir. Geçen İstanbul Kitap Fuarı’nda Mehmet Güler, çocuk ve gençlik yazınına sunduğu nitelikli eserlere bir yenisini daha eklemiştir: Yelesi Rüzgâr ( hayvan öyküleri). Kitaba adını veren Yelesi Rüzgâr, kitabın ilk öyküsü; anlatıcının çocukluk anısıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, bir atın adıdır. Yelesi Rüzgâr’ı bütün aile çok sever, ama anlatıcı için ayrı bir değeri vardır onun. O, rüzgârları bile geçen, kaymakamın arabasını yolda bırakan, postaları zamanında yerlerine ulaştırıp babasını ona geri getiren bir koruyucu, bir dosttur da… Gün gelir, Yelesi Rüzgâr bir uçurumdan düşüp aşağını kırınca, köye kağnıyla getirilir. Kırıkçılar, sınıkçılar… derken, veterinere son umut olarak bakarlar, ama… Gerisini anlatmayayım da merakınız depreşsin. Biraz da kitaptaki kanatlı sözcüklerden, gönlüme bal tadı akıtan dilden örnekler vereyim: “…….. Dağdan dağa balkıması bir olurdu. En karanlık gecelerde bile bir ışık gibi parlardı. Sütbeyaz olmasına karşın yanar dönerdi tüyleri. Fosforluydu. Işığını güneşten almaz, kendi içinden yansıtırdı. Uzun yolları bir nefeste yutardı. ……” (Yelesi Rüzgâr, s:7) “……… Simit tezgâhının bulunduğu yere geldiğinde İstanbul’un üstündeki güneş ufkun üstüne sallanmıştı. Bulutlar kan kırmızısındaydı. Gölgeler uzamış, hava serinlemişti…. Boğaz’ın sularıyla bir terazinin iki kanadı gibi birbirinden ayrılan İstanbul, yeni bir denge sağlamaya çalışıyordu. ……….” (Trafikzede Köpek, s:43) Birbirinden güzel on bir öyküden oluşan kitabı bitirdiğimde, yeni bir kitap okumak ya da yazmak için dayanılmaz bir istekle kıvranmaya başlamıştım bile. Ah, bir de basımdan kaynaklanan teknik hatalar olmasaydı!.. *Yelesi Rüzgâr, Mehmet Güler, Bu Yayınevi Hazırlayan: Mavisel YENER Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar Zeynep Ok, İzmir, 11 yaş Özel Çakabey İ.Ö.O Kuş Kulesi, Yazar: Ferda İzbudak Akıncı, Yayınevi: Tudem. Sevgili Ferda İzbudak Akıncı, Bu kitabı akıcı, anlaşılır bir dilde, güzel bir şekilde yazdığınız için çok teşekkürler. Geçen yıl bu kitabı okulda okuyup sınav olduk. Şu an kaç puan aldığımı hatırlayamıyorum. Fakat 94 ve üstü galiba. Kitabı tüm sınıf olarak çok ama çok beğendik. Öğretmenimiz de beğendi. Siz zaten biz kitabı okuduktan sonra bizim okulumuza gelip bizimle tanışmıştınız. Belki hatırlıyorsunuzdur. Kitap hakkında tartışmıştık. Çok güzel geçmişti. Sizinle bir daha görüşmeyi çok isterim... Lütfiye Burçin Altun, Turhal Sınav Dershanesi,12 yaş Merhaba Cumhuriyet Kitap. Size son okuduğum kitabım Süper Gazeteciler (Likörlü Çikolata) adlı kitabımı tanıtmak istiyorum. Yazarı Aytül Akal, Yayınevi: Uçanbalık. Çok kısa bir sürede bitirdiğim bu kitap çok akıcıydı ve eğlendiriciydi. Selin, Elif, Eren ve Yaren adlı dört kafadar Süper Gazete çıkarırlar. Selin bir süre sonra babasının annesinden önce bir başka kadınla evlendiğini, ayrıca bir ablası olduğunu öğreniyor. Bunun ardından Selin ve arkadaşları DNA testi için çabalıyor. Elif’in üniversiteye gitmesi için para kazanması gerekir. Bunun için Elif’i kandıran Meltem’in mankenlik ajansında! Elif’e iş teklifinde bulunması ve bu işin arkasındaki organ mafyasının çıkması bizleri heyecanlı bir maceraya sürüklüyor. Bakalım bizim kafadar arkadaşlar onların elinden kurtulabilecekler mi, merak edenler kitabı okusunlar. Kitapta en beğendiğim kahraman Elif; çünkü onun pratik zekâsı sayesinde birçok çocuğun hayatı kurtuluyor. Bu beni etkiledi. Bu kitapta, her söylenene ve teklife inanmamamız, kanmamamız gerektiği, yoksa başımıza büyük dertler açabileceğini öğrendim. Kitabı tüm yaşıtım olan arkadaşlarıma öneririm. Adı gibi süper bir serüven romanı. Böyle güzel bir kitabı okuma fırsatını bize tanıdığı için başta bu kitabın yazarı, Aytül Akal’a ve dershanedeki Türkçe öğretmenime teşekkür ederim. İlgi Sakallı, 9 yaş, İzmir Mirza NİL İ.Ö.O. Merhaba, Cumhuriyet okuyucuları. Sizinle, okuduğum bir kitabı paylaşmak istiyorum. Her kitabını özenle yazan, her çocuğu kitaplarına hayran eden yazarlardan biri. Bilmek hiç de zor değil. Tabii ki de Mavisel Yener. Kitabın ismi çok değişik. Merak mı ediyorsunuz? Öyleyse söyleyeyim. “Kızlar Sünnet Olur mu?” Çok güzel bir kitap. Yayınevi de Bilgi Yayınevi Çocuk Kitaplığı. Kitapta en sevdiğim karakter, sünnet olmak isteyen kız. Çünkü çok meraklı bir kız. Beni en çok düşündüren bölüm ise zarfın üzerinde Mehmetcan’ın resminin olmaması. Çünkü zarfların üzerinde genellikle sünnet olan çocuğun resmi olur. Beni düşündüren veya kafama yatmayan başka bir bölüm yok. Çünkü bu kitap tam bana göre. Devrim Aras, Bursa, 10 yaş Size tanıtıcağım kitabın adı Sevginin Mırnavcası. Yazarı: Nur İçözü. Altın Kitaplar Yayınevi’nde basılmış. En beğendiğim karakter Duman, (Takma adı: Balıkçı Duman). Onu çok sevmemin iki sebebi var. Birincisi; Yardımsever bir kedi. Çünkü dört balık tuttu birini kendi aldı, diğerlerini ördeklere verdi. İkincisi; çok iyi bir avcı. İnanabiliyor musunuz, tırnaklarıyla balık avlıyor. Beni düşündüren bir konu yok. Çünkü Nur İçözü bu kitabı her şeyi anlayabileceğimiz gibi, sevgiyle yazmış. Bu kitabı herkese öneririm. Egesu Yıldırımkanlı, İzmir, 12 yaş Merhaba! Kitabımın adı: Konrad ya da Konserve Kutusundan Çıkan Çocuk.Yazarı: Christine Nöstlinger. Yayınevi: Günışığı Kitaplığı. En beğendiğim karakter konserve kutusunun geldiği kadın çünkü kadının özellikleri dikkatimi çekti. En çok düşündüren bölüm ise ailelere konserve kutusunda çocuk gönderen bir fabrika olması çünkü gerçekte öyle bir fabrika olsaydı herhalde bütün çocuklar aynı kişilikte olurdu. Bana alışılmadık gelen yer kadının çok pis ve dağınık olması nedeni ise büyüdüğüm ortamda pis ve dağınık aile ferdimin olmaması. Günışığı Kitaplığı’nın kitapları çok hoşuma gidiyor. Bütün okurlara tavsiye ederim. Hoşça kalın! Barış Gedizlioğlu, İstanbul, 12 yaş Sevgili Sihirli Değnek, ben en son okuduğum kitabı anlatacağım. Kitabın adı “Matilda”. “Can Yayınları”nın bir kitabı. Yazarı “Roald Dahl”. Bu kitap bana yaz tatili ödevi olarak verilmişti. Fakat okuyunca çok eğlenceli bir kitap olduğunu anladım. Bu kitapta okumayı çok seven fakat ailesi tarafından okumayı bırakıp televizyon izlemeye yöneltilen bir kız çocuğu anlatılıyor. Benim bu kitapta en sevdiğim bölümü kızın özel yeteneklerini okuldaki başöğretmene ve ailesine karşı kullandığı bölümdü. Benim Bu kitapta en sevdiğim karakter Jenny (Matilda’nın öğretmeni). Fakat en sevmediğim karakter Başöğretmen Bayan Trunchbull. Ezgi Tonyalı, Canik/Samsun, 13 yaş Sizlere en sevdiğim kitabı anlatacağım. Adı: Mo’nun Gizemi. Yazarı: Gülten Dayıoğlu. Yayınevi: Altın Kitaplar Yayınevi. Bu kitapta; Yuma ve Yuen birbirine düşmandır. Ancak ikisinin de hedefi aynıdır. İNMOSAN adlı insanüstü yaratığı yaratmak. Yuma bu iş için hayal gücü yüksek olan Defne ve Burç’u bulur. Defne ve Burç ise birbirlerine yoğun aşkla bağlıdırlar. Ancak onlar ise Mo’nun Gizemi’ni çözmeye çalışırlar. Bu gizemi çözmek için Otran onlara yardım eder. Bu kitapta benim en çok beğendiğim kahraman ise Defne’dir. Çünkü, Defne çok zeki ve çok akıllı. Beni kitapta en çok düşündüren bölüm Fredy’nin Defne ve Burç’a isimlerini neden Tom olarak tanıttığıydı. Çünkü otele ilk geldiklerinde Defne ve Burç’un, yaşlı bir teyzenin ona Fredy olarak seslendiğini duyduklarını anlamış olmasıydı. Aklıma yatmayan konu şu; peki bu kitaptaki olaylar gerçek miydi? Bu kitabı tüm okurlara tavsiye ederim. Hoşça kalın...? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? · Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? · Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? · Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No: 1 D:1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: [email protected] Anımsatma: * Mektubunuzda adresinizi, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. Mustafa MertAntalya 08.10.2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin kitap ekinde Konuk Sihirli Değnek köşesinde Sayın Yard. Doç. Dr. Şükran Kara’nın “Seçilmiş Kişi Harry Potter ve ÖzYeniden Yazma başlıklı makalesini okuduktan sonra, yazın dünyasında bir yeri olmayan günlük geçim derdinde ama bir kitap kurdu olarak Harry Potter serisini alternatif bir bakış açısıyla ben de değerlendirmek isterim. Serinin tüm kitaplarını büyük bir keyifle okudum, birinci cildin ilk satırında beni kendine esir eden eser, yedinci cildin son noktasıyla ruhumda tatlı bir iz bırakarak kitaplığımdaki yerini aldı. Bugüne kadar fantastik yazın türünde okuduğum eserlerin sayısı bir elin parmakları kadardır. Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter dışındakiler için onları okumaya ayırdığım zamanı kayıp olarak görürüm. Oysa bu iki seriyi okurken yaşadığımız dünyanın bin bir türlü sıkıntısından arınıp, gerçek olmadığını bildiğimiz bir âlemde heyecan, mutluluk gibi duyguların yanı sıra dostluk, vefa, dürüstlük ve en önemlisi karşılıksız sevgi gibi özellikle son zamanlarda özlemini çektiğimiz olguları her satır arasında hissedip, o günkü okumam bittiğinde tuhaf ama hoş duygularla kitabı kapattığımı her zaman hatırlarım. Her iki serideki olayların gerçeküstü olduğunu algılayabilecek yaştaki gençlerimizin bu kitapları okumasında hiçbir sakınca görmediğim gibi onlara kitap okuma alışkanlığı kazanmalarında olumlu etkileri olacağını da düşünüyorum. İnsan okuma alışkanlığı kazandıktan sonra pazarlama mucizesi olmayan değerli eserleri de okuyacaktır. Ben her gün ne yaşadığını gazete köşelerinde anlatıp sonra kitap haline getiren yazarların eserlerinden tiksiniyorum, ama maalesef onların kitaplarını iyi pazarladıklarını da kabul etmek gerekiyor. Bu tespiti yaptıktan sonra Türk insanın iyi ve nitelikli eserleri okumasını sağlamak siz yazın dünyasının değerli kalemlerinin olduğu kadar, okumayı seven her insanın da görevidir. Bu bağlamda ayrıca seçkin yayınevlerimizin reklam ve pazarlama bütçelerini arttırmaları düzeyli eserlerinde tanınmasını ve daha fazla okunmasını sağlayacaktır, sevgi ve saygılarımla.? Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi İnönü Cad. No: 28 Kuştepe/ İstanbul Tel: 0216 381 17 50 www.nilayyilmaz.com [email protected] CUMHURİYET KİTAP SAYI 1030 SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle