28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖRÜŞLER ERENDİZ ATASÜ Edebiyatımızın çok değerli bir eleştirmeni, bir süre edebiyatımızı neredeyse sırtlamış bir insandı. Çok büyük emeği var. Kaybını muhakkak hepimiz hissedeceğiz. SERVER TANİLLİ Fethi Naci’nin ölümünü büyük bir kayıp olarak karşılıyorum. Candan bir dostu kaybetmenin acısını da buna eklemeliyim. Edebiyattaki eleştiri anlayışı; ‘toplumsal gerçekçi eleştirmen’dir. Bu anlayışla, Fethi Naci çağdaş edebiyatımızı yeni bir yere oturtmuştur. Onun eserlerini okumadan bir yere varamayız. Şimdi, ‘Türkiye’de Roman ve Toplumsal Değişme’ adlı eserini de hemen hatırladım. 6070’li yıllarda onun kurduğu ‘100 Soruda’ adlı dizisi, bir kuşak yetiştirdi. Ben de oradan geliyorum. Büyük bir fikri miras bıraktı arkaya; unutulmayacak. Anısı önünde derin saygıyla eğiliyorum. MUSTAFA ŞERİF ONARAN Fethi Naci genel çizgileriyle edebiyatımızın ayrıntılarına inen, iyi okuyan, iyi değerlendiren, dayanışma anlayışı gibi aldatıcı ilişkilere önem vermeden edebiyat eserinin hakkını veren; beğenisine, bilgisine, yargısına güvenilen bir eleştirmendi. Okuduğu bir eserdeki dil bozukluğunu, kurgu düzensizliğini, mantık yanlışını gösteren; bu tutumuyla acımasız bir eleştirmen izlenimi bırakan bir yazardı. Günümüzde gönül alma yazılarıyla, yüzeysel değinmelerle yetinen yazarlara karşılık; eserlerinin değerlendirilmesini bekleyen gerçek eebiyatçılar Fethi Naci gibi usta bir eleştirmenin özlemini duyacaklardır. ZEYNEP ORAL Fethi Naci, yalnızca usta bir eleştirmen bir araştırmacı değildi. Sırça köşküne çekilip ahkâm kesen bir aydın hiç değildi... Olayların içinde yaşayan, bilimle sanatı bir arada yoğuran, çok yönlü bir insandı. Bu ülkenin politik kültürel evrelerini soluk alıp verir gibi izlemiş, özümsemiş, bunların analizlerini yapmış, edebiyatı toplumsal değişim ve gelişim içinde ele almış bir aydındı. Zengin bir dünya kültür birikimine sahipti. Çok çalışkandı. Eleştiri alanında sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen tek tük insanlardan biriydi. Çok uzun yıllar adeta tek başına sürekli üretti ve ürettiklerinden bir değil birkaç kuşak yararlandı... Ben de onun kitaplarından sonsuz yararlandım halen de yararlanıyorum. Benim en büyük şansım, çok uzun yıllar boyunca Fethi Naci’nin, yönettiğim sanat dergisine yazı yazması oldu. Dostluklarla, sevinçle, neşeyle, çağdaş ve evrensel değerlerle taçlanan eşsiz bir katkıydı bu. Derginin hem “star”ı, hem de “neferi”ydi… Eksikliği her daim duyulacak biri daha… Işığı bol olsun… SÜREYYA BERFE Fethi Naci, lise yıllarında Turnusol kâğıdı Ë Vecdi ÇIRACIOĞLU ethi Naci, birçok edebiyatçı gibi, benim de hayatımın akışını değiştiren insandır. 1999 yılı, 18. TÜYAP Kitap Fuarı’na kadar, kitapları dışında, Fethi Naci’yi tanımazdım. 1999 yılında Kara Büyülü Uyku adlı roman dosyama, Can Yayınları, İlk Roman Yarışması ödülünü vermişti. Seçici kurul, Fethi Naci, Tahsin Yücel, Hilmi Yavuz, Füsun Akatlı ve Erdal Öz’den oluşmuştu. Ödül töreninin yapılacağı A Salonu’nun kapısında tanımıştım kendisini. Elli dört dosya içinden ödül verilen romanım için Fethi Naci’nin seçici kurulda nasıl davrandığını çok sonraları öğrendim. Kırk altı yaşındaydım. Öküz dergisinde yazıları çıkan fukara bir yazardım. Edebiyat adına yaşamımda yeni bir milat açılıyordu. Kararımı edebiyattan yana verdim. Kuşkusuz bu kararda Fethi Naci’nin büyük katkısı vardır. Onu, yaşamımda unutmam mümkün değil. Bana verilen ödül, bir ummanın ortasında