03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... Eğitimde Yeni Yönelimler lar) yeterince tartışılmamaktadır. Elimizdeki derleme kitap, eğitim ve öğretime ilişkin çağdaş yönelimleri, yeni yaklaşımları açık ve anlaşılır bir dille sunması bakımından son derce önemli bir görevi yerine getirmektedir. “Çoklu Zekâ Kuramı ve Eğitim” (ss. 138), “Yapılandırmacılık” (ss. 3965), “Proje Tabanlı Öğrenme” (ss. 6779), “Probleme Dayalı Öğrenme” (ss. 8191), “İşbirliğine Dayalı Öğrenme” (93109), “Beyin Temelli Öğrenme” (ss. 111121), “Eleştirel Düşünme” (ss. 123136), “Yansıtıcı Düşünme” (ss. 137148), “Etkin Öğrenme” (ss. 149165), “Yaratıcı Düşünme ve Yaratıcılık” (ss. 167192), “Tam Öğrenme Modeli” (ss. 193211), “Yaşam Boyu Öğrenme” (ss. 213226), “İnternet Tabanlı Öğretim” (ss. 227238), “Basamaklı Öğretim Programı” (ss. 239252), “Uzaktan Eğitim” (ss. 253270) altbaşlıklarından oluşan kitap, içerdikleri konulara ilişkin son kaynaklara dayalı bilgi aktarımı yapmaktadır. Ancak yukarıda anılan başlıklar doğrultusunda yapılan çalışmaların, hiç olmazsa son elli yıldır ya da son yirmi otuz yıldır Türkiye’deki kuramsal ve/veya uygulamaya yönelik yansımalarına hemen hiç değinilmemektedir. Görüşler, yansımalar, “yönelimler” Türkçeye aktarılmıştır; salt aktarımlarla yetinilmiştir. Kitapta yer alan “yeni yönelimledilebilirdi. Ayrıca Türkçede hiç de yerellik izi taşımayan; tam tersine genel felsefi söyleme eklemlenen felsefi söylemlerden “felsefi antropoloji”nin eğitim kavrayışının yapılandırmacılıkla karşılaştırması yapılıp yaklaştığı ve ayrıldığı noktalar üzerinde durulabilirdi. Yeri gelmişken belki de salt kışkırtıcı olmak adına söylemekyazmak gerekiyor: Bu topraklardan hiç mi özgün görüş çıkmıyor?! ÇAĞDAŞ EĞİTİM YAZINI Eğitimde Yeni Yönelimler’in içeriği, umarım, biz varolanları, yaşayanları, düşünenleri, anlam verenleri yeterince kışkırtır da bu kadar genç nüfusu olan bu ülkede eğitim üzerine; antropolojik, ontolojik, epistemolojik olanı ayrı ayrı ve ilişkileri içinde ele alan ö z g ü n görüşler ileri sürebiliriz; bunun yanı sıra ileri sürülmüş görüşleri anlama/yorumlama çabasına tüm varlığımızla girişiriz; kendimizi bu konularda düşünen özneler olarak algılarız(3). Çağdaş eğitim yazınını (: literatürünü) yansıtmayı amaçlayan kitapta yazıların ya da bölümlerin sıralanışında da daha sistemli bir yol izlenebilirdi. Şöyle ki; düşünme becerilerine dayalı bölümler öncelik sırasına göre bir araya getirilebilirdi; ayrıca, öğrenme yöntemleri de kendi aralarında birbirlerine dizgeli olarak eklemlenecek bir biçimde bir araya getirilebilirdi. Editörün bu bağlamda yapacağı sunuş, hem yapıta katkıda bulunanları hem de okurları doğru bir biçimde yönlendirebilirdi. Editör Özcan Demirel “özet” bir bilgi sunduklarını açıkyüreklilikle dile getiriyor; ancak dikkatli bir okur da tüm bölümlerin antropolojik, ontolojik, epistemolojik temelini görmek istiyor. Umarım bu tür çalışmaları da yaparız. Elimizdeki kitabın bir yıl içinde iki baskı yapmış olması kuşkusuz, biz okurları sevindiriyor; demek ki kitap, ihtiyaç duyulan bir içeriğe sahip; bundan sonrasının daha özgün nitelikli ve iz sürücü olması dileğini dile getirmekle yetiniyoruz. ? (1) Eğitimde Yeni Yönelimler, Editör: Özcan Demirel, Pegem A Yayınları, Ankara, 2005. (2) "İnternet tabanlı öğretim" yerine, "İnternet tabanlı öğrenim" (learning) demek daha uygun görünüyor. Bilindiği gibi öteden beri "öğretim" ile "eğitim" arasındaki farklar tartışma konusu olurken; on yıllarda "öğretim" ile "öğrenim" terimleri de doğru kullanım açısından tartışma konusu olmaktadır. "İnternet tabanlı eğitim"de (eğitim burada daha üst nitelikli bir kavram olarak kullanılmaktadır) öğrenen tümüyle etkindir; bu bakımdan "İnternet tabanlı öğrenim" yorumu daha uygundur; çünkü terimin özgün hali "Internet based learning"dir [farklı kullanımlar: Internetbased distance learning (İnternet tabanlı uzaktan öğrenim); webbased learning (web tabanlı öğrenim); elearning (elektronik öğrenim)]; . Bu konuda ayrı bir çalışma yapmak ve bu terimleri (: eğitim, öğretim, öğrenim) tartışmaya açmak doğru olacaktır. (3) 12.07.2006 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Özlem Yüzak, Güney Kore şirketi Samsung ile Türk şirketlerini ArGe konusundaki girişimleri bakımından karşılaştırıyordu (s. 13). Bilim ve teknolojideki tutumla, bilim ve felsefedeki ya da eğitimdeki kuramsal temele dayalı tutum nasıl da birbiriyle örtüşüyor! ? Betül ÇOTUKSÖKEN * ditörlüğünü Özcan Demirel’in yaptığı Eğitimde Yeni Yönelimler(1) başlıklı derleme, eğitim olgusunun hem türlerini hem de sınırlı olmakla birlikte, dayandığı kimi düşünsel temelleri derli toplu bir biçimde ortaya koyması bakımından önemli bir işlevi yerine getiriyor. Eğitim; insan dünyasının, her bakımdan incelenmesi gereken bir olgusudur. Eğitim olgusuna yönelmede, eğitimin dayandığı kuramsal temeli araştırmak, anlamak belki de en işlevsel ve en keyifli olanıdır. İnsanın varlık yapısı, varoluşu eğiten ve eğitilen varlık olmasına dayandığına göre, eğitimin özellikle temelinde yer alan insan, varlık, bilgi kavrayışına göre çözümlenmesi, bireyler ve toplumlar için yaşamsal önem taşımaktadır. Eğitim de içinde olmak üzere tüm kurumsal işleyişini kendi özgünlüğü, belki de bir bakıma doğallığı, gereksinimleri çerçevesinde kurumsallaştırmamış; hatta onun da ötesinde erginleşmesini kendi dinamikleriyle oluşturmamış toplumlarda eğitime ilişkin düşünceler “yenilik” adı altında genellikle dışarıdan alınmaktadır; daha açık bir deyimle ithal edilmektedir. E BİLGİYİ PAZARLAMAK... Son zamanlarda bilginin ve bilginin uygulama alanlarına aktarımlarının bir tüketim nesnesi haline geldiği dünyamızda, kim malını ya da metalaşan bilgisini daha iyi pazarlayabilirse, o en iyi olmaktadır. Bu bağlamda özellikle bilgi odaklı tüm yenilikler temelleri ve hangi gereksinimlere yanıt verdikleri dikkate alınmaksızın, anlaşılmaksızın, yeterince tartışılmaksızın hayata geçirilmektedir. Kısaca eğitimin, öğretimin temellerine ilişkin, eğitim yollarının farklı varsayımlara dayanmasının ne demeye geldiğine ilişkin çalışmalar yapılmamaktadır ya da konuya ilişkin olarak yapılan araştırmalar, salt “araştırma” (: yüksek lisans tezi, doktora tezi) olarak kalmakta, bilim insanları topluluğunca (: eğitim bilimciler, filozoflar, sosyologlar, sosyal psikologSAYFA 22 Editör: Özcan Demirel rin uygulamadaki yansımaları nedir; ne olmuştur” konusu/sorusu üzerinde hiç durulmamıştır; sınırlı sayıdaki uygulamalar, örneğin yapılandırmacılık, tam öğrenme, internet tabanlı öğretim(2), uzaktan eğitim ve diğerleri bu bakımdan ele alınmamıştır. Birkaç özgün kaynağa ilişkin belirlemenin dışında, bölümlerin kaynaklarına bakıldığında bu saptama haklı çıkmaktadır. Bilindiği gibi, son yıllarda Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca yapılan tüm müfredat yenileme çalışmalarının “yapılandırmacılık”a (constructivism) dayalı olarak oluşturulduğu belirtilmektedir. Bu durum göz önünde bulundurularak, yapılandırmacılık bölümünde bu konuda ayrıntılı bir yorum yapılabilirdi ya da hiç olmazsa kısa bir serimlemeye gi ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 892
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle