28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Elveda yok Fethi Naci, elveda yok!.. okuyacaksınız. Bu kısa yazıda ise görüşlere geçmeden önce, yazar, eleştirmen, yayıncı Fethi Naci’nin evindeki gözlemlerimi paylaşacak; eşi Lale Kalpakçıoğlu’nun o dik duruşu, kitapları, dostları, mütevazı evlerinin her yerine sinmiş o kültür birikimine ilişkin notlar düşeceğim. Ve son yolculuğuna uğurlanışına ilişkin notlar anımsatmaya çalışacağım. Eleştirmen Fethi Naci’yi 23 Temmuz 2008 günü kaybettik. Edebiyatımızın son 50 yılına damgasını vurmuş bir edebiyat adamıydı. Eleştiriye saygınlık kazandırmanın yanı sıra edebiyatımıza da saygınlık kazandırmıştı. Saygıyla anıyoruz onu. Ë Gamze AKDEMİR Temmuz Çarşamba sabahı gazeteye gelmemle acı haberi almam bir oldu. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız’ın telefonuyla öğrendim Fethi Naci’yi yitirdiğimizi. Haberi alır almaz aradığım ilk kişi elbette Turhan Günay’dı. Turhan Abi, Fethi Naci’nin evine ilk giden dostları arasındaydı. 23 “Gamze hemen gel” dediğinde yola çıkmıştım bile. Fethi Naci’nin ölümüne ne kadar üzüldüğümüzü, kaybımızın ne kadar büyük olduğunu, onun yalın diline sonuna kadar saygı göstererek, öyle afili cümlelerle anlatmaya çalışmayacağım hiç. Kitap ekimizin ilerleyen sayfalarında usta ile kişisel dostluğu olan yazarlar ve aydınların bizlerle paylaştıkları duygularını ve kaleme aldıkları yazılarını ÖLÜMSÜZE ÖLÜM KAĞIDI… Haberi aldıktan yarım saat sonra Fethi Naci’nin Cihangir’deki evindeydim. İnsanlar şaşkındı, Turhan Abi her ayrıntıyla tek tek ilgilendi. Sevgili eşini yitirmenin doğal şaşkınlığını yaşayan Lale Abla neredeyse bir onun sözlerini dinliyordu. Turhan Abi her zamanki güler yüzüyle acısını fazla belli etmemeye çalışıyor, Fethi Naci’nin o çok sevdiği rakı muhabbetlerini, Marmara Adası’nda buluştukları güne ilişkin anılarını paylaşıyordu. Ambulans geldiğinde ve ölüm kağıdı imzalandığında ise gözleri kıpkırmızı olmuştu, direnmek faydasızdı. Fethi Naci’yi sanki asıl o zaman kaybetmiştik. Ölümsüz büyük bir adama ölüm kâğıdı biçmiş gibi hissettik. Lale Abla metin görünmeye gayret etse de gözyaşlarına ket vuramıyordu artık. Fethi Naci’nin bedeni edebiyatçı ar ¥ FETHİ NACİ BİYOGRAFİ A sıl adı İsmail Naci Kalpakçıoğlu olan ama bilinen adıyla Fethi Naci 3 Nisan 1927’de Giresun’da doğdu. İlköğrenimini 1939 yılında Giresun’da tamamladı. 1945’te Erzurum Lisesi’nden, 1949’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Yükseköğrenimini devlet bursuyla gördüğü için 18 ay Konya Ereğlisi’nde Sümerbank bez fabrikasında çalıştı. Bu arada mezun olduğu bölümün asistanlık sınavlarını kazandı, ancak 1951 yılında, kurucuları arasında bulunduğu Yüksek Tahsil Gençlik Derneği yöneticisi olarak sürdürdüğü eylemlerinden dolayı tutuklandı. 1,5 ay kadar Sultanahmet Cezaevi’nde yattı. likte yönetimine kapıldıklarını Yeryüzü ve Beraber dergilerinde çıkan eleştirilerinde Oktay Deniz takma adını kullandı. 1953’te babasının adını kendi adına ekleyerek, Fethi Naci adıyla yazmaya başladı. Bu isimle yazdığı ilk yazı Orhan Kemal’in bir öyküsünün eleştirisiydi. “Kurtuluş Yolu” adlı bu yazı Kaynak dergisinde 15 Aralık 1953’te yayımlandı. O tarihten sonra bütün yazılarında bu adı kullandı. 1950’lilerin sonlarında “Pazar Postası” ve “Dost” dergilerinde sürekli yazdığı “Dost”un araştırmasında 1960’ın en beğenilen eleştirmeni seçildi. MARKSİST NACİ 1962’de Türkiye İşçi Partisi’ne üye olan Fethi Naci, Vatan gazetesinde ve Sosyal Adalet dergisinde siyasal yazılar yazdı. Partiyle ilişkisi kesildikten sonra aynı doğrultudaki yazılarını Yön’de ve bir süre yönetimine CEZAEVİNDEN MUHASEBECİLİĞE Daha sonra İstanbul Ayvansaray’da bir fabrikada muhasebeciydi. 1959’da askerliğini tamamladı. 1965 Nisanı’nda Gerçek Yayınevi’ni kurdu. Cumhuriyet Kitap’ta uzun yıllar eleştiri yazıları yayımladı. Çok sevdiği babaannesinin ölümü üzerine kaleme aldığı ilk yazısı 1943’te Erzurum Gazetesi’nde yayımlandı. Şiir ve öykülerden oluşan ilk yazı çalışmaları, lisedeki öğrencilik yıllarında bu gazetede, İstanbul ve Yedi Gün dergilerinde, Giresun Halk Evi dergisi, Aksu’da ve Yeşilgireson Gazetesi’nde yer aldı. İktisat Fakültesi öğrenciliği sırasında Yeşilgireson’da eleştiriler, ekonomiktoplumsal konularda yazılar yazdı. İlk eleştiri yazısı Behçet Necatigil’in ilk kitabı “Kapalı Çarşı” üzerine 194546 kışında Aksu dergisinde yayımlandı. 1953’TE ARTIK ‘FETHİ NACİ’YDİ 195152’de Şükran Kurdakul ile birSAYFA 4 katıldığı Ant dergilerinde sürdürdü. Bu dergilerin sanat sayfalarını da yönetti. Ant’taki bir yazısından dolayı yargılanıp aklandı. 1968’de siyasal yazılarına son veren Fethi Naci, o tarihten bu yana daha çok Yeni Dergi, Politika, Yeni Düşün, Adam Sanat gibi dergileri ile Yeni Yüzyıl gazetesinde yazdı. İlk kitabı “İnsan Tükenmez” (1956) yoğun ilgi gördü. Fethi Naci’nin, kendi deyimiyle, bu kitapta Fransız Marksistlerinden öğrendiklerini edebiyatımızın sorunlarını uygulamaya çalıştı. Bu kitap hakkında Türk Ceza Kanununun 142. maddesine aykırılık iddiasıyla açılan dava beraat ile sonuçlandı. ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 964
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle