Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
¥ Şimdi en kolayından başlayalım isterseniz: Kitap neden üç cilt ve üç bölüm? Şundan: Birinci cilt, 1913’te başlıyor ve 1942’ye kadar sürüyor: Abidin 23 Mart 1913’te doğdu. Eylül 1942’de Abidin başka aydınlarla ve başka yazarlarla aynı haftalarda günlerde ama ayrı ayrı yerlere sürgüne gönderildi. Birinci cildi bu nedenle sürgün yılının başlangıcı olduğu için 1942 Eylül ayıyla bitiriyorum. İkinci cilt hemen sürgünle başlıyor. Hatta sürgünün iki sevgiliyi birbirinden ne kadar habersizce ve haince ayırdığını vurgulayabilmek arzusuyla ikinci cildi Güzin’in İstanbul’da Abidin’i randevu yerine gelip bulamaması ile başlatıyorum. Sürgün aniden geliyor. Abidin o sırada Tünel’de bir yerde iç dekorasyon yapıyor, ekmek parasını kazanmak için. Selamsız sabahsız gelip götürüyorlar ve nereye götürüldüğünü de söylemiyorlar. Güzin ilk anda perişan elbette. Ama kısa zamanda kendini toplayacak ve Abidin’i arayarak bulacaktır. Böylece 1942’de ikinci cilt başlıyor ve 1952’ye kadar uzanan dönemi kapsıyor. Neden? Çünkü 1952’de Ocak ayının sonunda veya Şubat ayının başında (Kesin tarihini bulamadım o kadar araştırmama rağmen) Abidin İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalıyor, dikkatinizi rica ediyorum, ayrılmak zorunda kalıyor. Bu çok önemli, çünkü Abidin hiçbir zaman Türkiye’yi gönüllü terketmedi. Hatta buna delil olarak da şimdiye kadar kimsenin bilmediği bir şeyi buldum, Güzin’in yardımıyla ve araştırmalarım sayesinde. Abidin 1950’de İstanbul Setüstü’nde Kabataş’ın hemen arkasında bir ev alıyor, o evi restore ediyor, yeniden düzenliyor, dekore ediyor ve İstanbul’a yerleşiyor. O zamana kadar sürgündür. Mecitözü’nde, Adana’da ve Ankara’da. Bu arada askerleğini de Kayseri’de yapıyor. Bu evi alarak Abidin yapmak istediği şudur: PARİS YILLARI... Güzin o sırada DTCF’de doçent, Ankara’da görevine devam edecek ve ders yılı boyunca orada yaşayacaklar, yaz tatillerini de İstanbul’da, o evde geçirecekler. Bu arada evin giriş katını da kiraya veriyorlar. Biraz para kazanabilsinler diye. Böyle bir ortamda Abidin Türkiye’yi terk etmeyi düşünmüyor. Ülkesini temelli terketmeyi düşünen biri ev satın alır mı? Aldığı evi restore eder mi? İç dekorasyonu için İstanbul kazan ben kepçe fır döner mi? Elbette dönmez. Ama Abidin bu çok sevdiği ülkesini, bu çok sevdiği Boğaziçi’ni terk etmek zorunda bırakılacaktır. Dolayısıyla ikinci cildi orada bitirdim. Abidin Roma’ya uçarken, üçüncü cildin başında Abidin’i Roma’da biz karşılıyoruz. Abidin Roma’da dokuz ay kalıyor: Üçüncü cilt 1952’de Abidin’in Roma’daki dokuz ayı ve ondan sonra Paris’e gelmesi ve Paris’li yılları kapsıyor. Ama ben Paris’li yıllar demiyorum, Abidin’in Dünyalı yılları diyorum, çünkü Abidin sadece Paris’te kalmıyor: Dünyayı dolaşıyor. İstanbul’a da dönüyor. Hatta Türkiye’ye temelli dönüş ve İstanbul’a yerleşmek arzusunu da anlatıyorum. Bunu vurgulamak için 1969’da Türkiye’ye kişisel bir sergisi için yeniden ilk kez döndüğünde biCUMHURİYET KİTAP SAYI 966 layısıyla bitirmem lazımdı ve giriştim raz para kazanınca, Adana’da Abidin dan Gökşin Sipahioğlu’nu da anmak işe. Güzin’in haberi oldu bu çalışPaşa’dan, dedesinden, kalan topraklaisterim; hem kibarlığı, hem