Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Fethi Naci’yi ararken Ë Ziya CELAYİROĞLU on iki gidişimde de götürüyordum İstanbul’a Fethi Naci’nin ilk kitabı “İnsan Tükenmez”in 1956 yılında Yenilik Basımevi’nden yayımlanan ilk basımını. Cihangir’de oturduğunu biliyorum ya, olur da görürüm oralarda, evinin yerini öğrenir de uğrarım kapıdan, imzalatıveririm diye… Geçen yıl çok da üstüne düşmediydim, bu son gidişimde uğraşayım istedim. Önce mahallenin muhtarına uğradım, hasta olduğu için yerine başka bir muhtar bakıyormuş, beni ona yolladılar: hastanenin karşısında, tapınağın yanındaki küçük sokaktaymış, kolayca bulurmuşum. Kolayca bulduysam da bulduğum bayan kişi pek iplemedi beni: İyi günler. Ben Fethi Naci Kalpakçıoğlu’nu arıyorum. İsmail Naci diye geçiyor olabilir. Kendisi yazardır. Telefon numarasına da ulaşamadım. Bu konuda yardımcı olabilir misiniz? Cihangir’de öyle biri oturmuyor. Balkan Naci İslimyeli var. O da değerli bir sanatçımızdır ama ben Fethi Naci’yi arıyorum. Ben bilmiyorum. 118’e sorun. Bayan yedekmuhtardan daha fazlası çıkmayınca düşünmeye başladım, başka kime sorabilirim? Evet, neden olmasın, eski kitapçılara sorabilirim. Sıraselviler’den Taksim’e giderken ara sokaklardan birindeki kitapçıya daldım. Kitaplara bir iki bakındıktan sonra dönüp satıcıya açtım konuyu: İki kez uğramış oraya Fethi Naci, Cihangir’de oturduğu doğruymuş ama evini de telefonunu da bilmiyormuş. Peki dedim çıktım dükkândan. Fransız Kültür’ün önünde Simge’yla buluşacaktık, oraya doğru yollandım. Sağda solda, orada burada biraz dolandıktan, 23 kitapçıya daha sorduktan sonra elimizdeki tek bilgi Adam Yayınları’nın telefon numarasıydı; yeni bir bilgi sayılmaz. Üstelik yayınevlerini aramayı son seçenek olarak düşünüyordum. Dönüş yolumuzda, yine o ara sokaklardan Sıraselviler’e inerken “Hadi bir de şuna soralım.” deyip oradaki başka bir eski kitapçıya giriverdi Simge, ben arkadan sallanarak izledim onu. Yanlarına ulaştığımda satıcıyla konuşmaya dalmışlardı bile. Yarım kulak dinliyordum onları: “Cihangir İlkokulu’nun kapısı, merdivenler, soldan bilmem S kaçıncı ev…” gibi sözler çalınıyordu kulağıma. Bir de Fethi Naci’nin hasta olduğu, kimseyle görüşmediği… Kapı numarasını, telefonunu neyin onlar da bilmiyor… Teşekkür edip ayrıldık oradan. Eve gecikiyorduk, yarın bakarız diye erteledik araştırmamızı. Ertesi gün, 22 Şubat 2006 Çarşamba günü arayıp bulduk Cihangir İlkokulu’nu. Üst sokakta küçük bir kapısı, yanından inen merdivenlerin sonundaki alt sokakta daha büyücek ikinci bir kapısı var okulun, oraya doğru gidiyoruz. Yürürken bir yandan da kapılardaki zillere bakıyoruz Fethi Naci’nin adı yazıyor mudur üzerlerinde diye. Bu arada, “Kime bakmıştınız?” diyenlere durumu anlatıyoruz, bilen çıkmıyor. Mahalle bakkalına soruyoruz; boşuna. Simge bir ara, “Okulun küçük kapısından dönünce…” ayrıntısını anımsayınca gerisin geri üst sokağa çıkıyoruz, yavaş yavaş yürümeye başlıyoruz sokaktan içeri. Soldaki evin kapıcısıyla konuştuyduk demin, tanımıyor. Sağda, okulun duvarı az ileride bitiyor. Hemen sonra içerlek bir yerde kapısı olan bir ev daha… Kapıya doğru zillere bakmak üzere ilerlerken birden görüyoruz Fethi Naci’yi. Kapıdan çıkmış, genç birinin kolunda ağır ağır bize doğru geliyor. İnanılır gibi değil. Gökte ararken evininin önünde buluyoruz kendisini. Buluyoruz ya, o pek kendinde değil gibi. Konuşmakta güçlük çekiyor. Belli ki devinimlerini de istediği gibi yönlendiremiyor. “Merhaba”dan sonra hiç uzatmadan kitabı cebimden çıkartıp kalemle birlikte veriyorum. Elleri titreyerek yavaşça imzalıyor o da, hiç uzun tutmadan: Ziya, Fethi Naci Sunuş yok, gün yok, uzatmaya gücü yok. İçim eziliyor. “Kusura bakmayın, yorduk sizi...” diyoruz, teşekkür edip tokalaşıyoruz. İki adım öteye çekilip, küçük adımlarla uzaklaşmalarını izliyoruz arkalarından. Durumu toparlayıp kendime gelmem biraz sürüyor. Merdivenlerden yukarı çıktığımızda soluk soluğa kalıyorum. Üzüntüme yoldaş bir cıgara yakıp Simge’yi öpüyorum. Susam Sokağı’ndan Cihangir Caddesi’ne doğru ilerlerken, “Yaşamak güzel şey be kardeşim” demek hiç içimden gelmiyor. ? (02.03.06 – Ankara) Kültür ce edebiyat yaşamının devleri birarada; Üstte: Vedat Günyol, Fethi Naci, Turgay Fişekçi, Yiğit Bener, Yaşar Kemal; Atta: Fethi Naci, İlhan Selçuk, Mehmet Başaran, Şükran Kurdakul, Talip Apaydın, Muzaffer Uyguner. CUMHURİYET KİTAP SAYI 964 SAYFA 11