24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Bojana Apostolova/ Şiirler/ Çeviren: Kadriye Cesur Ödünç Gözyaşı Stefan Tsanev’e Anımsıyorum, nasıl geçtiğini bir yıldırımın gırtlağımın dibinden dilimin altında su taşırken o meçhul susuza ben; ve o meçhul açın nasıl gözünün içinde taşıdığını beni, ona ekmek yerine umut verirken. Diyeceğim şu ki: aşk yorgunuyum aşktan yaşlandım artık ben. Köpeğim bir hayat doğuracakken yarın ve bir kurdele bağayacaksam ben de boynunadüşmanıma bile ölüm dileyemem artık. Canımı sıkan bir şey varsa, o dabilmiyor olmam gözyaşlarının nasıl ürediğini ki bir tanesini ödünç vereyim anımsatarak: bulaşıcı değildir her ölüm ancak Tanrı’nın emriyle bir gün her birimiz yakalanacağız. Ele Geçirme Apansız atladı yaşlılık gözlerime. Yundu yıkandı sularında çocukluğumun son kalıntılarını arıtma niyetiyle. Ancak bakakaldı gerilere... Teslim olmayacağım! Şiddet uygulaması gerekecek beni ele geçirmesi için... Kediyi Yıkamalıyım Günün tozu altında kalan vicdanımın üstüne basınca ben bastı çığlığı o da. Gün boyu aradım durdum gölgeli katlarında onu: aşağıdan yukarıya yukarıdan aşağıya... Sürtünerek geçti yanımdan Ankara kedim silip sürdü sesini. Güz Temizliği Yürek evimi derledim topladım dikkatlice: gereksiz ve kullanılmaktan yorgun düşen pılı pırtıyı attım, def ettim başımdan uzamın tazeliğini kapatan ıvırzıvırıkompleksli kaprislerimi, çağcıl elde edişlerimi, günlük kibrimin anlamsızlığını... Sonra sözcük sözcük topladım simanı bir cümlede. Ve noktayı koymadan önce yüreğimi işittim: “Bir yastıkta kocayalım.” Karşın İnanılmaz bir yalnızlıkla doğdum ben, inanılmaz bir yalnızıkla da gidiyorumölümün öpüşüne karşın. Sonsuzluğu size bırakıyorum, dostlar... Bir de şafağın tortusunda uyanıveren o incecik ot sapını merhametinize. ? SAYFA 23 ‘Sonsuzluğu size bırakıyorum, dostlar...’ ağdaş Bulgar yazın, yayıncılık ve kültür ortamında ender rastlanan bir örnek olarak değerlendirilen Bojana Apostolova, 1945 yılında Filibe’de dünyaya geldi. Yükseköğrenimini Veliko Tırnovo Aziz Kiril ile Aziz Metodiy Üniversitesi Bulgar Filolojisi Fakültesi’nde tamamladı. Halen, 1992’de kurduğu yayınevi, basımevi, baskı stüdyosu ve kitap borsası içeren Janet 45 Yayın ve Basımevi’nin yöneticiliğini yapmaktadır. İlk şiir derlemesi Kor Üstünde Yürüyen Kadın Yazgısı başlığı altında 1978’de yayımlanan B.Apostolova’nın yapıtları İngilizce, Rusça, Macarca, Sırpça, Çekçe, Yunanca olarak çeşitli dergi ve gazetelerde şiirseverlerin beğenisine sunuldu. İki bölümden oluşan Mesai İncili başlıklı özyaşamöyküsel nitelik taşıyan romanı, 1998 yılında Ulusal Yazın Ödülü’nü almıştır. Sarsıcı bir geçiş dönemi yaşayan ülkesinin zor koşullarında iş kadını ve şair kimliklerini başarıyla bağdaştıran Apostolova, yaratının bir çeşit ruh sağaltımı olduğunu kabul eder, sıkça vurgular. Sahibi olduğu yayınevinin Manevi Kapılar başlığı altında yürüttüğü kapsamlı çeviri projesiyle Bulgar ve Türk yazınları arasında köprüler atmayı amaçlamaktadır. (Hüseyin Mevsim) Yaratıcının Aşkın Aşk (Vselyubov, 2001), Düğüm (Vızel, 2005) ve Düştü Düşecek (Edva ya zadırjam, 2008) başlıklı şiir kitaplarından bir demet sunuyoruz. Bugün 17 Temmuz 2006 Saçlarım ağardı oğul. Taşımaktan örselendi yıllarım oysa hâlâ yükseğe tırmanırlar. Bir elimle göğe değiyorum artık diğeriyle sana kenetlenmişim sıkı sıkı. Ey, Tanrım, nasıl bir kayadır benim sevgim– yalçın, yaman, sarkmış, düştü düşecek, güçlükle gözlerimle zapt ediyorum onu, yoluna yığılmasın, yönünü yanıltmasın diye oğul, yüreğinin... Rus Ruleti Ölümün bir ikmal imtihanı bulunmadığını anlamamama çok az kala son bir mermi olarak umudu yerleştirdim silahıma. Romans Romeo’ya benziyor balkondaki oğlan. Omuzlarında – çocuk gülüşükelebekler uçuşuyor ötelere, sonra gerisin geriye. Ah, sevdalanmasa rüzgâr ona uçuşup dursa hep böylehiç değilse rastlayana dek Jüliyet’e. Sanki Hiçbir yerden hiçbir şey... Ve birdenbire gökyüzündebabam ak bulutlar sürüsü içinde. Şiir Dinletisi Kızıl soluğu ile ışığı göndermeden önce günbatımı, CUMHURİYET KİTAP SAYI 966 Ç bunca zaman arayıp durduğum o insanoğullarını gördüm. Sapanca gölünün yanında sözcüklerin kıyısına oturmuş kulak kesilmişler, dinliyorlardı... Ah, nasıl da dinliyorlardı geçmiş umutlarının ağlayışında gülüşünde yarının patikalarının kurtarıcı türkülerini şairlerin. Bitmemiş bir gazete yazısına sardım sözcüklerimi ve bırakıverdim suya içsinler diye tüm susayanlar. Şiirin sessiz afetine sığınsınlar Son’a dakikalar kala. Onca uzun arayıp durduğum o insanoğullarıyla beni sonsuza dek buluşturan o sessiz afetine şiirin! Sapanca, Temmuz 2007 Bayram Dobromir Tonev’e Dizimi kırıp oturmadan daha, bakyollara düşmem gerekiyor yine yükseğe, hep yükseğe doğruca göğe. Orada ağır ağır şairin kanatlarını temizleyeceğim küçücük bir fırçayla. Meleksi kanatlar ve her şey hazır olduktan sonra yeryüzüne ineceğiz ikimiz onunla bir şiir dinletisi için. Yazgısının, dipsiz gecelerinin “seçilmiş şiirler” kitabını karıştıracak iyi kalpli ve barışçıl bir halde... Omuz çıkıntısına eğilmiş olacağım ben ve yüksek sesle şiirleri okuyacağım. Sonra doğrudan dövme gibi gençlerin derisine yazgısal bir im gibi kazıyacağım: dün kısa bir süreliğine de olsa aramızda bulunduğunu şairin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle