Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
...KISA KISA... ¥ Doğum Günü Partisi Ë Sedat DEMİR enginlik, kabul edilir ki, yoksunluk duygusunu arttırdığında tam bir baş belasıdır. Hele hele zengin olma dürtüsünün temellerinde yoksulluğun göz açtırmayan hırsı varsa, korkularla, ince hesaplarla iktidarı elden bırakmamak için yaşanır neredeyse. Böylesi bir amaca adanmış yaşamların ardında trajedilerin, anksiyete arızalarının hemen yanında başarı parıltıları durur ve ister istemez ilginç hikâyeler ortaya çıkar. Kuşkusuz, iyi olanı satın alabildikleri gibi kötü olanla yapılmış bağlayıcı bir kontratın sonuçlarıyla yüzleşirler. Özellikle servetleri, üzerlerine konuşulduğunda, zihin bulandıracak miktarda olan yeryüzü şanslılarının yaşam öyküleri özgün bir nicelik taşır. Meraklısının, daha önce ‘Günahlar Labirenti’ adında çıkan kitabıyla tanıştığı Panos Karnezis’in Türkçeye çevrilen ikinci yapıtı Doğum Günü Partisi’nin baş kişisi Marko Timeleon, işte böylesi bir kontratı imzalamış bir kurmaca karakteri. Söyleşilerinde ünlü armatör Aristoteles Onassis’in hayatından esinlenerek yazdığını açıklamaktan kaçınmayan Karnezis, romanı, Timeleon’un satın aldığı adada, ‘Doğum Günü Partisi’ni bir İzmir rüyasıyla başlatır. Pek hayra yorulmayacak rüyanın kahramanlarından olan İzmir, aslına bakarsanız Timeleon’un hayatının en önemli evrelerinden birisini yaşadığı yer. Osmanlı Devleti için çalışan mühendis olan babası ile rahibe annesinin yaşadığı topraklarda, Anadolu’da açar gözünü hayata ve ilk konuştuğu dil Rumca ile birlikte Türkçedir. Marko büyüdükçe bu iki dilden ve ailesinden uzaklaşmak ister. Karnezis’in önceki romanındaki Yunan askerlerinin Anadolu’yu terk etme biçimi olan denize dökülmek yerine Marko, denizi kullanarak dünyanın diğer ucuna, Arjantin’e kaçar, ailesinden, yazgısından. Ve bir daha denizi hiç bırakmaz. Z SUYLA GELEN SERVET Zaman ilerledikçe, sahip olması gerektiğini düşündüğü materyallere sarılır Marko: Kadın – ne yazık ki aşk da kısa süre içinde maddeleşir onun için ve deniz yoluyla kazanılacak para. Ancak Karnezis’in, okura anlatmak için ve kahramanına hatırlatmak için seçtiği İzmir’den sonra ikinci görüntü, nedendir bilinmez, Marko Timeleon’un ilkgençliğinde yaşadığı eşcinsel deneyim. Bu fe Panos Karnezis nomene yaslanCUMHURİYET KİTAP SAYI 966 mak, romanın başlangıcı için oldukça sert bir tutum, ancak açıklayıcı. Anlatı boyunca akıllara durgunluk verecek birçok serüvenin içinde bulunan Marko’nun bu anısı, bir anlamda onun parçalayıcı enerjisini sağlayan, dünya ile ilişkisini düzenleyen başat eylemlerden birisi. Her zaman aşırılığı gücün bir çağrışımı olarak değerlendirirken, ailesiyle olan bağlarını bile sembolik düzeyde kullanıyor ve entelektüel olan kayıp babasını bulma niyetiyle müneccimlerle işbirliği yaparken, annesinin bir azize olarak ilan edilmesi için İstanbul’a gelip patriğe para yardımında bulunabilecek kadar uçlarda dolaşabiliyor. Acımasız ticari bir önseziye ve yargıya sahip olan Timeleon siyaset ve sanatla da işleri için ilgileniyor, tıpkı gerçek dünyadaki Onassis gibi. O da dört mevsim bronz kalmanın erdemine, solaryum cihazının muhteşemliğine, yani iyi görünmeye iman ediyor. Hâlâ iletişim kanallarında hakkında popüler yorumlar yazılmaya devam edilen, bir zamanlar ülke gündemimizi de epey meşgul etmiş Onassis ailesi, romanın kahramanıyla ve olay örgüsüyle kesin benzerlikler taşıyor. Ölen melankolik erkek çocuk, sosyeteden uzak kalmayı yeğleyen kız evlat, ilk eşin şüpheli ölümü, mesleki seçimler birebir örtüşüyor. Sermaye dünyasının Yunan filozofu Aristoteles Onassis de, vaktinde roman kahramanı Timeleon gibi gazetelere spot olabilecek etkili kelimeler, manidar deyişler, argo saflığıyla küfürler sarf etmiş. Siyaset ve medyayla olan ilişkileri de örtülü biçimde romanda vurgulanıyor. Elbette, Onassis günümüzü yakalasaydı ya da Timeleon kanlı canlı birisi olsaydı, bu zamanın dört gücünü servetlerinin etrafına bir çit gibi germeyi ıska geçmezlerdi. Marko Timeleon hakkında tüm bu verileri aslında Karnezis, romanın gerçek zamanı olan kızının doğum gününde, armatörün kendisinin biyografisini yazması için tuttuğu İngiliz Ian Forster’in bellek işleyişinin aracılığıyla da vermiş. Ian Forster’ın biyograflığının yanı sıra aileye şaşılası bir aktiviteyle karışmasının ardından, büyük bir skandaldan çekinerek kızının karnındaki müstakbel torununun dünyaya gelmesini engellemek isteyen baba armatör, bambaşka bir sürprizle karşılaşır. Böylelikle roman Timeleon’un zihninden, Ian Forster’ın sıkı takibiyle ve Karnezis’in berrak bir hayal gücünün, sağlam dil yapısının eşliğinde akıp gidiyor. Asıl mesleğinden vazgeçip İngiltere’de yazar olmayı seçen, yazdıklarını bir bir Yunanca’ya çeviren genç romancının, farklı bir edebiyat algısıyla Marko Timeleon’un çene yoran servetini ve trajedisini kaleme aldığı bu kitap, okuyanın zihnini yormuyor. Anlatılan mekânların seçimi ve düzenlenişi, bireyin tarih yazımının yeni anlayışı, büyüyü gerçekte arayıp bulması ile Doğum Günü Partisi, deniz mevsiminde bir okuma şölenine dönüşüyor. ? Doğum Günü Partisi/ Panos Karnezis/ Çev: Kıvanç Güney/ Merkez Kitaplar/ 240 s. SAYFA 19