04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? Giz dolu denemeler Güven Turan ? Hüseyin PEKER üven Turan sık sık övmek ve yermek kavramlarının aralığında düşünüyor. Kitabın ikinci bölümünden, yer alan yazıları, (s. 12) ‘‘değer yargısına önceden varılmış, genellikle iyi olduklarına karar verilmiş olarak yazıya başlanmış’’ olarak ayırıyor. Bu ikilemin onu çelişkilerle doğrulttuğu da açık. Vereceği yapıtlara yanaşsın mı, öveceği yapıtları hangi omzunda havaya kaldırsın? Bu konuda denge kurma çabası ile gelip gidiyor. Öznel eleştiriden, yanlış kullanılan eleştiri okullarından dertleniyor. İkisinin arasını bulmaktan yana da değil. Yani övmeyi, yermeyi aralanıyor. Övmeye karar verdiğinin yanında dikelmekten söz ediyor. G Yabancı yazarlar da var, Güven Turan’ın söylemi alanında. Roethke, John Ash, Gingsberg, Ashbery vb. Eğitiminden, yeni bilgilerine kadar. SÖYLEŞİLER TOPLAMI Kitabın sonundaki söyleşiler toplamında yer alan Bedirhan Toprak’la söyleşisinde ‘‘Aramalıyım.. Arıyorum’’ gibi söz toparlıyor G. Turan. Belki yaşamasının özeti bu satırlar. Turan yazın alanına Gerze’den kopup gelen diğer Karadeniz esintileri gibi, Ankara Üniv. DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı’na öğrenci olarak başladığı yıllarda katıldı. Sanıyorum Hüseyin Cöntürk’le Yordam’la birleştiği yıllar, gerek yazınsal görüşlerinin, gerek şiir, roman, öykü, çeviri türlerine yaklaştığının ilk temel taşı sıraları. Yordam’da hem eleştiri, hem yapıt görüşüne uyum çarpıntları yaşaması onun yazın ekseninde varlığını oluşturup, bugüne getiren sağlam doku taşları. Bugün bile Altın Portakal sahibi, gizli alan düşkünü bir şair olmasının ötesinde Yunus Nadi ve Türk Dil Kurumu ödüllerini almış bir romancı, öykücü olmasının izleri ile arıyor, arayacak. Kendi deyimi ile disiplinli bir yazar, yanlışları az bir kimlik. Hani dalgalanmıyor, ama dağını düzgün öğüttüğü de görülmemiş. Onu kazıyor, öğütüyor, kumlarını önümüze döküyor. Onun sır sözcükleri aceleye getirilmeden önümüze bir dalga eşliğinde sürükleniyor. DENEME KOKUSU Şiir ve gösteriden, deneysel şiirden yana kuşattığı başlangıçta deneme kokusu veren yazıları toparlıyor. Sakin şairin mayasından getirdiği S. Kudret Aksal’dan, Bilge Karasu’nun ‘‘Narla İncire Gazel’’inin müzik örgütü ile de okunacağına, Bilge Karasu’dan üst kurmaca sentezine varan özgün yargılara ulaştığı üçüncü bölümde, özündeki yazarlarla kucaklaştırıyor okuru. Necati Tosuner’in ‘‘çok duygulu, duyarlıklı’’ sayıldığı yazın türünden, kamburunu anlatı ustasına çeviren düzeye eriştiğine yakın yargılarla çarpıştırıyor bizi. Hep yandaşı olduğu, hani önce sevdiği, inandığı yazarları dikiyor kapımıza. Selçuk Altun’un eğlenceli, yer yer kent rehberine dönüşen, postmodern romana ısınamamış okurlara bile sıcak gelecek romanlarına teğet geçiyor. Enis Batur’un öznel merceği içinden, çağın örneklerine vardığı da örnek bir bulgu. CUMHURİYET KİTAP SAYI ‘HAYATINA İŞLEMİŞ GİZLER’ Hani bir yazısında söylediği gibi, (s. 295) Yusuf Atılgan’da gördüğümüz gibi, ömrünün sonuna kadar bıyık bırakmamış, ama kıltüy imlemesi ile yazmadan edememiş, Atılgan’ın ölmeden bir hafta önce bıyık bırakmasına benzer; Güven Turan’da hayatına işlemiş gizlerin ışığında yazıyor, hem de onları saklamadan, ergin bir tanıma eriştirerek.? 847 SAYFA 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle