23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER Sabun Adam/ Ahmet Önel/ Şenocak Yayınları / 124 s. “Sabun Adam”, Ahmet Önel’in yedinci öykü kitabı. Zaman, varoluş, akıl, algılama ve yeniden yorumlama “Sabun Adam”da bir araya gelen öykülerin ortak paydası olarak nitelendirilebilir. Yaşamın geç evresi olan yaşlılık aynı zamanda dünyaya, uzak ya da yakın çevreye, insanlara ve olgulara bambaşka bir bakışın da habercisi. Bilge bir tavrı da yanı sıra gezdiren bu yargılayıcı bakış acımasız olduğu kadar sorgulayıcı da değil midir? Ahmet Önel’in önceki öykü kitaplarında var olan ironik dil ve alaycı üslup “Sabun Adam”daki öykülerde de kendini ele veriyor. “Ekinoks”, “Amca İtiraf Ediyor”, “Nereye Gidiyoruz”, “Eğik Zaman” başlıklı öykülerde okur kendisine tutulan aynanın tedirgin ışığıyla yol aldığını elbette fark edecektir.”Sabun Adam”, geride bırakılan zamana küçük bir göz kırpma belki de. Bu küçük davranışın büyük bir çığlıkla buluştuğu kavşakta ise insana ait trajedi bir kez daha boy gösteriyor. Karanlıkta Kaybolanlar/ Peter Blauner/ Çeviren: Neşe Olcaytu/ E Yayınları/ 424 s. Julian Vega, daha on yedisinde, Dr. Allison Wallis cinayetinden suçlu bulunuyor ve hayatının son yirmi yılını cezaevinde geçiriyor. Francis X. Loughlin, Julian Vega’yı sorgulayan ve mahkeme önüne çıkaran hem gerçek ve yazarın müthiş imgesiyle görme yeteneğini giderek yitirmeye başlayan bir polis. Deborah Aaron ise bu işte Vega’nın yüksek kariyeri hedefleyen hırslı avukatı. Ve yeniden görülmeye başlanan bir dava...Yirmi yıl sonra bir yaşamı yeniden yaratmanın dayanılmaz açlığı ve sadece herkes gibi basit bir yaşam kurmak için bile ödenmesi zorunlu bedeller… Herkese açık gibi duran ama aslında hep belli bir sınıfın özelinde olan alanlar ile suçluysan hep suçlu kalırsın diyen çürümüş bir sistem içinde empati yoksunluğundan karanlıkta yönünü bulamayan, iyi ve kötünün geçersiz kılındığı gerçek hayatlar... Ve her zaman için bedeli ödeyen hep aynı sınıftan insanlar... Peter Blauner, “Karanlıkta Kaybolanlar” adlı romanıyla okuyucu karşısına çıkıyor. Belçika Türkleri: Türkiye İle Avrupa Arasında Köprü mü Engel mi?/ Ayhan Kaya, Ferhat Kentel/ Çeviren: Suna Gökçe/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 220 s. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyeleri olan Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel’in “Belçika Türkleri: Türkiye İle Avrupa Arasında Köprü mü Engel mi?” isimli araştırması, King Baudouin Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Araştırmaları Merkezi tarafından desteklendi. “EuroTürkler”in bir bölümünü oluşturan BelçikalıTürkler üzerine yapılan bu çalışmada, Belçika’da göç süreci, göçmenlerin entegrasyonu, bu entegrasyona ilişkin Flaman ve Valon yaklaşımları ve cumhuriyetçi ve çokkültürlüSAYFA 26 lükçü entegrasyon rejimlerinin yetersizliği ele alınmakta ve BelçikalıTürkler’in anlam dünyası hakkında ipuçları sunuluyor. Araştırmayı kaleme alan Kaya ve Kentel, göç olgusunu siyasalküresel bağlamda da ele alarak, göçün güvenlikleştirilmesi kavramını açımlamakta ve göç olgusunun ardından gelen çoklu kimlikler ve alternatif modernlikler hakkında okuyucuya fikir veriyor. Halil Altındere: Kayıplar Ülkesiyle Dans/ Süreyya Evren/ Yapı Kredi Yayınları/ 128 s. Halil Altındere, politik düşünen bir sanatçı. Öncelikle politik olarak hareket eden bir sanatçı olan Altındere zekice, çocukla kışkırtıcı olan müdahalelerle insanları, ülkesi Türkiye’nin toplumsal ve politik gerçekleri üzerinde düşünmeye zorluyor. “Halil Altındere: Kayıplar Ülkesiyle Dans” adlı çalışmayı kaleme alan Süreyyya Evren, Altındere’nin yapıtlarını ve hayatını tanıttığı metnin yanı sıra, sanatçıyla yapılan bir söyleşiye yer vererek Altındere’nin duruşunu birinci el bilgilerle de vurguluyor. İsveççenin Türkçe İle Benzerlikleri/ Sven Lagerbring/ Çeviren: Abdullah Gürgün/ Kaynak Yayınları/ 120 s. 18. yüzyılda yaşayan ve İsveç tarihi