Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Charles Darwin’den ‘Türlerin Kökeni’ Darwin’i yeniden okumak Yaratılış teorisi bugün, birden fazla gerçek vardır söylemleri ile evrim teorisi ile birlikte ders müfredatlarında yerini alıyor. Gizem ve ruhçuluk, edebiyat dünyasında da kendine sağlam bir zemin bulmuş gibi görünüyor. Dünden farklı olarak bilim mistisizmin hizmetinde popülerleştirilerek yeniden piyasaya sunuluyor. 150 yıl önce evrim kuramı ile getirilen bütünlüklü teorik açılım yeniden parçalarına ayrılıyor... Ve 150 yıl sonra bugün; Evrensel Basım Yayın, Charles Darwin’in Türlerin Kökeni kitabını Öner Ünalan çevirisi ve Aydın Çubukçu’nun önsözü ile yeniden yayımlıyor. Ë Fırat ÇARALAN ırları seviyoruz. Gizemli ve mistik olanı da. Bunun bir nedenini, doğa ve kendimiz arasına koyduğumuz sınırlarda aramak gerekir. Sınırları kaldırmak sırları çözmenin ilk adımı olabilir. Charles Darwin günümüzden 150 yıl önce insanı, tanrının bir mucizesi olmaktan çıkartıp doğal yaşamın bir parçası olarak tarif ettiğinde insan ve doğa arasındaki sınırları ortadan kaldırmış oldu. Böylece nasıl ki Kopernik dünyayı evrenin merkezi olmaktan çıkarttıysa Darwin de insanı dünyanın merkezi olmaktan çıkarttı. Belki tanrının kutsal çocuğu olmaktan, yaratılmış olanlar içindeki en seçkin yerimizden olduk ama doğanın sırlarına kavuşmak ve onu anlamak için doğanın bir parçası olmak gerekiyordu. İşte 19. yüzyıl biliminin büyük başarısı en küçük taneciklerden uzayın derinliklerine, tek bir hücreden çok hücreli organizmalara kadar tüm doğayı bütünlüklü bir şekilde algılayacak teorik bütünlüğü kurmuş olmasıdır. Ve Darwin’in başarısı da 1859 yılında yazdığı “Türlerin Kökeni” kitabı ile bu bütünlüğe insan da dahil bütün bir canlı doğasını da katmasıdır. tünlüklü teorik açılım yeniden parçalarına ayrılıyor... Ve 150 yıl sonra bugün; Evrensel Basım Yayın, Charles Darwin’in “Türlerin Kökeni” kitabını Öner Ünalan çevirisi ve Aydın Çubukçu’nun önsözü ile yeniden yayımlıyor. Darwin’in doğumunun 200 ve “Türlerin Kökeni” çalışmasının 150. yılında 2009’un Darwin yılı ilan edilmesi tüm dünyada gözleri yeniden evrim kuramına çevirdi. Panel ve sempozyumlardan basın açıklamalarına kadar birçok etkinlik ile bu yıl Darwin’i ve evrim kuramını anlamak için epeyce olanak sunmakta. Ama 2009 Darwin Yılı bir kutlama olduğu kadar bilim ve bilim karşıtı güçlerin arasındaki mücadelenin de ivme kazandığı bir yıl oluyor. Evrensel Basım Yayın’ın “Türlerin Kökeni”ni yeniden basması bu mücadelede bilimin savunulmasına önemli bir katkı. Ama Evrensel Basım Yayın’ın bu katkısını, son dönemde bilim kitaplığına kazandırdığı diğer çalışmalarla ele aldığımızda daha uzun soluklu bir mücadelenin güncel bir yansıması olduğunu görebiliriz. BİLİMİN DEĞERLERİNİN SAVUNULMASI Darwin’in evrim kuramı her zaman siyasetin içinde olmuştur. Bu nedenle Evrensel Basım Yayın’ın biyoloji ve evrim kuramı alanında son dönemde çıkarttığı kitaplara “Türlerin Kökeni”ni katmasının siyasal bir duruşu simgelemesi kadar doğal bir şey olamaz. Aydın Çubukçu kitaba yazdığı önsözde, dönemin kendine has özellikleri ile birlikte evrim ve devrim fikirleri arasındaki geçişte 1980 öncesi gençliğini örnek veriyor. Ve ‘80 darbesinin evrim kuramı üzerindeki baskısına değiniyor. Bugün evrim kuramı yeni siyasal gelişmeler ve çelişkilerle yeniden gündemde ve yine güncel siyaset içinde en popüler teori. Evrensel Basım Yayın’ın bilim kitaplığında biraz gezinirsek bu güncel tartışmalara farklı yönlerden bakabiliriz. Steve Jones’in “Neredeyse Bir Balina” adlı kitabı, Darwin”in “Türlerin Kökeni” çalışmasını bugünün bilimsel olanaklarıyla yeniden yazma çabasıdır. Bu Darwin’in evrim teorisinin günümüz canlı biliminin hâlâ temelinde olduğunu gösteriyor. Bu çalışmasıyla Steve Jones 150 yıl öncesiyle bugün arasında önemli bir köprü kuruyor. Steve Rose “21. Yüzyılda Beyin” kitabıyla çağımızın en “gizemli’ konusuna; insan beynine odaklanıyor. İnsan beynini; tarihi, biyolojik ve insanın kültürel tarihinin bir parçası olarak ele alarak mistisizmi bu en sevdiği alandan kovmaya çalışıyor. Evrensel Basım Yayın’dan bu yıl içerisinde çıkan önemli bir kitap da bir derleme olan “Dünü ve Bugünüyle Evrim Teorisi” kitabı. Bilim ve Düşünce Kitap Dizisi’nin 5.’si olan bu kitap, günümüzde evrim kuramı üzerinde yürüyen bilimsel tartışmaları ve akıllı tasarımcılara karşı alanında uzman bilim insanlarının makalelerine yer veriyor. Tüm bu kitaplar evrim kuramının yayım lanışından günümüze bilimsel gelişmeleri olduğu kadar düşünsel ve entelektüel birikimi yansıtması açısından da önemli. Darwin’in “Türlerin Kökeni”nde ortaya koyduğu evrim düşüncesi tüm bu bilimsel gelişmelerin ve entelektüel birikimin dönüm noktası. Bu nedenle Darwin’in “Türlerin Kökeni” kitabının Evrensel Basım Yayın’dan çıkmış olmasının hem güncel hem de daha uzun soluklu tartışmalara bir temel olması açısından ayrı bir anlamı var. ? Türlerin Kökeni/ Charles Darwin/ Çeviren: Öner Ünalan/ Evrensel Basım Yayın/ 552 s. A E yın Şiiri ARİF DAMAR ylül/ 2009 edebiyat dergilerinden: Afrodisyas Sanat, Akatalpa, Akbük, Akköy, Andız, Arkadaş, AZ Edebiyat, Berfin Banar, Dilge, Dize, Eliz, Evrensel Kültür, Gediz, Hayal, H. Gösteri, Kitaplık, Kurşun Kalem, Lacivert, Patika, Sincan İstasyonu, Sunak, Şiirce, Tavır, Yasakmeyve, Yazılıkaya ve Yedi İklim dergilerindeki şiirleri okudum, inceledim. Ve Oya Uysal’ın Yasakmeyve dergisinde yer alan, “Parmaklarında Kırık Harf izleri” adlı şiirini Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Oya Uysal’ı YazkoYazarlar Kooperatifi yıllarımdan tanıyorum. O zamandan sonra hiç görmedim, görüşmedik. İlk şiiri 1968’de yani 16 yaşında yayımlanmış. İlk beş kitabından sonra 10 yıl şiire ara veriyor. Çünkü evleniyor. Her başarılı kadının arkasında terkedilmiş bir koca vardır. Bir yerde çok eski dostum Türkân Saylan gibi. Gömütüne yıldızlar yağan... Oya Uysal 1997’de Uçuruma Düşen Nehir kitabıyla Ceyhun Atıf Şiir Ödülü’nü alıyor. Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr ile de 1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazanıyor. Oya’nın şiirlerinde ince bir hüzün vardır. Umutsuzluk değil. Kitaplarının adları bile çok şiirseldir, görüldüğü gibi. Oya Uysal 1952 doğumlu. Pek genç sayılmaz. Şiirlerinde o kadın inceliği hemen göze çarpıyor. Ben Oya’nın değerlendirdiğim şiirini pek sevdim. Okuyanların da seveceğini sanıyorum. Bu arada hafif bir hastalık geçirdiğini öğrendim. Kendisine “acil şifalar” diler, başarılarının sürekli olacağına inanıyorum. (Son kitabı Kimselerin Akşamı geçen yıl 2008’de yayımlandı.) S Not: Yurdumuzda çıkan birçok dergi bana ulaşmıyor. Sanıyorum adresimi bilmediklerinden. O dergilerde kimbilir ne güzel şiirler çıkıyordur. Ben onları görmekten yoksun kalıyorum. Adresim: Moda, Mühürdar Caddesi 129/6 Kadıköy/İST. Oya UYSAL PARMAKLARINDA KIRIK HARF İZLERİ Sarılır uyur incecik bir yağmura gecenin üstünü örttüğü sokak, gelir, usul kanatlarıyla küçük, beyaz bir peri, fısıldar iki dizeyi. Parmaklarında kırık harf izleri, kırk çölü aştın, kırk dağı bıraktın da geride, sınandın seni görmezden gelen bakışlardan geçip, vardın olmayan şehre. Ah! sana sevmeyi öğreten hayat, esirgese de senden sevgiyi saçları okşanmamış çocukluğunla oynuyor içindeki çocuk. Bak! Çıkıp yürüsen yanında yalnızlığın şimdi yüzünde içini örten bir gülümsemeyle, öyle,hikâyesi olmayan kadınlar çekiştirir durur eteklerini. Ruhundaki köleyi özgür kıldın, yettin kendine parmaklarında kırık harf izleri. Sarılır uyur incecik bir yağmura gecenin üstünü örtüğü sokak, gelir, usul kanatlarıyla küçük, beyaz bir peri, fısıldar ilk dizeyi. SAYFA 21 150 YIL SONRA Ama başta dediğimiz gibi sırları ve gizemi seviyoruz. Ondan pek vazgeçmek niyetinde de değiliz. Bilim atom altı parçacıklara ve yeni bilinmeyenlere doğru geliştikçe metafizik kendine yeni yaşam alanları bulmuş oluyor. Din üzerinden yapılan siyaset; bilinir ve nesnel olanı bilinemezcilik kıskacına alıyor. Yaratılış teorisi bugün, birden fazla gerçek vardır söylemleri ile evrim teorisi ile birlikte ders müfredatlarında yerini alıyor. Gizem ve ruhçuluk, edebiyat dünyasında da kendine sağlam bir zemin bulmuş gibi görünüyor. Dünden farklı olarak bilim mistisizmin hizmetinde popülerleştirilerek yeniden piyasaya sunuluyor. 150 yıl önce evrim kuramı ile getirilen büCUMHURİYET KİTAP SAYI 1030