Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
u şiirleri hastalanıp tedavi için Londra’ya gittikten sonra; Londra’da ve hastane odasında Nisan 1997 ile Nisan 98 yılları arasında yazmıştır. Çocukları ilk defa Nisan ayında yani ölümünün onuncu yıl dönümünde aşağıda onun için yazdıkları özlem ve veda dizeleriyle 31 Temmuz 2007 tarihli “el Gad” gazetesinde yayımladılar. Ben de Nizar Kabbani’nin (19231998, Suriye) anısına bu şiirleri çevirip burada sizlere sunuyorum. B Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Nizar KABBANI/ Şiirler/ Çeviren: Metin Fındıkçı Onurumu unutturma Azıcık da olsa aşkın dilinde anlamı kalsın! 15 Mart 1997 KARANLIĞIN HANÇERİ DE ARAP YARASI 1 Ey dostum Kim olduğumu sorma bana? Ne diyeceğimi bilmiyorum Yazdığım yerde İstemeden Uzaklaşan adımlarla gidiyorum Benden süzülerek Siyah gözler Yaseminler bile haber getirmiyor Postaneler Postane değil Başarım da kalmadı bu havanın mekânında Veya kaldırımda Kuşlar öterken 2 Arap dünyası Şiirini kaybetti… şairlerini Arap yazarı Kovulan sözcükler arasında! 3 Şiir, bu zamanda Apaçık Aşk, bu zamanda Apaçık. 4 Eski şiir uzaklaşmadı Bekliyor Ya yeni şiir… Orada yenilenirken! Dil, dilsiz… Koro söyler Kesilen yaprakları Titreyerek Onlar şiiri keserken… Karanlık gibi Ziyaret ediyorlar Tanıklar arasında! 5 Kibar şarkıcılar gitti Şiirimizle… Köydeki yaşam öldü Sonsuzluğa karıştı! ... Nisan 1997 “Hepimiz seni özledik Nizar Şiirin bugün sabah bizler gibi öksüz uyandı. Baba seni bir şair ve insan olarak çok özledik Bizler bu şiirlerle sana veda etmiyoruz Nisan güzü taşıyarak gelir… Sana arzu ve baharın selamı olsun Ve sana sesleniyoruz Ağaçların çiçekleri yeniden açtı ey Nizar Ve bu ağaçların çiçekleri her zaman etrafında yükselecek” Çocukları, Hedba, Zeynep ve Ömer (1998) SÖZ SÖZDEN YORULDU 1 Söylemediğim sözler bende kalsa. Söylemediğim sözler bende kalsa. Söz sözden yoruldu çünkü, Hurmaların gözbebeklerinde öldü… Ahşaptan dudakların Yorgun yüzün ve Memelerin… için çalınan davullar dönmedi! 2 Söylemediğim sözler bende kalsa. Kar bahçemize düşer Duygularımızdan düşer… Parmaklarımızdan düşer Bardaklara düşer Şarap dolu, Yatağa düşer O nerede değişecekse oraya düşer? 3 Söylemediğim sözler bende kalsa. Şiirlerin damarları kurudu Biten toprağın çağına… tekdüzelik Güzel özlemler tükenirken. 4 Şiir beni perişan etti Basit bir deniz değil veya hafif veya uzun Kibar şarkıcılar gitti Aşk beni perişan etti Ay değil Veya yay Veya karanlığın gölgesi 5 Söylemediğim sözler bende kalsa. Şövalyelerin meydanı içimde kalsa Oysa atlar da gitti Bu zor sevişmeden sonra ah keşke İmkânsız kadın hazinesine ulaşılsa! Memeler beni öldürür Katilleri tarafında büyür Dalgalar beni yükseltir…batırır…soluksuz bırakır… Hangi kıyıya azgın bir boğa gibi bırakacaksa? Aşkın atlarından geriye ne kalacak… Atın kişnemesi de ölürse? 6 Ellerimde bir şey kalmadı Ellerimden çocukluğumun kuşları kaçtı Sevgilim kaçtı Anılarım Kalemlerim Kâğıtlarım Kıyılarım susuz… ekinlerim… 7 Söylemediğim sözler bende kalsa. Pencereden uçup gitti güvercinler Tüyleri ötüşleriyle yol alarak Bütün eski mektuplarımız kayboldu Sayfaları dağıldı Arzuları dağıldı Köşelerde saklı bütün sözcükler dağıldı Mektupların üstüne boşaldı bulutlardan dökülen gözyaşları Ekinlerin ağlaması gibi Kanallar Ovalar 8 Gözlerinin tarihi hicaz sürmesindendir Hüzünlü kül renginden Kadınların tedirginliğinden Ey sevgilim yolculuğun nasıl olsun Her zaman önümden kaçan biriyim Ey sevgilim uzaklaşıyor muyuz, yaklaşıyor muyuz? Bu zincirlerimi nasıl çözsem ne yapsam? Ne şiirim yeniler ne sürmen yenilenir! 9 Ellerimde bir şey kalmadı Bütün kahramanlıklar bitti Bütün Anter’likler bitti Sözdizimi savaşı… söz biçimi… bitti Ne Şam’ın yasemini beni tanıyor Ne nehirler, ne serviler, ne pürüzsüz soylu yanaklar… Ben boşlukta takılıp kaldım Ellerinde Duygularımda bu Çaresizlik beni yutuyor… 10 Bağışlamanı rica ediyorum Divanın üstünde oturduğumda Cesaretimi kırma Dikkatimi dağıtma Bağışlamanı rica ediyorum CUMHURİYET KİTAP SAYI 968 SAYFA 23