cömertliği mamdan. Aslında Güzin’e sürpriz rı da satıp İstanbul’da Galata Kuleile dikkat çekti, bana birçok fotoğrafıyapmak isiyordum ama Güzin bu, essi’nin yanı başında bir ev satın alıp İsnı verdi Abidin’in. Abidin yeğeni, Raki kulağı deliklerden ya, İstanbul’dan tanbul’a yerleşmeyi düşünüyor. Ama sih Nuri İleri birçok telefon görüşmeiyi saatte olsunlardan biri haberi verimaalesef 12 Mart 1971 darbesi gelinmizde anlattıklarıyla, mektupları ve vermiş: İyi de oldu. Çünkü Güzin ce bu işte suya düşüyor ve maalesef gönderdiği belgelerle birinci derecede epey yardım etti: Belgeler, fotoğraflar Abidin Türkiye’ye tekrar temelli yeryardımcı olanlar arasındadır. Onu asve binbir anısıyla. İşe ilk başladığımda leşemiyor... İşte Abidin’in yaşamının la unutamam. Bayan Simone Lurçat’yı iki cilt olacaktı? Fakat Abidin’in vefagenel hatlarıyla böyle olması sonucu da anmak istiyorum, çünkü eşi Jean tından sonra Abidin’le ilgili birçok böyle üçlü bir yapıya gitmem şarttı. Lurçat (18921966) Abidin’i Paris’teşey yayımlandı, çok da iyi oldu, daha Bu aynı zamanda araştırmalarımı da ki ilk günlerinden itibaren destekleda yayımlanacak şeyler var. Abidin kolaylaştırdı. yen insandır. çünkü öyle üç ciltlik bir kitapla filan Nasıl bir araştırma yaptım? AbiSöyleşi yaptığım bu insanlar Abibitecek bir adam değil. Dolayısıyla yadin’le birlikteyken zaten bazı dönemdin’le ilgili kitap, dergi, fotoğraf, meklerini bana anlatmıştı. Bunları kasetlere kaydetmiştim. Abidin’in titizliğini ve mükemmelliğini, mükemmeli arayışını (Hiçbir zaman mükemmel bir şey yapamayacağımızın maalesef farkındayız, çünkü filozof bir yanı da vardı Abidin’in. Aslında o yaşa geldikten sonra herkes biraz filozoflaşır ama Abidin gibi insanlar daha çok filozoflaşıyorlar, nitekim Abidin müBu kitap, kanımızca aynı zamanda benzeri kişilikler üzerine yapılması gereken çalışmalara bir örnek de oluşturuyor... Şehmus Güzel, ülke kültürüne, dünya kültürüne katkıda bulunuyor. kemmel olunamayacağını biliyınlanan bütün kitapları okumam layordu ama mükemmele doğru gidetup verdiler. Hatta almak istememe zımdı. Ve iş o zaman biraz daha uzalim derdi) bildiğim için Abidin’in serağmen ısrar ettiler. Fanchette’i örnek dı. sini teybe alırdım, teybe aldığım şeyi verirsem ısrar etmeyi bırakın resmen önce bir güzel daktiloya çekerdim, zorla kimi şeyleri hediye etti. Evet YİRMİ YILLIK ÇALIŞMA sonra Abidin’e götürürdüm. Abidin zorla hediye ettiler: “Sen de kalsın Abidin’le özgeçmişine ilişkin söylebunu alırdı “Şehmus, bu ben de durçünkü sen meraklısın” filan diyerek. şilerimize Temmuz 1988’de başladık. sun, ben biraz çalışayım” derdi, bir Ama bu arada hiç belge vermek iste2008’te nihayet bu üç ciltlik çalışmam hafta on gün sonra telefon ederdi. meyen, “Ben de bu yok” diyenler de yayımlandı: Hesabını yaparsak, de“Şehmus gel görüşelim” derdi, gideroldu. Bunu da şunun için söylüyomek ki yirmi sene çalışmışım. dim. rum: İnsanoğlu değişiktir, değişik inAbidin’in anlatmaya zamanı olmaO ilk metin dantel gibi örülmüş sanlar olabilir. Ama burada hepsine dığı veya benim sormaya aklımın erolurdu, gerçekten güzelleştirilmiş, yateşekkür etmek istiyorum: Onlar olmediği şeyleri Güzin’le konuştum, ni daha yeni sözler eklemiş, sözcüklemasaydı, bu kitap böyle yayımlanaama Güzin de bazı şeyleri bilmiyor. rin en güzellerini bulmuş, damıtılmış mazdı . Ayrıca Güzin’in de Abidin’den daha sözcükler çıkarmış, hikayelerimize yeDÜNYA KÜLTÜRÜNE KATKI beter, tarihlerle arası hiç iyi değil. Örni isimler katmış vs. vs. müthiş birşey neğin Güzin bir olayı çok iyi anımsıçıkarıyordu. İşte Abidin’de mükem Bu kitap gerçekten bizim görebilyor, anlatıyor, ama tarihini bilmiyor, meli aramak buydu. Bu biçimde kodiğimiz kadarıyla yalnızca Türkiye tahatırlamıyor. Birçoğumuz için böyletardığım birçok söyleşiyi Abidin ararihinin önemli kişiliklerinden, büyük dir zaten. Bu tarihleri benim bulmam mızdayken değişik dergilerde yayınlabir kültür insanı Abidin Dino’nun hagerekiyordu, onları bulmak için iş dım. Sonra bu söyleşilerin bir kısmını yatını sergileyen çok zengin bir çalışuzadıkça uzadı. Abidin’in sergileri üzerine makalelema değil. Bu kitap, kanımızca aynı zaBu arada Abidin’i çok iyi tanıyan ve rim ve yaşamına ilişkin anılarımla birmanda benzeri kişilikler üzerine yapılisimlerini tek tek zikrettiğim yirmi kalikte Abidin’in bir 7 aralıkta bizi terk ması gereken çalışmalara bir örnek de dar insan var onlarla söyleşiler yapetmesini hatırla(t)mak için 2006’ın oluşturuyor... Şehmus Güzel, ülke mam gerekti. Hemen birinci cildin ilk aralık ayında “Abidin’in Dino’yla kültürüne, dünya kültürüne katkıda sayfalarında isimlerini zikrediyorum, Söyleşiler, Yazılar: Hayat ve Sanat” bulunacak böyler bir kitaptan sonra ama burada birkaç tanesinin isimleridiye bir kitapta yayınladım (Peri Yahangi çalışmalara girişiyor? ni hatırlatmak isterim: Hamit ve Emel yınları, İstanbul). Bu üç ciltlik kitapta Şu anda Abidin’in de tabii içinde Batu, Fahri ve Neriman Petek, Franoradakilerin 2530 sayfası var. Bu kaolduğu için ve onun sayesinde daha sız arkadaşlarından ve Güzin’in hala çınılmazdı çünkü Abidin’in anlattıklada iyi ve yakından öğrendiğim Frangünlük arkadaşı Fanchette Vaffiadis rının bir bölümünü aktarmam gerekisa, Mayıs ‘68 üzerine bir çalışma yapıgibi. Gençlerden Gaye Petek’i hatıryordu. Bütün bunları şunu vurgulayorum. Kısa zamanda bitirmek niyelatmak isterim, çünkü Gaye de birçok mak için söyledim: Özgeçmişi konutindeyim. Ondan sonra da birkaç yılşey anlattı. Aslında Gaye’nin bir avansunda Abidin bana yardım etmişti zadır üstünde çalıştığım ama birçok şetajı daha var, hem Nâzım Hikmet’i ten, ama ben Abidin’in bizi böyle bıyin araya girmesi nedeniyle ara verdihem de Abidin’i çocukluğundan beri rakıp gideceğini tahmin etmiyordum, ğim, biraz önce ismini zikrettiğimiz tanımıştır, dolayısıyla belli olmaz, Gazannediyordum ki nasıl olsa daha bir Fahri ve Neriman Petek çiftinin hayaye de belki bir gün Benim Abidin Dielli sene daha birlikteyiz ve özgeçmişitını anlatan kitabın ikinci bölümüne ni birlikte yavaş yavaş yazarız, fakat başlayarak eylüle kadar bitirmek istino’m veya Benim Nazım Hikmet’im birden bire terkedince ve 1994’te heyorum. ? diye kitapçıklar yazarsa çok sevinirim. men başladım çalışmaya. Çünkü beOna da mutlaka bir takım görevler Abidin Dino 19131993/ M. Şehmus nim de ne zaman terk edeceğim belli düşüyor. Güzel/ Kitap Yayınevi (3 Kitap)/ 1246 s. değil, hepimiz her an gidebiliriz... DoBu arada söyleşi yaptığım insanlarSAYFA 17