araştırmalarının kurucusu sayılan Prof. Sven Lagerbring’in “İsveççenin Türkçe İle Benzerlikleri” başlıklı kitabı, eski İsveç ve Türk tarihinin karanlıkta kalan gerçeklerini aydınlatıyor. Lagerbring kitabında, İsveçlilerin atalarının Türkler olduğunu İsveç masallarına, efsanelerine ve taş yazıtlara dayanarak ortaya koyuyor. Kitapta İsveççeyle Türkçe karşılaştırılarak Türklerin ve İsveçlilerin ortak tarihsel bir kökene ve dil ortaklığına sahip olduğu gözler önüne seriliyor. Eski İsveç masallarında, İsveççenin Viking Tanrısı Oden tarafından getirildiği ve Oden’in Tirkiar (Türkler) denilen bir kabilenin önderi olduğu belgeleriyle açıklanıyor. İçimizdeki Maymun/ Frans de Waal/ Çeviren: Aslı Biçen/ Metis Yayınları/ 260 s. Frans De Waal’e göre, bunca zamandır görece vahşi akrabalarımızın ön plana çıkarılması tesadüf değil. Bu durumu, bonoboların “insan doğasına dair yerleşik fikirlere uymaması”yla açıklayan de Waal şöyle devam ediyor: “İnanın bana, araştırmalarda birbirlerini katlettikleri ortaya çıksa şimdiye herkes bonoboları ezberlemişti. Asıl sorun barışçıllıkları. Önce bonoboyu tanısaydık, şempanzeyi daha sonra, hatta hiç tanımasaydık ne olurdu hayal etmeye çalışıyorum bazen. İnsan evrimi hakkındaki tartışma belki bu kadar şiddet, savaş, erkek egemenliği üzerinden değil; cinsellik, empati, özen ve ortaklık üzerinden yürürdü. De Waal’ın kaleme aldığı “İçimizdeki Maymun”, insanların hayvanlara ilişkin kalıp yargılarını irdeliyor ve insanı, doğasına dair bir düşünmeye davet ediyor. Türkiye’de İsaâmcılık ve İslami Edebiyat/ Kenan Çayır/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay./ 192 s. Türkiye’de 1970’lerin sonu 1980’lerin başında yükselmeye başlayan İslami hareketler son çeyrek yüzyılda önemli bir gündem maddesi oluşturdu. Bu hareketler, on yıllar içinde büyük bir değişim gösterdi. Kenan Çayır, “Türkiye’de İslamcılık ve İslami Edebiyat” başlıklı bu çalışmasında, İslami hareketlerdeki büyük değişimi mercek altına yatırıyor. Çayır, bu dönüşümü İslami söylemi üreten en önemli alanlardan biri olan edebiyat ve romanlardaki söylemi çözümleyerek ortaya koyuyor. 1980’li yılların hidayet romanlarından 1990’lı yılların özdüşünümsel romanlarına doğru yaşanan dönüşüm, İslami aktörlerin de dönüşümünü gösteriyor. Çayır, bu dönüşümü kolektifepik İslamcılık’tan özeleştirel anlayışa doğru yaşanan bir dönüşüm olarak nitelendiriyor. Mistik Hakikatler Bilimsel Gerçekler/ Crystal Love/ Çeviren: Yazgı Evrim Denizci/ Dharma Yay,/ 256 s. Her gün gazetelerde başka bir olağanüstü olayın haberi yer alıyor. Crystal Love tarafından kaleme alınan “Mistik Hakikatler Bilimsel Gerçekler” telepati, durugörü, ölüm sonrası, reenkarnasyon gibi mistik olaylarla ilgili bilimsel çalışmaları içeriyor. Crystal Love, dünyanın dini mitolojileri, felsefeleri, düşüncelerini derinliğine araştırıyor ve bütün dinsel deneyimlerin kökenlerini gözlerinizin önüne seriyor. Kim Korkar 21. Yüzyıldan/ Editör: Bertrand Badie/ Çeviren: Özgür Adadağ/ NTV Yayınları/ 126 s. Soğuk Savaş’n sona ermesiyle “yeni uluslararası düzen”in başlangıcı ilan edilmiş olsa da, dünya tam bir düzensizlik içinde görünüyor. Buna rağmen, soğukkanlılığı korumanın ve bundan böyle hangi uluslararası sistemde yaşadığımızı anlamanın gerekliliği ortada. Bertrand Badie’nin yayına hazırladığı “Kim Korkar 21. Yüzyıldan” isimli kitaptaki 14 makalede yazarlar bu yeni durumu inceliyor ve yeni bir dünyanın koşullarını araştırıyor. Othello/ William Shakespeare/ Çev.: Özdemir Nutku/ Türkiye İş Bankası Kül. Yay./ 158 s. Oyunları ve şiirleriyle insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren William Shakespeare, “Othello”da kıskançlığı, hırsı ve coşkuyu yansıtmıştır. Yine de bu eser, sadece bir kıskançlık tragedyası değildir. Shakespeare, “Othello”da her çağda geçerli olan ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 974
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle