Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Köktendinciliğe Karşı Aydınlanma/ Hazırlayan: Hüseyin Kıvanç/ 68’liler Birliği Vakfı Yay./ 334 s. Aziz Nesin’in çok önem verdiği “Köktendinciliğe Karşı Aydınlanma Konferansı” Mart 1997’de uluslararası planda yapıldı. Yerli ve yabancı birçok bilim insanı, akademisyen, yazar, gazeteci üç gün süren toplantıya katıldı. 68’liler Birliği Vakfı’nın yayımladığı bu kitap, söz edilen toplantının tutanaklarının kitaplaştırılmış hali. Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti/ Sacit Kutlu/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 572 s. 19. yüzyılda hızlanan ulusçuluk hareketleri içinde öne çıkan “Balkanlar, Balkan halklarına!” sloganı, kısa bir süre sonra Balkan halklarının “kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi mücadelesi” olmaktan çıkarak, büyük devletlerin emperyalist çıkarları tarafından kullanılan bir siyasetin aracı haline getirildi. Emperyalist siyasetin karmaşık çıkar ilişkilerini güden Avrupa diplomasisi Balkanları, yapay olarak yalıtılmış parçalar şeklinde birbirleriyle çatışacak; kan ve gözyaşlarıyla sulanmış bu topraklarda bir arada yaşama koşullarını, değişik kültürlerin birlikteliğini ortadan kaldıracak biçimde böldü. Sacit Kutlu’nun “Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti”adlı yapıtı geçmişi bir tarafa “atarken” tarihin her dönemde yeniden ve farklı koşullarda yorumlanmasının önemine işaret edip, tarih bilincinin sabit ve durağan olmadığını kanıtlamaya çabalıyor. Kitap aynı zamanda 300 kadar gravür, kartpostal ve fotokartla birlikte, Balkanlar’da yaşananlarla ilgili “bellek tazeleme” işlevini de yerine getiriyor. Anadolu’nun İlk Tıp Gazetelerinden Hekim/ Dr. Mustafa Çulfaz/ Serander Yayınları ve Türk Tabip Odası ortak yayını/ 632 s. II. Meşrutiyetin ilanıyla Osmanlı’da yaşanan özgürlük ortamında basınyayın olanaklarını en etkin kullanan kentlerden biri olan Trabzon’da, bu dönemde, onlarla ifade edilebilecek sayıda dergi ve gazete yayımlanmıştır. Siyasal olarak çok değişik fikir ve grupların yayınlarının yanında değişik temalara münhasır yayınlar da yapılmıştır. Bunlardan biri de 1910 yılında tıp alanında yayımlanan Hekim gazetesidir. 15 günlük olarak yayımlanan gazetede; koruyucu hekimlikten salgın hastalıklarla mücadeleye, hekimlerin sosyal haklarından tıp alanındaki yeni gelişmelere kadar çok değişik yazılar kaleme alınmıştır. Bu kitapta, 48 sayı yayımlanan Hekim gazetesinin Latin alfabesine aktarılmış biçimi yer alıyor. Kitabın, diğer bir özelliği, giriş kısmında Osmanlı’da sağlık örgütlenmesi, Osmanlı’da tıp konulu süreli yayınlar ve Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar Trabzon’da sağlık konularında genel ve özel bilgilere yer verilmiş olması. Marie Antoinette’in Gizli Günlüğü/ Carolly Erickson/ Çeviren: Demet Altınyeleklioğlu/ Artemis Yayınları/ 374 s. “Bir dahi, çektiği acıdan sorumlu değildir. Çünkü içinde taşıdığı inanç, sonsuz gücünü gösterebilmesi için ona bu ateşten gömleği giydirir. Fırtına nasıl martıyı alır götürürse kaderin güçlü rüzgârı da dâhiyi daha yükseklere sürükler. Sıradan biri ise yaradılışı gereği sakin bir hayat arar. Trajediyi, dramı istemez. Bunlara ihtiyacı yoktur. Gölgede, sakin bir yerde kalmayı, rüzgârlardan korunarak ılık bir iklimde yaşamayı ister. Kaderin gizli eli onu kargaşalara doğru iterse kaçar, direnir, korkar. Tarihe adını yazdıracak ve dünyaya adını duyuracak sorumluluklarla karşılaşmayı istemez, hatta bundan çekinir bile... Acıyı, sıkıntıyı aramaz. Fakat yine de başına gelirse, içten değil dışarıdan gelen bir güçle ona doğru sürüklenir. Doğuştan kahraman olmayan insanın çektiği acının de ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 911 SAYFA 27