bir işaret fişeği, bir siren sesi olmuş, kendim olma hakkımı kazandırmış, başka bir dünyanın, edebiyat dünyasının içine fiilen itelemiştir. Fethi Naci artık aramızda yok. Tanıdığım her insanı yitirişimden sonra yaptığım gibi, fotoğraf albümümü karıştırdım. Ödül töreninde çekilmişleri buldum. Yarışmadan sonra, kitabın yayımlanma aşamasında saklamam için Erdal Öz’ün hatıra olarak verdiği, menşei belirsiz renginin solduğu, köşesinde kurşun kalemle Fethi Naci yazan, Kara Büyülü Uyku’nun Vergi Dairesi dosyasıyla katıldığım kopyasını, her sayfasında dura dura karıştırdım. Kara Büyülü Uyku’nun düzeltisini kendisinin yapacağını söylemişti. Dosyada düzelti yeşil yazan bir kalemle başlıyor ve yarısından sonra mor kalemle bitiyordu. Yeni fark ettiğim bu olgu, Usta’nın 120 sayfalık dosyayı iki oturumda düzelti yaptığını gösteriyordu. Kimi sayfalarda yıldızlar koyarak, “güzel!”, “çok güzel!” diyerek aldığı notlar ve altlarını çizdiği cümlelerin dışında, yerden yere vurduğu notlar da vardı. İşte bana göre Fethi Naci ayrı bir yere koyan bu gerçekçiliğiydi. Eleştirisini yazarken, Marksist dünya görüşüne karşın, Marksist kuramın üzerinde estetiği, Türk diline verdiği özeni ve değeri hep önde tutardı. Bu anlamda, eleştiriyi okutturan, önemli kılan bir edebiyat insanıydı. Nurullah Ataç’tan 1957 yılında bayrağı devralmış, 20. yy Türk edebiyatının iki eleştirmeninden biriydi. Önümüzdeki zamanlarda bakalım neler olacak? Edebiyatta iyi ile kötü, hakkı yenenler, köşede kıyıda kalanlar, cüsselerinden büyük ceket giydirilenler nasıl turnusollanacak(*)? Bunu merak ediyorum. Fethi Naci, hayatını Türk edebiyatına vakfedenlerdendi. ? F Fethi Naci’ye Artık gitmeliyiz Bütün yüz sorularını sorduk bu ömrün Ve sevdik hepsini. Helali hoş olsun hep ateş yedik... Artık gitmeliyiz Ve gücenmemeliyiz. Uçarak da tüketebilirdik ömrü Lakin, biz seçtik yazarak ölmeyi. Artık gitmeliyiz Ama önce bilmeliyiz kimleri kırdığımızı Anlatmalıyız, çocuklar için demeliyiz Onlar için gitmeliyiz. Yazıp yavuklumuz için en ağır romanı Ve en alengirli şiiri Kaybolmalıyız. Artık gitmeliyiz Bağırıp çağırmaya gerek yok Nasılsa olur haberiniz Duyurur arama motorları Fethi artık Naci’siz… Dinç ÇOBAN (*)Turnusol kâğıdı: Özel bir sıvıya batırılınca rengini değiştiren, kırmızı renge çalan bir kâğıt. Bir kültür gitti; birikim ve duyarlık gitti. İnsan, edebiyatçı, yayıncı Naci Abi’nin yerinin doldurabileceğini bilsem canım yanmaz. KONUR ERTOP Fethi Naci 1950’den sonraki edebiyatımızda toplumcu görüşle eleştirinin en başarılı ürünlerini vermiştir. Ataç’ın getirmiş olduğu geniş beğeni ve edebiyat bilgisine dayanan eleştiri anlayışı yerine 1950’lerde eleştiriyi nesnel temele oturtma çabaları görüldü. Fethi Naci ise bu görüşü toplumculukla birleştirdi. Onun yargıları insanın tükenmezliğine, yazarın iç dünyasının zenginliğine ve toplumsal konumu dikkatle değerlendirmeye dayanır. Çalışmaları boyunca romana ağırlık vermiş, Türk romanının toplumla derin ilişkilerini sergilemiştir. Yaşar Kemal’i, Sait Faik’i, Reşat Nuri Güntekin’i ele alan kitapları onun görüş zenginliğini yansıtır. Yapıtları edebiyatımıza zengin bir katkı oluşturmuştur. Genç eleştirinin ondan alacağı önemli dersler vardır. ¥ SAYFA 8 Üstte: Edip Cansever, Necati Cumalı, Tomris Uyar, Fethi Naci, Oktay Akbal. Altta: Selahattin Hilav, Enver Aytekin, Cevat Çapan, Fethi Naci, Orhan Pamuk, Kâzım Türegün, Aylin Pamuk. CUMHURİYET KİTAP SAYI 964
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle